hayatta sevdiğim şey yatmak ! olm bayılıyorum
yatmaya lan ..... düşün bak , iki seçeneğin var ; birincisi
ayakta durmak , ikincisi yatmak . Ayakta durmanın hatta yürümenin ve hatta yokuş yukarı yürümenin ( bak koşmaya hiç
girmedim ) mantıksızlığını düşün . bir de yatmanın şahaneliğini , bir kere çok rahat yatmak
ikincisi yorulmak yok . Uykun gelince mesela yatmatya falan gitmene gerek kalmıyor .
Zaten yatar durumdasın . Bir tek işemek için falan yerinden kalkman lazım.
artık kürtlerin , pkk"nın sözü meclisse gecicek,
teşekürler bütün herkese pkk"yı destekleyen savunan bir partiyi barajı geçmelerine destek sağladığı için teşekürler,
türkiye.
zaman bükülmesi gibi bişeydi ama zaman bile büküldü hdp için başardılar şuan da ne olucak muanmabiz pkk bitirelim
diye uğraşırken barajı açtılar tebrik ediyorum herkesi.
Önemli farklılıklar gösteriyor. 7 Haziran’a doğru çok daha anket sonuçları ortaya konacak. Bugüne kadar anket tahminlerinin 3 aşağı beş yukarı doğru çıktığı gerçeğini yaşadık.. Ama söylenecek söz.. Fala inanma, falsız da kalma misali.. Ankete inanma, anketsiz de kalma!.. Türkiye’yi çok ama çok önemli, önemli olduğu kadar da bence hem iktidarı hem de muhalefeti için çok ilginç bir seçim bekliyor!. Kırılma anı gibi.. Ya AK Parti tartışmasız tek parti olarak 2023 hedefine yeni anayasa ile yürüyecek, CHP ve MHP’de ‘Bu genel başkanlarla, bu yapı ile bu işler gitmiyor’ denerek yıkılıp yeniden yapılanma ortaya konacak. Ya da muhalefetin sandıkta el koyması ile AK Parti seçimden birinci çıksa da bir tartışma bir çözülme sürecine girebilecek.. O nedenle tarihi bir seçim..
bizi bekliyor
Bayırbucak Türkmen Cephesi Yayladağı sınır kapısı yakınlarında. Oysa TIR’lar Reyhanlı yakınlarında durduruldu.”
Türkmen Cephesi komutanlarının, silahların Ensar el islam’a gittiğine ilişkin sözleri Ulukışla IŞiD dava dosyasında yer almıyor mu?
Yine bir anımsatma, Cumhuriyet’e laf atanlara, “casus, hain” diye saldıranlara...
Türkmen Cephesi, Ankara’dan yardım almadıklarını açıklamıştı
1 Başbakan Davutoğlu, “TIR’da ne olduğu kimseyi ilgilendirmez” dedi. Hesap vermesi gereken Meclis’e ve sevkıyat sırasında yaşamı tehdit altına giren halkına bir açıklama borcu yok mu?
2 MiT’in uluslararası silah nakletmek gibi bir görevi, işlevi var mı? Bu görev, kanunla belirlenmiş mi?
3 Silahların IŞiD’e değil, Türkmenlere gitmesi, bunun illegal bir operasyon olduğu gerçeğini değiştirir mi? Operasyona yasallık kazandırır mı? Gittiği adres, devlet eliyle silah sevkıyatını meşru kılar mı?
4 Bu bir devlet kararıysa neden vilayetin, savcılığın, jandarmanın hatta MiT Bölge Başkanı’nın haberi yok?
5 TIR’lar yakalanınca MiT, “Malzeme bizim. Türkiye içi birimler arası nakil işlemi yapılıyor” diye savcılığa yazı vermiş. Bir devlet kurumunun, diğerine sahte belge vererek yalan söylemesi, olağan bir uygulama mıdır?
6 Bütün bu skandal, sevkıyat sırasında yakalanmalar, askerler arama yapınca mensuplarının kimliğini gizlemeye çalışmalar, TIR’ın önüne direksiyon kırmalar, durdurmayı beceremeyince valiyi devreye sokmalar, dünyaya rezil olmalar, MiT’in büyük beceriksizliğinin de kanıtı değil mi aynı zamanda? Devletin istihbarat teşkilatı, bu kadrolara mı emanet?
7 Ve son soru: Sahi, Hakan Fidan neden istifa etmişti? Bu operasyonun deşifre olmasında, MiT içinde bu kanunsuzluklardan rahatsız olan kadroların payı var mı?
1 Başbakan Davutoğlu, “TIR’da ne olduğu kimseyi ilgilendirmez” dedi. Hesap vermesi gereken Meclis’e ve sevkıyat sırasında yaşamı tehdit altına giren halkına bir açıklama borcu yok mu?
2 MiT’in uluslararası silah nakletmek gibi bir görevi, işlevi var mı? Bu görev, kanunla belirlenmiş mi?
3 Silahların IŞiD’e değil, Türkmenlere gitmesi, bunun illegal bir operasyon olduğu gerçeğini değiştirir mi? Operasyona yasallık kazandırır mı? Gittiği adres, devlet eliyle silah sevkıyatını meşru kılar mı?
4 Bu bir devlet kararıysa neden vilayetin, savcılığın, jandarmanın hatta MiT Bölge Başkanı’nın haberi yok?
5 TIR’lar yakalanınca MiT, “Malzeme bizim. Türkiye içi birimler arası nakil işlemi yapılıyor” diye savcılığa yazı vermiş. Bir devlet kurumunun, diğerine sahte belge vererek yalan söylemesi, olağan bir uygulama mıdır?
6 Bütün bu skandal, sevkıyat sırasında yakalanmalar, askerler arama yapınca mensuplarının kimliğini gizlemeye çalışmalar, TIR’ın önüne direksiyon kırmalar, durdurmayı beceremeyince valiyi devreye sokmalar, dünyaya rezil olmalar, MiT’in büyük beceriksizliğinin de kanıtı değil mi aynı zamanda? Devletin istihbarat teşkilatı, bu kadrolara mı emanet?
7 Ve son soru: Sahi, Hakan Fidan neden istifa etmişti? Bu operasyonun deşifre olmasında, MiT içinde bu kanunsuzluklardan rahatsız olan kadroların payı var mı?
“Gözlemlenebilir” kelimesinin kullanılmasından anlaşılacağı gibi, daha uzağın gözlemlenememesi orada bir şey olmadığı anlamına gelmez; yalnızca gözlemleyemediğimiz için bilmeyiz. Gözlemlenebilir küre çap olarak 28 milyar ışık yılı mesafede görünse de aslında daha büyüktür. Bilim adamları, evrenin genişlediğini biliyor. Bilim adamları, Büyük Patlama esnasında Dünya’dan 13,8 milyar ışık yılı uzaklıktaki bir noktayı gözlemleyebilirken, bugün aynı nokta 46 milyar ışık yılı uzaklıktadır. Bu da gözlemlenebilir çapın 92 milyar ışık yılı mesafe olduğunu kanıtlar.
Dünya’yı Evren’in merkeziymiş gibi düşünerek gözlemlenebilir alanın belirlenmesi, insanlığı Evren’in merkezine koymak gibi görünebilir. Okyanus’taki gemiden kara görünmemesi o geminin okyanusun tam ortasında olduğu anlamına gelmez. Bu örnekte olduğu gibi Evren’in kenarını göremiyor olmamız Evren’in merkezinde olduğumuz anlamına gelmez.
Evren’in büyüklüğü, büyük oranda şekliyle ilişkilendirilir. Bilim adamları, evrenin şeklinin kapalı (sonlu) ve küresel, açık (sonsuz) ve eyer şeklinde ya da kağıt gibi düz ve sonsuz olduğunu tahmin ediyor. Sonlu bir Evren’in büyüklüğü sonlu olduğundan ölçülebilir; aynı durum kapalı, küresel Evren için de geçerlidir. Ancak sonsuz Evren’i ölçmek mümkün değil. Çünkü sonsuzu ifade eden bir ölçüm mevcut değil. NASA, 2013 yılında Evren’in 0,4 hata payıyla düz olduğunu duyurdu. Düz bir evren, sonsuz bir evren demek. Sonsuz evren’in büyüklüğü ise sonsuz.
Anket yayınlamak yasak
Oy verme gününden önceki on günlük sürede, yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayın araçları ile kamuoyu araştırmaları, anketler, tahminler, bilgi ve iletişim telefonları yoluyla mini referandum gibi adlarla bir siyasi partinin veya adayın lehinde veya aleyhinde veya vatandaşın oyunu etkileyecek biçimde yayın yapılması ve herhangi bir surette dağıtılması yasak olacak.
Bu sürenin dışında yapılacak yayınların, tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine uygun olması gerekecek. Kamuoyu araştırmaları ve anketlerin yayınlanması sırasında, araştırmanın hangi kuruluş tarafından yapıldığının, denek sayısının, araştırmanın kim tarafından finanse edildiğinin açıklanması zorunlu olacak. Bu madde hükümlerine göre yapılacak propagandaların ve yayınların ilkeleri Yüksek Seçim Kurulunca belirlenecek.
saçmalığın böylesi.
Filozoflar değişme ve değişmezlik konusu üzerinde dururken,
çoğu zaman konuyu birlik ve çokluk tartışmasını da içine alacak ölçüde
genişletmiş ve değişmezlik ile birlik, değişme ile de çokluk arasında sıkı
bir ilişki görmüşlerdir7. Meselâ, Plotinos (204-270) ilk varlık adını
verdiği Bir’den evreni oluşturan varlıkların çıkışını anlatırken, Bir’in her
türlü değişmeden uzak bir varlık olduğunu söylemekte, değişmeyi ise
O’ndan çıkan varlıkların çokluğu ile başlatmaktadır8. Bu ayırımda,
gerçeklik olarak nitelendirilme noktasında, bir ve değişmez olanın
çokluk ve değişme içinde olan karşısındaki önceliği açıktır.
Buraya kadar Yunan filozoflarından bazılarının değişme ve
değişmezlikle ilgili görüşlerini ele aldık ve gördük ki, Herakleitos’un
dışında kalan filozofların pek çoğu değişmezliği en üst derecedeki
gerçekliğin ayrılmaz bir vasfı olarak görmektedir. En üst derecede
gerçek olan varlık mutlak yetkinliğe sahiptir; mutlak yetkinlik ise elde
edilebilir olan her şeye sahip olmak demektir. Bu durumda, en üst
derecede gerçek olan varlığın herhangi bir kaynaktan bir şey alması,
dolayısıyla da değişmesi sözkonusu olamaz.
Yunan filozoflarının gerçeklik ve değişmezlik arasında kurduğu bu
özdeşliğin, Hristiyan ve islâm kültüründe yetişen teist filozoflar üzerinde
derin etkileri olmuştur. Bu filozoflar, Tanrı’yı en üst derecede kemâl
sahibi bir varlık olarak kabul ettikleri için, Yunan filozoflarının mutlak
gerçekliğe atfettikleri değişmezliği kendi inandıkları Tanrı’ya da
atfetmekte bir an bile tereddüt etmemişlerdir.
Yunan felsefesi ile Hristiyanlık arasında etkisi günümüze kadar
devam etmiş olan ilk karşılaşma, Hristiyan ilâhiyatının kurucularının
başında gelen St. Augustine’in (354-430) Plotinos’un “Enneadlar”ını
okumasıyla başlamıştır. Augustine bu eserde yalnız Plotinos’un
felsefesini değil, Platon, Aristoteles ve Stoalıların bir sentezini de
bulmuştur9. Felsefe ile Hristiyanlığın uygunluğunu gösterme
konusunda büyük çaba harcayan Augustine, Hristiyanlığın Tanrı’sını
felsefe diliyle anlatma yolunu seçince, Yunan düşüncesinin gerçeklik ile
değişmezlik arasında kurduğu özdeşliği, Tanrı ile değişmezlik arasında
kurmakta bir sakınca görmemiştir. Augustine’e göre Tanrı en
mükemmel varlıktır; bu nedenle O’nun değişmesi düşünülemez:
“Değişme içinde olan bir varlık kendi varlığını muhafaza edemez.
Değişmeye maruz bulunan şey, gerçekte hiç değişmemiş olsa bile, sahip
olduğu varlığını kaybedebilir. Bu nedenle, en gerçek anlamda ( in the
truest sense) varlık olarak adlandırılacak şeyin yalnız değişmeyen değil,
hiçbir şekilde değişemez olduğu da kabul edilmelidir
Christopher Frank Carandini Lee (d. 27 Mayıs 1922), ingiliz aktör. 1957 yapımı The Curse of Frankenstein filminden sonra tanınmaya başlamıştır.
Özellikle korku filmleri, Frankeştayn ve Drakula rolleri ile ünlenmiştir. Genellikle mistik ve karanlık rolleri canlandırmış , kariyerinde çok film olmasına rağmen Drakula'nın çeşitli seri filmleriyle ünlenmiş ve en fazla takdir edilen Drakula karakterinden birisi olmayı başarmıştır. Muazzam oyunculuğu ve sahneye olan etkisi görülmeye değerdir.
2001 yapımı Yüzüklerin Efendisi: Yüzük Kardeşliği, 2002 yapımı Yüzüklerin Efendisi: iki Kule ve 2004 yapımı Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü filmlerinde Saruman; 2002 yapımı Yıldız Savaşları: Bölüm II - Klonların Saldırısı ve 2005 yapımı Yıldız Savaşları: Bölüm III - Sith'in intikamı filmlerinde Kont Dooku rolleri sinema tarihinde efsaneleşmesini sağlamıştır.
FiLMLERi
Captain Horatio Hornblower (1951)
The Battle of the River Plate (1956)
The Curse of Frankenstein (1957)
Dracula (1958)
The Man Who Could Cheat Death (1959)
Mumya (1959)
The Hound of the Baskervilles (1959)
Horror Hotel (1960)
Crypt of the Vampire (1963)
The Face of Fu Manchu (1965)
Dr Terror's House of Horrors (1965)
Dracula: Prince of Darkness (1966)
The Vengeance of Fu Manchu (1967)
The Devil Rides Out (1968)
Dracula Has Risen from the Grave (1968)
The Oblong Box (1969)
Count Dracula (1970)
One More Time (1970)
The Private Life of Sherlock Holmes (1970)
Dracula AD 1972 (1972)
Dark Places (1973)
Horror Express (1973)
Death Line (1973)
The Satanic Rites of Dracula (1973)
The Wicker Man (1973)
The Three Musketeers (1973)
The Four Musketeers (1974)
The Man with the Golden Gun (1974)
To the Devil a Daughter (1976)
Dracula père et fils (1976)
End of the World (1977)
Airport '77 (1977)
Return from Witch Mountain (1978)
1941 (1979)
Nutcracker Fantasy (1979) (Voice)
Captain America II: Death Too Soon (1979, TV dizisi)
Once Upon a Spy (1980)
Serial (1980)
Goliath Awaits (1981 TV dizisi)
Safari 3000 (1982)
The Last Unicorn (1982)
The Return Of Captain Invincible (1983)
Mio in the Land of Faraway (1987)
Shaka Zulu (1987)
Around the World in Eighty Days (1988)
Cartoon All-Stars to the Rescue (1990)
Gremlins 2: The New Batch (1990)
Treasure Island (1990)
Curse III: Blood Sacrifice (1991)
Police Academy: Mission to Moscow (1994)
A Feast at Midnight (1994)
The Stupids (1996)
Ivanhoe (1997)
Soul Music (1997) (seslendirme)
Wyrd Sisters (1997) (seslendirme)
Jinnah (1998)
Tale of the Mummy (1998)
Sleepy Hollow (1999)
The Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring (2001)
The Lord of the Rings: The Two Towers (2002)
Yıldız Savaşları: Bölüm II - Klonların Saldırısı (2002)
The Lord of the Rings: The Return of the King (Extended version only) (2004)
Yıldız Savaşları: Bölüm III - Sith'in intikamı (2005)
Ölü Gelin (2005) (seslendirme)
Charlie and the Chocolate Factory (2005)
Cowboys for Christ (2007)
Star Wars: Clone Wars (2008)
Alice in Wonderland (2010)
Hobbit (film) (2012)
ingiltere'de Yapılan Yarışmayla Dünyanın En Büyük Yalancısı Belli Oldu. "Yalancı Johnny" Lakaplı John Graham, 2. Dünya Savaşı'nda Bir Alman Denizaltısının Dijital Televizyon Şifre Çözücülerini (Decoder) Ele Geçirmek için ingiltere'ye Saldırdığına Dair Hikayesiyle Yarışmayı Kazandı.
Az sonra yanlız kalacağımı düşününce içime bir kaygı çöktü. Yüreğim kendime , insanlara
karşı nefretle doluydu ; bozuk sinirimle yolun ortasında öylece dikilekalacaktım .
Kayan yıldızlara bakmaya korkarak;
ifade özgürlüğü en temel insan haklarından biridir. ifade özgürlüğü diğer özgürlüklerin elde edilmesi,
korunması ve sürdürülmesinin hem önşartı hem de garantisidir. ifade özgürlüğü olmadan
diğer özgürlüklerin kullanımı zorlaşacak, hak talepleri dillendirilemeyecektir. Genelde insan hakları
karnesi zayıf olan bir ülkenin, ifade özgürlüğü performansının iyi olması mümkün değildir.
Bu yüzden bir ülkede ifade özgürlüğünün düzeyini tespit emek için temel insan haklarının
korunma düzeyine bakmak gerekir.
Mill’e göre düşünceler ne kadar saçma olursa olsun yasaklanmamalıdır. Çünkü ilk olarak, bir düşünce saçma olsa dahi bunun ifade edilmesi saçmalığının ortaya çıkmasına neden olacak ve mantıklı olan diğer düşüncelerin değerini arttıracaktır. ikinci olarak bir fikir tam anlamıyla doğru olmasa bile, doğrunun bir bölümünü taşıyabilir ve doğru olarak bilinen bir fikrin eksikliklerini gidererek daha da güçlü hale gelmesine yol açabilir. Üçüncü olarak da bir düşünce doğrunun kendisi olabilir ve daha önce doğru kabul edilen yanlışların ortaya çıkabilmesi için bu yeni doğru iddialarının mutlaka duyulması gerekmektedir. insanlık ancak bu şekilde ilerleyebilecektir.
Türk siyasal tarihini inceleyenlerin ilk fark edeceği özellik, ara rejim ve özellikle tek parti dönemlerinde yaşanan düşünce özgürlüğüne engel girişimlerdir. Bunlar Türkiye’ye çok zaman kaybettirmiş, hataların erken ortaya çıkarak düzeltilmesini geciktirmiş, saçma bazı fikirlere uygulanan yasaklar nedeniyle bu fikirlerin itibarını arttırmış, dahası bazı kolay çözülebilecek sorunları “kangren” haline getirmiştir. Bugün her ideolojiden ve partiden insanın anlaması gereken şey, demokrasiye uygun olduğu sürece bir fikrin duyulmasına ve yayılmasına izin vermenin bu fikri kabul etmek anlamına gelmeyeceği ve ancak bu şekilde kendi düşüncelerimizi daha iyi savunabilecek ve daha doğru bir düzleme oturtabilecek olduğumuz gerçeğidir. Düşünce özgürlüğünden korkmayalım, düşüncelerimize, ideolojilerimize ve Cumhuriyet’in sağlam temellerine güvenelim.
türkiyedeki düşünce özgürlüğü bu dönemde biraz yerlerde .
Hiççilik ya da nihilizm veya yokçuluk; 19. yüzyıl ortalarında Rusya'da, özellikle genç entelektüel kesim arasında taraftar bularak yükselen ve bu nedenle kendine büyük felsefi akımlar arasında yer edinen bir felsefî yaklaşımdır.
Latince'de 'hiç' anlamına gelen nihil sözcüğünden türetilen Nihilizm, günümüzde birçok spesifik alt dala ayrılmakla beraber, en popüler tanımıyla; her şeyin anlamdan ve değerden yoksun olduğunu savunan felsefi görüştür. Nihilistler tanrının varlığını, iradenin özgürlüğünü, bilginin imkânını, ahlâkı ve tarihin mutlu sonunu reddederler.
Nihilizm; bilgi felsefesi, ahlak ve siyaset alanında kabul görmüştür. Ve yine nihilizm, her şeyi, her gerçeği ve değerleri reddetme şeklinde ortaya çıkmıştır.
Nihilizm; her türlü bilgi imkanını reddeder ve hiçbir doğru, genel-geçer bilginin olamayacağını savunur. Varlığı her şekliyle şüphe ile karşılar ve hatta yok sayar.
Nihilizm temelde estetizmin bütün biçimlerini yadsır, yararcılığı ve bilimsel usçuluğu savunur. Toplumsal bilimleri ve klasik felsefe sistemlerini bütünüyle reddeder. Yalın olgucu ve maddeci bir tutumla yerleşik toplumsal düzene baş kaldırmayı temsil eder, devlet, din ya da aile otoritesine karşı çıkar. Yalnızca bilimsel doğruları temel aldığı düşünülse de, bilimin toplumsal sorunlarının üstesinden gelemeyeceğini kabul eder.
Nihilist düşünce Friedrich Nietzsche,Neyzen Tevfik, Ludwig Andreas Feuerbach, Henry Thomas Buckle, Max Stirner, Albert Camus, Arthur Schopenhauer, Jean-Paul Sartre ve Herbert Spencer gibi düşünürlerin etkisinde kalmıştır. insanın beden ve ruhtan oluşan dualist bir yapısı olduğunu reddettiği için dinlerin şiddetli tepkisine yol açmıştır.
Rus edebiyatı'nda ilk kez Nedejin'in bir makalesinde kullanıldı.
Friedrich Nietzsche, Schopenhauer'ın nihilist felsefesi ile yola çıkmıştır. Ancak ona göre, nihilizm yanlış ve eksik anlaşılmaktaydı. Nietzsche zamanla nihilizmi yeniden temellendirdi. Nihilizmin en eksik yanı, yaşamı olumsuzlamasıydı. Nietzsche, "yanlış nihilizm"i yaşayanları kitaplarında sıklıkla "pesimistler" olarak tanımlar. Bu pesimizmin aşılması gerekmektedir. Gerçek bir güç felsefesi için, yaşamı kesinlikle olumlayan bir felsefe gerekmektedir. Yaşamın değeri anlaşılmalı ve bu değer yüceltilmelidir.
Nihilizm'e en çok yakıştırılan düşünürlerden olan Nietzsche'ye göre Nihilizm, yüksek ideallerin değerlerini yitirmelerinden kaynaklanan olumsuz düşünce tutumudur. Nietzsche, nihilizmin soy kütüğünü oluştururken, bunun aşılabileceğine de değinmiştir: Korkular, karşı çıkışlar, başkaldırmalar, Varlık'ı (Tanrı) anlaşılır bir gerçeklik ve değer yapan varlık idealizminin çöküş belirtileridir. Nietzsche için 'Tanrı öldü' ve bu varlık artık "kendisine yakıştırılan bütün değerleri hiçe indiren bir yokluk" olmuştur. Yani Nietzsche "Tanrı öldü" derken Avrupa'da ve dünyada tanrı kavramının yozlaştırıldığını, yok edildiğini söylemiştir.
bob dylan
pink floyd
duman
Eric Clapton
Led Zeppelin (Robert Plant,Jimmy Bonham, John Paul Jones, Jimy Page )
John Lennon
Jimi Hendrix
The Beatles
Kurt Cobain nirvana