iki aydır iyi değilim ve toparlayamıyorum, karar alamıyorum. Kendimi sevmeme evresine döndüm. gerçekten çalışmasam asla evden dışarı çıkmam. Geceleri daha boktan. Kayboldum yine. Ailemle çevrem, iş arkadaşlarımla bütün gün gülüp eğleniyorum ama kendimle kaldığımda hep olumsuz şeyler. Bazen aynaya bile bakmak istemiyorum. Bilmiyorum neden aynı tekrar düşünceler. Hiç bitmeyecek mi. Bazen farkındalıklarım ağır geliyor. Tüm hayatımı, tüm insanları, yaşadıklarımı eşeleyip duruyorum ve nefret ediyorum. Böyle mi devam edecek. Tam kafam dağıldı her şey güzel derken tekrar başlıyor.
çok kötü. Hiç bitmeyecek ve eve gelemeyeceğim sandım. Akşam servisinde tektim, yoğundu ve çok üşüdüm. Ateşim çıktı. Bir şey de yiyemediğim için tansiyonum düştü. Bacaklarım titriye titriye, başım döne döne çalıştım. Duygusal olarak da kötüydüm ve ağladım ağlayacaktım. Arkadaşımı da çağıramadım çünkü uykusuzdu ve yarın açılış yapacaktı. ilaç içmeyi pek sevmiyorum grip sadece kendi kendine geçeceğini düşünüyorum. Belki en son 4-5 sene önce grip olduğum için ilaç içmişimdir. O kadar kötüyüm ki eve gelir gelmez ıhlamur yapış soğuk algınlığı ilacı içtim.
Hastanelerden o kadar tiksiniyorum ki yani baygınlık geçirmedikçe gitmem asla. Rapor da alamam yani. Gerçekten hastaneye gideceğime bu halimle 8 saat çalışabilirim tek başıma.
Bugün ağız çalkalama suyu almaya gittim. Köşede köpek yatıyordu. Sonra içeri bir adam girdi ve çalışan kız burdan bir şey isterseniz biz verelim köpek erkeklere saldırıyor dedi. Adam neden diye sorduğunda ise travması var erkeklere saldırıyor dedi. Sonra ne travması var dedim. Köpek müşteriyi ısırmış ve belediye köpeği almaya gelmiş ve köpeği vermemişler. Travmasının geçmesini bekliyorlarmış hay allahım ya delirirsin. Lükse bak mk köpeğin travması var diye mağazaya erkek almıyorlar.
Direkt insanlar içinde aşağılamak. Örneğin biri benimle gevşek konuşuyor direkt insanlar içinde sen niye böyle rahat konuşuyorsun ben senim arkadaşın mıyım derim. Yeni bir işe girmiştim garson bana prenses demişti. 3. iş günümdü direkt 10 kişilik kadronun içinde gelsene buraya bi dedim. Sen niye öyle laubali laubali konuşuyorsun prenses falan noluyor uslubuna dikkat et hiç hoşlanmam bu tavırdan dedim. Hemen fark etmedim öyle dediğimi kusura bakma dedi. Yani bu yavşaklar özellikle yeniyseniz nabız ölçüyor millet içinde söyleyin ki başka yavşak varsa hiç düşünmesin bu tavrı. Özellikle kadın arkadaşlar bunu yapmaktan utanıyor.
Yine bir kere oturuyordum iş arkadaşımla işe gireli 20 gün olmuş bir tane dövme yaptırmıştım yan tarafın müdür gelmiş sohabetin ortasına laaap diye ileride pişman olucaksın vs zırvalıyor. Kişiden kişiye değişir ve şu an özel bir şey konuşuyoruz müsade eder misiniz dedim. O da beni mi kovuyorsun dedi. Öyle anladıysan öyledir dedim. Sonra arkamdan bu kız ne kadar terbiyesiz demiş. Yine bi gün yavşağın biri mutfakta eli kolu sürterek geçiyor. Bak şu eline koluna dikkat et bir olur iki olur bilerek mi yapıyorsun benim sabrımı zorlama kavga ettirme burda dedim. Böyle hem yaşadığım hem de gördüğüm öyle çok durum var ki.
Özellikle kadınların bu konuda sesi çıkmıyor. Ne bokuma çekiniyorsanız karşınızda iki basamak ıqya sahip tipler var. Herkes böyle tiplerin ağzına s.çsa zaten bir başkasına yapmaya çekinecek.
Pompalı tüfekle öldürülmenim bile tahtidini aldım bu iş hayatında gerçekten bu orospu çocuklarına maal vermeyeceksiniz kızlar.
iyi insan olmakla keriz olmanın ne lakası var. Adamına göre muamele ne yapalım herkes orospu çocuğu diye pislik bir insan mı olalım. Özellikle iş hayatında bu tip insanlardan nefret ediyorum. Aman birine yardım etmiyim, bir şey vermiyim suistimal edilir, üstüme kalır. Ağzınız yok mu arkadaş. S.kiliyorsanız sizin pasif agresifliğiniz. Hayır demeyi biliceksiniz. Mesafe koyucaksınız.
bulaşıkçı abla aradı. Mazgallara kaynar su dökerken üç kere bismillah demediğim içim cinler bana musallat olucakmış. Birkaç gündür üstüme ağırlık varmış, enerjim değişmiş ve nazara gelmişim. işe gelirken ayetel kürsi okuyacakmışım. Yarın da youtubea nazar duası yazıp 40 dk dinlemem gerekiyormuş. Cuma günü de beni okuyacakmış.
gergin ve sinirli bir haftadaydım. Pizza hamuruyla işe başlayacaktım. En son hamur tutan arkadaş mayayı bitirmiş ve alınacaklar listesine eklememiş. Maya olmadığı için ağlamıştım. iş planımın başkası yüzünden sekteye uğraması sinir krizine sokuyor beni. kahvaltı siparişi geldi omleti tavaya yapıştırdım bunun için ağladım. siparişi verip sigara çıktım ağladım. Sonra 15 kişilik pilav yapıcaktım ağlaya ağlaya pilav yaptım. Arada tutuyor. Bu gergin haftalarda genelde siktir olup gidiyorum işten. Baya kafam atınca ceketi bırakıp gidiyorum.
Bir kere görmüştüm. Rüyamda bir müzeye gidiyordum. Karanlık büyük bir oda ve karşıda aydınlanan dev bir aslan mozaiği çok güzel olduğunu düşünmüştüm ve dakikalarca incelemiştim. Sonra sağ taraftaki odaya girdim ve 5-6 tane yüzü ve bedeninde hiçbir detay olmayan varlık beni musalla taşında yatırıp tüm vücudumu sıkmıştı. Korkunç.
Çok agrasif biriyim. Mantıklı olmayan hiçbir şeye ve insana tahammülüm yok özellikle insanlara tahammülüm yok. Düşünerek konuşur ve hareket ederim herkesten bunu beklerim. Bunu beceremeyen ve kendini “akıllı” sanan insanlar beni aşırı sinirlendiriyor. Bir insanın bir insanı bıçaklama veya vurmasının empatisini kuracağımı hiç düşünmezdim bunu yaşadığım anlar oldu.
Çok sert bir insana dönüştüm. Çok netim kibar değilim. iş hayatındaki erkeklere onların dilinde konuşa konuşa bu hale geldim. Erkek egemen sektördeyim ve bu sektörde sözünün geçmesi için gerçekten domuz bir kadın olman gerekiyor. Hatta arkadaşlarım yakında taşşaklarımın çıkacağını söylüyor. iş hayatında da 10 insanın 8’i beni sevmez çünkü işimi mükemmel yaparım, mantıksız hareket etmem ve söz söyleme hakkım olur böylece ve ciddiye alınır. Ama aslında çok fedakar, çok komik biriyimdir.
Eskiden anlamlandıramadığım şeylerin üzerine çok giderdim. insan, durum, olay her neyse. Bunları o karmaşık küçük kafamın içinde ne çok düşünmüşüm ve kendimi yormuşum. Şimdi anlamlandırabiliyorum bunların hepsini. Anlayış gösteriyorum, saygı duyuyorum ve kabul ediyorum. Keşke bu kadar yormasaymışım kendimi. Bu kadar küçülmeseymişim içimde. Hepsi geçti ve bitti. Bazen hala düşünüp üzüldüğüm şeyler oluyor ama hayat böyle bir şey diyorum ve geçiyorum. Yaşımın gerekliliklerini biraz fazla düşünerek ve düşerek yaşadım bu kadar. Her şeye rağmen mutlu hissediyorum ve mutlu kalacağım.
Bir şey neyse o’dur. aynı nehirde iki kez yıkanılmaz. hiçbir şey yoktur, varsa da bilinemez, bilinse de başkasına aktarılamaz. Gibi 16-17 yaşında ergenlerin asla ilgisini çekmeyeceği sikimsonik lise dersi. Bir de platon, aristoteles falan okutturuyorlar o metinleri kendiniz üniversitede okurken çok mu bi bok anladınız da çocuklara okutuyorsunuz amk. Bir de “şey” kavramı var. Bir ders boyunca kadın “şey” i anlatıyor. Kadın platon’u anlatıyor ide-ideler dünyası, yanılsama, mağara alegorisi. Apriori aposteriori. Hiçbir s*k anlamazdım. Aptal aptal anlatıyorsunuz millete hiçbir şey katmıyor boşa vakit kaybı.
Felsefeyi 16-17 yaşındaki çocuklara sikko kavramlar ezberleterek yapamazsınız. Felsefe matematik gibi formül ezberlemek değil. O kavramları öğrenseler ne boka yarayacak yani. Felsefe öz farkındalık, içinde bulunduğun toplumu ve değerlerini analiz etmek ve ne kadar etkilendiğinin, seni ne kadar dönüştürdüğünün bilincine varmak ve kendini değiştirmektir. Bunları çocuklara boş kavramlar öğreterek yapamazsınız.
Annemin kendini kefenleyip, çenesini ve kafasını beyaz bezle bağlayıp, karnına da bıçak koyup bize ölüm şakası yapması. Ben 5 ablam 8 yaşındaydık ve anne ölmeeee diye salya sümük ağlamıştık. Hasta kadın.
Bugün bulaşıkçı abla “ allan bunları kahretsin, paspasını alıp geri vermiyorlar allah görüyor, bunun hesabını sorar. Haksız mıyım şef” dedi. Şef de “ abla sence allah senin paspasını mı takip ediyordur. Heh adamın işi gücü yok senin paspasının hesabını tutucak” dedi. Hala gülüyorum.
bir kere şefle tartışmıştık ve bana parmak sallayıp bağırmıştı. Bende ona şu aşağılık kompleksin yüzünden bağırmalarını diğerleri gibi kabul edeceğimi mi sandın orospu çocuğu diye bağırıp çıkmıştım. Çok ezik bir adamdı dindar, akp’li ve sürekli karısını aldatıyordu. Otobüste kadının taytını çekip diğer ustaya atmış vs vs. Saygı hak eden biri değildi.
Bir kerede pozisyonumun altında bir iş verilmişti ve tezgahtaki ustayla da anlaşamıyordum bana kadınları yeri mutfak değil ya masabaşı işlerde çalışmalı ya da çocuk büyütmeki diyordu. Kadın cinayetlerinde orda ne işi var diyen tiplerdendi. Mesai ortasında giyinme odasında istifa yazıp hiçbir şey söylemeden çıkmıştım.
işte ceket giydiğim için kollarım kapalı oluyor ve dövmelerimin yüzde 70’i görünmüyor. Bir gün bulaşıkçı abla senin dövmelerin az, güzel markette bir tane kadın gördüm kolları dövme kaplıydı aynı atesitlere benziyordu ıyy dedi. Kollarım dövmeli ve inançsızım bütün gün o tepkisini düşünüp gülmüştüm.
Garsonlarla aşçıların yıldızı barışmıyor. iki tarafta birbirini sevmiyor. Garson menüde olmayan ürün ya da ekstrasını müşteriye yapılabileceğini söyler aşçı bunu yapmaz çünkü alıştırınca devamının geleceğini bilir ve uğraşmak istemez ve garson müşteriye mahçup olur. Bunu yapması için aşçıyla arasını iyi tutması gerekir. Aşçının garsonun üzerinde bu açıdan bir otoritesi vardır. iyi çıkmayan ya da kusurlu olan tabağın da hesabını garson verir ve onunla alakası olmayan bir problem yüzünden müşterinin karşısında eğilip bükülmek zorunda kalır. Bir de garsonlar sanıyor ki aşçı mutfağın içinde olduğu için yiyip içiyor. Aslında aşçı garsondan porsiyon olarak daha az yer çünkü sürekli bir şeyler tattığından tokluk hissi yüksektir. Aşçı garsonu sevmez çünkü sürekli ne yiyeceğiz muhabbeti yapar ve bu çok açgözlülük gibi gelir. Ve garson günde 1 ya da 2 öğün yediği için iki kişilik yer bu çok görgüsüzce, bayağı ve itici gelir. Bu yüzden birbirlerini sevmezler.
Son sınıfta bıraktım. Bölümümü meslek edinmek istemedim çünkü neyi istemediğimi ancak öğrenebilmiştim. Herkes aptalca bir fikir olduğunu söyledi. Bir sene daha vakit kaybetmek daha da aptalca geldi. Diploman olmayacak vs olsa neye yarayacak. Garsonluk yaptım. 7’de dükkanı açıp 16’da işten çıkıp para almadan birkaç hafta akşam 23’e kadar bir italyan mutfağında çalıştım ve kadroya girdim. Pizza, makarna, tatlı, burger her şeyi el açması öğrendim. Tavuk, et ayıklamayı, sos bağlamayı, ekmek yapmayı vs vs. 2 sene mutfak tecrübesi edindim. Beni eleştiren herkesten fazla para kazanıyorum. Ustam cv istedi dubai’den olur mu bilmem belki. Daha iyi olacağını düşünüyorsanız o kadar da kayıp değil.
Maddi olarak bok bir dönemdeyim neyse 3-5 kuruş fazla diye başka bir yere geçeceğim. Aldığım maaşın üç kuruş fazlasıyla idare edeceğim bir ay. Baya cebimde 10₺ yok durumundayım. Sağlık raporu için 1500₺ borç istedim babamdan ık bık etti. Çok üzüldüm önceden vermeye çalıştığı ufak paraları hiç kabul etmedim. Ailem bile olsa utanç duyarım borç istemekten. Beklemediğim bir tepkiydi. Parası yok değil sadece bir sene önce çıkarıldığım raporun geçerli olduğunu düşünüyor sanki keyfi para istiyormuş gibi. Gerçi keyfi olsa ne olur istediğim paraya bak. Yazık cidden. Kartını kapımın altına bırakmış geri verdim. Yarın 1.5 lira için bilgisayarımı satacağım.