1) arkadaşım dediğin insanlarla olan sana saçma sapan ufak mesele gibi gelen ama aslında çok önemli olan tartışmalar var ya, hakaretlerini duymadan önce arkadaşlıklarını sonlandır. değmeyecek insanlara vaktini boşa harcamışsın.
2) yüksek lisansa devam et
3) uğrunda yüksek lisansını bıraktığın şirketin teklifini kabul etme, saçma sapan bir yer bak hala kurtulamadın.
4) o yardımcı olayım diye mesaj attığın insan hayatını karartacak. muhabbeti uzatma.
o değil de daha geçen sene mezun olmuş gibi hissediyordum üzerinden 5 sene geçmiş be. yaşlanmışım haberim yok.
sevgili olmayı götü yemeyen ama elimin altında da dursun bir yere gitmesin diyen insanların ekseriyetle övdüğü davranış.
karşındaki kişiyi arkadaşın olarak görmüyorsan ya seviyorsundur ya sevmiyorsundur. sevmiyorsan zaten dön arkanı git, ha karşındaki fuckbuddylik müessesine sıcak bakan biridir bunun teklifini yaparsın o ayrı. seviyorsan da duygunun arkasında durmayı öğren.
kızların adı çıkmış, erkekler de bu konuda az değil. ben ayrılık acısıyla daha nefes bile alamazken benim adam başka kızlarla fink atıyordu.
ha bu arada çivi çiviyi sökmüyor, bunu yapan kişi de onu bilsin. aksine sürekli karşılaştırma yapıyor insan ki o daha fena. ayrıca kişinin acılarla yüzleşmeye cesareti olmadığını gösterir ve bir karaktersizlik örneğidir.
her iki durumda da sonuç felaket. vaktinizi harcamayın, azıcık cesur olun, seviyorsanız gidin konuşun. yaşamış biri olarak söylüyorum ki reddedilmenin acısı giden yıllarınızın ardından neye bile ağladığınızı bilmemekten iyidir.
Bu aralar olmaya çalıştığım kızdır. Ancak kafa karıştırıcı bir erkeğe denk geldim. Mesaj atınca gayet sıcak konuşuyor işte önümüzdeki günlere yönelik planlar yapıyor bizle ilgili ama ben mesaj atmazsam yazmıyor. Sinyalin olumlu mu olumsuz mu olduğuna karar veremedim.
Bu kafa karışıklığını yaratmak da bi taktik herhalde. Ya da karşımda ne istediğini bilmeyen biri var. Bak buna da karar veremiyorum....
Neyse insan içinden geldiği gibi davranmalı, öyle taktik strateji kurarak stres altında hayat geçmez düşüncesinde olan kızdır.
ne yaşadığına bağlıdır. bazen hayat insanı erken olgunlaştırıyor.
ha bana sorarsanız ergenliğinin sonundadır, leyladır, pembe panjurlu ev hayal eden insandır. bir kaç yıl içerisinde hayaller hayatlar yüzleşmesi yaşayacaktır.
ben 23 yaşıma dönüp baktığımda kendisine gülümsüyorum, çünkü çok saf ve başına geleceklerden habersiz umutlu umutlu bakıyor hayata.
öyle bir melodisi var ki koşarken ritme uymak için can atıyorsunuz, araba kullanırken kendinizi f1 pilotu zannediyorsunuz, yolda yürürken arkanızda alevler içinde bir ev bırakmışçasına yürümeye başlıyorsunuz. öyle gaz bir şarkı yani.
''that's the price you pay
leave behind your heart and cast away'' sözleri ile başlayan pre-chorus kısmı ise kanımca şarkının en mükemmel yeri.
çıkınca minimum 1 kilo verdiğiniz mekan. evet kese sonucu attığınız ölü deriden bahsediyorum. çünkü bin derece sıcaklıkta yapılan kese sonucunda neredeyse deri değiştiriyorsunuz.
bizlere saplantının ve egonun ne demek olduğunu muhteşem bir şekilde aktaran bir christopher nolan başyapıtı.
en sevdiğim cümleleri;
---bence spoiler değil ama bazıları sinirlenebiliyor, o yüzden buradan sonrasını her şeye sinirlenenler okumasın---
her sihirbazlık numarası üç bölüm ya da perdeden oluşur.
birincisi 'vaat' bölümüdür. sihirbaz size sıradan bir şey gösterir. iskambil destesi, bir kuş ya da bir insan. bu nesneyi size gösterir. son derece gerçek, üzerinde oynanmamış, normal bir şey olduğunu görmeniz için nesneyi incelemenizi ister. fakat gerçek farklı olabilir.
ikinci perdeye 'dönemeç' denir. sihirbaz olağan bir nesneyi alır ve onu olağanüstü bir şeye dönüştürür. hilenin sırrını arıyorsunuz ama bulamazsınız. çünkü dikkatli bakmıyorsunuz. siz sırrı bilmek değil kandırılmak istiyorsunuz!
henüz alkışlamazsınız çünkü bir şeyi yok etmek yeterli değildir. onu geri getirmeniz gerekir. işte bu yüzden her sihirbazlık numarasında üçüncü bir perde bulunur. içlerinde en zorlusu... bizlerin deyişiyle 'prestij'...
bu işi neden yaptığımızı hiçbir zaman anlayamadın! seyirci gerçeğin farkında! dünya basit bir yer, perişan, baştan aşağı maddesel. ama bir saniye olsun onları kandırabilirsen hayretler içinde bırakabilirsin. işte o zaman çok özel bir şey görebilirsin. bilmiyorsun değil mi? yüzlerindeki ifade her şeye değerdi!
113 yarış sonra 2018 abd gp galibi olmuş formula 1 pilotu. şampanya töreni öncesinde odada lewis hamilton'a ''şampiyon oldun mu?'' diye sorması ise tam bir rai style.