bana pijama aldığın gün aklıma geliyor birkaç gündür. ankamalldeydik ben oturdum starbucksta seni bekledim sen de uzaktan maymun maymun gülerek geliyordun. hayatımda aldığım en güzel ve en işe yarar hediyeydi. geçen gün aynı modelin farklı renklerini aldım 2 tane. benim de sana hediye alasım var tabi de arada yine aklıma geliyor o kötü anılar vazgeçiyorum. hayır yani doğum günümde yanımda olmayan insana hediye mi alınır? onu geçtim sana hediye mi alınır? aman neyse belki alırım gönderirim bilmiyorum. biz gaddar yetiştirilmedik.
ilkokulda ilk kez şiir ezberleyip okuyan vitaminsiz bir velet gibidir. o nasıl heyecanla söylenen bir cümledir lan yeni gelin gibi? tunkay sanli ingilizcesinden hallicedir ayrıca.
uzun zamandan sonra hayattaki tek derdim biraz hasta olmam. ailem her konuda destek oluyor ve asla moralimin bozulmasına izin vermiyorlar. bayramın bitimiyle okulda yalnızca haftasonlarımın boş olacağı yoğun bir döneme giriyorum. okul haricinde de yapmam gereken çok fazla şey var. ama bunların hepsi bana moral veriyor. üzüldüğüm şey her gün sevgimin giderek azalması. ben sevgimin azalmasına üzülürken birilerinin kendi karanlık odasında tiksinmekle gurur duyması ne acı. sen birilerinin hakkında bundan 10 gün önce iyilik düşünürken onların nasıl kötülük yaparım diye o karanlık odalarından düşünmesi mide bulandırıcı. bazı insanlar vardır ki onlardan iğrenmen için bir şey yapmalarına gerek yoktur, var olmaları yeter.
sevmek zor iş be sözlük, aşık olmak zor. küçükken güzel sevmek, sevgili olmak. büyüyünce pek tadı yok. küçükken etrafındaki herkes büyük olduğu için söylemiş olduğun laf da kocamandır. senin en mutsuz en umutsuz olduğun zamanda seni bayağı seviyorum, alkım etkisine inanıyorum, uzaktayken seni çok özlüyorum der. ama kibrit bile çakamaz. küçükken öyledir. bir gün ailen alır karşısına seni, biz ölene kadar senin yanında olacağız der ve olur. o zaman diğer insanın ne kadar sahtekar olduğunu daha net anlıyorsun.
yine de bu da gelir bu da geçer diyorsun. yaptıklarından değil yapmadıklarından pişmanlık duyuyorsun ekseriyetle. insanlar sokakta yiyecek ekmek bile bulamıyorlar, bırak şımarıkça şikayet etmeyi senin bunları düşünmeye bile hakkın yok diyorsun. çöpün yanında artık pizza yiyen yalınayak çocuklar gördük. hayatta hiçbir zaman parayla satın alamayacağı şeyleri umutsuzca hayal eden ama piçlik olsun diye yine de gülümseyen insanlar gördük. sıkıldım dediğin şeylerin diğer insanlar için ne kadar önemli olduğunu ve belki de hayatı boyunca o şansı yakalayamayacağını gördük. onkoloji hastanesinin önünden geçerken bile bile ölüme koşan saçları dökülmüş çocuklar gördük. biz de sevdik ama her şeye rağmen bu hayatta içimizden gelen herşeyi yaptık, dönüp arkamıza bile bakmadık ve hiçbir zaman pişman olmadık. 23 yıl önce bugün annem beni doğururken bana hoşgeldin dediğin için teşekkürler dünya.
her dinlediğimde bana 2013 yazını hatırlatacak olan efsane şarkıdır. uzun yıllar geçse de unutulmayacak, unutulamayacak kadar değerli ve güzel bir şarkıdır.
sivasspora öyle bir golü vardı ki bir keresinde rüyama girmişti adamın bu golü. kahvede maçı izlerken iki elim havada yerimden zıplamıştım hiç unutmam.
daha birkaç hafta volkan şen olayında, taraftarın küfür etmesi ve volkan şenin kendisine göre profesyonellik dışı davranış göstermesi nedeniyle volkanı afaroz etmişti. daha önceki entrylerimde de bu konuya değinmiş ve kendi görüşüme göre yorum yapmıştım. ben de bir fenerbahçe taraftarıyım ve adamın birinin gidip de trabzonspor gibi önemli bir kulübün başkanına hakeme kaç para verdin gibi çirkin sözler söylemesi tasvip edilecek bir şey değildir. yalnız sen büyük bir kulübün başkanısın. bunun yanında önemli bir göt kılısın belli. gidip de o işlere senin başkanın bakıyor falan deyip o taraftarın seviyesine inmek de nedir? tabiki de profesyonellik dışı bir harekettir. e sen daha geçen gün böyle davrandığı için volkan şene siktir çekmişsin. sana kim siktir çeksin? özkan sümer gibi isimlerden sonra bu tarz tipleri görmek gerçekten üzücü.
program gereğinden fazla lakayıt olduğundan dolayı bir genç sahneye atlamıştır az önce. yalnız seyirciler arasından atlamadı sanırım. yine de iyi toparladılar durumu. üstüne çocukla dalgalarını da geçtiler ama çocuk da haketti yani. stüdyonun kapasitesi belli napacan amınakoyim götüne mi sokacan kucağına mı alacan 40 kişiyi. zaten göt göte oturuyor o kadar insan. geliyor sahneye atlıyor bide babasının tarlası gibi. velhasılkelam bizim eser-ibrahim-oğuzhan üçlüsü biraz daha kontrolü ele alsın. güzel bi programınız var ele ayağa düşürmesinler derim.