Başka bir ülkeden iş teklifi alan Kevin,
aşık olduğu ve bir daha karşılaşmayacağını sandığı iş arkadaşına aşkını itiraf eder.
Ama sonrasında teklif yalan olur ve tekrar birlikte çalışmak zorunda kalırlar.
Fakat bu durum malum itirafın üzerine komik olaylara gebe olacaktır.
"Dostları neye inandığını sordukları zaman, çarpık bir gülümseyişle, "Paraya" diye karşılık verirdi. Para, şu veya bu şekilde, dünyayı yürüten güçtü. Bundan emindi.istediği paraydı"
Yeni hayat yeni duygu yepyeni bir hayal bu
Başka sözler başka biri sevginin en üstünü
Son ümidin, son desteğin, tuttuğun son daldır bu
inandığın son gerçektir sonu yıkımın olur
Anılar hiç yaşamamalı
Bu son aşk her şeyin olmalı
Tüm kalbini ona bağlamalı
Aşk sevgi nedir bilmeyen sanır hep acı verir
Bir bakar ki başka biri hem sever hem sevdirir
Artık sevmem diyenlere sevgi ansızın gelir
insanı sevecek olan ummadığı biridir
O zaman gözyaşı dökülmez
Gözlerinden mutluluk gitmez
Son aşk hiç bir şeye değişilmez.
sensiz gece
Dudaklarımda bir burukluk, bir yanma
Yüreğimde gam var bu gece,
Elim boş,
Yanım boş,
Bense yine sarhoş.
Mutluluktan değil ,acıdandır bu gece.
Yalnız götürüyorum dudağıma kadehi,
Karşımda bir boşluk var bu gece,
Yanağımda yaş,
Gözümde yaş,
Avuçlarım ellerinde değil.
Sen yoksun ya, ben ben değilim, bu gece.
O zaman
Güneş soğudu
Ve bereket topraklardan gitti
Ve çöllerde yeşillikler kurudu
Ve balıklar denizlerde kurudu
Ve toprak
Ölülerini kabul etmez oldu artık.
Bütün solgun pencerelerde gece
Belirsiz bir düşünce gibi
Birikiyor durmadan ve taşıyordu
Ve yollar
Sonlarını karanlığa bıraktılar
Kimse aşkı düşünmez oldu.
Kimse düşünmez oldu yengiyi
Kimse
Hiçbir şey düşünmez oldu artık.
Mağaralarında yalnızlığın
Uyumsuzluk doğdu
Afyon ve esrar kokusuyla kan,
Başsız çocuklar doğdu
Gebe kadınlardan.
Koştular mezarlara sığındılar
Beşikler
Utançlarından.
Kötü günler geldi ve karanlık
Yenilince ekmeğe şaşırtan gücü
Tanrı elçiliğinin
Kaçtılar adanmış topraklardan
Aç ve sefil peygamberler.
insanın kaybolmuş kuzuları
Çobanın seslenişini duymaz
oldular
Çöllerin cennetinde.
Aynaların gözlerinde sanki
Tersine yansıyordu renkler
Kıpırtılar, davranışlar, görüntüler
Bir şemsiye gibi tutuşuyordu
Başlarında aşağılık soytarıların
Utanmaz yüzlerin orospuların
Tanrının o kutsal ışık çemberi
Bataklıkları alkolün
Ağulu buharlarıyla buruk
Çekti derin köşelerine
Durgun aydınlar yığınını
Kemirdi aç gözlü fareler
Altın yapraklarını kitapların
Eskimiş raflarda, dolaplarda.
Güneş ölmüştü
Güneş ölmüştü ve yarın
Uslarında küçük çocukların
Yitik, belirsiz bir kavramdı.
Defterlerine sıçrayan kapkara
iri bir mürekkep lekesiyle
Anlatıyordu çocuklar
Tuhaflığını bu eskimiş sözcüğün.
Zavallı halk
Yüreği ölgün, bitmiş, dalgın
Huzursuz ağırlığı altında ölü
gövdesinin
Bir yerden bir yere sürünüyordu
Ve önlenmez cinayet isteği
Durmadan büyüyordu ellerinde.
Kimi zaman ufacık bir kıvılcım
Bu cansız ve sessiz topluluğu
Ta içinden dağıtıyordu birden.
insanlar saldırarak birbirlerine
Biri karısının boğazını
Kör bir bıçakla kesiyordu
Bir ana birer birer çocuklarını
Tandırın ateşine atıyordu.
Boğulmuş kendi korkularında
Ürkütücü duygusu suçluluğun
Öldürdü öldürdü kör ruhlarını
Ve çocukları.
Ne zaman bir tutsak asılırken
Darağacının yağlı halatı
Korkudan kasılan gözlerini
Sıkarak dışarıya fırlatsa
Onlar dalardı içlerine
Şehvetle titreyen bir düşünceden
Gerilirdi yaşlı, yorgun sinirleri.
Ama her zaman alanın kıyısında
Bu küçük canileri görürdün
Durmuşlar ve dalgın bakıyorlar
Fıskiyelerden suyun durmaksızın akışına.
Ola ki gene de arkasına
Ezilmiş gözlerinin ve donmuş derinlerde
Yarı canlı bir küçük şey karışık,
Kalmıştır.
Güçsüz bir çırpınışla istiyordu
inanmayı su sesinin doğruluğuna
Ola ki...
Ola ki.. ama ne sonsuz boşluk...
Güneş ölmüştü
Kim bilebilirdi artık
Yüreklerden kaçan o üzgün
güvercinin
inanç olduğunu...
Ah tutsağın sesi...
Büyüklüğü senin umutsuzluğunun
Işığa bir küçük yol açmayacak mı
Bu uğursuz gecenin bir köşesinden?
Ah tutsağın sesi...
There was a time when I was Alone
No where to go and no place to call home
My only friend was the man in the moon
And even sometimes he would go away too
Then one night, as I closed my eyes
I saw a shadow flying high
He came to me with the sweetest smile
Told me he wanted to talk for awhile
He said... Peter Pan that's what they call me
I promise that you'll never be lonely
And ever since that day...
I am a lost boy from Neverland
Usually hanging out with Peter Pan
And when we're bored we play in the Woods
Always on the run from Captain Hook
Run run lost boy, they say to me
Away from all of reality
Neverland is home to lost boys like me
And lost boys like me are free
He sprinkled me in pixie dust and told me to believe
Believe in him and believe in me
Together we will fly away in a cloud of green
To your beautiful destiny
As we soared above the town that never loved me
I realized I finally had a family
Soon enough we reached Neverland
Peacefully my feet hit the sand and ever since that day...
I am a lost boy from Neverland
Usually hanging out with Peter Pan
And when we're bored we play in the Woods
Always on the run from Captain Hook
Run run lost boy, they say to me
Away from all of reality
Neverland is home to lost boys like me
And lost boys like me are free
Peter Pan, Tinker Bell, Wendy darlin
Even Captain Hook you are my perfect story book
Neverland I love you so, you are now my home sweet home
Forever a lost boy at last
Peter Pan, Tinker Bell, Wendy darlin
Even Captain Hook you are my perfect story book
Neverland I love you so, you are now my home sweet home
Forever a lost boy at last... And for always I will say
I am a lost boy from Neverland
Usually hanging out with Peter Pan
And when we're bored we play in the Woods
Always on the run from Captain Hook
Run run lost boy, they say to me
Away from all of reality
Neverland is home to lost boys like me
And lost boys like me are free
Neverland is home to lost boys like me
And lost boys like me are free.
Yazar. 1895 yılında polonya'da doğmuştur. marksist düşüncelere sahip olan babasıyla 1905 devrimi sırasında petrograd'a (rusya) gelip uzun bir süre rusya'da kalan reissner, bolşevik devrimi öncesi ve sonrasında komünist bir dünya hedefine ömrü yettiğince hizmet etmeye çalışmıştır. 1923 hamburg ayaklanması patlak vermeden önce hamburg'a gelir. bolşevik devrimi'nin deneyimlerini alman işçileri ile paylaşmak amacı ile almanya'ya giden larissa reissner, hamburg'da kaldığı süre boyunca yaşadıklarını günü gününe yazıp rusya'ya göndermiştir. bu yazılar daha sonra bir araya getirilerek "hamburg barikatları" adı altında kitaplaştırılmıştır.