pindarus
79 (sürprizlerle dolu)
onuncu nesil yazar 9 takipçi 111.47 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    psikanaliz ve edebiyat

    1.
  1. freud'un kişilik kuramını bulması ve bilinç dışını keşfi ile edebiyatta yeni bir yol bulundu realist romanların en büyük özelliği dış dünyanın olabildiğince ayrıntılı ve gerçeğe uygun şekilde tasviri idi. gerçekçi tasvirler romanın özünü oluşturuyordu. psikanaliz ile dış dünyanın yerini roman kişisinin iç dünyası aldı.
    psikanalitik edebiyat kuramı üçe ayrılır;

    1) sanatçıdan esere,
    2) eserden sanatçıya,
    3) eser odaklı.

    sanatçıdan esere;

    freud’a göre sanatçı birtakım nevrotik durumların sahibi insan, içgüdüler, itiler ve dürtüler içinde bir karmaşaya sahiptir. toplumsal hayat, kanunlar, töreler ve genel ahlak kuralları bu dürtülerin, istek ve itilerin açığa çıkmasını engeller. onları bastırmaya çalışır. fakat insan ruhunun özünü teşkil eden bu isteklerden kolay kolay vazgeçemez. bu durumda muhayyile devreye girer ve insan hayal kurma yöntemi ile kimi istek ve dürtülerine ulaşmaya çalışır. kendisini olmak istediği yerde ve durumlarda görür.

    işte sanatçı bu hayalleri sanat yoluyla açığa çıkaran kimsedir. sıradan insanların telaffuz etmeye bile kaçınacağı durumları o sanat yoluyla ifade eder. fakat bu hayal kurma ve tasavvur gücü aşırıya kaçtığı zaman hastalığa davetiye çıkarır. marki de sade’ın yazarlık macerası buna en iyi örnektir.
    freud sanatçının yaratma eylemini kısaca bu şekilde açıklar ve bu kurama bakarak yazarın bilinçaltını ortaya çıkarmayı dener. bu durumda yazar nevrotik bir vakadır. zira bu eserler yazarın bilinçaltında hapsedilmiş kimi korku, istek, ihtiras ve dürtülerin sembolleri olarak bakmak mümkündür. o zaman sanat eseri yazarın kişiliğini, ruhsal durumunu açıklayan bir belge konumuna dönüşmektedir. yazarın hayatı artık canlı bir kadavradır. eleştirmen onu istediği yerden kesip biçmekle kalmayacak en ücra organlarına, hücrelerine kadar inceleyecektir.

    eserden sanatçıya;

    eserin değerini sanatçının yaşantısında arayan bu tür psikanalitik arkeolojiyi amaçlayan görüşten sonra, esere yansımış biçimiyle sanatçının karakter ve kişiliğinin izlerini sürebiliriz. burada amaçlanan eserin incelenmesi ve anlaşılması sürecinde yazarın ima edilmiş bir figür olarak metnin içinde yer alıp almama meselesidir.
    ima edilmiş ya da doğrudan birer metin kişisi olarak eserde yer alan yazarların yanında eserin salt bir sanatçıya hasredildiği örneklere de rastlamak mümkündür. bunlar iki şekilde oluşur. birincisi bizzat şair ya da yazarın kendisini bir metnin öznesi olarak nitelemesi ve kendisini anlatması; ikincisi bir sanatçının bir başka sanatçıyı resmetmesi örnekleridir.

    bu iki yöntemin ortak noktası eleştirinin merkezine sanatçıyı almalarıdır, ilkinde sanatçının biyografisini ayrıntıları ile öğrenip, sanatçının hayatındaki nevrotik durumları eserde aramak. freud bunu dostoyevski ile yapmaya çalışmıştır dostoyevski'nin epilepsi hastalığı, babası ile olan sorunları, eşi ile ilişkisi, çar-babasının idama mahkum etmesi vb. tüm bunları karamazov kardeşler adlı romanda dimitri'nin babasını öldürme sürecinde aramıştır.
    fakat bu iki yöntem sağlıklı bulunmamış, yazarların hayatları deşifre edilmesi fikri ağır eleştirilere sebep olmuştur. freud'un öğrencisi jung da bu eleştirileri yöneltmiştir.

    esere yönelik eleştiri;

    bu kuramın ana fikri eserde var olan nevrotik figürler ile cereyan eden nevrotik durumların psikanalitik veriler ışığında incelenmek ve eserin değerlendirilmesine katkıda bulunma olarak özetlenebilir. esasen günümüzde bu alandaki edebiyat eleştirisinde yapılan şey de budur.
    freud’un geliştirdiği psikanalitik eleştiri kuramı yazar merkezli bir yapıdayken jung’un ana hatlarını ortaya koyduğu arketipçi eleştiri kuramı metin merkezli bir yol izler. kişilik belirlenmesinde önemli bir veri olan rüyalarda yalnızca kişisel değil kollektif şuurun da etkin olduğunu belirtir.
    jung’un analitik psikolojisi freud’unkinden farklı ise de bu daha ziyade kuramın metne uygulanmasında kendini gösterir. jung, yazara psikanaliz uygulamaya kalkışmaz, bunu eser açısından gereksiz bulur. yöntemi yalnızca edebî metnin figürlerine uygular. yazarın kişiliği ile uğraşmak, ona göre sanat eserini sınırlandırmak demek olur.
    son olarak günümüzde kabul gören metin odaklı psikanalitik kuramı, metinde yer alan karakter ve tiplerin, bilinçaltı ve kişilik gelişimlerini irdeler. böylece edebi metin bir sanat eseri olmakla birlikte, bir psikoloji laboratuvarı haline girer.

    kullanılan kaynaklar;
    ismet emre; edebiyat ve psikoloji,
    oğuz cebeci; psikanalitik edebiyat kuramı,
    berna moran; edebiyat kuramları ve eleştiri,
    freud; dostoyevski ve baba katilliği,
    saffet murat tura; freud'dan lacan'a psikanaliz.
    4 ...
  2. kipa anneler günü şakası

    1.
  3. sovyet döneminde din

    1.
  4. hiç uzun şeyler yazmadan teorisyen marks'a bakılır;
    ''din toplumların afyonudur''.
    1 ...
  5. rte nin bankasya ya batık demesi

    1.
  6. tüsiad konuşması sırasında gerçekleşmiş söylem.borsada işlem gören faaliyetlerine devam eden bir bankayı itibarsızlaştıracak yorumda bulunmak suçtur,lakin kendileri cumhurbaşkanı olduğu için sadece vatan haninliği suçundan yargılanabilir.
    bankanın ikinci çeyrekte işlem hacmi ve hisse değerleri muhtemel düşecektir,takipteyiz.
    1 ...
  7. sufleband

    1.
  8. yeraltı müzik dünyasının henüz popüler kültür ile tanıştıramadığı, jazz-blues yapan ankara'nın son dönemlerde yetiştirdiği en iyi gruplardan bir tanesi. coverları da çok başarılıl, köprüaltı, toxic, billie jean,moves like jagger. vokalin sesi dinlenesi

    ankara'da kafka'da dinlemiştim ilk 17 aralık gecesiydi hiç unutmuyorum, şimdilerde her cuma bahçeli classic,cumartesi beysukent crank,bir de tunalı da bir mekanda çıkıyorlar ama kesin bilgi yok onun hakkında elimde.
    ankara'da barlarda çalan birçok grubu ezer geçerler, söylemeden geçemeyeceğim vokal hanım -gökçe taşçeviren- çok güzelsin be!
    başarılarınızın devamını diliyorum,cuma gecesi yanınızdayım...

    https://www.facebook.com/Sufleband/app_2405167945

    http://www.youtube.com/watch?v=p3z8_ARyc_Y köprüaltı.
    1 ...
  9. her insanın bencil olduğu gerçeği

    1.
  10. acıma, başkalarının dertlerinde kendi dertlerimizi anmaktır. uğrayabileceğimiz, kendi başımıza gelebilecek yıkımların kurnazca bir sezisidir. başkalarına yardım etmemiz gerekirse bizim de yardımımıza koşsunlar diyedir, onlara yaptığımız iyilikler aslı aranırsa, önceden kendimize yaptığımız bir iyiliktir.
    bizim erdem dediğimiz şeyler, talihin ya da kendi hünerimizin düzenlediği davranışlarla çıkarların bir araya gelmesinden ibarettir. erkeklerin yiğit, kadınların iffetli oluşları cesaretlerinden , iffetlerinden ileri gelmez. çeşitli nedenlerin dışında tutkular, gün olur karşı tutkuları doğururlar. cimrilik el açıklığına yol açar; güçsüzlük direnmeyi, sıkılganlık küstahlığı yaratır..
    1 ...
  11. evren ve tanrı

    1.
  12. ilk din kitabı i.ö. 2000 yılında hindistan'da düzenlenmiştir. evreni kişileştirip tanrılaştırmak da hintlilere özgü buluş. aşırı zengin azınlık ile aşırı yoksul çoğunluğun yaşadığı bu büyük ülke, aynı zamanda mistisizmin de kaynağı.
    tarihte bilinen ilk kutsal kitap vedizm dininin kitabı rig-veda'dır. vedaların ilk şarkıları büyücülük şarkılarıdır. (boğazköy kazılarında bulunan çok önemli bir antlaşma vedizm'in kaynaklarını başka ülkelere çekmektedir). vedizm'e göre tanrıları yaratan kurbanlardır, bir başka deyişle varlığı yaratan eylemdir. vedizm'de erdem, kurban yoluyla elde edilir.
    hindistan'daki hepimizin bildiği kast sistemi vedizm'in bir mirasıdır.
    hindistan'ın temel dini brahmanizm, bunun da sayısız tanrıları arasında yaratıcı olarak tektanrı niteliğindeki tanrı, brahma'dır. sanskritçe tüm varlığın kaynağı anlamındadır. inançlara göre brahman üç ayrı biçimde belirmiştir; yaratıcı - tanrı olarak; brahma, koruyucu-tanrı olarak vişnu, yıkıcı - tanrı olarak; siva. htistiyan üçlüğünde (teslis) olduğu gibi bir üçlükteki tekliktir.
    tektanrıcı dinlerin değişmez niteliği olan yaratan ve kitabı i.ö 2000 yıllarında gerçekleşmeye başlamıştır. tek tanrıcı dinlerin bir başka değişmez niteliği olan peygamber de bir süre sonra buda'nın kişiliğinde meydana çıkacaktır.
    hemen bütün mitolojilerin temel belirleyici düşüncesi iyilik-kötülük çelişkisi yani temel bir karşıtlıktır ( hintlilerin brahma-sila, çinlilerin yin-yang, yunanlıların eros-anteros) çok daha sonraları temelini descartes'in atacağı düalizmin ilk ayak sesleridir.

    devam edecek...
    0 ...
  13. dream theater vs megadeth

    1.
  14. kısa aralıklarla istanbul'da olacak rock müzik efsaneleri. tek bir seçim hakkınız olsaydı hangisinin konserine gitmek isterdiniz?
    0 ...
  15. bre zavallı insan

    1.
  16. baktığı ayna yeni insanı ürkütmüyor, kuşkusunu artırıyor büsbütün. özgür düşüncenin ilk büyük yazarı montaigne şöyle seslenmektedir; bre zavallı insan, az mı derdin var ki kendine yeni dertler uyduruyorsun? az mı kötü haldesin ki bir de kendi kendini kötülemeye özeniyorsun? ne diye yeni çirkinlikler yaratmaya çalışıyorsun, içinde ve dışında o kadar çirkinlikler var ki... o kadar rahat mısın ki rahatının yarısı sana batıyor? doğanın seni zorladığı bütün yararlı işleri gördün bitirdin,işsiz güçsüz kaldın da kendine başka işler çıkarıyorsun kendine?...(denemeler,kitap 3 bölüm 5 aşk üstüne)
    montaigne'e göre biz insanlar, kendimizi kötülemede gösterdiğimiz zekayı hiçbir yerde gösteremeyiz. insanı öldürmek için gün ışığında geniş meydanlar ararız, ama onu yaratmak için karanlık köşelere gizleniriz.
    0 ...
  17. özgürlük sorunsalı

    1.
  18. insan özgür olmak istiyor. soru şudur; özgürlük nedir ve nasıl elde edilir?
    1789'da yayımlanan insan hakları bildirisinin birinci maddesi, özgürlük ilkesini şu özdeyişle dile getiriyor; insan özgür doğar, özgür yaşar... doğru mudur? doğru olsaydı bu ilkeyi ortaya atabilmek için yapılan fransız ihtilali'nin hiçbir anlamı kalmazdı.
    insanlar özgür doğmuyorlar, özgür yaşamıyorlar ama özgür olmak istiyorlar yüzyıllardır bunun için savaşıyorlar. doğrusu şu olmalı; insanlar özgür doğmalı, özgür yaşamalı...
    1 ...
  19. i melih gökçek basın toplantısı

    1.
  20. ankara'yı önemli bir farkla akp'nin kazandığını açıkladı.
    0 ...
  21. bir nefes aldım kendime geldim ki

    1.
  22. Bir nefes aldım kendime geldim ki sonbahar
    Evimin önünde hüngür hüngür ağlıyor.
    tevfik fikret'ten sonra yağmur bu kadar güzel tasvir edilebilirdi.
    bir mor ve ötesi dizesi.
    0 ...
  23. aleksey niliç kirilov

    3.
  24. romanın kilit karakteri olmadığından raskolnikov ile boy ölçüşemez belki ama kirilov'un felsefi düşüncesinin boyutları bambaşkadır.
    1 ...
  25. mevlana nın öğrencisi süryanos

    1.
  26. genç,yağız bir rum delikanlısıdır süryanos. mevlana'nın öğrencileri arasına girebilmeyi başaran şanslı insanlardan.açık sözlü,lafını uluorta söyleyen biriymiş ki çoğu kez kadıya şikayet edilirmiş. yine bir gün yakalayıp kadıya götürmüşler
    kadı soruyor; sen mevlana'ya tanrı diyormuşsun doğru mu?
    süryanos; yalan diyor, ben mevlana'ya tanrı demedim, tanrıyı yaratandır dedim. tanrı benim ama bunu yıllardır bilmiyordum, bana tanrı olduğumu mevlana öğretti. bu sözlerinden sonra süryanos'u iyice çıldırmış sanıp bırakıyorlar. mevlana'ya gidip olanları anlatıyor süryanos.
    mevlana; kadıya deseydin ki, diyor yazıklar olsun sana, eğer sen de tanrı olamadıysan.

    ma hüday-ı alem adem yaftim
    biz, evrenin tanrısı olarak ancak insanı bulduk.

    not; harflerin uzunlukları belirtilmemiştir.
    2 ...
  27. diyojentorunu

    1.
  28. koşturmasını merakla beklediğim yazar. sözlüğe renk getirecektir. 11. neslin yükselen değeri olabilirliği yüksektir. hoş gelmişler.
    1 ...
  29. 17 ocak ankara teoman konseri

    1.
  30. jolly joker'de saat 22.00'da gerçekleşecek olan konser. bilet fiyatları vip 155 tl normal 67 tl olarak açıklanmış. finallerin bitimiyle birlikte tüm enerjinizi yeniden kazanabileceğiniz bir performans olacaktır. orada olacağım efendim. ve gelecek olanlar mesaj atabilirler.
    1 ...
  31. © 2025 uludağ sözlük