internet explorer, mozilla firefox, opera gibi internet tarayıcısı sekmeleri arasında boğulmaktır.
yahu merak ediyorum bir tek bende mi oluyor diye. on taneyi aşkın sekmeyi görünce daral geliyor ekranın karşısında. linkin üzerinde scroll a tıklamaya, yahut ctrl+t yapmaya tiksinir oldum. ulan her yer link, kurtarın beni.
pfdk'nın merakla beklenen ve şu saatlerde açıklanan kararıdır.
böyle 72 milyonun gözlerinin içine baka baka kural ihlali yapmak harikulade bir şey. zaten bahçeli'den baykal'a herkes düşmemesi taraftarıydı. güzel oynuyoruz, bravo. eğer delikanlı olsaydınız kim olursa olsun, keserdiniz cezasını.
yorulduk bu suçlu psikolojisinden, "bu seferlik göz yumalım bir daha yapmaz abisi" tavırlarından. böyle giderse ne zaman önü alınacak bileniniz var mı?
küçükken taş devri'yle kesişen yayın saatlerinde sizi izlemeyip kanalı değiştirdiğim için;
şirine'yle değişik fanteziler kurduğum için;
gargamel'e küfrettiğim için;
soner sarıkabadayı'nın buz adlı albümünden bahsediyorum. adam günler önce okan bayülgen'in programına katıldı, albümünü tanıttı ve trajikomik bir pahayla albümünü satışa sundu. 1 tl lan. o albüm sayesinde sitene aldığın hit ayıp lan. bu kadar mı?
hadi adamlar çevirdi mp3 e, yükledi rapid'e, çaktı sitesine. sen giripte indirme kardeşim, indirme yav. 1 tl lik adam değil misin!
10 kuruş'a satsın adam, yine paylaşım sitelerine düşmezse adam değilim.
içilmemesi gereken(!) viskiyi bitirdikten sonra yerine çay doldurarak, sulandırıp kıvamını yakaladıktan sonra farkettirmemek için tekrar rafa kaldırmaktır.
hele de black label'sa of ki ne of. tabi farkedildikten sonra o şişenin hangi amaçla kullanılacağını da bilmek gerekir!
ne zaman gözlerimi tavana çakıp düşünceye dalsam, bu ayrıntı çarpar gözüme hep. bildiğin balık lan, japon balığı. kuyruğu muyruğu da belli. işte o yüzdendir ki tavana bakıp düşündüğümde dikkatimi dağıtmıştır kara balık.
tasarruflu ampulde veriyor mu bilmiyorum aynı gölgeyi. tecrübelerinizi paylaşın. *
düzeltme: yedinci nesil olup ayar vermeye kalkacağına, önce okumayı öğren minnoş. başlık düşer düşmez aynı dakikada bkz sıçma.
uzak durulması gerek arkadaştır ki, eninde sonunda gelir sizi bulur.
eğer biraz yumuşak huyluysanız ve yok demeyi beceremiyorsanız kullanılan yatakta uyumaya eliniz mahkumdur. nevresimleri istediğiniz kadar değiştirseniz de, tiksinmenin önüne geçemezsiniz. ilişki sonrası ev, sizi ağır bir kokuyla karşılar. başkasının yatağında uyurmuşcasına hissedersiniz kendi evinizde. tv kumandasına dokunurken, kapıyı açarken yine tiksinirsiniz.
travego larin, neoplanlarin cirit attigi yurdum karayollarinda hala mecburiyetten o 403 le cile cekmektir. Hele ki en arka koltukta, motor beyninizin icine yerlestirildiyse, degmeyin keyfinize. daha da kotusu, dort saattir mola vermeyen otobuste bir sure 'cgh diyenler', hobaa alkis kiyamet, 'eseer, seni seviyorum' repliklerini izlemeye mecbur kalmak. Cepten baglanmam sebebiyle pek anlam butunlugunu saglayamamis olmakla birlikte estetiki acidan da iyi bir entry yazamamis olabilirim ama otobus sakinlerinin bu kanayan yarasini aydin civarlarindan bildirmek boynumun bir borcudur. Host isigina basip, belki de dayak yemeden onceki son entry mde herkese selam ederim.
bir okuyun allah aşkına şu başlıkları. 15 dakikanızı alır.
not: şu özel isim içeren başlıklarınızda, bir zahmet özel isim sonrasındaki eki ayırın. ayrıca karakter yetmedi diye, harfleri de yemeyin yahu. açmayın, çok mu lazım!
herhalde bu durumda şam'dan kayısı almaya yollansam hiç ikiletmeden gider getiririm ama notlara gömülüp ders çalışmak ne büyük bir azap olmuş anlatamam. yahu gözümün ucundan bana bakan ders notlarını görmezden geliyorum ama o orda. chapter one bile bakmadan görünebiliyor. kafayı yiyeceğim vallahi de billahi de.
sırf final konularına çalışsam, geçen öyle yaptım adam tamamen vize konularını sordu, olmayacak. vizeden başlasam yetişmeyecek. yav ders çalışmama adına kıvranıp duruyorum. durum desen, şimdiye kadar hiç böyle sıçmamıştım. notlar 10, 50 arası. iki dersten kaldım şimdiden yaz okuluna.
son sınıfım, kafayı yiyeceğim. vallahi, hatta yiyorum. çok samimiyim bu entaride. ben kimim, bi sigara uzatsana kardeş. yeğen yapma be. ulan ezel nereden geldi aklıma? kahve de ılımış. of rafet'in bu şarkısı da on numara, hani burcu güneş'le düeti. küllük dolmuş, 1 liram kalmış bir de masanın üstünde. bak şimdi kızdım kendime. telefon açacağım eve para yollamaları için. hakettim mi lan söyle ha, hakettim mi? bir sigara daha yakayım en iyisi. uyumasam yine sabahlasam fena oluyr gündüzler. hem de iki finalim var yarın. eğer takip ediliyorsam, eğer ki okunuyorsam, kendime ait özlü sözlerim var benim. işte en anlamlısı ama sonuna bir de ak eklemek istiyorum bu sefer. ben adam olmam ak.
düzeltme: dayanamadım, yahu tamam allah inancınız yokta, yapmayın bu kadar. ağzından her allah adı çıkana, imam muamelesi yapmayın. işte sizin yüzünüzden ya akp hala iktidar. kimsede aramayın suçu. gösterdiğiniz bu tepkiler, inancı olan diğer insanlarda tepki yaratıyor. etki-tepki olayı. bak gördün mü, imam değilmişim, akp li hiç değilmişim, bir de atatürkçüymüşüm. neyse ya.
nefret edilen insanlardır. hani öyle bir fırsat yakalansa da domaltıp girişsem diye yanıp tutuşursun bazen. ha şimdi o aşamadayım da isim vermeyeceğim.