Öyle kolay tanımı olmayan hislerdir, uzun uzun anlatılır hatta ama özet olarak;
Hayata bakışım değişti mesela benim. Her şeye rahat rahat ‘amaaan’ diyorum. En berbat günümde dertle boğuşurken ‘bu da dert mi’ diyorum. Meleğim için şarkılar dinliyor her şeyin meleğimle bir bağlantısını kurup kendisini günümün içinde tutmaya çalışıyorum. Hala eşyaları evin aynı yerinde duruyor, ev hala bebek bebek kokuyor mesela. Rahatsız olur giysilerini dağıt diyenleri dinleyip iki üç kıyafetini etimden parça kopmuş gibi zor verdim. Seve Seve giyerim diyen anısını yaşatacak kişiler olmasına rağmen. Masamdaki resmi bana bakıyor, ofise girdiğimde ilk işim konuşup öpmek. Meleğim beni görüyor, bekliyor biliyorum. Sadece o’nsuz gün dolduruyorum..
the jokerin yayınlanan ilk fragmanında joker olarak karşımıza çıkan joaquin phoenixin fragman sonunda saniyelik yaptığı hareket. Bu kadar mı yakışır hacı.
Yaşamak seninle bir başka zamanı
Bir başka zamanda seni yaşamak
Her şeyden önce sen
Elbette sen
Mutlaka sen
ister uzaklarda ol
ister yanı başımda dur
Sen ol yeter ki bu zaman içinde
Ben olmasam da olur..
Kız erkek ayrımı ve hatta genç olgun ayrımı da maalesef artık olmayacak şekilde insanlar hep olduğundan farklı görünme çabasındalar.. özenti hayatlar yaşamaktan, kimse daha kendi kimliğini çözememişken bi gün öyle bi gün böyle bir tarza bürünmekten, özelde konuşulmadığı sürece hiç kimse için doğru olmayan görüştür..
maaşını aldığı gün 100 lirası kalmış çocuklu bir aileyi düşünerek kendini şanslı sayabilir, mecbur olmadığın hiçbir harcamayı yapmadan yeni maaş gününü günlerini kahretmeden (!) getirebilirsin.
Aynı oturumda benden önce sunum yapan kişiye karşı ciddi ilgi duymuşluğum vardır. Program listesini kaybetmemle ismini de o günlerde öğrenememiştim, belli etmeden ortak insanlara sorma çabası felan derken öğrendiğim isim makalenin 70 yaşındaki sahibi çıkınca benim yakışıklı zamanla unutuldu gitti.
Hoş, kim olduğunu öğrensem de yapacak bir şey yok da..
Yalanla dedikoduyla sündürülmüş muhabbeti çekmek zorunda değil kimse. Karşıdaki de nezaketen dinliyor gibi yapıyor ya ona yazık! Bir de çok konuşan tipler genelde özgüveni yersiz yüksek Kişiler olur, söz söyledim sanar.. bir sürü de pot kırar.. prim vermemek lazım.
Yazdıklarım, asla meslek icabı çok konuşanlar için değildir. Muhabbet baltalayan tipleri baz aldım.
Tepki göstermemek gerekir. Prim usulü çalışıyor olabilir, mağaza müdürünün emrini yerine getiriyor olabilir. Günde en az 10 saat ayakta müşteri peşinde koşmak emin olun onların da keyif aldıkları bir şey değil. Sakince güler yüzle ihtiyaç olursa seslenirim demek yeterli..
Bazen çevreyi kirli görmenin tek sebebi gözlüklerdeki leke, buğu, buhar olabiliyor. O yüzden görüntü kirliliğinden ziyade görme zorluğu denebilir bu duruma. Buradaki durum özelinde daha açık konuşmak gerekirse de beyin yetersizliği, akıl tutulması, düşünce kıtlığı vs.. uzar gider.. kızmamak lazım, psikolojik bir problem..
Bireyselde düşününce neredeyse Sevilmeyecek yanı yok diyebileceğim kadar önemli bir meslek fakat öngörülenin aksine şahsen de zamanında tecrübe edindiğim istihdam sıkıntısının yaşanması..
Televizyonların standby modunda bekletilmesi faturalara senede 60 dolar gibi fark yansıtıyor.
Aslına bakarsanız cebinizden çıkandan çok küresel ısınmanın sebeplerinden olan enerji üretimi için tercih edilen fosil yakıt kullanımı düşünüldüğünde çok daha önemli bir bilgidir bu, ancak maalesef ki hala gereksiz olduğu düşünülen küçük önlemler sınıfında muamelesi görüyor.
Bilinçli bir eğitim süreci geçirdikten sonra 21 yaşında meslek sahibi olmayla 27 yaşında meslek sahibi olmak arasında bir fark olmuyor, ki gayet de genç bir yaş 27.
Sağlık ve maddiyat sıkıntıları yaşanmıyorsa kafaya takılacak en ufak bir şey yok.