Şişman veya zenginlere karşı bir tepki cümlesidir. Kış ayları çoğunlukla ya poposu rahat (ununu eleğini asmış maddi kaygısı olmayan, sıcak evinde oturup işe gidip gelmeyen, her yaz dilediğince tatil yapıp kış aylarını farklılık olsun niyetiyle bekleyen) ya da yazın fazla kilolarından ötürü aşırı terleyip bunalan insanlar tarafından sevilir. Öteki türlüsü nadiren görülmektedir.
sinüzitten muzdarip olan her insanın baş ağrısı ile karışık yaşadığı bir lanet döngüsüdür. Bir de ev arkadaşınız yada misafiriniz uyanınca saçma sapan müzikler ile sizi de uyandırıyorsa iş cinayet sebebine döner.
Hakkında Yeliz KARAKÜTÜK tarafından hazırlanmış "Romeyika'nın türküsü" isimli bir belgesel de bulunan Türkiye'de genel kanının aksine Lazca değil, eski Pontus (konuşma) dilidir. Osmanlı döneminde yapısı değişmiş Rumcadan biraz uzaklaşmış Türkçe ekler ve bazı kelimeler eklenilerek kullanılmaya devam edilmiştir. Halen çoğunlukla Trabzon'da bir çok köyde günlük konuşma dili olarak kullanılır.
(bkz: https://www.youtube.com/watch?v=tChfJKpFqcc)
Bu tipleri pokemon gibi evrim geçirip yeni özellikler kazanan mahluklar olarak düşünürsek bir sonraki hali çok daha tehlikelidir.
Şöyle izah edeyim; bunlar kendi çabalariyla birşey yapmamis doğru düzgün bi işte çalişmamiş ve vasfı olmayan kisiler olduklari için. Yine çevredeki kendileri gibi evli çiftlerle arkadaşlık kurarlar. Çok geçmeden hepsinin arasinda belirli sebepten (konuşacak birşeyleri yok fakat vakit çok) bir " (bkz: sidik yarışı)" başlar.
Tabi bu yarış aslında zavallı kocaları üzerinden yürür. Birinin evde yapılan tadilatlar, yenilenen herhangi bir mobilya veya perde vs, yeni araba alınması gibi şeyler inceden inceden birbirlerinin gözüne sokulur. Sadece bu da değil cocuk yapmak veya cocugun "zirttiripirtti" kursuna gonderilmesi de bu yarışa dahildir. Ha unutmadan elinde katalogla parfum satan ablalar da bu şekilde bir etkinin tesirindedir. Kârı hep eksilerde olsada bırakmaz. Olan hep kocasına olur. Mesailerle borç ödemekle ömrünü çürütür. Borçları ve iş değiştirme korkusu yüzünden işyerinde haklıda olsa herkese eyvallah çeker. Bu stres birikir ve evde asabi, suçlu, başarısız eş, iş yerinde ise şamar oğlanına döner. Bunu onlarca kişiden özetlediğim için atladığım yerler olsa da bu karakterleri takip ederseniz 3 veya 5 yıl sonraki halleri tam olarak böyledir.
Vicdanını rahatlatmak için 2 sene sonra yazıp hastalıklar, felaketler falan saymıştın bende evet anlıyorum demiştim. Hala anlamadım hiç biri yaptığına bir sebep değil. Sağlıklı mutlu ol inşallah ne denir ki başka...
Etrafındaki insanları rahatsız etmek istemeyen insandır. Günümüz teknolojisinde yeterli miktarda titreşim özelliği her telefonda mevcut otobüsün içinde orda burda telefonu viddi bitti dittidiiii zırttı zortti bırttıdi diye kafa ütülese daha mı iyi.
Trafikte karşı tarafın %100 kusurlu olduğu durumda bile hapse girmeye kadar gidecek "haklıyken haksız duruma düşme"ye sebep olacak durumdur. Her şey para ile çözülemez.
Motosiklete binmek ve motosiklet sürmenin (kullanmanın) farkını bilmeyen motosikleti sezonluk bir taşıt sanan cahil beyanı, Bu arkadaşlar osuruktan kafiyeli sözlerine destek olsun diye, hava atma amacıyla motor alıp orasını burasını kıran akrabalarını delil göstermeyi de çok severler.
Motosiklet kullanmak araba kullanmaktan çok daha fazla yetenek ister ve dönem dönem antrenman gerektirir. hava durumuna göre sürüş tekniği ve normalin (kask ve ceket) üzerinde ekipman gerektirir. Zahmetli de iştir vesselam. Motosiklet zamandan ve hayattan tasarruftur. Park ve trafik sorununun çözümüdür.
Yıllardır motor kullanan birisi olmama rağmen benzer sözleri kasksız, korumasız, bazen de aynaları sökülmüş ve amortisörleri kısaltılmış motor üstünde gidenleri görünce kullanırım. fakat genelleme yapıp her motosiklet sürücüsüne (binmekten kasıt sanırım artçı olarak değildir.) hakaret etmek büyük bir cehalettir.
Sevgili bulunca ilk önce yakın arkadaşlardan uzaklaşmak.
Ayrılınca, sevgilisi varken selam sabahı kestiği arkadaşına sanki hiç bir şey olmamış gibi yanaşı bide kafasını ütülemek.
Yunanistan sen hayırdır ya dememize vesile olmuştur. Nota versen nooluuur, akor bassan noolur konçerto çalsan kaç yazar. sidik yarıştırcam diye her aldigimiz uçaktan, silahtan aldı battı hala triplerde.
Kabul edilmeyenlerin hasetten çatladigi dünyada 124 ülkede faal olan öğrenci değişim programları derneğidir. Eğer katilma şansini elde ederseniz her ülkeden dost edinme, mülakat tecrübesi, ulusal konferanslar, sanayi ve bir çok sektörde görüşmeler ve daha birçok fırsatı önünüze serili bulabilirsiniz.
Bir kaç hafta önce (37 yaşında) Profesörlüğü kabul edilmiştir. Fakat hiç öyle diğer profesörler gibi öğrenciyi aşağı görmez. Yakın ve babacan daranır, güzel anlatır ama zor sorar. Hızlı konuşur bir okadar hızlı tahtaya yazar (beyin turbolu). hocam not tutayım diyorum dinleyemiyorum dinledimmi not alamıyorum dediğimde "sorun yok, ikisini aynı anda yaptın mı geçersin zaten" diye bir cevap almıştım. Bölümde herkes tarafından sevilen, saygı duyulan ender hocalardandır.
üç kişi tarafından bir türlü açılamayan camı çektiğinizde camın aniden açılması (meğer bunlarda kuvvet yokmuş) ve ardından tutma yerinin elinizde kalması milletin size "yuhh ayı" der gibi bakması.