ingilizce hocamız bir anısını anlatmıştı. bir arkadaşıyla bursa'ya gidiyorlar, otelde kalacaklar. otelin telefonunu bir yerlerden bulup telefon ediyorlar. bir yıl sonra tekrar aynı kişiyle bursa'ya yolları düşüyor. odtü'de okuyan o arkadaşı bir yıl önce öğrendiği telefon numarasını hatırlıyor ve aynı otelde kalıyorlar. rakam/sayı hafızlığı budur.
tıp fakültesi öğrencileri beni yıkasın ve kadavra olarak kullansın. dirim insanlığa faydalı olduğu gibi ölüm de faydalı olsun. umarım öldükten sonra tıp fakültesine bağışlanırım.
kira, elektrik, su, telefon, doğalgaz, gıda harcamaları vs. yani geçinmek için ödenmesi gereken faturalardan sorumlu değilseniz, eh işte idare eder. az buçuk keyif yapabilirsiniz.
kombi için dolap yaptırdık, parasını almadılar.
baza aldık yine parasını almadılar. bazen esnaf para almayı unutuyor, hatırlatmamıza rağmen yine almadılar.
kötü, hele bi de süt döküyolar üstüne. baklavanın üstüne neden süt dökersin, eskiden şekerlenen, tadı bayatlayan baklavayı yumuşatmaya çalışırdık sütle. aynen o tadı aldım yiyince.
Hayat şartları ile alakalı, bu ülkede insanların ev-araba alacak paraları yoktu. karne ile ekmek alıyorlardı. Hayat koşulları insanları genç yaşta yaşlandırır.