telepopmusik'in angel milk albününde olan güzel bir şarkı. bence güzel.
şöyle sözleri;
were all searching
times unfolding
trying to fill our lives with meaning
still were learning
how to breathe amongst the pain and suffering
when all we need is peace of mind
stop running away
beliefs are changing
still were paying
power holding back the people
çok mistik acayip şeylerdir. bi kere kesinlikle şaşırtıcı. bildiğin kayıplar gibi değil içinde metafizik falan olaylar var. sen o küpelere ne oldu sanıyorsun? götümüze soktuk biz onları.
gayet kaliteli elektronik müzik yapan bir dj. güneş gözlüğü, plastik saçı ve suratı elleri tamamen yeşile boyalı olarak çıkar sahneye. kulaklığı da telefon ahizesi şeklindedir. güzel işleri vardır özellikle canlı performansları pek güzeldir. http://www.drlektroluv.be/
2008 yapımı, clive barker'in kitabından uyarlanmış john harrison'un yönettiği bir korku filmi. kitabı okumadım bilmiyorum ama film izlediğim en tırt korku filmlerinden.
izleyiciyi neyle korkutmak istediğine karar verememiş bir film. işlenen konu o kadar salak değil ama üzerine oturtulan şeyler; duvarda saçma sapan çıkan yazılar, görünmeyen tecavüzcüler, abuk subuk gaipten sesler, gecenin körü kutu kutu pense oynayan üç beş velet bir dönse ki suratı yok iskelet falan, görünen hayaletler beyaz beyaz, yoktan var oluveren kanlı fıskiye... bunlar bir korku filmi için çok fazla ki zaten ne kadar fazla olmuşsa o kadar çelişki dolu bir film olmuş book of blood. aynı dönem filmi, paranormal activity o kadar da muazzam bir film olmamasına karşın ne kadar da güzel yapıp tek bir şeyle korkutuyor bizi.
oyuncular desek tanınmadık birileri, sanırım ucuz oldukları için tercih edilmiş. yönetmen de zaten tırt. film de dandik işte.
stephen king'in 87 yılında yazdığı kitabı. kızına hediye olarak yazdığı kitap; bildiğimiz gulyabanili hayaletli king romanlarından çok farklı, daha masalsı daha fantastik ve daha çocuksudur. ve yemeklerde peçete kullanma alışkanlığı hayat kurtarır.
1980-1988 arasında yani nikon f4'e kadar üretilen nikon'un profesyonel makinesidir. sadece enstantane öncelikli bir makinedir. canon'daki karşılığı canon a1 veya canon ae1'dir tam bilemedim. hatta onlara göre fazladan 1/2000 enstantane seçeneği vardır.
nikon tarafından titanyum perde ve enstantane önceliğinin kullanıldığı ve obtüratörün mekanikten dijitale geçildiği ilk makinedir.
nikon f3 manuel makinelerde ve slr dünyasında tam bir efsanedir.
1988-1996 yılları arasında üretilmiş nikon'un en uç noktadaki slr makinelerindendir. ne kadar sevmediğim bir şey olsa da uygumlu objektifler ile kullanılabilen otomatik netleme olayının ilk temsilcilerindendir. titreşim azaltma sistemi kullanılmıştır. onun haricinde bir profesyonel slr'de olması gereken enstantane önceliği, diyafram önceliği ve otomatik modlar vardır.
zamanın en kullanışlı ve en kaliteli profesyonel slrlarındandır ki hala gönüllerdeki en azından benim gönlümdeki yerini korumaktadır.
1993'ten beri müzik yapan süper kaliteli macar grup. asit elektronik etnik müzik diye bir tür yaptıklarını uydurduyorum. tarzları bi garip hoş bir şeyler. kısacası taş gibidirler.
diskografileri:
Anima001 (1994)
Shalom (1995)
Hungarian Astronaut (1996)
Anima (1997)
Közel A Szerelemhez (1999)
Mariguána Cha-Cha-Cha EP (1999)
Bujdosó EP (2000)
Gipsy Sound Clash (2000) on Hungaroton
Aquanistan (2003) on EMI
We Strike (2006) on CLS Records
tülomsaş'ın binasındaki kıracı okul. otopark manzaralı sınıfları var hatta binalarından birinin üst katı tülomsaş yemekanesi olduğu için hep yemek kokan bahçesi. bahçesi yine de güzel, öğrenciler tur atar, banklara oturur, top mop oynar tenefüslerde falan. yalnız bir ara kuş bokundan geçilmiyordu. sonra ağaçları budadılar kuş gribi falan diye. güzeldir.
eğlenceli bir platform oyunu. minik sevimli ninjalarla dağ bayır gezip onu bunu dövme gibi bir konusu var. grafikler hafiften çizgifilm gibi can sıkmıyor oynanış da sıkıcı değil. tam eğlenmelik oyun.
bazı fakültelerde bazı dersler vardır ki sınavları olmaz, hoca sınav yerine ödev ister, bu ödevler proje falan olur genelde. işte o istenen ödevlere vize ödevi derler.
kasap kağıdı da denen devasa boyutlarda satılan kahverengi biraz kalın ve ucuz kağıt.
kıvırınca kıtır kutur eder, alıp defter yaptırılır ucuza. eskiz falan için iyidir insan çizgileri daha bir cesaretli atar üzerine. fakat çok alışıp sonrasında beyaz kağıda geçince hafif afallama olabilir.
psychedelic rock denen müzik türünü icra eden 13th floor elevators grubu ile müziğe başlayıp ünlenen amerikalı gitarist vokal mızıkacı. gençken bir ara abartılmış asit kullanımı dolayısıyla delirmenin eşiğine gelip akıl hastanelerine düşünce müziğe ara vermiş. hala bir şeyler çalıp söyleyen adam zamanında müzik adına güzel şeylerden dolayı büyük saygı hakeder.
canon ae1 in ardından 1981 de canon a1 de olan otomatik diyafram ve otamatik enstantane olayını ae1 e ekliyip çıkarılan makine. ae1 den farklı olarak enstantane olarak program seçeneği de vardır. enstantaneyi programa diyaframı da a ya getirdiğinizde istediğiniz gibi pozometre ile uğraşmadan şakır şukur fotoğraf çekebilirsiniz. ama program seçeneği önerilmez her zaman manuelin çekiciliği daha fazladır.
1978 yılında judi barret'in yazdığı aynı isimli kitaptan uyarlanan, sony pictures ve columbia pictures'in ortak yapımı bir animasyon filmi. flint lockwood isimli bir mucitin hikayesi olan gökten hamburger, dondurma, köfte gibi envayi çeşit yiyeceğin yağdığı çok eğlenceli bir film.
