Burada öğrenciyken yazıyordum. Sonra iş hayatı, kariyer, ilişkiler falan derken tamamen unutmuştum girmeyi. Pandemide bir bakayım dedim ama şifremi hatırlamamıştım. Kısa zaman önce tesadüfen şifremle karşılaştım, girdim, eski entrylerimi cringelere gark olarak okudum resmen. Salak malak ama eski bir tanıdıkla sohbet gibi oldu. Tatlı hissediyorum.
Kişisel tarihime not olarak dursun bu entry de burada.
kardeş; abla napıyosun?
popcorncuk; x konserine bilet aldım şimdi, y abinle gitcez.
kardeş; bende gelcem.
popcorncuk; kızım salak mısın sen o grubu dinlemezsin ki, hem zaten biz başbaşa gitcez.
kardeş; gelcem.
popcorncuk; gelirsen sonraki 1 ay hayatının en zor 1 ayı olur. şimdi sus, anneme de bişey söyleme, ben ona sonra söylicem.
kardeş; anneeeeee ablam x konserine gitcekmiş erkeklerleeee, eğer benim de gitmeme izin vermezsen evden kaçıp kötü yola düşerim bak, sonra vicdan azabından ölürsünüz.
sisteme karşı olan insan topluluğu.
altın çağları 60lardı.
bugünkü mutlak retçi anlayışın temelini taa o zaman atmışlar.
apolitik, kendilerine asla sınır koymayan, sistemi reddeden, komün hayatı savunan insanlardı.
keşke hiç bitmeselermiş.
çünkü 60lardan beri kimse onlar kadar özgür olamadı.
sevgilisini ağzını burnunu dağıtacak şekilde bizim salonumuzda dövmesi,
sanki evde hiç temizlik yapılmıyomuş gbi(ki 3 günde bi temizlik yapılır) mutfağın hatrı sayılır bi bölümünü aluminyum folyoyla kaplaması,
rejim yaptığında ortak alışveriş listesinden makarnanın parasının kendi payına düşen 75 kuruşunu alması,
evin her tarafında telefonla konuşabilmesi,
gecenin bi vaktinde mezdeke eşliğinde cam silebilmesi.
--spoiler--
"Nine balık masalını bitirdi. tam onikibin yavru ve torununa:
-haydi şimdi uyuma vakti geldi, yatın bakalım.
Yavrular ve torunlar hep bir ağızdan:
-ama küçük kara balığa ne oldu söylemedin ki nine.
nine balık:
-bugünlük bu kadar, masalın yarısını da yarın anlatacağım dedi haydi bakalım iyi geceler.
onbirbindokuzyüzdoksandokuz balık iyi geceler dilediler ve gidip uyudular. nine balık da uyudu. ama kırmızı küçük balık ne yaptıysa uyuyamadı. sabaha kadar denizi düşünüp durdu...
--spoiler--
tadı en güzel olan sigaradır.
daha sonra hangi markayı hangi çayla manzarayla içkiyle kahveyle vs. iç o tad gelmeyecektir.
(bkz: kendimden biliyorum)
lisede içtiğim sigaraların tadını şimdikilerde bulamıyorum.
son 24 saatte toplasan 2 saat uyumuş olup, tüm gün en mal hocaların dersine girip, bulunduğun dersin son ders olduğunu sanarak son 20 dakikayı sayıp son 1 dakikada hazırlanırken "nereye daha x karısının blok dersi var " cümlesini duyduğun andır...
milletin birbirine en çok verdiği dizilere,
birbirinden de saçma kutulu mutulu yarışma programlarına ülkemiz insanının talebi daha fazla ne yapalım yani dedirten doğruluğundan şüphe duyduğum genellemedir......
anneannemin başarıyla uyguladığı yöntemdir.
o kadar başarıyla uygulamış ki bana okul harçlığı verirken 100 mark çıkarıp verdi.
şaşırdım ve duygulandım
daha önce adını sadece 50 yaş üzeri insanlardan ve babamdan duyduğum markı görmüş ve ona dokunmuştum....
bir de harcayabilseydim gözüm açık gitmeyecekti ama olmadı.
50 kişilik metrobüse 150 kişi binmek ile ikiz kardeşlerdir....
Doğal ortamında canlı canlı görmek isteyen arkadaşların edirnekapı veya söğütlüçeşme metrobüs duraklarına sabah 7 ile 10 saatleri arasında gelmeleri rica olunur...