izmir'deki en büyük rol yapma oyunları etkinliğidir. Bu seneki etkinlik 3-4 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecekmiş ve ilk kez katılacağım ben de. etkinlik ücretsiz, fakat oyunlara katılmak istiyorsanız larp'lar için 2, masaüstü oyunlar için ise 1 bilete sahip olmanız gerekmekte. Biletleri alsancak arka bahçe çizgi roman dükkanı'ndan temin edebilirsiniz. orada hala mevcut.
Ölümüyle hepimizi büyük bir yasa boğmuş güzel ve özgür ruhlu çocuk. aylardır uyanmanı bekliyoruz. adını ezbere biliyor herkes. fakat senin için üzülürken, bir yandan da öfke taşıyor içimde. devlete, sadece devlete de değil, acısı adını duyduklarıyla, tanıdıklarıyla, memleketiyle, aşiretiyle, ırkıyla, toplumuyla, ortak amaçlarıyla sınırlı kalanlara...
Üzerinde durulacaksa yüzlerce ölü çocuk listesi var. sayfa sayfa çevirelim listeleri. satırlarının çoğu ırkçılık filtresine takılmış, adı önemsenmemiş çocukların adlarından oluşan listeler. binlerce zorluklara tutunan, yalvaran yakaran, ağlayan, çırpınan, ölen küçük yürek var. farkındalık yaratmaya bile gerek yok. ama gerekirse aylarca sokakta yatalım senin için, adalet için. bu haksızlığı vuralım yüzlerine. ama umudum yok!
hak, hukuk, adalet anlayışlarını dar kalıplara sığdıran ve vatandaşını düşman olarak gören bu otoriteye maruz kaldığın/kaldıkları/kaldığımız her an için lanet olsun!
Türk jinekoloji derneği'nin yaptığı açıklamaya göre gizli gizli uygulanmaya başlamış bir yasaktır. içimizden ne çıkarıp çıkarmayacağımıza bizim adımıza karar veren ayrı bir organizma var artık!
sanat (özgürlük) iktidarın azılı düşmanı olduğundan, sanata karşı geliştirilen kumandadır tüsak. sayesinde devlet opera ve balesi genel müdürlüğü ve devlet tiyatroları başta olmak üzere, birçok sanat kurumu tek tuş ile devre dışı bırakılacak.
sonuç olarak, sanat ile siyasete bile mizahi bakışlar atabilmek yerine, siyasetin izin verdiği sanata bakış atacağız.
J. R. R. Tolkien'in orta dünyasında beren ve luthien'in aşkını anlatan şiirdir. silmarillion'un ana hikayesini oluşturan beren ve luthien hikayesinin ve şiirin esin kaynağı da tolkien'in, eşi edith tolkien'e olan aşkı.
karşıyaka-konak hattında ara ara rastladığım müzisyendir. vapurun açık kısmında çalar, güneşli günlerde. elbette ki bu müzisyenlerin, insanların devinim yaşadığı yerlerde çalması daha makul. yoksa maruz kalmaktan başka bir şey olmuyor bu durum. fakat, bu amca çok eski bir kemanla, o kadar naif ve yumuşak sesler çıkararak çalıyor ki, kimsenin rahatsızlık duyduğunu gözlemlemedim. zaten bize değil de, kendine çalıyor gibi daha çok.
8. Ayımızı tamamladık bugün işsizlik ve ben, dile kolay!
Süreç uzadıkça umut tükenir, ilanlara bile bakmaz olur insan. Aday havuzunda boğulurken, alkol ile bilinç kaybı yaşamak ister. ancak şuuru açılır içtikçe, daha da kahrolur.
Eğitime yapılan yatırımı, bina dikip, içine de üç beş Yetisiz öğretim görevlisi dikmek Sanan zihniyetler sonucu mühendislik, bu üçlü arasındaki eski değerini kaybetti. Artan fakülte sayısı hem öğrenci hem eğitmen profilini düşürmekte ve niteliksiz mühendis yığınları oluşmakta.
Daha nitelikli mühendislerin yetişmesi için Yatırım, fakülte sayısına değil de, elimizdeki fakültelerin laboratuvar ve uygulama merkezi sayılarının artırılmasına yönelik olmalı. Gerçi bu uygulama yapılmış olsa, başta fen fakülteleri ülkedeki en değerli fakültelere dönüşür, işsiz yuvası olmaktan çıkar ve gerçek anlamıyla bilime hizmet ederdi.
Giuseppe Verdi'nin rigoletto operasının en ünlü aryasıdır ve koloratur sopranoların en etkili silahlarındandır. maria callas, her ne kadar bu aryanın tanrıçası olarak görülse de, mattiwilda dobbs yorumu çok daha üst seviyede olup, defalarca kere dinlemekten hiç bıkmadığım bir yorumdur.
14 şubat 2014 güncellemesi ile kaldırılmış denkliktir. karar 30 gün içerisinde yürürlüğe girecek ve 15 marttan sonra sınava dair hiçbir eylem yds ye denk görülmeyecektir. daha önce sınava girmiş olanlar için puanların geçersiz olması söz konusu değil.
Tamam kalktı denklik, toefl var, ibt var elbet birine girer insanlar yine, fakat böyle nitelikli bir sınavın kaldırılmış olması ösym nin başka bir iddiası olsa gerek. (bkz: ingilizceyi sizden öğrenecek değiliz)
tüm dünyada geçerliliği olan bir sınav bu, yök'e durup durup ne oluyor anlamış değilim. bugün de bu kararla, bir adım daha gerilemeyi başardık. hiçbir mantığı olmayan yds gibi saçma bir sınav sistemine mahkum ediliyoruz zorla.
14 şubat 2014 güncellemesi ile artık yds denkliği bulunmayan sınavdır. karar 30 gün içerisinde yürürlüğe girecek ve 15 marttan sonra sınava dair hiçbir eylem yds ye denk görülmeyecektir. daha önce sınava girmiş olanlar için puanların geçersiz olması söz konusu değil.
Tamam kalktı denklik, toefl var, ibt var elbet birine girer insanlar yine, fakat böyle nitelikli bir sınavın kaldırılmış olması ösym nin başka bir iddiası olsa gerek. (bkz: ingilizceyi sizden öğrenecek değiliz)
tüm dünyada geçerliliği olan bir sınav bu, yök'e durup durup ne oluyor anlamış değilim. bugün de bu kararla, bir adım daha gerilemeyi başardık. hiçbir mantığı olmayan yds gibi saçma bir sınav sistemine mahkum ediliyoruz zorla.
kesişim kümesi oldukça zengin olan bir françois ozon filmi. biraz film içinde film izlemek gibiydi. ya da film içinde kitap okumak. film içinde kendini bulmak. bu yüzden çok şeyi ayna anda yapıyormuş hissi veren ve insanı gerçekten de yazmaya iten bir film.
--spoiler--
germain, yazarken hikayedeki kahramanlarını daha ilgi çekici kılıfa sokmanın sorularını sordurtuyor öğrencisi claude'ye. bunun, okuyucunun ilgisini dinamik tutmak için gerekli olduğunu söylüyor. yazarken öyle de, yaşarken değil mi? çarkın dişlerinden birini oluşturduğumuz reel hayatta, kendimizden yarattığımız ve ortaya sunduğumuz kahramanların da ilgi çekmesi için sorular sorup, eylemlerle cevaplar vermiyor muyuz? bu yönüyle film, yaşam ve hikayenin teğetidir.
--spoiler--
sonsuz saygı duyduğum ve kendini eğitime adamış hocalarımızı tenzih ederek belirtmek isterim ki, birçoğu ego tatminini nasıl yaşayacaklarını şaşırmış insanlar(!) topluluğudur.
yüksek lisans için ege üniversitesi'nde dil sınavına girdim bugün. metroda oluşan bir arızadan dolayı sınavdan 15 dk önce sınav salonunda olamadım maalesef. sınav saati 9:30 ve yaklaşık 10-15 sınıfa ayırmışlar adayları. 301 no'lu sınıftayım. koşa koşa yetiştim, buldum sınıfı. ama sınıfın kapısı kapanmış ve sınav başlamış bile. saatime baktım 9:28. başka sınıflara baktım hepsinin kapısı açık, sınav başlamamış. ama 301 nolu sınıftaki okutman hanımın saati 9:30 muş da başlatmış sınavı. ilk kısım listening olduğu için almadı tabi beni içeri. orda hakkımı savunsam diğer insanları germiş olacağım. sessizce çektim başımı araladığım kapıdan. öncelikle bu nasıl bir mantıktır? sınav nasıl ve neden aynı anda başlamaz her sınıfta?
neyse başka sınıftan hocayla konuştum, tamam gel listeningi benim sınıfımda yap, reading başlayınca geçersin kendi sınıfına dedi. peki dedim, başladık sınava okulca. 301 nolu sınıf hariç! listening kazasız belasız bitti ve reading için kendi sınıfıma geçtim. telaştan montumu çıkarmaya bile vakit bulamamışken, kitapçık numaramı optik forma işaretlemediğim için aynı okutman tarafından azarlandım. sonunda reading başladı, herkes konsantre olmuş okuyor, çiziyor falan derken telefon titreşmesi duyuldu. sınıfın içinde değildi tabi ki. dışarıdaki görevlinin masa üzerindeki telefonundan geliyor olmalıydı ses. okutman yine sinirlerine hakim olamayarak, şöyle bağırdı; ''umarım bu sınıftan değildir o titreşim. eğer bu sınıftansa hepinizi titretirim''. çok komik olduğu için güldüm tabi ki. erkek adaylardan biri, valla mı diyerek gözlerine baksın istedim hatta.* ama azardan sonra, ters bakışı da yemiş oldum.
şimdi tüm bunların sonucunda, sen kimsin de bu hakkı kendinde buluyorsun? hadi profesörun, doçentin nazına niyazına alıştık ağzı yırtılmış gibi sırıtarak peşinden dolaşanlar yüzünden. lan sen okutmansın ve öyle kalacaksın. profesörlüğünü, doçentliğini, okutmanlığını geçtim hepimiz bireyiz orada. ben mezun olmuşum, kendime bir yol çizmeye çalışıyorum. duraktaki insandan farkın yok benim için. ama sen kimsin de azarlıyorsun beni? hadi benim gibi yeni mezun olmuş birçok birey vardı sınavda ve alışıksın o yaş aralığını azarlamaya diyelim, ama 30-35 yaşında adamlar da vardı o sınıfta. ve yine soruyorum, kimsin sen?
aynı zamanda sınavımı okuyucak olan komitede de olduğun için, ters ters bakmaktan başka bir şey yapamamış olabilirim. çünkü yoluma engel olmanı istemiyorum. ama bu, sınavı herkesten ve vaktinden önce başlattığın için şikayette bulunmayacağım anlamına gelmiyor. umarım bir gün insan olabilirsin!
eğer kendi işini kendin görebilecek kadar iyiysen, koymayacak durumdur. fakat tam aksi durumda çok çaresiz hissettirir insana kendini.
bisiklet kazası sonucu kalça kemiğimi zedeleyip, tek başıma doktora gitmiştim. doktor film istedi. zar zor yürüyorum, eğilemiyorum ve ayakkabılarımı çıkarıp da sedyeye çıkmam tam 10 dk sürdü. canımın acısından gözlerim dolarak çözdüm ayakkabımın bağcıklarını. sonra film sonucunu aldım, doktora götürdüm. çok şanslısın kırık yok, zedelenmiş sadece dedi. sevinmem gerekirken, ağlamaya başladım. doktor amca dikkatimi dağıtmak için nerelisin sen dedi. bu kez hüngür hüngür ağlamaya başladım ve i-i-i-iz-z-mir diyebildim ancak. artık nasıl içerlediysem ayakkabımın bağını çözecek, elimden tutup sedyeye çıkartacak tek bir allahın kulu yok yanımda diye. röntgenci de insan değilmiş ha, şimdi fark ettim bak. insan bir yardım eder. sağolsun doktor amca espri yapıp, güldürmeden göndermemişti beni. sayesinde gözyaşları içinde güle güle çıkmıştım odasından.
Friday night adlı şarkıları ile tanıdığım, solistin sesinin en ritmik şarkılarda bile hüzne dönük olması sebebiyle daha da çok sevdiğim güzel ötesi grup. good times don't carry over adlı yeni singleları da çıkmıştır.
ayrıca facebook sayfasına hayranlarının istediği zaman arayıp, kendisiyle konuşabilmesi için kişisel telefon numarasını koymuş. müziğinin sloganı da ''banks bütün sırlarınızı duymak istiyor''. neyse araştırdıkça ürkmeye başladım. sadece dinleyiniz.
- seni seviyorum ama normal bir kız olmanı da çok isterdim.
+ belki de ben kendimi sevmem normal bir kız olunca
+ gerçi şimdi de pek sevdiğim söylenemez...
Ruhun bedenden ayrılışı, cennet ve cehennem gibi soyut kavramları görsel ögelerle öğreten dizilerdir. Sayelerinde gezmiş görmüş kadar olduk.
Ve Yakında allah'ın gösterileceği dizi projelerine de imza atacaklarına dair inancım büyük.