siz alana kadar kimse size özgürlük vermez. o yüzden söz hiçbir zaman yeterli değildir. bu gerçeklikle yüzleştikçe yazdığım her şeyin boş olduğunu anlıyorum.
bir esinti bile olamayacaksa boşa nefes tüketmek sadece zaman kaybıdır.
duvarın karşına geçip ne kadar bağırsan bağır o duvar yıkılmıyor, gidip yumruklayarak o duvarı yıkmak lazım.
bu bir gerçeklik, ifade etsen de etmesen de bunun hiçbiri o duvarın dimdik ayakta durduğu gerçeğini değiştirmez.
farklı adaylar demeyi öğrenmesi gereken erkektir. evlenme programı izleyebilir orada hissiz ne kadar ucuz dolaplar döndüğünü görebilir. ha kendi hissediyor olabilir ama karşındaki hissetmiyorsa hiçbir önemi yoktur.
akape olmasaydı ülke bölünürdü demek ne derece komik.
bir kere bu ülke belli değerler üzerine kuruldu ve ulus tanımı da gayet milli temellerdi akape gelip sırf atatük var diye ne varsa karşı çıkıp ümmetçi bir hal aldı.
kurumların nasıl dönüştürüldüğüne şahit olmamak elde değil, adamlar eğitimin içine sızıp alttan tam istedikleri gibi insanlar yetiştiriyorlar. ülke daha ilerleyen dönemlerde büyük bir yobaz, sorgulamayan, kinci bir nesle doğru gidecek.
bugün buna müdahale edemeyenlerin yarın çocuklarının hiçbir şansı kalmayacak bence.
nostaljiye duyulan özlem boş bir tesellidir bence. ayrıca insanlar çok açlık, sefalet çekti. hasta oldu ve onla mücadele edip öldü.
bide daha çok savaş oluyor günümüzde demek yanlış bence, daha fazla insanlar farkında, artık her yerden bilgi geliyor. dünyanın öbür ucunda ölen birini bile buradan okuyabiliyoruz.
tek kötü yanı sosyalleşememek belki ama burada da karmaşık bir düzen var, kimse bilgisayara girip boş ekrana bakmıyor, iletişimi buradan sağlıyor.
teknolojinin ileriye gitmesini nostaljik hayallerle süslemek bence saçma oluyor, insanlar şu an daha zengin ve daha bir şeyleri farkında.
eskinden bir köyde doğup hiçbir şey görmeden ölüyordun ama şimdi şehirdesin ve bir sürü insanla görüşmek zorunda kalıyorsun, okumak zordu ama şu an herkes üniversiteye gidecek konuma kadar geliyor.
iyi yönlerinden de bakmak lazım. yoksa romanlarda aşk okuyup, abi eskiden ne aşklar varmış değip o zamanın aldatanlarını görmeyip kör ütopyayı yaşarsın.
kadına atılmış en büyük kazıktır. düşünsene zarın yok diye hesap vermek zorundasın, açıklama yapmak da zorundasın. bu kadını bence aşağı bir duruma itiyor.
çünkü eşeğin zikinden dolayı demeyeceğim dinciler her zaman gizli ve sinsi yaratıklardır. bunlar çıkıp adam gibi çatışıp ölmezler. arkadan sinsi sinsi gelirler.
gelişleri de öyle oldu, darbeciler bunlara çok güzel bir ortam hazırladı ve başımıza musallat ettiler.
yahudiliktir tabi, zaten hristiyanlık, islam gibi dinler bunlardan çalıyor düşünceyi.
ancak yahudiliğin tek tanrı anlayışı asla öyle sizin anladığınız tevhid inancı falan değil.
adamlar siz neye taparsanız tapın diyor biz buna tapıyoruz diyor, zamanla bunlar kendilerini ayrıcalıklı görüyorlar ama bunun nedeni aşırı baskı altında kalmaları ve sürgün edilmeleri.
hatta hristiyanlık diye bir şey bile yahudi reformudur denebilir, isa da zaten yahudidir.
yahudilerin tek tanrıcı mantığı teolojik bir tartışmadan çok bence bencillik ve dışlanmışlıktan kaynaklanıyor.
darwinin dine vurduğu darbe biyolojiyle alakalı görünse de bundan çıkan anlam üzerine.
birincisi, türlerin tek tek yaratıldığı fikri. lapçık diye sille yerleştirmiş ve derin tartışmalara sokmuştur. ( ancak bunun tanrısal tartışmayla hiçbir ilgisi yoktur dinler arası)
ikincisi ise doğal seleksiyon.
bu çok önemlidir ve ateist kanatın bu teoriyi sahiplenmesinin altında en önemli yan budur.
çünkü bu akılsız doğanın, olasılık temelli nasıl seçim yapacağını ortaya koyuyor.
önce basitini yapıyor, sonra karmaşığa gidiyor ve bir sürü hata yapıyor. hatta yok olanları bile oluyor.
ayrıca evrimin bir güzel darbesi de, dünyanın insan için olmadığı, insanın sonrada rast gele çıktığını ortaya koymasıdır.
her şey insan için algısı o zamanlar vardı.
ayrıca bir büyük darbe de dünya dışı gezegenlerin bulunmasıyla gelmiştir, bu insanın algısını derinden sarmış ama bu sonraki mevzu tabi.
muhammed in zekasıdır, orası islam olmadan önce de kutsaldır ve doğal olarak oraya gelenler oluyordu. bu da para demektir. muhammed burayı dine katarak kutsal yer yapıp geliri sürdürdü.
o kadar derin tartışmaya gerek yok bence, bugün gidip bir ticaret şehrini alsanız orayı çöle çevirmezsiniz, gelenler artsın diye hatta çalışmayı daha da arttırısınız.
haha, bu nasıl bir ezikliktir aniden eksiliyorsunuz.
la bana hele biriniz anlatsın, musa nın denize yarıldığındaki mantıkla köylü ve prof ayrımını. ikisi de küçükken buna inandırılmış ve aklı almadığı halde buna inanıyor.
ben zekiyiz diye bir şey iddia etmiyorum ama dindarların geri zekalı olduğu çok açık.
ramazan paketi gibi din kabul edip, inandırılıp her şeyi akla mantığa aykırı olsa da kabul ediyorsunuz, ayrıca doğmaları bide zeka pırıltısı gibi gösterip kendinizi kandırıyorsunuz.
proveke etmiyorum, hayır ancak gerçekten ejderhaya inanan bir çocuktan beyin yönünde bir dindarın farkı gerçek anlamda, aklı ve mantığı gözetirsek yoktur.