"Yaşamında şunları da yaşayabileceksin:
1) Birisini, ona söyleyecek bir şey bulamadığın için, aramak...
2) Birisini, onu artık görmeyeceğini söylemek için beklemek...
3) Birisini, onu görmemeye dayanamadığın için terk etmek...
Neler yaşamayacaksın ki!.."
ağlamadan
dillerim dolaşmadan
yumruğum çözülmeden gecenin karşısında
şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı
üzerime yüreğimden başka muska takmadan
konuşmak istiyorum.
şehre neden
esmer ve dölek yüzümle döndüm dağlardan
kar vakti tarlaları kımıldatan soluğum niyedir sarmalasın vites dişlilerini
defneler, nakışlar yok
alnımda neden.
ağlamadan
etimin iğneli beşiklerde bıraktığı izlere aldırmadan
o mavi korularda ve dibektaşlarında
bırakıp sözlerimin kalıntılarını
açıkça konuşmak istiyorum.
besbelli ki leşler koruyor şehrin bedenlerini
göğsünün kafesinde yalnızca pasak
biliyorsun
korkutulmuş bir kızın
yüreğinden fışkıran beyaz güvercinleri
sabahın köründe kalkan tirenlerdeki nefret
hergün aynı kalafat yerine çekilmenin nefreti
bunları
bütün bunları biliyorsun
dağlardan dönüyorsun o sağır yamaçlardan
çevik bacaklarını getiriyorsun, ne çevik ne de ninni
boz şayaktan poturun dağlarda ne güzeldi
şehre varınca artık meşinler giymelisin
daha esmer
daha kankusturucu
sen o baygın sevgilerin adamı değilsin.
sana yaşamak düşer çarkların gövdesinde
bin demir kapıyla hesaplaşmaktan omzun çürümelidir
bin çeşit güneşle ovulmalıdır gaddar ellerin
yürü yangınların üstüne, kendi alevini de getir
çarpıntısız dakikası olur mu devrimcinin
ki
ölüm
her yerde uyanıktır
alestadır korkunun yardakçıları
tez kızaran güllerden kendini sakın
sevgiler ürkütsün seni, aşk ayrı-
aşktır diye geri geldin o çekiç seslerine
bıraktın vazgeçilmez ırmakları
gönlüne kar yağdırıyorsa çocuk sesleri yetsin
dikkat et hiçbir şey ıslatmasın namluları.
''size ihtiyacım, çok ihtiyacım var.. kendime dair yazacak anlatacak bir şeyim yok.. zaten istediğim o değildir, mutlu olmanızı çok isterdim.. acaba mutlu musunuz? işte, size sadece bunu söylemek istedim''
"Elit" bir kesimin yönetimini temel alan görüş. Çok mantıklı buluyorum aslında.
Mesela Siyasal Bilgiler Fakültesinin yapısı değiştirilsin. Sayısı azaltılsın. Sınavı farklı yapılsın. Ülke yönetimine de bu kesimden kişiler girebilsin sadece. Mesela Tarım Bakanı olacak kişinin Ziraat Mühendisi olması zorunlu olsun. Maliye Bakanının ekonomi bitirmesi zorunlu olsun. Ama bunlar yetmesin yüksek lisans ve o siyasal bilgilerin 2 yıllık bölümlerinde eğitim görme şartı ararsın. Tabii ki buranın sınavı da o ygs lys ayarında olmayacak. Gerçekten "elit"leri seçecek.
"Ne kadar sürebilir bu?" diye sordun, ilişkimizle ilgili; ben de, "Niceliği önemli değil, niteliği önemli" dedim - sonra, "Hep böyle olabilecek miyiz - her şey öylesine değişiyor ki…" dedin. Ben de "Biz kendimiz - özgürce - değiştirebilirsek, olabilir" dedim.
ince bir dengeydi bu - saçma, belki, ama şöyle bir sonuca vardım, sonunda:-
ilişki için belirleyici olan, senin ile benim, zamansal olarak, ne kadar birarada bulunduğumuz değil, yaşamsal olarak, ne kadar şeyi birlikte geçirdiğimizdir - bunun “nicelik”le hiçbir ilgisi yoktur.
En uç durumu düşün: sen ile ben, hiç birarada olmadan da “birlikte” olabiliriz. Ben tek başıma bir şey yaparken seni düşünerek yapıyorsam, yaptığımı; sen de, tek başına bir şey yaparken beni düşünerek yapıyorsan, yaptığını, birlikteyizdir.
Bu bir avuntu mu?
Dünya için büyük sıkıntılara gebe olan çöplük.
Temizleme konusunda çalışmalar yapılmaktaydı en son.
2013 yılında Almanya’nın Darmstadt kentinde düzenlenen Uzay Çöplüğü Konferansı’nda konuşan Avrupa Uzay Ajansı Uzay Çöplüğü Ofisi uzmanlarından Heiner Klinrad’a göre sorunu çözmenin tek yolu, doğrudan oraya gitmek ve yörüngeyi bu yığından, en azından yılda 5-10 büyük nesneden arındırmak. işte bu doğrultuda yürütülen çalışmalardan biri, Lozan’daki isviçre Federal Teknoloji Enstitüsü (EPFL) Uzay Merkezi’nin Swiss Space Systems (S3) şirketiyle ortaklaşa yürüttüğü “CleanSpace One” adlı uydu projesi. Yörüngedeki atıkları güvenli şekilde imha etmek amacıyla “Janitor” (Temizlikçi) adında bir uydu geliştiren bilim insanları, projeyi 2018 yılına kadar tamamlamayı öngörüyor. Esnek bir yapıya sahip olan Janitor, uydulardan çıkan parçaları dünyanın atmosferine yönlendirerek nesnelerin yanmasını sağlayacak. Avustralyalı bir grup bilim insanıyla çalışan NASA ise lazer ışınlarında yer alan fotonların taşıdığı az miktardaki hareket gücü sayesinde, vurulan uzay çöpünün yörüngesinin saptırılabileceğine inanıyor. Australian National University’de görev yapan astronomların geliştirdiği yöntem ile uzay çöplerinin yönü değiştirilerek atmosfere yönlendirilmesi ve burada yanarak yok edilmesi planlanıyor.
Bulut geçti, gözyaşları kaldı çimende,
gül rengi şarap içilmez mi böyle günde ?
seher yeli, eser yırtar eteğini gülün,
güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün.
bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye
kimse bilmez, kimse bilmez...
5 milyon kişinin asgari ücretle çalışıp 21 milyon kişinin asgari ücretle geçindiği ülkede milli gurur olan yıllık 18 milyon TL den fazla kazanan futbolcu.
'' '48-'49 daki mutluluğumun hesabı görüldü. bu soylu mutluluğun gerisinde şu vardı: güçsüzlüğüm ve hiçbir şeye bağlanmayışım. şimdi, kendime göre, girdabın içine girdim; güçsüzlüğümü seyrediyor, onu iliklerimde hissediyorum, beni ezen siyasal sorumluluğu yüklenemiyorum. bunun tek çözümü var: intihar. "
sözlerini yazarak 65 yıl önce bugün intihar eden yazar.
Yürüyordum, gök gürlüyor.. yürüyordum, fırtına var,
Türüyordum, göğüs germiş bu dağların borasına,
Bir ses duydum uzaklardan: "Seyfi, diyor, bir âfetin
"Düştün siyah gözlerinin yine kara sevdasına!"
Bu gün dünyayı istediğin bir renge boya
Rengârenk batan günü al karşına
Bir renk de kendinden kat
Çocuklar gibi saf, temiz ve berrak
Kapat gözlerini bir hikâye yarat
Vazgeçme hissedilir biraz da sıcaklığını kat
Kalbindeki elleri bırakma sıkıca tut
Çünkü varlıktır sevgiye en güzel kanıt
Yalnızlığın saltanatını sür, sür ama
Birikmiş sevginden, herkese bir parça ver
Bir tebrik, bir arama bin umuttur insana
Mutlu yıllar, mutlu yıllar sana...