başlık biraz ibnemsi oldu, en başta bunun için özür dilerim lakin "türk kızlarının orospu kaltak yavşak olması" diye başlıkta açsam, çaylak olurdum herhalde, siz de anlayışla karşılayın.
1nci sebep kendilerini cinsel obje olarak gören erkeklerden nefret etmeleri ama kendilerini inatla böyle göstermeleri..
facebook, twitter, (sözlük[!]) gibi sosyal platformlar da oranı buranı açıp paylaş ve "ben cinsel obje miyim yhaa" diye dolaş. senin bu yaptığına biz; "selin görünümlü kezbanlık" diyoruz.
2nci sebep kendilerine olan özgüvensizliği, erkekler de yakalamak..
nedir abi bu güçsüzlük, şu türk kızları [!] neden kendi ayakları üzerinde durmaya çalışmaz. ulan neden hiç zengin karı arayan adam değil de zengin koca arayan kadın görüyoruz acep? söylesene recep?
3ncü sebep ego kraliçesi olmaları..
bu kez kızlara değil erkeklere söveceğim, kusuruma bakmayın beyler.
ulan zira bu kızlardaki egonun sebebi sizlersiniz amk, hanginiz [!] inkar edebilir. kıza ver iltifatı ver hediyeleri ve öpücükleri ver günaydın ve iyi geceler mesajlarını sonra bu kızın egosu yani halk arasında; götü kalkmayacakta benim mi kalkacak ulan sıfatına sürttüğümün?
sonra "beni niye reddetti" ya da "benin neyim eksikti" diye dolanmayın. zamanında belli ki bu kıza "sen meleksin, sen harikasın" demişler bu kız da "berkcanlara" bakmaz tabi. ulan şu kızları şişirip şiririp ayrılıyorsunuz cefasını biz çekiyoruz.
-nokta
edit: akşamları, annesinin yaptığı pilavsız kuru fasulyeyi, yiyip, geceleri osura osura huzur içinde uyuyan, kızların elinden tutamadım, tutmadım. affedin beni.
edit2: ben haklıyım, diyorum. "hayır ben haklıyım" diyen varsa buyursun girsin entry'sini veriyim cevabını.
insan önce bebektir, ne yaptığını bilmez altına sıçar, işer, olur olmadık yerde ağlar ve hiç kimse bebekliğini hatırlamaz.
çocuk olur, sonra gidip bir kıza, ya da erkeğe aşık olur, onu düşler, hatta bazen dersleri boşlar. akşamlara kadar dışarılarda top oynar (gerçi artık böyle çocuklar pek kalmadı) eve geç gider, annesinden babasından dayak yer.
büyür bu çocuk, ergen (ya da genç) olur hayatın anlamını biraz daha kavramaya başlar, yine aşık olur, yine onu düşler, onunla hayaller kurar, onunla mesajlaşır vesaire vesaire.. ileride pişman olacağı şeyler yapar, ama ergendir o yapar, kızmayın. kavga da eder, eve kanlar için de de gelir ama geleceğini pek siklemez.
yetişkin olur artık, gençliğini hatırlayıp "ulan ne salakmışım" der, geçmişinde yaptığı bütüüün şeyler için. e iyi de bu adam yetişkinliğine kadar salak mıydı sanki?
yaşlanır, emekli parasını yemeye başlar, ya da pardon ya burası türkiye'ydi değil mi? o zaman şöyle söyleyeyim; borçlarını azar azar ödemeye çalışıp, git gide yaşlanır.
e iyi de bunun nesi hayat be kardeşim? bu bildiğin oyun.. hayat bize hep "güzeldir" diye anlatılmadı mı? hee bu arada adama ne olduğunu söyleyeyim mi?
adam öldü!
adam yalnız başına geberip gitti, tabutunu 1 imam ve yoldan para karşılığı tutulan 3 kişi taşıdım. toprağını kazmaya üşendiler! imam; "merhumu nasıl bilirdiniz" demek istemiyordu sanki, ama dedi işte, arkadaki 3 herif ise "iyi bilirdik iyi" deyip arkalarını dönüp gittiler. mezar taşında ismi yazılı ama hafif silinmiş gibi duruyor. a harfi tam belli değil..
ulan bir insanın hiç mi derdi olmaz arkadaş ya, yok abi yok 1 gram derdim yok anasını satayım.
ben de isterdim derdim olsun, sabahlara kadar içeyim, yatağa girdiğim de bir o yana bir bu yana döneyim "off poff" çekeyim ama olmuyor işte.
aşık olayım ve terketsin beni diye bir kız buldum geçenlerde, aşık falan oldum tabi, bir de yanıma yakışıklı çocuk aldım, sevdiğim kız yanımdaki çocuğa aşık olsun diye ve işe de yaradı, evet aşık oldu amk. akşama benim hiç umurumda olmadı ama yine taktım kulaklığımı son ses dash berlin dinledim.