maalesef her düşündüğümde içimi parçalayan durum olmuştur. kendi içinde insanların birbirinin kanını emip, oyunlar oynadığı bi sistemin kusursuzca işlediğini rahatça görebiliyoruz. işte bugünde gördük bu acizliği ermeni yasa tasarısıyla beraber. tamam şimdi diceksiniz ''emperyalist güçler var oğlum, yoksa ermenistan'ın gücünden mi öyle oldu'' diye ama geçiniz efenim bunları.
o küçücük fakir ermenistan insanlarının bile nasıl yurtdışında yardımlaştığını, nasıl birlik içinde olduğunu, lobileştiğini görebiliyoruz. adamlar ermeni soykırımı hakkında bi sürü belgeseller yayınlatıp insanları etkileyip, kendi davalarına yardımcı olması için çekebiliyor. biz halen darbe söylentisiydi bilmem neydi diye konuşup duruyoruz ülkenin mına koymak için. acı olan taraf işte bu!
yahudiler devam eden soylarını bize borçlular. bizler kurtardık onları endülüs'den. sarıkamış'da ermeniler'in bizleri kandırmasıyla binlerce askerimiz donarak şehit oldu. şanlı tarihimiz binlerce gurur verici savaş zaferleri gördü. kaç tane adam gibi osmanlı'yı anlatan film var? o bi çoğumuzun nefret edip küfür ettiği ermeni asıllı amerikalı system of a down grubu gibi halkının tarihini reklam yapıp grammy'leri kapan müzik grubumuz kaç tane var? yurtdışında yahudiler ya da ermeniler gibi türkler'in lobileşme yapıp, bir arada olduğunu kaç defa görüp, duyduk? amerikan sokaklarında ya da yurtdışının herhangi köşesinde türkler bir araya gelip bir şeyi protesto etti?
belçika'da polislerin öldürdüğü mikail tekin'in ölümünü neden devletimiz sorgulamadı? neden hesabını sormadı norveçte öldürülen yaşlı türk kadınının hesabını? peki ne oldu geçen sene almanya'da evleri yakılan onca türk insanına? dış politakada bunların neden hesabı sorulmadı, neden insan haklarıyla övünen avrupa'nın, zerre insanlıkla alakasının olmadığının? neden israil göz göre göre filistin'i katletmekde. amerika k.ırak'ta soykırım yaptı, neden hsabı sorulmadı? neden biz buna ortak olduk peki? darfur'da soykırım yapan ömer el beşir'i neden ülkemizde kırmızı halılarla ağırladık? bu kadar vicdansız, şerefsiz bir ülke miyiz? işte böyle şeylerin hesabı sorulup avrupa ve amerika gibi emperyalist ülkeleri küçük düşürdüğünüzde güçlü ve adından söz ettiren bi ülke olursunuz ama başımızdakilere bakıyorumda, hiç öyle şerefli insanlar göremiyorum. muhalefetde aynı şekilde tabi ki...
maçka küçükçiftlik park gibi bi kümeste, sırf adamları getirmek için ve para kazanmak için yapılıcak konser. ulan böyle adamları getiriyosunuz, bari adam gibi bi mekan ayarlayın yav!
yazıktır, günahtır. büyük ihtimal ilk ve son kez gerçekleşicek olan lamb of god konseri olucaktır türkiye için.
aslında başlık ''konserlerde kendilerini yabancı grup psikolojisine sokan yerli gruplarımız'' gibi uzun bi başlık olucaktı.
istanbul veya başka bi şehirde olabilir tabi. festivallerde çok rastlarız, sanki yabancı grup mına koyyim. ''heyyöö istanbull'' tarzı vokalden laflar duyarız. hatta ingilizce konuşanına bile şahit olmuştum ara ara. ne kadar özenti müzik gruplarımızın olduğunu gösteriyor ne yazık ki. hep bi yabancılığa özenme sevdası var.
aslında başka bi pencereden bakacak olursak, belki yerli gruplara ülkede pek fazla değer verilmediği için böyle bi yola ve psikolojiye başvuruyorlar. ama genede yılmamak gerek.
o kadar heves etmiştim ama bilet fiyatları biraz fazla geldi bana ama paraya kıyıp gidicem tabi ki. canlı canlı dinlemek gerek bu güzel periyi. bu arada bilet fiyatlarında oynama olucakmış.
bu kızlara karşı çok sinirliyim sözlük. hemen şimdi kuyruk acısı var tarzı bkz'ler gelir ama gün geçmiyor ki bi çok erkek bu durumdan dolayı kafayı üşütmesin.
bi de bunlardan birine aşık olursanız soda şişesine oturmuş adamdan beter olursunuz. ulan ağlama duvarına çevirir bunlar adamı.
o kadar dertlerini anlatırlar, sizde psikolog edasında çözüm yollarını söylersiniz ama yaranamazsınız sonunda.
bi de aşıksanız eğer ve ona karşı duygularınızı söylerseniz, büyük ihtimal alıcağınız cevap '' yaee bilmiyorum biraz zamana bırakmalıyız, eskilerden çok çektim, güvenemiyorum kimseye yaee...'' gibi birşey olmaktadır genelde.
hay sikiyim ulan ben niye çekiyorum eski piçin ceremesini demekte haklısınız ki bende çoğu zaman öyle demiş bi kişiyim. ulan versene (burada ki versene farklı yanlış anlama hemen.) seni dinleyen, dertlerine melhem olan adama da o şansı. adamı çıldırtırlar anlıycağınız. sonuç olarak piç erkeğin yaratıcıları kendileridir! kendimi masumiyet filminde haluk bilginer'in canlandırdığı bekir karakteri gibi hissediyorum mına koyyim.
şöyle en okkalısından bi gün bi tanesine tokat atıcam. ulan harbiden bizim memlekette masa başı işi kapan ya da sikindirik bi uniformayı üstüne geçiren kendini bi sik sanıyor.
gidiyosunuz iyi günler diyosunuz, öküz gibi suratınıza bakıyor cevap vermeden. sanki ananı sikiyim demişim. kolay gelsin diyosnuz, bu seferde farklı bişey anlıyo anlaşılan, gene cevap yok.
adam gibi yardım etmezler, üstüne bi de surat yaparlar nazlı bi liseli kaşar gibi.
3,4 yıl öncesine kadar manyak hava yapılırdı. ''ekşi sözlükte yazıyorum roaahhg...'' gibi kasılarak söylenirdi. artık hangi sözlükte yazılırsa yazılsın pek bir ayrıcalığı kalmamıştır bu olayın. elini sallıyan artık yazar olmuş sözlüklerde.
akp'nin yaptığı klasik taktik. yıllardır böyle geçmiyomu? kürt sorunu dediler iki ucu boklu değnek bi boka varılamadı, 6,7 aydır gündemi oyaladılar. o sırada bi de cem garipoğlu olayı çıktı onla bi altı ay geçmişti, cem garipoğluna baya dua etmiştir akp'liler. ondan önce türban olayı vardı.
ahanda buraya yazıyorum bi, kaç ay sonra gene bu son çıkan katsayı zırvalarıyla beraber önümüze gene türban konusunu getircekler. 6,7 ay'da onla geçcek, daha sonra bi bakmışız seçimler.
artık herhalde nobel ödüllerinin ne bok olduğu anlaşılmıştır. silahşörlere bile verilen barış ödülü sanıyorum bi çok kişiye uzun soluklu bir ''vay amına goyyim'' çektirmiştir. o değilde bi daha ki nobel barış ödülünü abdullah öcalana verirler diye düşünmekteyim.
