bir dönemin modası olan pantolon türünün yeniden moda olmaya başlamasıdır. sokakta gördüğünüz daha çok genç nesilde olmak üzere her kadının giydiği bir tür haline gelmiştir. böyle olunca da göz zevki olarak güzellik olarak tarz olarak bir önemi kalmamış kötü bir hale gelmeye bile başlamıştır. genellikle kombinler de benzer yapılınca aynı tip insanlar görülüyor sokaklarda. şu konuya da değinmeden geçemicem kalçayı ön plana çıkartmak için kullanılıyor gibi görünüyor üste giyilenlerle.
Bir kadina makyaj yapabilecek derecede olan bilgidir. Fazla zor olan bir şey değildir. Hele de makyaj malzemelerinin ismi hangisinin nerelerde kullanıldığını bilmek çok kolay.
çünkü insanlar evliliği mutluluğa giden bir araç gibi kullanır ve görürler. asıl amaç evlenmek değil mutlu olmak olunca ortada ne mutluluk oluyor ne evlilik. oysa mutluluğu sadece bir hediye olarak görseler yani yaşanacak zorlukların güzelliklerin dışında bir hediye gibi görseler sadece sevseler bir amaç koymasalar mutlu olacaklar.
görünce şaşırdığım ciddi ciddi şaşırdığım sorudur. gerçek sevgiden bahsediliyor ve test edilmesinden. gerçek sevgi dediğimiz o müthiş hissi içinizde hissedebilirsiniz ve yaşamınızda görebilirsiniz her davranışınızda her bakışınızda her kelimeniz de. diyorsanız ki hala test etmek o zaman gerçek bir sevgi olmadığı aşikar.
Hep dalgın olur bu insan kafasındakilerle o kadar ilgilidir dalar gider onlara. Birden fazla şeyi düşünür sorunlarını onların çòzümlerini yaşadığı o anki zaman dilimini.
Sözlerinden sonra hayallerinden devam eder o güzel düşüncelerinden zekasından devam eder sonra hislerini duygularını seversin ruhunu seversin o sonsuz ruhunu her şeyi içinde barındıran. Aslìnda hepsini geçinde hepsi bir anda olur bir anda seversiniz sadece sonra baktığınızda görürsünùz bunların olduğunu.
mercimek ama hani hazır çorba şeklinde değil ev yapımı olan. tadıyla da sıcaklığıyla da iç ısıtır. bir de sevdiğiniz insanın elinden olan her çorba olabilir ama mercimek bir farklı.
karısından önce uyandıysa ona ufak bir sürpriz yapmak istemiştir. sürprizinin karşılığında da sadece o uyandığında onun yüzünde şaşkın bir gülümseme bekler ve ister.
mutluluğun bir zorunluluk bir hediye olduğunu bilip öyle yaşamaktır. bırakın kendi haline her şeyden mutlu olmaya çalışın ama hedefiniz mutluluk olmasın onun hediye olduğunu bilin.
araştırmalara bakarsak stres en büyük sorunları ama öyle değil. bir hızlı yaşama merakı, bir memnuniyetsizlik ve daha çok şey. modern insan denilen insanın en büyük problemi kendisi problemlerin kaynağı kendisi olduğundan.
evlenecek olan insanların çoğunun nedense hep tek taş denilen modelini aldıkları, taktıkları bir takıdır. düşünüyorum da gerçekten güzel olan beraber beğeneceğiniz belki de yaptıracağınız özel bir yüzük sonsuzluğunuza daha güzel bir anlam katar.
hasta olduğunda, yorgun, halsiz hissettiğinde onun yerine hepsini de yapar işlerin ne karşılığında sadece onun bir gülümsemesi bir sarılması bir iyi olması karşılığında. yanındayken zaten öyle büyük bir mutluluk yaşıyorken beraber bir şeyler yapmak ev işi olsa bile keyiftir.
günümüzde hayatımızın her alanında kaybettiğimiz, kullanmadığımız duygudur. evliliklerde, günlük yaşantıda olsun kullanılmıyor böylesine önemli bir kavram kullananlara ise deli gözüyle bakılıyor normal değilmiş gibi.
cinselliği yaşayamama deniyor ise bu gözlem yapmamış bir insanın sorunudur eğer biraz gözlem yapılsa bunun aksini görür zaman geçtikçe arttığını da. beyin yapısı ve kişinin kendi karakteriyle ilgilidir. neyle ilgileneceğini kişinin kendisi belirler. erkeklerin çoğunun bu durumda olması ise dürtülerinin, arzularının kontrolünü sağlayamamaları, zayıf kalmalarıdır.
günümüz dünyasının insanlarının yaşamlarını hızlı yaşamasından doğan normal bir sonuçtur. vakit yokmuş gibi her şeyi hemen yaşamak istiyorlar bu sayede dolu dolu yaşamıyorlar yaşadıkları her şeyi. ve her şeyi böylesine hızlı yaşarlarken bitirip tükettiklerinin ve kendi isteklerini yapmadıklarının farkında değiller. sevgi ise diğerlerinden daha farklı bir yerde onu yaşamak işlerine gelmediğinden yükünü kaldıramayacaklarından içini boşaltıyorlar.
günümüz teknoloji ve yaşam tarzından dolayı kullanılmayan özel bir iletişim yoludur. günümüzde anlık mesajlaşma programları öylesine yayıldı ki kimse beklemeyi istemiyor. sanki o mektupların ruhu var diye düşünüyorum kullandığımız o programlar ise sanki birer duygu katili. hem el yazısıyla bir mi o ekrandaki kelimeler. her kelimesi özenilerek işlenilerek yazılan sevgiyi ruhu öylesine güzel anlatan bir mektubun yerini tutamaz o programlar. hep yapılmasa da arada yazılacak bir mektup en değerli hediyedir.
erkekler için kullan, zevk al, değiştir yada at kadınlar için kullan, zevkine bak, çıkarlar için öne sür kadardır günümüzde. asıl olması gereken ise bir değer biçmemek hiçbir şekilde.
o mutluluk kitapların içini açtığınızda daha da artıyor kimi zaman ise yerini hüzne bırakıyor kitabın içinde yaşanan ve size hissettirdiği o duygularla.
herkes o anı düşünerek cevap vermiş bu da ne kadar anlık şeyler yaşadığımızı gösteriyor. oysa ki seni seviyorumdur bunu yapacak olan tabi sonrasında yaşanılacak olana göre ama yine de diğerleri bunun kadar acıtmaz.
pek çok hedefim olmasına rağmen hepsinin sonu tek bir amaca çıkıyor, ne kadar güzel. şunu da düşünüyorum peki ya o andan sonrasında ne olacak bunu önemsemiyorum sonrasını düşünmüyorum. ama o dili öğrenmem gerek hem de fazlasıyla.
milenaya olan mektuplarında hep korkularından bahsetmiştir oysaki mektuplarının çoğu yerinde kimsenin söylemeye cesaret edemeyeceği sözleri cesurca söyleyebilmiştir. insanlar düşünür onun düşündüğü gibi ama öyle cesaret edemez söylemeye.
bir hayatın, yaşamın yeniden doğumunu ifade eden özel bir zaman dilimi. bir bebeğin bir ruhun doğumu olacak o en güzel zaman dilimi. böylesine güzel zaman diliminin başlamasına sadece aylar var ve sonrasında o güzel zaman dilimi.
kadınlar kadınlarla ilgili düşünceleri ki bunlar tek bir noktaya odaklı düşünceler hep onlarla yaptıklarını anlatma ve bununla üstün olma çabaları ve kalanlar da içki, sigara ve gereksiz kavga dövüş rezillik olayları. gözlemlediğim kadarıyla çoğunlukla bu tip düşünce yapısı içerisindeler.