diyanet, görevini yapıyor ve dini konular hakkında bilgi veriyor bunda sıkıntı yok. Sıkıntı, diyanetin verdiği fetvalar ile ülkedeki yönetici ellerin ve politikanın bunlarla çelişiyor olması. Şimdi diyanet 'kul hakkı yemeyin' dese doğrudur ama buna herkesin güleceği de aşikar. Zira, denilecek olan ilk söz; 'din yalnızca bize mi?' sitemidir.
Kemalizm, Atatürk kültürüdür ifadesi kadar sığ bir tespit. islamı araplardan örnek alarak yaşarsan evet bu sana Arap kültürü olarak lanse olur. islamı, Tevhid üzere yaşarsan o vakit islam, hakkıyla islam kültürü olur. Bu tıpkı kemalistlerin bihaber olduğu Atatürk'ün adına yaptığı hamleler gibi...
Saraydan sızan şüpheli kokuları gidermek için rexona'sını eline alıp içeri sızmış olan sanatçı. Siyasi repertuarında neler olacak merak ediyorum, 'batmış bu dünya' mı yoksa, 'hatasız kul olmaz' mı? Zamanla göreceğiz.
Fanatik bir kadın, tehlike arz ediyor. Fikir konusunda ayrılığa düşersek bana tayyibin '...'u bile olamazsın derse bunu kaldıramam. izdivaç düşünenlere tavsiyem, balayı için ankara'yı tercih edin. Anıtkabir'i gezersiniz falan.
Elle tutulur çözümler sunmak yerine edebi ifadelerle kıvırma işini pek âlâ yapan siyasetçilerden mütevellit, gerek kalmayan durumdur. insanın içinden alınlarına dolar yapıştırmak geliyor ama işte fakirliğin gözü kör olsun.
Dini olarak bakıldığında yaratıcının kudret gücünü bir canlı türü üzerinde göstermesi beyanıdır. işin diğer kısmı ise biraz ilginç. Zira ve bağlacı kullanılmış, belirli bir aşamalardan sonra en sona kadının yaratılmış olması gibi bir durum çıkıyor ortaya. Tanrım, sen de biliyorsun değil mi işimizin zor olduğunu?
Sanırım evinde 'buzdolabı' olmayan kişilerin mali hayıflanması, yoksa biliriz ki doların bize bir zararı yok iyiyiz çok şükür. Evimizde buzdolabı var, TV var. TV var, buzdolabı var. Daha ne olsun?
iki kişi arasında versus oluşturmak isterken 'bir tarafına mahsus' beyanda bulunmuş özdil yazısı. Neyse ki ismet inönü yerine Atatürk dememiş, en azından bu farkın farkında.
"senelerden beri hiç kimseye bir tek kelime söylemedim. halbuki konuşmaya ne kadar muhtacım. her şeyi içinde boğmaya mecbur olmak, diri diri mezara kapanmaktan başka nedir? ah maria, niçin seninle bir pencere kenarında oturup konuşamıyoruz? niçin rüzgarlı sonbahar akşamlarında, sessizce yan yana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu dinleyemiyoruz? niçin yanımda değilsin?"
-tekrar okumakla bile aynı etkiyi bırakacak kadar güzel bir sabahattin ali eseridir.
Bunu söyleyen kişinin ya gündemden haberi yok, ya da ters köşede sobe ağacını tutuyor. Kriz yok ise madem, neden damat berat "orta vadeli program" telaşında? Son olarak, kriz mevzusu geçiyorsa kriz var demektir. Yoksa şu anda bunları değil, panda neslinin tehlikede olduğunu konuşurduk.
Rüzgar durunca gemilerin de durmasını konu edinen ayetle ilgili düşünedurun, "bu gemiyi tanrı bile batıramaz!" denilen titanic'in hangi kudret tarafından batırıldığı mevzusundayım ben.
izmirliler kısmını es geçiyorum, çünkü engellilerin hakkına giren, kendilerine tanınan hakları bile hazmedemeyen "kalbi engelliler" varken, o en sona da kalabilir. Fakat hayata 1-0 geriden başlayan ya da sonrasında mağlup olan bir engelli insanın hakkına tecavüz edene insan diyemem. Üstelik, engelli haklarına "onlarda var da biz de niye yok?" küstahlığını gösterenlere 'bir canlı türü' der geçerim.
sokratik felsefede öncü isimlerden biri olup aristoteles'ten itibar görmüş olan demokritos, 'gülen filozof' olarak bilinirdi. insanların aptallıklarını küçümsediğini bu şekilde ifade ettiğinden ötürü yaşadığı yerdeki halk arasında 'alaycı' olarak nitelendirilmişti.
ay ya da güneşin konumsal değişimlerinden dolayı oluşturduğu kütlesel çekim etkisiyle su yüzeyinde oluşan seviye yükselme ve alçalma durumudur. med cezir olarak da bilinmekte birlikte, mecazi anlamda değişen ruh halleri adına kullanılan nokta atışlık bir tabirdir.
ithal alıma yönelen kağıt sektörü, artan fiyatlar ve kağıt krizi nedeniyle geçtiğimiz günlerde yayıncılığı kötü etkilemiş, bazı gazeteler sayfa sayı azaltımına giderken bazıları da fiyatlarına zam uygulamıştı. Şimdiyse bu sıkıntının okul kitaplarını etkileyip etkilemeyeceği de merak konusu. Ki;bazı okul kitaplarının basılamadığı ve kısmi olarak dijital kitap kullanma ihtimali de iddialar arasında. Peki böyle bir şey olursa ne olur? kemer sıkma politikasından dolayı gramajını düşürmelerinden endişeleniyorum. ya da mini boy, cep kitap falan. zorunlu eğitim, karma eğitim derken daha a4 üzerinde net bir sonuca varamadık. sushi'ler ikram edilsin bakalım. sahi bir ara hepimiz aynı gemideydik, noldu o iş?
Hiç cami olmasa açılsın derim fakat cami sayımız cemaatten fazla iken gereksiz bir durum. Ayasofya kiliseden evrilmiş bir camidir. ibadete açılması, manevi hava solunsun diye mi acaba yoksa başka bir neden mi? Kaos yaşanmaması adına geçmişine dönük iki din tarihini barındıran ayasofya'nın, hıristiyan ve Müslüman kardeşliği sembolü olarak kalması taraftarıyım.
italyan modacı Ettore Bilotto tarafından tasarlanan yeni üniformalar, yeni istanbul havalimanı'nın açılışıyla 29 Ekim 2019'da kullanılmaya başlayacak. önceki üniforma tasarımındaki 'dilek hanif'in tasarılarının medyaya sızmasıyla yarım kalmıştı bu üniforma yeniliği. şimdi italyan bir modacıya verildi, 'türk çini motiflerini' seviyorum diyen bir tasarımcı tarafından uygulandı. tamam, beğenilmek güzel bir şey. fakat yerli modacılara, genç fikirlere ön ayak olunması konusunda dilek hanif'in yaptığı bir açıklamasındaki sitemi haklı buluyorum. şimdi bizimkiler ne yapabiliyor sanki diyenler olabilir. fakat türk hava yolları; bakın 'türk' ifadesi geçiyor, neden italyan modacıya rağbet ediyor?
-thy, hizmet güzel. üniformalara bayıldım.
+onlar italyan işi.
-hmm, olsun napalım...
'Kopyala, yapıştır, kameraya bak ve gülümse' çizgisinde yol alır. Bilinmeyen bir konu hakkında konuşmak, Türk usulü felsefecilerin lafazanlıkta nirvanasıdır. Bunlar 'yokluğun varlığını sorgulayıp, oo düşünebiliyorum galiba ben de varım' diyen amatörler için geçerli. Yoksa, aslî felsefeciler başımızın tacıdır.
içindeki demir oksitten dolayı kırmızı leke şeklinde renklere sahip olan koyu yeşilimsi bir taştır. kan taşı (bloodstone) olarak da bilinir. opak türü olup avustralya, çin, rusya, brezilya, hindistan ve çek cumhuriyeti gibi daha birçok ülkede çıkarılan ve bulunması kolay olan bir taştır. kehaneti olduğuna inanılan taşın, arındırıcı özelliği olmakla birlikte kan temizleyici niteliği mevcuttur.
diaspor ya da diyaspor olarak da bilinen alüminyum bazlı mineral taşıdır. işıltılı olması nedeniyle yunanca'daki 'diaspora' kelimesinden dolayı bu ismi almıştır. antik hikayesi 1800'lü yıllara uzanan bu taşın dünya genelinde 'gem quality' nitelikli diaspore taşı, türkiye'de bulunmaktadır.
diaspore mineral taşının kristalize olarak en parıltılı türü olup yalnızca türkiye'nin muğla ilindeki madenden çıkarılan taştır. işletme nedeniyle diaspore minerali, zultanite (zultanit taşı) olarak bilinir.
'pırıl pırıl parlayan kafaya sahip' olan yiğit bulut'un yer almadığı yeni yönetim kurulunda en başa gelen isim, recep tayyip erdoğan. ardından damat berat falan filan. içeriye bakıldığında 'burası aile apartmanı, yanlış geldim galiba' hissine kapılıyor insan. düstur; en iyi hizmeti biz verebiliriz mi yoksa her şeyi biz biliriz mi? aslında hiçbiri de güven vermiyor.