az önce duştan çıkmama rağmen hala buram buram kokusu burnuma gelen müthiş parfüm. bu güne kadar burada diğer sözlük ortamlarında kalıcı ve güzel kokuyor diye tavsiye edilen bir çok parfümü kullandım, ama bu üst düzey parfüm. elimi ne zaman oynatsam kokusu geliyor.
sanırım yıllardır aradığım parfümümü buldum. alıp stok etmek gerekiyor, neme lazım tutmadı diye kaldırırlar falan.
tabi herkesin teninde aynı etkiyi göstermeyebilir. bir de çokça çakması bulunmakta. tekin acar gibi güvenilir yerlerden almak lazım.
ironiktir. bende gökçeada'da okudum. onun fotoğraf çekildiği yerlerde benimde fotoğraflarım var. onun yerinde bende olabilirdim. şu an annem ağlıyor, babam yas tutuyor olabilirdi. sağcı ya da solcu değilim ki ben. ötekileştirilen, bir tarafa çekilmeye çalışılan, meydanlardaki onbinlerden biriyiydm.
post modern darbe olduğunda, başörtülülerin başlarından başörtüsü sıyrıldığında oradaydım. o kızcağızların haklarını savunmak için. annemin hakkını savunmak için.
sonra antimilitarist oldum. darbeye sövdüm, askere kızdım.
gezideydim. önce ağaçlar kesilmesin diye sonra, halk oyuyla gelen ama bir diktatör gibi davranan, istediğimi yaparım ben diyen ve demokrasinin sadece sandıktan ibaret olduğunu düşünen bir başbakan'a karşı.
güvenpark'taydım. 4,5 metreden devletin polisi tarafından kafasından vurulan ethem için.
eskişehir'deydim. polisler tarafından dövülerek öldürülen ismail için.
sonra polisten nefret ettim. emri verenlere sövdüm, onları yetiştiren ailelerine kızdım.
tüm bunlar olurken medya penguen belgeselleri yayınladı, benim gördüğüm gerçekleri çarpıtarak yayınladı, bir kaç karşıt görüşlü küçük medya kuruluşu ise olanları daha da abartarak yayınladı, onlara da kızdım.
sonra medyaya küfür ettim, televizyonu kapattım.
mustafa sarı, eylemcilerin peşinden koşarken köprüden düşerek şehit oldu. herkes oh çekerken ben devlete sövmeye, hükümete beddua etmeye başladım.
sonra ahmet'in öldüğü duyuldu, herkesten ayrı sesler çıktı. valisi, devlet görevlisi adli tıp kesildi sanki oradaymışlarcasına olayın üzerini kapatmaya çalıştı.
kızdım , öfkelendim, küfür ettim, lanet ettim bu ülkeye. bu topraklar üzerinde yaşayan herkese.
işte böyle anarşist oldum ben.
nur içinde yat ahmet. senin yerinde bende olabilirdim. benimde aynı yerlerde fotoğraflarım var, sende benden farklı değilsin. sadece öldün. benim yerime, bizim yerimize.
sevgilinin kardeşinin düğününe gittim ben. sarhoş oldum. oynadım. sanırım benden ayrılacak kız. zaten ayrılmasa ben ayrılırım.
bir de kavga falan çıktı zaten bok oldu düğün. içkili düğün iyi değil anacım. ben olsam kolalı kuru pastalı o düğünleri tercih ederim. neyse zaten bu gidişle zor evlenirim.
galatasaray'dan drogba'yı çıkar geriye ne kalır ki, sorusunun cevabı olan maçtır.
drogba'nın çıkışı bursa'ya cesaret verdi, bundan daha önemlisi galatasaray ileride topu tutamamaya başladı. tam maçıydı drogba'nın. sakatlık durumu olduğunu düşünüyorum eğer sakatlığından dolayı çıkarılmamışsa süper bir mantık hatasıdır. drogba'nın 3 özelliğini say desen, *** en az ikisi şu maç için biçilmiş kaftandır.
tabi ki bir galatasaray'lı olarak beni üzmüştür. fakat sonuç önemli değil, drogba'nın ciddi bir şeyi olmasında, gerisini siktir et.
edit: ayrıca bursa'nın golünde ofsaytı bozan gökhan zan'a da buradan sevgilerimi yolluyorum.
tehlikeli bir içecektir. bizim gibi her şeyin bokunu çıkaran türk halkından uzak tutulması gerekir. *
zaman zaman bir tane, yolculuklarda uykumu açması için iki tane içerdim. geçenlerde a101'de ucuza bulunca bir koli aldım. akşam dışarı çıkacağım, 6 tane arka arkaya içtim. yolda iki tane daha içtim, içmez olaydım. kafam bir tuhaf, hatta bir kaç saniye için biraz çakır keyiflik bile hissettim. neyse gece güzel geçti ama sonrası felaket.
şu an her yerim ağrıyor anasını satayım. 16.00'da uyuyup 02.00'de kalktım ama bunu yazıp yeniden uyuyacağım. çöktüm lan.
hala devletin yaptığı stattır, yok beleş stattır diyen veletleri gördükçe, bunların zekasından şüphe ediyorum.
bak canım arkadaşım son kez söylüyorum, aslantepe'nin 50 yıllık üst kullanım hakkı ve stat inşaatı, mecidiyeköy'deki ali sami yen arazisinin karşılığında verilmiştir. karşılıklısız değil yani. büyük bir bedel söz konusudur. hatta ve hatta ali samiyen arazisi, şu an seyrantepe'deki arazi ve inşaat masraflarından kat kat daha değerlidir, yani devlet daha kazançlıdır.
keşke beleşe olsaydı be. hiç olmazsa avrupa yakasının en değerli arazilerinden biri olan ali sami yen arazisi hala galatasaray kulübüne ait olacaktı. ama değil işte.
ve o stat biliyorum her şeyine rağmen canınızı çok sıkıyor, biliyorum it gibi kıskanıyorsunuz. ama galatasaray'ın anasının ak sütü gibi helaldir.
şimdi bi siktir olup gidin.
eminim hala bik bik ötenler olacaktır; malum kuş zerzevatı, onları da kendi hallerinde bırakıyorum.
burası anadolu. medeniyetlerin geçiş yolu olan bu coğrafyada kürdü, romanı, lazı, çerkezi, rumu, arabı, belkide kimliği hakkında bilgisi olmayan lidyalı, iyonyalı, vs. insanlarla paylaşıyoruz. ve bir çoğu biz gelmeden çok daha önce buradaydı.
bunu söyleyen faşiste; siktir olup orta asya'ya gitmesini tavsiye ediyorum.
bakmadan almam mottosunu değiştirmiş teknoloji market. bugüne kadar internetten alışverişe karşı tek başına savaş veriyordu. ve şimdi mail box'umda gördüğüm duyurusuyla yenilgisini ilan ediyor.
güzelliğin peşinde giden erkektir. bir kızın güzel olması yeter onun aşık olması, şiirler yazması için. bu ondan daha güzelini görene kadar devam eder.
göğüs dekoltesi olan bir kızın dekoltesine bakmadan saatlerce gözlerine bakabilir, gözleri bir an bile kaymaz. ama aynı zamanda kadın vücudunun estetiğine inanırlar. çıplaklık ve kadın vücudu onlar için sadece seksiliği ile değil, daha çok estetiği ile öne çıkar.
genelde hayalindeki kız sarışın ve mavi gözlüdür. aslına bakarsanız bu 80-90'lı yıllarda doğmuş her erkekte vardır *, ama bu burcun erkeklerinde bu daha net görünür.
lisede mutlaka kendilerine ait bir şiir defteri olmuştur bu burca sahip erkeklerinin. okulun en güzel kızına aşık olup, onu okulun zibidileri ile gezerken izlemiş ve kıtalar sıralamıştır onun için. ama bu onu lise sonlarına kadar bir ezik olarak göstermiştir.
genelde üniversitenin ilk yıllarında bu burcun erkeklerini ortam adamı olarak görürüz. her kıza mavi boncuk dağıtır, o boncuğu ilk tutanla beraber olur ama sonrasında ne yapacağını bilemez ve ilişkileri kısa sürer.
ortam adamlığı bir süre devam eder. lise yıllarının ve öncesinin duygusallığını bir nevi atar, adeta intikam alır. ama içinde hep o ezikliği barındırır. bunu hissettirdiğini anladığında ise kendine kızar.
üniversite yıllarını hiç unutamaz. üniversite onun için ait olduğu yer gibidir. çalışmak ona göre değildir.
güzelliğe tutkusu hayat boyunca sürer. bu yüzden bir çok ressam ve sanatçının balık burcu erkeği olduğunu görürüz.
kıskanır olum, mantık aramayın la. bir mantık aramayın artık. kadın la bu. bir kıskanır, sen kıskanma der, niye kıskanmıyorsun der, kıskanmıyorum seni der, evine dinleme cihazı koyar. kadın la.
