when the joys of living just leave you cold
frozen from the failing mess you made your own
and if you want an ending to your screenplay life
well heres the consolation that will change your
heart and mind
all the glitz messiah's just pass the time
a cure for no real sickness, cross your hopes and die
your supermarket jesus comes with smiles and lies
where justice he delays is always justice he denies
this will make you love again x 4
and now you save
love again
to feel the rays
love again
the sweet delays
love again
and shoot the breeze
love again
early thursday mornings
wipe away the flies
the crossfire fight for action
right between your thighs
every touch is sacred
when they leave the room
if i have to switch the lights off
i wanna switch them off with you
this will make you love again x 4
and now you save
love again
to feel the rays
love again
the sweet delays
love again
and shoot the breeze
love again...
dönebileceğin bir evin olmayışı ya da dönmek zorunda olduğun bir evin olmayışıdır.
muhtaçlık can yakarken, ortadan kaldırılmış bir zorundalık hafif bir serinlik verebilir.
açıkçası şu anda onu gün yüzüne çıkaracak oluşumdan son derece rahatsızım.
bencil yanım; "bilmeyenler bilmemeye devam etsin" diyor. ve hatta bilenlerin hepsi ölsün, bi' tek bana kalsın.
...
sanırım yine diğerim'e yenildim. dinleyiniz, şahanedir.
*israil devleti kurulmadan önce osmanlı idaresindeki filistin topraklarında tarım yapmak amacıyla kurulan çiftliklerdir. akabinde bu çiftliklerde güvenliği sağlamak amacıyla silahlı milislerini yerleştirdiler ve ...
*yahudiler bu sistemi seviyor. aynı şeyi gap bölgesinde uygulamak istediklerini duyduk bir dönem. neyseki tapu kadastro'dan açıklama yaptılar 'yemin olsun birkaç tane taşınmazdan başka bir şey almadılar. hem onlarda gap bölgesinde değil' şeklinde de rahatladık biraz.
*oralarda çocuklar da 'herkesin'miş, pek güzel. ama 'hiç kimsenin' desek daha da güzel olacak sanki.
"... Ameliyat masasında açık unutulmuş gövdeler ve saplı bırakılmış neşterler...
Beyaz önlüklü adam arkasını dönüp giderken kanadı bir kalp. Kanarken fısıldadı;
-Ç a r p m ı y o r u m.
Duymadı adam;
-Ö l d ü m .
Şah damarı kesilmiş bir dünyada ölünüyordu. Ten soğukluğunda tin yitirilmiş ve bütün yeminler hükmünü kaybetmişti; 'primum non nocere'
aslında kimse kimseye zarar vermedi ..."
hayatın altın kuralı olmalıydı. hiç kimsenin canı yanmıyor olurdu kuşkusuz.