insanların kalbini kırdığım zaman, çok mutsuz oluyorum ve üzülüyorum. Eskiden böyle değildim ama son zamanlarda bu hale geldim. Kalbini kırdığım kişi, yapmış olduğum eylemi ne kadar hak etsede üzülüyorum. Yıllar önce kalbini kırdığım insanlar aklıma gelince üzülüyorum. Bilerek ya da istemeyerek kalbini kırdığım kim varsa özür dilerim. Kimseyi üzmemek ve kalbini kırmamak gerekli.
Beş yıl kimileri için kısa bir süre olabilir ama bu durum benim için geçerli değil. Şu anki aklımla beş yıl öncesine gitsem hayatımda pek çok şey değişir. istediğim şehirde çalışırdım, şu anda dört yıllık memurdum ve en az beş yıl kazancım olacaktı. Özelsektörde çalışıp gereksiz insanlarla muhattap olmayacaktım, canını da boştan yere sıkmayacaktım. Ne kadar konuşsam boş. Geçip giden zamanı geri getiremiyoruz.
Paule auster'ın bütün romanlarını okuyabilirsiniz. Döneminin en iyi polisiye romancısı olması, su götürmez bir gerçektir. Yazarın kitaplarını okumaya; görünmeyen, levhettın ve newyork üçlemesi ile başlayabilirsiniz.
On beş yıl önceki halinizle sabaha kadar konuşsanız hiçbir işe yaramaz. on beş yıl önceki siz, şimdiki siz değilsiniz. on beş yıl önceki halime öğüt vermektense, on beş yıl önce şimdiki gibi düşünmek isterdim. önemli olan doğru düşünebilmektir. doğru düşünmek için hayat tecrübesine ihtiyacınız var. Hayat tecrübesi de zamanla kazanılıyor.
Şu sıralar sık sık gördüğüm anlamsız rüyalar. Neden kaynaklandığını bilmiyorum. Belki de; yeni bir şehirde olmamdan, ne yapacağımı bilmememden, burada yeni olduğum için yabancılık ve yalnızlık çektiğimden kaynaklanıyordu. Böyle rüyalar, insanın canını sıkıyor.
Üniversite kazanmanın zor olduğu, her ilde üniversitenin olmadığı, üniversiteli olmanın ayrıcalık olduğu dönemde sınava girmiş olan efsanevi nesildir. Ne günlerdi be ! insan özlemeden edemiyor.
sevinç sevinç berrak
ve yıldız yıldız parlak
bir dağ pınarı
üstünde beyaz bulutların
ve kuytusunda bir yeşil yamacın
aziz ruhlar sallamış beşiğini
veda edip çocuk tazeliğiyle bulutlara
raks eder gibi iner mermer kayalara
haykırır sevincini semalara
dağ geçitlerinde
önüne katar renk renk çakılları
ve bağrına basar kardeş pınarları
çiçeklenir ayak bastığı yerler
ve nefesiyle yeşerir çimenler
yoldaşı olur şimdi ırmaklar
ovaları doldurur gümüş ışıklar
bir ses yükselir pınarlardan
'kardeş ayırma bizi koynundan,
bekliyor yaratan.
yoksa bizi çölün kumları yutacak
güneş kanımızı kurutacak
kardeş,
dağın ırmaklarını, ovanın ırmaklarını
hepimizi alıp koynuna
eriştir bizi yüce rabbına
ezelî derya'nın yanına.'
peki, der, dağ pınarı
kendinde toplar bütün pınarları
ve haşmetle kabarır göğsü, kolları
ülkeler açılır uğradığı yerlerde
yeni şehirler doğar ayaklarının altında...
kulelerin alev zirvelerini
ve haşmetli mermer saraylarını
bırakıp arkasında
yürür mukadder yolunda
dalgalanır başının üstünde binlerce bayrak
ihtişamının şahitleri
evlatlarını rabbine ulaştırarak
karışır ilahî ummana coşarak!
şu anki türkiye cumhuriyeti’nin kurucusu bu büyük komutan çanakkale savaşı ile adını dünyaya ezberletmiştir. sonrasında türk kurtuluş savaşı’na komuta eden mustafa kemal, bu savaştan muzaffer komutan olarak çıkmış ve adını tarihin altın sayfalarına eklemiştir. en ünlü sözü ise şudur ;
“ ben size taarruzu emretmiyorum ölmeyi emrediyorum!”
2) büyük iskender
uçsuz bucaksız bir fetih hareketi.. kimsenin karşısında duramadığı bir komutan.asya’yı topraklarına katan bir stratejist.. büyük iskender’in ırkı hakkında çok fazla tartışma çıksada kendisinin makedon olduğu kabul edilir. kendisinden 5 kat büyüklükteki pers ordusunu şaşırtmacalı taktiklerle perişan eden bu taktik dehasının en ünlü sözü;
“denemeyi bilene imkansız yoktur.”
3) cengiz han
tarihin gördüğü en büyük imparatorluğun , en acımasız ordunun yegane komutanı olan cengiz han gerçek bir taktik dehasıdır. doğal şartları kullanmayı en iyi bilen komutanlardan olan cengiz han, bir savaşta ırmağın yönünü değiştirip düşmanını alt etmiştir. anadolu’yu yakılıp yıkılmasının hatta şu anda doğu anadolu’nun şu anda ağaçsız bir bölge olarak kalmasının sorumlusu da cengiz han’dır. yine de taktik dehasının önünde saygıyla eğilmek gerekir.
4) jül sezar
roma imğaratorluğu’nun belkide en çok bilinen hükümdarlarından olan julius sezar, taktiksel savaş bakımından dünyanın önde gelen stratejistlerinden biri olarak kabul edilir. galya ve gergovia savaşları sırasında altığı zaferler göz kamaştırıcı bir taktik dehaya sahip olduğunun bir kanıtıdır. en ünlü sözü ise kendini tam manasıyla anlattığı ; “geldim gördüm yendim” ‘dir.
5) hannibal barca
bu büyük komutanı belki de pek çoğumuz tanımıyor. ancak dünya tarihine “stratejinin babası” sıfatıyla kazınmış bir komutandan bahsediyorum. hannibal barca , düşmanlarını yanılgıya uğratmakta tam anlamıyla ustadır. ününü artırdığı 2. pön savaşı’nda roma ordusunun tam 3 defa kendisini es geçmesini sağlamış ve en sonunda roma ordusunu yok etmiştir. türk kurtuluş savaşı’nda da hannibal’ın bazı taktikleri yunan kuvvetlerine karşı uygulanmış ve başarılı olmuştur. bu yüzden zamanın ötesindeki bir komutan dersek, hannibal’a söylenebilecek en uygun cümleyi söylemiş oluruz.
'' ya bir yol bulacağız ya da bir yol yapacağız''
6) fatih sultan mehmed
çağ açıp çağ kapatan, peygamber övgüsüne mazhar olmuş , taktik dehası bir komutan. öyle bir komutan ki , o öldüğünde hrıstiyan dünyası günlerce bayram yapmış şenlikler düzenlemiştir. ancak düşman fanatizmi içinde yapılan bu etkinlikler fatih’in şahsiyetini gölgeleyemez. fatih sultan mehmed hakkında çok fazla bir şey anlatmama lüzum yoktur zira yaptıkları ortadadır.
“biz ülkeleri değil , gönülleri fethetmeye gidiyoruz.”
7) timur
hepimiz timur’u ankara savaşı sayesinde tanıdık. osmanlı’yı fetret devrine sokan bu savaşın sonunda yıldırım bayezid’in sancaklarını ayağının altına alan timur , hayatta olduğu süre içinde ordusunun gücü ve büyüklüğü , hiçbir komutanın maruz kalmak istemeyeceği bir işkence gibiydi. filleri de ordusunda kullanan timur karşısına çıkan her orduyu ezip geçiyordu. bir ayağının topal olduğu ve bu yüzden kendisine “aksak timur” dendiği rivayet edilir. en bilinen sözü ise ;
“ülkeler kılıçla alınır ancak adaletle idare edilir.”
8) napolyon bonapart
napolyon bonapart, fransız asker, devlet adamı. fransa'nın politik, sosyal ve kültürel yaşamını olduğu kadar tüm avrupa'yı etkilemiş bir tarihi kişiliktir. kendi adıyla anılan napolyon savaşları’nda kazandığı başarılar onu dünyanın en büyük askeri liderlerinden birisi yaptı.
'' insanın olgunlaşması için mutlaka acılarla yoğrulması gerekir. çünkü o hem taş, hem de heykeltraştır. ''
9) selahaddin eyyubi
selahaddin eyyubi’ye gülmeyen komutan da diyebiliriz. kendisi kudüs geri alınana dek gülmenin kendine haram olduğunu düşünecek kadar davasına ve dinine bağlı büyük bir komutandır. nitekim hıttin savaşı ile gayesine ulaşmış ve kendisini muzaffer komutanlar listesine eklemiştir. şu sözü ile ünlüdür ;
“bizim görevimiz allah’ın adı yüce olsun diye düşmanlarımızla sonuna kadar savaşmaktır.”
10) halid bin velid
katıldığı hiçbir savaşta yenilmeyen ve muzaffer sıfatını tam anlamıyla hak ede bir komutan. halid bin velid dünyanın gördüğü en cesur komutanlardan biri olarak tarihteki yerini almıştır. islam tarihi’nde ki en büyük komutanlardan olan halid bin velid’in en büyük arzusu savaş alanında şehid olmaktı. ancak hasta yatağında vefat etti. hatta hasta yatarken, bundan dolayı dert yandığıda rivayet edilir. en bilinen sözü ise ;
“sizin hayatı ve şarabı sevdiğiniz kadar ölümü seven bir orduyla size geldim.”
gözlerimi çeviremeyeceğim ne dünyanın kibrine ne de sizin aşk dediğiniz acıyı çeken çocuklarınıza;
aşk nedir ki tatlı bir belirsizliğin uzun geçidini başka bir acıya dönüştürenden ve sesi kısılmış bir başka?
bakamayacağım aşağıya.
ne var ki bakacak dünyada
doğmamış bir yarın için.
kendinden ve aileden vazgeçsinler diye
onlar tuzak kuran ormandaki bir adam ve kadından başka?
12.sonsuzluk gecesi gelip çattığında
ve sessizlik,gecenin gelgiti tepeleri yuttuğunda
yeryüzünde doğmuş üç tanrı,hayatın efendisi titanlar dağlarda gösterdiler yüzlerini.
nehirler ayaklarına kadar geldiler
sisler göğüslerini sardılar
ve başları görkemli bir şekilde
ulaştı dünyanın ötesine
sonra konuştular uzaklardaki gökgürültüsü gibi
sesleri yuvarlandı ovalar üstünde.
yapısında herhangi bir bozulma olmazsa efsaneler arasına girecek olan spor dergisi. Yalnız dergide biraz fazla matba kokusu var. iyi bir yazar kadrosuna sahip ve kaliteli yorumlar içeriyor. dergi yazarı olan caner eler'in ilk sayıda jordan'ı, ikinci sayıda phelps'i kapak yapması çok hoşuma gitti.
aksine tatlıdır, verilen bir sözü tutmamak,
hayli ağır kanıtsanmış bir hatırın vebali,
ve heyhat, hiç vaat bile edilemez hak,
gönlümüzle öylesine ters düşerse bedeli.
bilinen sihirli besteleri çalışıyorsun pekiyi,
büyüleyip çekiyorsun yine, susmamış birini,
tekrar salıncak tekneye, sarhoş deliliğin tini,
tazeliyorsun, ikiye katlıyorsun tehlikeyi.
kendini gizlemeni mi saklatacaksın bana!
mert ol, bakışımdan asla kaçma!
er geç fark edecektim pekala,
ve al işte o lanet ahdini, aha!
yapmam gerekeni bitirdim nihayet;
benden sana kalan hiç bir şey mani olmasın;
yalnız, senden ayrılan şu arkadaşı af et,
bırak artık o da sessiz sedasız utansın.
pink floyd'un the endless river albümündeki 7. şarkı. türkçe isimli olup türk çalgıları ile çalınmıştır. şarkı 2008'te aramızdan ayrılan pink floyd'un klavyecisi richard wright'a adanmıştır.
tuvalet temizlersin, paspasçılık görevi yaparsın, yemekhanede akşama kadar bulaşık yıkarsın, nerde gereksiz iş var onu yaparsın fakat ağzında rambo bıçağıyla elinde g3'le mg3'le ve çeşitli silahlarla fotoğraf çektirirsin. olum askerde ne yaptığın belli, o elindeki silahı kaç kez kullandın, askerliğini vietnam'da mı yaptın ?
william shakespeare'in şiirlerinin toplandığı kitaptır. eleştirmenlere göre shakespeare'i şiir konusunda piramidin tepesine çıkarmıştır. şiir severlere okumalarını şiddetle öneririm.
toplumumuzda kitap okuduğu için bazı kesimler tarafından dışlanan insandır. kitap okumanın iyi yanları olduğu gibi kötü yanları da vardır. fazla kitap okursanız yalnızlaşırsınız ve eleştirel gücünüz arttığı için insanların kötü ve eksik yanlarını daha iyi görmeye başlarsınız bu durum size, negatif olarak yansır.
Hayat mücadelesine o kadar çok dalmışım ki, pink floyd fanı olmama rağmen bu albümden kısa bir süre önce haberim oldu ve haberim olur olmaz gidip aldım. albüm, 20 yıl önce çıkan, son albümden önceki '' the endless river '', the division bell'in yayımlanmayan parçalarına dayanıyor. ismini the division bell albümündeki son şarkı olan high hopes'un içindeki bir cümleden alıyor. albüm 18 şarkıdan oluşuyor ve 8. şarkı türk motifleri içeriyor ve şarkının ismi türkçe ve anısına olup şarkı ve albüm 2008'de hayata veda eden richard (rick) wright'a adanmış. albümün oluşmasında david gilmour, nick mason ve richard (rick) wright'ın emekleri olup roger waters bu albümde de yok. albüm kapağı diğer pink floyd albümlerine pek benzemiyor ve pink floyd'un pek tarzı değil gibi. bulutların üzerinde bir sandal ve sandalın üzerinde sonsuzluğa kürek çeken bir adam var. sonsuzluğa yolculuk eden richard (rick) wright'a gönderme yapılmış izlenimi veriyor. diğer pink floyd albümlerinin gerisinde kaldığını düşündüğüm bir albüm fakat dinlemeye başladığınızda sizi alıp uzaklara, sonsuzluğa götürüp rahatlamanıza neden oluyor. richard (rick) wright'ın anısına daha iyi bir albüm yapılabilir miydi bilmiyorum ama olmamış daha iyi bir pink floyd albümü beklerdim. buna rağmen albüm 2014'te en fazla satılan albümler klasmanında dünyada 7. sırayı almıştır. david gilmour'a göre son pink floyd albümüdür. böylelikle bir efsane sona ermiş oldu. gelmiş geçmiş en iyi rock grubu olan pink floyd'un efsanesi.