memesinden başlanır. çünkü siz ucu bucağı bitmeyen bir öküzlük abidesisinizdir. çünkü insallah şeyiniz kopar da bir kadını hiçbir yanından sevmeye başlayamazsınız. kadınlar da böylelikle etraftaki öküz sayısının azalması le söyle bir derin nefes alır rahatlarlar. öküz olmayanları aradan seçmek çok zor oluyor çünkü.
bir kadın değil bir insan ise, noksanlarının başladığı yerden sevilir.
kırık dişinden, kesik teninden, acısından, tenindeki izinden...
yırtık kalbinden sevilmeye başlanır. gizlemek için kendini parçaladığı yarasından. titreyen kalbinden, çıkarcasına ağrıyan göğsünden başlarsınız ancak bir insanı sevmeye.
Benim bu. Ama onları güçsüz kaldıkları için, küçümsediğim, cinsiyetçi bir pislik olduğum için değil. Onların bizden daha kibar olduklarını bildiğim için yaparım bunu.
Bir erkeğe karşı savunuyorsam aslana, kadına karşı savunuyorsam kediye dönüşebilirim. evet.
doğru eş, uzun zaman flört ettiğiniz kişi değildir.
önemli olan kısa zamanda da olsa fikirlerin uyuştuğu,
yaşam tarzlarının benzediği,
espri anlayışının yakın olduğu,
zor zamanlarınızda hep yanınızda olacağını bildiğiniz,
dertlerini, sevinçlerini paylaşabileceğiniz, fikirlerine olaylara bakış açısına güvendiğiniz,
sizin fikirlerinize saygı duyan, konuşmaktan sıkılmayacağınız,
hayata küstüğünüz zaman sizi kabuğunuzdan çıkartıp eğlendirebilen, gözlerine baktığınızda ne söylemek istediğini anladığınız,
aynı zamanda iyi bir arkadaş olan, fiziksel görünüşünüz ve işiniz dışında sizi siz olduğu için seven birisini eş olarak seçmeniz gerekir.
böyle biri var mı? diye soracaksınız şimdi ama emin olun var. ama sayıları ne yazık ki fazla değil ..
hatta hayatta insanın karşısına bir ya da iki defa çıkar/çıkmaz. önemli olan ise onu fark edebilmek.
Yav nagehan, karşındaki adam lisede öğretmenlik yapmış adam. Derste 31 çeken, tuvalet duvarına sıçan, 16 yaşında hayvan evlatlarına fizik anlatmış erinmemiş, sana sabaha kadar konuşur bu.