ingiliz hainlerinin dünyaya vermek istediği mesajdır. aynen şudur:
ele avuca sığamıyorum, hiçbir şey için söz veremem
yere göğe uçuyor kaçıyor kalbime ben bile hükmedemem
bana güvenme sakın, sabıkam ihanetten
ne sen çal hayatımdan ne de ben seninkinden...
nasreddin hocanın biri bigün göle maya çalıyomuş. çocuğun biri gelip demiş ki, hocam bindiğin dalı kesiyosun. hoca da demiş ki, eee parayı veren düdüğü çalar...
sahurda süt içemedim, çünkü bozulmuştu. iki yudum alıp döktüm. hurma da sadece 2 tane kalmıştı. peynir zeytin pide de yiyemedim. sonuç; açlık ve susuzluk bastırdı şimdi biraz.
akepeye verilen her oyda kan var kan. bu kadar bilgisiz, bu kadar cahil, bu kadar hain, bu kadar küstah, bu kadar ahlaksız kitleyi iktidara getirdiniz. cahilce sebeplerle iktidarda tuttunuz. yapılan onca cahil ve amatör politik işin sonuçlarını alıyoruz gün be gün.
hayatımızın geçmişte bıraktığımız zamanlarından bir kesittir.
bursa cumhuriyet lisesi. lise 1. sınıf. hayatımın ilk ve tek öğrenci pansiyonu senesi. güzel arkadaşlıklar, komik anılar hatta çok komik anılar. boşuna sırıtmaya başlamayın, anlatmıcam hiçbirini.
lise 1, gencin hayatında oldukça önemlidir ve travmatiktir genelde. bana ailemden ayrıldığım yıla denk geldi. öğrenci pansiyonunda parayla kalan üç beş kişiden biriydim. diğerleri hep bir kontenjan, parasız yatılı sınavı, vali emri filan sebeplerle beleş kalıyolardı.
ortaokuldan notlarım yüksek olduğu için seçme sınıfa alındım. sınıf 35 kız 11 erkek idi. herkes birbirini tanıyo tabi, yanyana oturdular. en son bir kız ve ben kaldım. kızın yanına nasıl oturulurdu? olur muydu öyle şey o zamanlar. tam travma. kız boş sıraya oturdu ve bana bakıp sırıttı. ben de yapacak bişey yok deyip gittim oturdum yanına.
alçak kot farkı olan tarafımızda bursa anadolu lisesi ve yüksek kot tarafımızda da doğumevi vardı. gece etütlerine okul binasına giderdik ve hep doğumevi tarafındaki sınıfları tercih ederdik. ışıkları kapatıp, giyinip soyunan hemşire var mı diye röntlerdik. bikaç kere gördük hatta.
sırf böyle kırıcı ve aşağılayıcı olma diye sana arabamı dörttebir fiyatına satarım. 5bin tl verirsen arabam senindir. o da şu ettiğin sözlerin keffareti oluversin.
edit: tamam farkındayım, bilineer akıl yürütme oldu biraz. illa açıklama yapma gereği şeyettim yani. yeni evlilerin hergün seks yapması ve altında nefes bile almadan başlığı. "ironik bir üstüste gelme olmuş bu, öyle olmaz aslında yani tam tersi, hergün seks yapmazlar aslında" demek istediğimi düşünüyoruz burada.
peygamberimizin en çok endişe duyduğu konudur. "şirkin açık olanından ziyade, gizli olanından endişe duyarım" demiştir.
şirkin yayılmasını da müthiş bir şekilde tarif etmiştir: "şirk, gece karanlığında, siyah bir tülün üzerinde karıncanın yürümesi gibi yayılır"
mekkeli müşrikler ne derlerdi, "tamam, allah birdir. biz de allah'a iman ediyoruz. ama bizi şu diğer tanrılarımızdan uzaklaştırma, onlara sırt çevirmemizi isteme. biz, onlar sayesinde/onların yardımıyla allah'a ulaşıyoruz..." bu sapkınlık, peygamberimize kabe'deki putları kırdırmıştır.
kula kulluk etmek de, şirkin en önemli unsurlarından biridir.