Bir kutu red bull arjantin tipi bira bardağına konulur. Jagermeister bir shot bardağına doldurulur. Shot bardağı arjantine yavaşça birakip bir dikişte içilir.
Tadı enfestir, kafa yapar baş ağrısı yapmaz.
Aslında bizi sevdiğini düşünmek istediğim, sorununun sadece 'seni seviyorum' demenin ayıp olduğu bir dönemde büyümüş olmasından kaynaklandığına inanmak istediğim baba annesi.
Herşeye rağmen hayat kısadır ve sırayla gideceğimiz taraf bellidir; bu nedenle mazur görüp bağışladığım, hatta şefkat ve duayla andığım babama vesile yine de güzel insandır.
Tamamen gereksizdir, giydireni tatmin eden bir eylemdir. Evciline elbise giydirenin en azından bir kereliğine çırılçıplak soyunup üzerini tüy kaplayarak sokağa çıkması beklenebilir.
An itibarıyla 'Hürriyet Aile' sitesinden hem sessiz hem de gayet sesli ayrılan yazar kişi. Burada kendisi sessiz olandır ancak fanları yeterince ses çıkartmaktadır.
Köyden bir teyzemizin ahırına gece kurtlar girmiş ve koyunlarını yemiştir. Komşular 'geçmiş olsun'a gelir.
içlerinden biri sorar
- kaç koyunun gitti nuriye?
- 5 ini yediler
- oh oh oh maşallah....
(gerçektir)
Dubleks dairede alt kat ve üst kat girişlerimiz ana kapıdan sonra ayrılıyordu. Yani önce bir demir ana kapıdan giriliyor; sonra karşınıza bir çelik kapı ve merdiven çıkıyor ve malum, merdiven dubleksin üst katına ulaşıyor. Sistem böyleydi.
sanırım 11 yaşındaydım, kardeşim ise 6.
alt katın anahtarını içerde unutmuşum, çok fena tırsmışım babam kızacak diye. Neyse ki çok zeki bir çocuktum, hemen çözüm buldum.
Bir arkadaşımı da yardıma çağırarak (benle yaşıt okul arkadaşım) arka terasa geçtik. sevgili kardeşimi belinden balkonu yıkadığımız hortumla bağladık (sıkıca ama) ve alt katta annemlerin açık olan yatak odası penceresine doğru sallamaya başladık. teras binanın 5. katına denk düşüyor, biz kardeşi 4. kata sallıyoruz hesap edin.
sonuç: kardeşim hala hayatta ve enteresan ama beni seviyor.
annem ise hala bu anıyı anlatırken buz kesilir ve 'ne kadar salakmışsın kızım yaa, aklın kesmiycek kadar küçük de diildin oysa' der.
ben mi? hala nick'im gibi pratiğim ...
sahibi olununca tüm mesaini bir şekilde (fikren ya da fiziken) teslim alan ama bunu muhtemelen hiç fark etmeyen (ta ki kendisi ana-baba olana dek) can parçası.
evlatken bambaşka, kendin o ünvanı alınca bambaşka. tüm kadınlara illa ki tavsiye. kadın olduğunu bir kere daha hissettiren, bize özel kutsal armağan annelik.
bana seslendiğinde bazen şöyle derim kuzuma 'bi daha anne desene'
önce bakar suratıma şaşkın, sonra cilvelenerek 'anne' der ya; işte orda al ciğerine sok. öyle bişey (acaba bunu (bkz: evlat) bölümüne mi yazmalıydım yav?)
- dört ayak üstüne düşüyo sizin cinsler dediler, ne biliim efsane olduğunu... bi de 9 can falan hikayesi vardı, ordan cesaretle...
(bkz: kediyi öldüren merak)
Gecenin sükunetli keyfini hiçbişeyle değişemeyen insandır. belki de insan değil de üstün bi varlıktır.herkesin 8 saatte başardığını 4-5 saatte başardığına göre ! (bkz: uykuya doymak)
Çünkü adı üstünde yan yana; o sizin bahsettiğiniz 'bitişik' ya da 'birleşik' dir ki onlar da zaten bir arada yazılır. Asıl soru bence 'bir arada' sözcüğnün ayrı yazılmasındaki muammadadır.
Umumi bir tuvalette benden önce çıkan orta yaşı geçkin bir kadına 'pardon pedinizi düşürmüşsünüz' demişliğim vardır. Ve o kadının da cidden düşürmüş gibi şaşkın, afallamış, ebleh bir ifadeyle 'aaa pardon' diyerek o pedi oradan almışlığı.
Sanırım sebebi, dışarda yaptığımız hiçbir iğrençliği bizim toplamayacak olmamızdır. Evimizde pedler çöpe atılır zira.
Latince 300 sayfalık föyü nasıl ezberlersin? düşünür düşünür 'ulen işime gelen şarkıları su gibi ezberliyorum, dur bi deniim' dersin. Yaprsın devasa bir beste. Şarkın listelere giremez belki ama sen sınavı geçersin.
Hala aklımda valla sözler, latince börtü böcek isimlerinden muzdariplere tavsiye...
17 yaşında, çok da bayılmadığın (içeriğinin ne olduğunu muhtemelen tam da bilmediğin) bir bölüme sırf puanın tutuyor diye bir yıl daha beklememek için yerleştiğinden, sonra bi şekilde mezun olup hiç sevmediğin, zaten 4 yıl boyunca bişey de anlamadığın bir mesleğin nesini, neden yapasın?
iş bulamamanın ötesinde balığı baştan kokutmuşlar. iş bulunamayacağı daha girerken belli olan yüzlerce bölüm var canım yurdumda. (bkz: biyoloji)
Otobanda hız limitini aşmış yol alırken, yol kenarına konulan 'radar var' tabelasından çok karşı yönden gelen kardeşler takip edilir. O hızla tabela gözden kaçabilir ama selektör kaçmaz.
Eskiden anlatmak daha zordur da şimdi sezaryen olayı var (neyseki)
'karnımda büyüdün büyüdün, aylar sonra doktora gittik ve seni buradan (karın bölgesi gösterilip) doktor amca ameliyatla aldı kızım'
Belli bir yaşa kadar en kritik soru akıllarına gelmiyor 'peki karnına nasıl girdim?'
Öte yandan bu cevabın tek kötü yanı kızımın anne olmaktan daha 5 yaşındayken vazgeçmiş olması oldu. Karnının bi bebek için kesilecek olduğunu düşünmek onun annelik güdülerini sıfırladı bu yaşta.
Büyüdükçe cinsellikle ilgili sorular sormaya başlayacak, onun iyiliği için ben cevap vermeyeyim diyorum.
Sanki gerçekten sorunun yanıtını merak ediyor ve öğrenip de uygulamak için can atıyormuşçasına açılan bu başlığa, bilmeme rağmen cevabı yazmıyorum. Sırrım benimle gömülecek.
Şehiriçi otobüste zaten normal bir durumdur, boş olan yer hangi cinsle olursa paylaşılabilir.
En akıl almazı şehirlerarası otobüste, erkek yanına oturan kadına 'yalnız abla sen ordan kalk da seni şu ablanın yanına alalım' diyen namusumuzun kıymetli bekçileri muavinlerdir.
E ama yanına postaladığın kadın 43 numaralı koltukta ve 112 kilo be abi, ben razıydım namussuz damgasına.
Ya dışındasındır çemberin
ya da içinde yer alacaksın
kendin içindeyken
Kafan dışındaysa
Çaresi yok kardeşim
Her akşam böyle içip, kederlenenip
Mutsuz olacaksın
Meyhane masalarında
Kahrolacaksın