kendisi panseksüel bir erkek arkadaşımız. ancak, emo görünümünde bir kız olarak görünmeyi seviyor. ne diyeyim, fotoları görünce ve erkek olduğunu öğrenince ben bile kıskandım şahsen. birçok türk kızından daha güzel. *
ay ben bakireyim tamam mı der durur. anlam verilemez kezbandır. senin övünecek neyin var? erkeğini mutlu edemeyecek bir yaratıksın sen. hiçbir tecrüben yok. yatakta mal gibi yatacaksın. sonra da erkeğin başka kadınlara gidecek.
he bir de bunların her haltı yiyip de bakireyim diyenleri vardır. kucaklarda hoplarlar, elleşirle, vücutlarında dil dudak yer kalmamıştır ama bakireyim derler. iki yüzlüler sizi.
hiçbir şeye değişilmeyecek hazdır. ömrü boyunca karşısına çıkan kadınlar ona erkek olduğunu hissettirememiştir. ancak, sizinle karşılaştığında bunun belki de yıllar sonra yeniden farkına varır. ona doğal olanı, normal olanı gösterirsiniz. şevkatle kucaklarsınız. o da size bunun için teşekkür eder. onun minnet dolu gözlerine bakmanın verdiği ruhsal zevki başka hiçbir şeyde bulamazsınız.
ne doğru söz. bakir ve bakire insanlar tanıyorum kaç yaşlarınd olmalarına rağmen. soruyorum neden böylesiniz diye. erkekler ya kız bulamamaktan ya da kendilerine güvensizlikten şikayetçi kızlar ise ya beni kimse almazsa korkusuna kapılmışlar. erkek arkadaşlarını iç çamaşırlarının üerinden veya başka şekillerde tatmin ettiklerini söylüyorlar. "bakire"ymişler. nasıl oluyorsa???
neden buikiyüzlülük? neden bu korku? vücut sizin, organlar sizin. birbirinize dokunacağınız eller, parmaklar sizin. öpüşeceğiniz dudaklar sizin. yağ var, un var. neden helva yapılmıyor? neden sevişmiyorsunuz? dünyanın en güzel şeyi ya? neden bundan mahrum kalıyorsunuz? kendinize bu işkence neden? mazoşist misiniz bu kadar?
insanlar diledikleri gibi sevişebilse bugün toplumumuz çok farklı yerlerde olabilirdi. toplumca sevişemediğimiz için bu sinir, bu öfke. öfkeli toplumlara bir bakın. hep cinselliğin tabu olduğu ülkeler ve toplumlar. insanların enerjilerini boşaltacak bir yerleri yok. onlar da ne yapsın? isyan edip duruyorlar. asıl isyanları ekonomiye, politikalara değil. cinsel ekskliğe. hepsinin temelinde bu var. bakın avrupa'ya. refah ve huzur en üst seviyede. herkes mutlu. yanakları kıpkırmızı hepsinin. sırf bu yüzden.
ukteyi veren yazar çok doğru söylemiş. hayat sevişince güzel. sevişince dünya güzel.
özellikle uzak mesafe ilişkilerinde karşımıza çıkan safımdır. çok tatıdır ya. kıyamazsın. kadın mantığını, kadın aklının nasıl çalıştığını tam kavrayamamıştır. penelope ablasından gerçekleri duyması gerekir.
kadınların erkeklerden daha çok aldattığını bilmesi gerekir. bunu fiziken olmasa da zihnen yaparlar. hiçbir istisnası yoktur. yatağına almasa bile arzular beğendiği bir erkeği. seninleyken onu düşünür. onunla olmak ister ilk fırsatta. hele de uzaktaysa ve her zaman görüşemiyorsa. o zaman kızı tutacak hiçbir şey yoktur. arkadaşlarımlayım der, annemgilleyim der, bugün bir yere çıkmadım der... ancak, nerede olduğu aşikardır. bunu her erkeğin akıl etmesi gerekir. ancak, saftır erkek. nedense sevince gözü başkasını görmeme diye bir aptallığı vardır erkeklerin genelde. aldatma sayılır diye mastürbasyon yapmadığını söyleyen bile gördüm.
cinsel bekaretiniz yerindeyse sizin için sorun yoktur zaten. tavsiyeye de gerek yoktur. zıplayın durun farklı farklı kucaklarda. elbet demir atrsınız kerizin tekinin kucağına.
bir arkadaşımın arkadaşı sohbet sırasında bakire olduğunu, sevgilisiyle birlikte olamadığını ve bu yüzden terk edilmek üzere olduğunu söylüyordu. ister istemez lafa karıştım. erkeklerin gayet basit canlılar olduğunu söyledim ve handjob yapmasını tavsiye ettim. suratıma baktı. anlamamıştı. el işi diye açıklamak zorunda kaldım. el işi yapmamın ne faydası olacak, çeyizimde bir sürü havlu kenarı var dedi.
ne yapmaya çalıştığı anlaşılmayan kızdır. büyük ihtimalle pek yüzüne bakılacak bir kız değildir. çünkü, güzel bir kızın paraya falan ihtiyacı yoktur asla. güzel bir kızın daima ihtiyaçlarını karşılayacak birileri vardır mutlaka.
karşısındakini güldürürken düşündüren türk erkeğidir. canım benim, zaten ortalama 15cm. çok mu büyük bir sayı sanıyorsun da böbürlenip geziyorsun bir tanem. orta yerde işemeye kalksan kuşlar kapar, hala havandan geçilmiyor. tamam, küçük şeyler sevimlidir de her zaman da fayda sağlamaz sana. bil bunu bitanem.
ne ortalık kan revan olur ne de erkek az da olsa bir suçluluk hisseder. ilişki maksimum 9-10 saniye sürer. ama, onun suratındaki şapşal ifadeyi görmek zaten ilişkiden daha eğlencelidir. minnetle bakar sana. sanki, hayatını kurtarmışsın gibi.
iki çeşit sonucu vardır bunun. ya erkek olduğunun farkına varıp yoluna devam eder. ki, tercih edileni budur. ya da manyak gibi bağlanıp kalır. evlenmeyi falan planlar. kovarsın edersin, bırakmaz peşini. senden başkasıyla yapamayacağını sanar.
ulan, çık dışarı. nüfusun yarısı kadın. hepsi evlenmek veya sevişmek için yanıp tutuşuyor. ister evlenmek, ister sevişmek, istersen de bakire oldukları için sürtünmene izin verecek bir sürü kız bulursun. dünyaya yeniden gelmedin. sadece, artık bakir değilsin.
gerçekten böyledir. günümüzde bu kadar net bir kavram bile görecelileştirilmiştir. bunun sebebi de maalesef bakireyim ağzı yapıp her haltı yiyen hemcinslerimizdir. ancak, nedense bunlar kıymet görür. erkek dediğin basit bir organizmadır çünkü. zara bakar. kadınının daha önce kaç farklı erkek tarafından kucaklara alındığının, vücudunun her kıvrımına kaç farklı erkeğin elinin-dudağının değdiğinin önemi yoktur. tek amacı gerdek gecesi japon bayrağı altında saygı duruşunda durmaktır.
biraz da olsa önem göstermeli, kadınlığa giden bu yolda ona destek olmalı, tavsiyeler vermelidir. tıpkı oğluna olduğu gibi kızı konusunda da övünmesi lazımdır.
gün içinde sol yana bakıldığında gayet ner anlaşılabilecek gerçektir.
insanlar yapamadıkları, yapamayacakları şeyler hakkında atıp tutarlar. cinsellik içeren başlıkların, entrylerin fazla olması da sözlüğümüzde ne kadar fazla eline kadın eli değmemiş yazar olduğu gerçeğini tokat gibi yazarların suratlarına vurmaktadır.
çünkü, yapabilen insan konuşmaz. çekilir köşesine oturur. hal böyle olunca sözlük erkeklerinin de hali tabii ki içler acısıdır. kezbanlarımızı saymıyorum bile. bu kadar abazan ve kezban bir araya gelmişsiniz. birbiriniz için membağ gibisiniz aslında. değerlendirin işte. *
o hayale asla ulaşamayacak kızımızdır. çünkü, ülkemizin ortalaması maalesef bellidir. fazla beklentiye girmemesi gerekir.
bir de zenci diye tutturanlar vardır ki daha fena. a kezban! hiç mi film izlemedin? o işten hayatını kazanan, profesyonel hemcinslerimiz bile zar zor... konuşturacaklar şimdi beni. sen nerene alacaksın onu?
sözün özü. fazla beklentiye girmeyin. illa olsun diyorsanız yurtdışı seyahatleri bunun için uygun. veya yurtdışından arkadaşlar edinip evinizde misafir de edebilirsiniz.
erkek dedim yine ama... erkek değil, erkekimsidir.
maalesef, yatak adabı hakkında hiçbir bilgileri yoktur. işi bilmeyen kızlar da kanar bunlara. tüm dünya böyle zannederler. ne fantezi ne ön sevişme. misyonerde 2 dakika, götünü dön yat. olay budur bizimkilerde. hani, "beş dakikalık zevk için." falan derler ya bir de. ne beş dakikası? hangi beş dakika? bilmesek kandıracaklar.
kadınlara tavsiyem. ömür heba edilecek bir tane bulunmadan önce veya aynı anda hiç olmazsa birkaç kez avrupalı erkeklerle de yatmaları. fark zaten ilk iki dakikadan sonra anlaşılacak.
dünyaya küçücük penceresinden at gözlükleriyle bakar. fantezi diye bir olayı yoktur. 30 sene evli kalsa otuz sene boyunca misyonerden başka pozisyon denemeyi aklına bile getirmez. sığdır, düşüncesizdir. hele paylaşım duygusu hiç yoktur.
evlilik bir müessese ise bu müessesenin kasası yataktır. yatakta yapılanları renklendirmek, yatağı zenginleştirmek evliliği zenginleştirmektir. nadiren de olsa yatağa başkalarını davet etmekten hiçbir zarar gelmez. her zaman yapılacak bir şey değil sonuçta. hem aldatma, yalan da ortadan kalkar. ne varsa açıkça yapılmaktadır çünkü. yapılan araştırmalarda cinsel hazzı arttırdığı da gözlenmiştir.
neler kaçırdığının farkında olmadan atıp tutan kezbandır.
cinselliğini özgürce, istediği gibi yaşayan kadınları da eleştirir bu utanmadan. halbuki, kendisinin sürtünmediği penis, oturmadığı kucak kalmamıştır. zar yerinde duruyor ya, bulunmaz hint kumaşı zanneder kendini.
kocası olacak kerizi de kandırır bunla. "elime erkek eli değmedi sana kadar." der. evet, eline değmemiştir doğru. ama, geri kalan her yerine başka şeyler değmiştir.
gerçi, toplumun yapısı ve erkek mantığı da etkili bu ikiyüzlülükte. sonuçta, her kız cinselliği özgürce yaşayamıyor bu sebeplerden. bekaret takıntılı erkekler, kızlarının erkeklerle dolaşmasına izin vermeyen aileler...
bırakın kızlar istedikleri gibi yaşasınlar. istedikleri kadar erkek arkadaşları, sevgilileri olsun. istedikleriyle birlikte olsunlar. ciselliği, penisi öcü gibi göstermeyin. kızlar, siz de silkinip kendinize gelin. size ait olan vücudun yönetimini başkalarına vermeyin. o sizin. sizin bedeninizin bir parçası. bırakın sizi sevecek insan zar için değil, kaç kişiyle birlikte olduğunuza bakmadan siz olduğunuz için sevsin.
hödüğün tekinin himayesine girmiş bir daha oradan kurtulamayandır. büyük ihtimalle ekonomik özgürlüğünü de kazanamamış, sinik, ezik bir tiptir.
kızım, şöyle kafanı bir pencereden çıkar. dışarılara çık, hava al. ne alternatifler var özgürlüğünü verdiğin hödüğü her yönden dörde beşe katlayacak. üstelik, senden tek beklentileri de sadece cinsellik. çocuk doğurmanı, evinin işini görmeni istemeyecekler. sadece seks. e, senin de istediğin bu. o zaman ömür boyu tek bir erkeğe bel bağlamak neden?
sırf bazı çıkarlar uğruna bir kadın istek ve zevklerine gem vurmamalı. biraz çevresine bakmalı yeter. hem gizli gizli yapabilirse elindekileri de kaybetmesine gerek kalmaz.
genç kızlar, kadınlar istedikleri işleri, hayallerindeki meslekleri yapamamaktadırlar. bunun sebebi ise sanıldığı gibi erkek egemenliği değil, sektörlerin yetersizliğidir.
örneğin, bartın'da yaşayan genç bir kızımızın hayalinde striptizci olmak var. bu kız nasıl hayalini gerçekleştirecek? bartın'da adamakıllı bir striptiz kulübü olduğunu sanmıyorum. bu kızımız ya erken yaşta evlenip çoluğa çocuğa karışacak ya da okuyup doktor öğretmen olacak. ama, aklının bir köşesinde hep striptizci olma hayali kalacak.
şahsen ben de filmlerden özenip kurpiyer olmak isterdim. ancak, maalesef öyle bir durum da mümkün değil.
hadi kumarhaneyi geçelim, hiç olmazsa girişimciler striptiz kulüpleri açıp daha fazla kadının istihdam edilmesine yardımcı olabilirler. böylece genç kızlarımız hem hayallerini gerçekleştirmiş hem de namuslarıyla para kazanmış olurlar.
erkek? ay, pardon. kendi yazdığıma gülesim geldi birden.
utanmadan sıkılmadan, elinin üstünde tutması gereken, rahatını sağlamakla yükümlü olduğu, belki de ileride çocuklarını doğuracak olan, her gece yatağını ısıtan o mükemmel kadına ev işleri yapmayı reva gören erkektir. ne yazık ki, günümüz toplumunda hala çok sayıda bulunmaktadır.
erkeğin, kadınının kıymetini bilmesi gerekir. erkeğini mutlu eden kadının alternatifi azdır. ancak, kadını mutlu edecek alternatifler dışarıda bolca bulunur. kadın narindir, yorulmamak, rahat etmek ister. sen ona hizmetçiler tutmazsan, çamaşırla, bulaşıkla boğarsan o da elbet kendisini rahat ettirebilecek başka erkek(ler) bulur. eşine hizmetçi tutmayan erkek terk edilmeyi hatta daha kötüsü, boynuzlanmayı göze almış demektir.
durun! hemen değişik sitelere girip cımbızjob diye bir kategori aramayın. önce bir dinleyin.
ele avuca gelmeyen pipisiyle (hareketli değil, boyut manasında)handjob diye tutturan erkek arkadaşa yapılması gerekendir. senin neyine? kaza bela yolda fermuarın falan açılsa kuşlar, tavuklar solucan diye kapmaya çalışır.
her bayanın yanında bulundurduğu cımbız bu işi görecektir. gönlü olsun garibanın. yaptıktan sonra cımbızı atmak, sevgiliyi de postalamak en mantıklısıdır.
ne deniyordu ingilizce'de? over-reaction mu ne, işte o.
nedense aldatılan erkek bunu öğrendiğinde çılgına dönüyor. bağırıyor, çağıryor, vuruyor, kırıyor...
neden bebeğim bu gürültü patırtı? ne gerek var? hadi, işin içinde duygusal aldatma da varsa bir yere kadar anlaşılabilir. ancak, sırf seks için üstelik sadece bir kez aldatılmayı erkeklerin dert etmemesi lazım. sadece seks. başka bir şey yok. duygu yok, his yok. bunda kızacak ne var? o kadın yine senin kadının. onun teni yine senin tenin. sırf bu kadar basit bir sebep yüzünden bir sürü mutlu birliktelik sona eriyor.
biraz anlayış lütfen. sadece biraz anlayış. erkek mantıklı düşündüğünde zaten bunda bir sorun olmadığını anlayacaktır.
başlığın aslı, "uzak mesafe ilişkisi yaşadığı halde boynuzlanmadığını sanan saf erkek" olacaktı da sözlük izin vermedi...
çocukça bir saflıkla severler bunlar kızı. bir de her söylediğimize inanmaları yok mu? yerim ben bunları ya. çok sevimli olurlar. yanaklarını mıncırasınız gelir.
kadın burnunun dibinde de olsa bir yolunu bulup aldatabiliyorsa, bir de uzak mesafeden düşün artık. saf delikanlının boynuzları yemen'den görünüyordur da haberi yoktur zavallımın. "aşkım, esralarla kız kıza dışarı çıkıcaz." (ne esra'sı. berk, tuncay vs..), "aşkım evde film izliyorum." (sinemada tolga ile yiyişiliyor.), "markete gitmiştim. telefon evdeydi. çağrını geç gördüm. (of of. neler oldu o arada canım benim.)
işin acı tarafı. bunları yemeyen erkek de görmedim. güzel bir kızla uzak mesafe ilişkisi yaşıyorsan bunları göze alacaksın. sonuçta, aşk her şeyi affeder dimi? *
bir kadının vücudunu, o vücudun nelere ihtiyacı olduğunu, nelerden hoşlandığını, nelerden zevk aldığını en iyi bir kadın anlar. erkeklerden böyle bir beklenti içine girmek yersizdir. çünkü, ilişkide karşıdakini büyük bir çoğunluğu önemsemez. sadece kendi zevkleriyle ilgilenir ve onları önemser.
çok kıymetli bir eşyanızı güvendiğiniz birine emanet etmek gibi bir şey bu. tamam, doğal olana aykırı. ancak, kimseye de gidin lezbiyen olun dediğim yok. ama, en azından bir kereliğine de olsa yıkmak lazım duvarları. deneyince zaten söylenenler daha iyi anlaşılacaktır. kezbanca önyargılara gerek yoktur.
