nasıl bi siyasi hukuk varsa ortada artık, fenerbahçe cumhuriyeti her zaman mağdur olan taraf oldu mına koyayım 3 temmuzdan bu yana.
önce ulusalcılara karşı 'komplo'lar başladı, dediler ki ''yargı gördüğünüz gibi bağımsız değil, o yüzden biz bu kararı tanımıyoruz. hakkımızı her yerde arayacağız''. aziz yıldırım bir anda cumhuriyetçilerle beraber aynı kefeye kondu, aynı gayeye sahip oldu, aynı odakların hedefine konuldu. olaya ısrarla siyaset sokuldu.
aynı hukuk bu sefer akp güruhuna 'komplo' kurdu. dediler ki ''gördüğünüz gibi yargı siyasi. tanımıyoruz''
o zaman aynı mantıkla, aziz yıldırım'ı akp'ye yapılan kumpas dolayısıyla bu sefer akp'li mağdur kimliğine sokmamız gerekiyor.
bi yandan da ilginçtir ki, türk yargısına güvenmeyen fenerbahçe cumhuriyeti, problemi çözmeyi avrupada hatta başka kıtalarda da denedi. oralarda da şikeci olarak tescillenen malum şahısa göre, elbette bütün dünya kendisine karşı linç kampanyası başlatmıştı.
milleti keriz yerine koymayı şiar edinmişlerin ülkesinde, aziz yıldırım'ın yeri tarihte apayrı bir köşede olacak orası kesin.
yannız, mağdur edebiyatına aşık olan bu milletimiz, bu gibi adamların arkasında durduğu sürece burnumuzun rotası her zaman bok çukuru olacak. hoş zaten giren çıkan belli değil de, bizimkisi bi umut bile diyemiyoruz artık. umut bu diyarlardan göçeli çok oldu..
kendisini övmek veya yermek için fatih terim'in kullanılması gereksiz.
iki teknik adamın da kariyerleri ortada zaten. neyin peşindeyiz ki? burdaki çoğu yazarın hayatları kadar teknik adamlık kariyerleri var, kupaları var, şampiyonlukları var.
e o zaman bu başlık altında sürekli bi ''versus'' yapma girişimi nedir?
fatih terim her zaman bu taraftarın gönlünde imparatordur. bunu hiçbir şey değiştiremez. ama şartlar bir şekilde yine onu bu takımdan uzaklaştırdı. sebebi ne olursa olsun.
mancini hakkında herkesin bir takım öngörüsü vardı. ben başarısız olacağına inananlardandım. hala bir takım şüphelerim olsa da genel itibariyle göt oldum. lig sonuna kadar da göt olmaya devam etmek istiyorum.
nihayetinde galatasaray artık kadro kalitesi olarak da eski galatasaray değil. ayhan akman, barış özbek, mustafa sarp triosuyla 4-3-3 oynamaya çalışmıyoruz.
teknik direktör kim olursa olsun bu kadronun hakkını vermek zorunda.
mancini'de şu ana kadar hakkını vereceğinin sinyallerini gösterdi.
daha sonrası için, daha sonra yorum yapmak doğru olur.
3 takımın birbirine diş geçirebildiği bir grupta orospu takıma daha fazla boşalanlar tarafından ekarte olma durumudur. şanssızlıktır. arsenal,napoli,dortmund triosundan kim elenirse elensin zaten yazık olacaktı. piyango napoliye vurdu.
bu durum 6-7 puanla gruptan çıkmayı bedava göstermez yalnız.
2.olma yolundaki tek rakibini altına alma işi bizzat o takıma düşer çünkü.
hayatımda hiç bi insanı bu kadar kötülemek istemem, özellikle takımımın toy kalecisini.
ama gerçekten ömrümde ben böyle yetenek fakiri bi adam görmedim. nice yeteneksizleri top diye ayağında sektirir bu adam. o derece yeteneksiz. yeteneksizliğine rağmen, gram futbol zekası olsaydı belki ilk frikik golü olmazdı.
ama gram futbol zekası da olmayınca haliyle, bu adamın futbolun herhangi bir mecrasında ne işi olduğunu sorgulamak düşüyor bizlere.
tebrikler cimbomum. bugün bi yaşımıza daha girdik.
ancak türkiye gibi her açıdan 3.sınıf olan ülkelerde meşru haline gelebilecek, her türlü pislik, şike, teşvik, akla gelebilecek her türlü sporun ve insanlığın etiğine sığmayan hareketleri alışkanlık haline getirmiş insanların ektiği biçtiği tarlalar haline gelen yüzyıllık bi camia..
koyu bi gsli olarak üzülüyorum..
başarısızlıkla taşak geçmek ayrı bir olay. nihayetinde bir şeyler için çabalarsın olmaz. gününde değilsindir, motive değilsindir, yeterince verimli çalışmamışsındır, ya da orta sahanda mustafa sarp-ayhan akman-barış özbek oynuyodur. başarısızlığın sebepleri nettir, basittir. bu malzeme üzerinden her takım taraftarı her takımla taşak geçer, geçmelidir, futbolun geyik tarafı budur zaten.
fakat, şike yaptığı 1275361723 tane mahkeme tarafından tescillenen kişiler tarafından bu şekilde rezil hale getirilen bi kulüple bir yere kadar taşak geçilir. bir yerden sonra toplumsal bir tepki artık şarttır.
türkiye, gizli diktatörler ülkesi, demokrasi sadece kukla.. bu ülkede bundan bir asır sonra da bir şey değişmeyecek. çocuklarımıza torunlarımıza da bu diktatörlüğü miras bırakacağız çünkü..
olm bi hurriyete, habervaktime, cumhuriyete bakıyorum bi de ekşiye bakıyorum. gündemin manşetleri belli, malzemeleri belli, geliyorum ulu sözlüğe bakıyorum sol framede yarak kürek başlıklar.
buradan çıkaracağımız sonuç: ulu sözlük gerçekten cool bir oluşumdur.
yaralı insanların durumu ağır olmadığı sürece kendini başarılı sayan kişi. ölmesi gerekiyo demekki adamın bi problem olması için. gerçi ölse de bişi farketmiyo orası ayrı mevzu.
ne kadar rezil şey varsa hepsini normal hale getirdiniz. şerefsizliği normalleştirdiniz. tebrik ediyorum ampul beyinliler.
üniversite okumazsam bi sike derman olamam zihniyetinin bi alt leveli, bi sike derman olamadım bari polis olayım zihniyetinin son mahsulleri. türkiye gibi artık her mahallede bile bi üniversite olan geri ülkelerde herhangi bir bölüm bitiremeyecek kadar gerizekalı seçmelerin oluşturduğu kitleden ne kadar mantıklı veya sağduyulu hareket etmesini bekleyebilirsin. geçiniz.
akepe faşizminin yılmaz neferleri. ama çoğu neye alet olduklarının farkında değil.