nihat doğan ın zihniyetini, cibilliyetini, belli ettiği şarkısıdır. istediği kadar çırpınadursun artık azğından çıkan sözlerin hesabını yok olarak verecek. ha bu arada onu alkışlayan, tv programlarına reyting uğruna çıkaranları da unutmadık
bakire olunca noluyomuş , verecekmiş işte sana neden hayatına son verdin, nasıl bir ilişki , nasıl bir bohem bu lan, çıkar dildoyu boşver sen kıyma canına
şu " size ne, bize ne, neden karıştırıyorsunuz, din özgürlüğü vs " diyenleri anlayamıyorum. adam başlık açarken sormuş bilgi almak amaçlıdır, neden gocunuyorsun, bildiğini ya da düşündüğünü yazsan, bilmiyorsan sussan da bişeyler öğrensek şurda, neden bu kadar gerginsiniz ki acep.
kardan kadın yaparsak; saçının fönüydü, makyajıydı, giydirmesiydi, o onunla uymaz bunu giydir, el ayak bakımıydı falan derken, kış biter. kardan adam iyidir, basittir, bakıma ihtiyacı yok.
mücteba 1654 yılında kuala lumpur da doğmuştu. o da mevlüde gibi hıyarlıbahçeler özel kolejini bitirdikten sonra, arkadaşının yapamadığını yapıp gıyaseddinoğullarından pertevle evlendi. pertev o zamanın saray başmüşavirinin defterdarının karısının yeğeniydi. bütün bunlar rastlandı mıydı? bu evlilikten doğan iktibas ve lepiska isimli kardeşler daha sonra teşkilat-ı hususa da önemli yerlerde olacaklar. sonraki bölümlerde onlara da değineceğiz.
bir tv programında kendisinden şöyle bahsedilmişti: gençken sevdiği kızla mektuplaşmak yerine, şiirlerini yazdığı bir dergiden kıza şiirleriyle seslenirmiş, kız da şiirlere göre cevaben mektup yollarmış. amaç kıza mektup yollayarak hem ailesi hemde etraftan kıza gelecek kötü söz, bakış, davranışı engellemekmiş. sevdiği kızın adını hiç kimseye söylememiş ona kendince mihriban ismini vermiş, bu isimle seslenmiş. mihriban türküsünü de bu kıza yazmıştır. kavuşmalarının imkansız olduğunu anladıklarında. unutması gerektiğini söylemiş kıza. mihriban mektubunda ben seni unutamam deyince;
süt emerdin gündüz gece
unuttun ya büyüyünce
bu işte tıpkı böylece
unutursun mihribanım
Tıpta "anjina pektoris" ismiyle bilinen, bölgedeki kaslardan, kalp kaslarından, diğer hastalıklara bağlı olan, mecazi olarak aşk acısı çekenlerde olan ağrıların tümüdür. Nazım Hikmet' in aynı adlı şiiri vardır.
Midede ülser, erozyon, asit fazlalığı gibi olan durumlarda, yemek borusunun mideyle bağlantı yerinde gevşeklik olması sonucunda, yemek borusuna mide içeriğinin kaçmasıyla oluşan hastalık durumu.
Tüm dinlerde yeri olan, insanları kötülüğe yönlendirmeye çalışan; lucifer, diablo, iblis, exorcist ... gibi isimleri olan, ateşten yaratıldığına inanılan yaratık.