birinci aşama : en az 10 katlı bir apartman bulun.
ikinci aşama: kapıcısıyla filan konuşun bir şekilde çatıya çıkın.
üçüncü aşama: kendinizi aşağı bırakın.
güzel bir akşamdır belki de. veya güzel bir güne başlamışsınızdır. yaparsınız kahvenizi. eğer kullanıyorsanız bir de sigara yakar balkonda o güzel manzarayı ** seyre dalarsınız. kahve + sigara ikilisiyle, kelimenin tam anlamıyla orgazm olursunuz. ve tam o anda, o da ne. yukarıdan tak tak tak sesler gelir. ve gerisi malum...
erkek tavlamak dünya'nın en kolay işlerinden biridir güzel bir kız için zaten. o yüzden tavsiye vermemize gerek yok. hatta benim üzerimde de test edebi...*
sonuna kadar izmirliyim. sonuna kadar karşıyaka'lıyım.
ve aynı zamanda sonuna kadar da sosyalistim.
ne başka milletleri üstün görürüm kendi milletimden, ne de alçak.
ve nazım usta'nın tabiriyle "her komünist gibi su katılmamış vatanperverim."
ayrıca hiç bir şehrin insanına da ön yargı ile yaklaşacak kadar kaybetmedim kendimi, sözüm ona.
fransa'da pek çok konuda söz sahibi olan millet. orada sayıları çok azdır ama belki de kurnazlıkları sayesinde pek çok şeyi belirler bunlar. bunun en büyük örneği seçimler. zaten ondandır fransa'nın ermeni yalakalığı. 100 bin oy'dan fazlası.
ayrıca oradaki türk sayısı daha fazla olmasına karşın "kırmızı beyaz en büyük türkiye" demekten başka bir şey yapmadıkları için...
bursa'dan gelmeyen gol haberi.
denizlispor.
şike yaptıkları.
türkiye kupası.
vee bir de;
--spoiler--
ah ulan trabzon ah. yaktın bizi. ulan bi türlü şansımız tutmuyor şu takıma. biz bu hayatta iki şeyden çekiyoruz zaten. bir mahmut hoca, iki trabzonspor.
--spoiler--
hemen her misafirlikte çocukların başına gelen şey. sırf bu yüzden başka ikramlardan da yararlanamazlar. seslerini de çıkartmazlar zaten. anneleri de nereden biliyorsa artık...
hemen hemen bütün liseliler böyledir. tek yaptıkları çevresindekileri rahatsız etmektir.
ulan biz de afedersiniz anamızın amından üniversiteli veya daha büyük yaşlarda çıkmadık. biz de liseli olduk bizimde ergenliğimiz oldu. ama hiç öyle değildik nedense.
birilerinin nikahsız yaşayıp yaşamayacağı sadece kendilerini alakadar eden durumdur, yani özel hayatlarıdır. kimin kiminle nasıl seviştiği, ne şartlar altında seviştiği devleti ilgilendirmez. eğer ilgilendirecekse özel hayata müdahale olur.
dünya turu. gezmek tozmak eğlenmek yemek içmek sevişmek. hayatın nimetleri sonuna kadar yaşanır yani. ama tabii ki her şeyin bir sonu var ve pek samimi gelmeyecek ama, fakir fukarayı da unutmamak gerekir.