Dikkat ederseniz ‘emanetidir’ diyor. Tıpkı canımızın bize emanet olması gibi. Canımızın sahibi biz değiliz, canımız da allah ın bize emaneti. Canımızı koruyup kolladığımız, ona zarar vermememiz gerektiği gibi; kadınlara da zarar verilmemesi gerektiğini, yapılan çıkarımın aksine; erkeklerin kadınların sahibi olmadığını, erkekler gibi kadınların da allah ın kulu olduğu vurgulanmıştır.
Bir sağlıkçı olarak ben bile böyle bir anda ilk etapta ne yapacağımı şaşırırdım çok net söylüyorum. 19 yaşında ilk yardımdan bihaber bir genci video çekti diye suçlamak bana doğru gelmiyor. Eğer bu video olmasaydı bu olay bu kadar gündem olmayacak, haber bülteninde 2-3dk dinleyip gazetede şöyle bir okuyup geçecek; bu olayı da 5dk içinde unutacaktık. O feryatları; o yalvarışı görmesek içimize bu kadar dokunmayacaktı, çünkü artık kanıksadık. Her allah ın günü en az bir kadın kocası/eski kocası/sevgilisi/erkek kardeşi vs kısaca hayatındaki güvendiği ya da bir zamanlar güvenmiş olduğu erkekler tarafından öldürülüyor. Biz de haberlerini görüp; ölene rahmet dileyip, katiline bela okuyup geçiyoruz. Halimiz içler acısı ama sosyal medyada verdiğimiz tepki dışında başka hiçbir şey yapmıyoruz. Bu ülkede imza toplasak ne olacak, eylem yapsak kim sallayacak? Yönetimdekilerin zihniyeti aynı kaldığı sürece biz bu “namusumu temizledim” katliamlarını daha çok göreceğiz maalesef.
Killa hakan ı hoşuma gitmediği için zaten dinlemiyorum; ceza nın devri geçmiş olduğunu düşünmüyorum bence her dönemde kendini dinletebilecek bir rapçi. Ona bu şarkı için tek lafım ‘abi allasen senin ne işin var bu şarkıda kurban olam, blup blup’ olur. Ezhel her zamanki gibi, blup blup onu bozmaz sıkıntı yok. Gelgelelim ben fero ya. Bebeğem sen neden kendine bunu yaptın? ceza ile aynı parçada olmak seni zaten yere vuracak bir girişimken, bir de üstüne aslında dinlenebilecek bir yanın olmadığı ortaya çıktı ya kııız. Sen solo söylerken biz seni güzel söylüyo diye oturup dinliyoduk, artık autotune mu her ne halt çeviriyosan şarkılarında, o dokunuş belli ki bu şarkıda olmadığı için patlamışsın. bu şarkıda en üzüldüğüm kişi sen oldun, blup blup diye diye aldı beni bi gülme zaten şarkı kötü, bi de sen patlamışsın yazık.
Bunların üstüne norm ender bir diss daha atmazsa hatırım kalır. Çünkü blup blup lu bu şarkıya ben bile diss atardım aga.*
edit: şarkının adının rezaletinden bahsetmeyi unutmuşum. bu ne amk. bu şarkı deniz motorunun köpürtmesi eşliğinde blup blup diye battı arkadaşlar.
Kendisini birebir tanıyan biri olarak kulüp başkanlığı vs. ile değil kibarlığıyla, alçakgönüllülüğüyle, karşısındakinin insan olduğunun bilincinde oluşuyla; kısaca insan gibi insan oluşuyla değerlendirdiğim adam.
başkanlıkta başarılı olmuş/olmamış, maçlar kazanılmış/kaybedilmiş, paralar gelmiş/gitmiş; bunlar oldukça gelip geçici şeyler. kalıcı olan şey kişinin karakteridir ve insanlarla ilgili konuşurken geçici değil kalıcı şeylere odaklanmamız gerektiği düşüncesindeyim.
taraftarların ayrıştırıcı tutumlarından gına geldi artık. büyüyün ve kendi takımınızın başarılarıyla mutlu olup, kendi takımlarınızın başkanlarına methiyeler yazın. diğer takımların mağlubiyetlerini bir kenara bırakın, başarısızlıksa bunu o takımın taraftarları/başkanı/futbolcusu düşünsün. ama insanlara başarılı olmak yetmiyor, diğerlerinin de başarısız olduğunu görmek istiyorlar, bu onlara daha çok zevk veriyor. öyle değil mi?
hadi annesi karısı arasında kalır anlarım da, kaynana ne diye kızının tarafını tutmayıp ayrı cephe oluşturuyor? neyine güveniyor? annedir, evladısınız onu seçmeseniz bile mutlaka affeder; kaynanayı zaten seçmeyin ne alaka kızı dururken onun tarafını tutmak; karınızı seçin efendim, mutluluk karınızdan geçmektedir.
8 yıl süren saltanatında zamanının büyük çoğunluğunu seferlerde geçirerek, osmanlı topraklarını 2.373.000 km2'den neredeyse 3 katı olan 6.557.000 km2'ye çıkartmış; ancak 21.yy türk dizileri tarafından ele alınan hayatı, yalnızca sarayda hatunlarla halvet ederek geçmiş gibi anlatılan padişahtır.
sıçarken sözlük okumak neyse de bir de sözlüğe yazarken sıçan kesim var, onlar problem. yazarken beyin yerine götlerini kullanıp batırıyorlar ortalığı; olan beynini kullanan yazarlar ve okuyuculara oluyor.
ilk başta, sanki bütün evin oyunculara açık olduğu bir saklambaç ya da kör ebe oyununun sahne alacak olduğu o çılgın partilerden birinin verilmekte olduğunu sandım. f.scott fitzgerald - muhteşem gatsby
hemşirelik. yok canım kendim olucam diye demiyorum yani ne ilgisi var*.
bana kalırsa kadına severek yaptığı her meslek yakışır, o kendine yakıştırsın yeter.
azıcık, mini minnacık bir kısmı yol ve köprü olarak dönüyor ve sonrasında o köprüleri kullanabilmek için yeniden para vermemiz gerekiyor. vergilerin kalan büyük kısmının da nereye daha doğrusu kimlerin nerelerine gidiyor hepimizin malumu.
benimdir. burcun bende kendini en çok belli eden özellikleri ise mükemmeliyetçilik ve inatçılık. yükselenimin koç olmasıyla da liderlik kendini gösteriyor ve bütün ekip çalışmalarında benim isteklerimin olmasını inadımla sağlıyor ve mükemmel sonuçlar elde edip, en iyi ekip olmamıza neden oluyorum. bir daha dünyaya gelecek olsam yine aymı burç ve aynı yükselenle gelmek isterim.
yarın bi gün erkek tarafı 'naber lan yaprağam' dediğinde kızmaya hakkı olmayan kızdır. yapmayın, ilişkiyi bu 'samimiyete' getirmeyin; 'aşkım' demeniz dışında kankalarınızdan bir farkı olsun sevdiceğinizin.
eğer hava sıcaksa, fonda da sizi anılara sürükleyecek şarkılar çalıyorsa hızla içilen 1 değil ama belki 2-3 birayla çakırkeyif ya da sarhoş olunabilir; içkiye olan toleransınıza göre değişir.