"gagavuzca", "gagavuz ülkesi" anlamına gelen söz öbeğidir. gagavuzlar şu an moldova'da özerklik statüsüyle yaşayan sayıları 300.000 civarında, oğuz kökenli ve ortodoks hristiyanlığa inanan bir topluluktur. gagavuzca, ağız ve lehçeler dışında modern türkçe'ye en çok benzeyen dil kabul edilir ki, azerice'den bile daha anlaşılırdır.
johnny cash hazretlerinin en küçük kardeşi. yazıp, çalıp, söylüyor; ama pek bilinmiyor. nerede çıktığını falan yazdığı bir de web sitesi var.
(bkz: http://www.tommycash.com)
nam-ı diğer 'börekçi'. boğaziçi üniversitesi öğrencilerinin saatlerini geçirdiği, çok güzel ama çok yağlı börekler yapan mekandır. ne kadar sigara yasağından etkilenmiş olsa da içi sürekli öğrencilerle doludur. fiyatlarının uygun olmasıyla kısa sürede karnını doyurmak isteyen öğrencileri, sohbete uygun olması ve herkesin orada takılmasıyla çay-sohbet zevkini arayan öğrencileri çeker.
sevişecek elemanın ve hatunun anne ve babalarına sorup cinsel ilişki için onay almalarıdır. Bu onaylar alındıktan sonra rahatça sevişilebilir. modern toplumlarda çok sık görülen bir davranıştır.
sevişirken yalancı duyguları işin içine katan, adeta yüzünüze karşı "sen beni orgazma ulaştıramadın ama ben öyle gibi yapıyorum." diyen yalancı kadınla bir daha sevişmemek. erkeklik onurunu biraz da olsa kurtarmaktır.
geçen bir hatun arkadaşımın parmak bastığı sorundur. "tanışıyosun tipine bakıyosun gayet düzgün temiz bir insan, yatağa girdiğinde bakıyosun ki siki, taşağı kıl yumağı." sözleriyle özetlemiştir durumu. ey türk erkeği biraz daha fazla traş etsene oranı, hatunlar daha çok seviyor traşlı traşlı.
hatunlara bakıyorum bakıyorum bir yakışıklılık yok, erkeklerde de eh işte oluyor bazılarında öyleyse erkekler hatunlardan daha yakışıklıdır. ha derseniz ki hatunlar erkeklerden daha güzel ayakta alkışlarım sizi.
şöyledir efendim:
--spoiler--
Fifteen men on the dead man's chest--
...Yo-ho-ho, and a bottle of rum!
Drink and the devil had done for the rest--
...Yo-ho-ho, and a bottle of rum!
--spoiler--
hayatın bomboş ve amaçsız olması durumudur. hayat devam edebilmek için başkalarının hayatlarını, çalar, sömürür. imkanı varsa ihtiyacı olmayanı da ister, ihtiyacı olmayanı elde etmek için daha fazla sömürür, sömürdükçe sömürür diğer hayatları söndürür bitirir içine sıçar. bu sömürü gayet yasaldır, bir çok güzel şey ise yasal değildir. insanın ve devletin bir şeyleri yasalarla, yasaklarla kontrol etme dürtüsü ise tamamen boş ve gereksizdir.
sen ey insan, fark etmesen de yaşarken sürekli diğer insanların hayatlarından çalıyorsun, ihtiyacından fazlasına sahip oluyorsan daha da çalıyor diğer insanların hayatlarından fazladan çalarak kendine daha da boşluklarla dolu bir dünya yaratıyorsun.
"sol frame'de başlıkların üzerinde bekleme sonucu gelen çarpı işaretine tıklayarak bir başlığı sol frame'den kaldırma, orada görünmesini engelleme işlemi"nin sonucu kaldırılan başlıklardır.
insan oğlunun maymunlarla ortak atadan evrildiği ve homo sapiens sapiens türüne ait olduğuna baktığımızda, yalnızca insanın bir hayvan olduğu gerçeğini düşündüğümüzde bile karşımıza çıkacak gerçektir. evet sevgili okuyucu, annen, baban, sevgilin, halan, peygamberin, büyük önderin vb. aslında hepsi hayvandır. insana hayvan demek bir küfür değil sadece reddettiği bir gerçeği yüzüne vurmaktır.
öyleyse en önde ben hep beraber bağıralım ve kabul etmenin hafifliğiyle orgazm olalım "hepimiz hayvanız".
yahu düşünüyorum da sözlük bir eğlence yeri bir çok yazar için. girip saçma, ciddi garip garip başlıklar açar + oyu - oyu kafaya takmadan takılır bu yazarlar. bir-iki güler, eğlenir, saçma bkz'lar verir ve çıkar. işte budur sözlük.
başlıklar üzerinde uzun uzun mouse bekletme ve fark etmeden tüm framein başlıklarının yanında çarpı oluşturma sonucu başlık ismine tıklamaya çalışırken birer birer başıkları kaldırma olayı yaşamaktır. çok zararlı ve korkutucudur, sözlükte gezme deneyimini kabusa çevirmektedir.
tony gatlif'in transilvanya filminde eski sevgilisi milan'ı aramaya transilvanya'ya giden, psikopat kadın karakterdir. asia argento canlandırmaktadır, oyunculuğuyla dolan gözler ağlamaya dönüşmektedir.*
sıçarken bunu birisini izletme hayalleri kurmak, bu düşünceden zevk almaktır. bir arkadaşım bu fantezinin kurbanı olmuştur, ben ise dışarıdan buna tanık oldum. avrupa'nın küçük bir ülkesinin başkentinde bir hostele yerleşilmiştir. yerleşilen günün akşamında sırp (olay sırbistan'da değildir.) bir hatunla tanışılmış, hatun tanışır tanışmaz yandaki arkadaşla öpüşmek istemiştir. arkadaşın çekingenliğiyle olay yanaktan öpmeye dönmüş ve hatundan ayrılınarak güne devam edilmiştir. gece saat 1 sularında günün yorgunluğuyla yatıp sabah gezme hayalleri kurulurken hatun yine gelip olmayan ingilizcesiyle muhabbet etmeye çalışır. daha sonra ise arkadaşı kolundan tutup tuvalete sokar ve kapıyı kilitler, olaya tanık olmanın şokuyla "hass. lan sevişecekler, bari bi kondom verseydik elemana." düşüncesinin ardından arkama dönüp salona gitmemle arkadaşımın yanıma gelmesi bir olur. "n'oldu lan" falan derken arkadaş lafa girer ve etrafta türkçe bilen olmamasının rahatlığıyla bağıra bağıra anlatmaya başlar. "abi girdik tuvalete hatun pantolonunu külodunu falan indirdi, sonra büyük bir osurmayla sıçmaya başladı, eliyle tuvaleti falan gösterdi...". bu olayın şoku yaşandıktan sonra olay mahali olan hostelden çıkılarak sabah tanışılan bir türk elemanının gösterdiği bir gece kulübüne gidilir ve kopulur, aslında her şey olayı unutmak ve sıçmasını izletmeyecek hatunlarla tanışmak içindir.
genelde "abi adam benim hatunla işi pişiriyordu." tarzı cümlelerin dinlendiğine işaret olarak "vay şerefsiz", "vay denyo" vs. gibi küfretmek durumudur.