anne: aç oğlum hadi mağrayı bak yoksa mamanı kargalar kapar.
bu szler beraber ağzımızın mağra olduğuna inanırdık bir de kargaların yemeklerimizde gözü olan düşmanlar olduklarına. bu mağra bazen garaj da olabiliyordu. (bkz: çok amaçlı ağız)
bu tek çocukların bir çok özelliği vardır. şımarık olurlarmış. bütün çocuklar zamanında şımartılmamış mıdır? özellikle evin küçükleri şımartılmanın tadına doyamazlar. bir de şöyle birşey vardır. (bkz: tek çocuklar paylaşmayı bilmezler)
demek ki aklı hep ondaymış ben 1 yıl boyunca sadece kendimi kandırmışım dedirten olaydır. zaten hiçbir şey geçmişte kalmaz gün gelir tekrar önüne çıkar. gözünün içine bakıp gülümsedikten sonra arkaya dönüp gidilesi olaydır.
gecenin bir yarısıdır. uyumak mecburdur sabah erken kalkılacaktır. uyumak için uğraşırken bir ses duyulur "tik tak tik tak tik tak tik tak..." bu ses hiç bitmez. yastığı kafanın üstüne koyarsın kulaklarını kapatırsın ama ses korku filmi modunda içine işler. tek çare kalmıştır evdeki saatlerin hepsini balkona koymak. saatler balkonda dururken sağlıklı ve huzurlu bir uykuya dalınır.
hürrem sultana aşık olup gözleri bu aşkla kör olan padişahımızdır . eğer söylenenler doğruysa hürrem sultan entrika ustasıdır ve kanuni bunu kabullenmekte zorlanmıştır.
çiçeklerin arasında başlar kahvaltı. sürekli gelip geçenler hakkında dedikodu yapılır. bir de çay koymak vardır. mutfağa git çayı koy sonra gel. en makbul kahvaltı mutfakta yapılandır.*
kerem: o ileti kime?
nazlı: merak etme sana değil?
kerem: o zaman kime?
nazlı: öylesine yazdım ya.şarkıyı dinledim hoşuma gitti yazayım dedim.
kerem: iyi öyle diyorsan öyle olsun.
nazlı: hem illa sana bir şey yöneltmek istesem yüzüne açık açık söylerim...