iki çeşit yolla altcoin kazanabilirsiniz.
1) faucet yani musluk siteleri
2) airdrop yani promosyon amaçlı dağıtımlar. airdrop biraz teknik bilgi gerektirir. ama sadece üye olup para kazanacağınız siteler de mevcut.
bunlarla ilgili soru sormak ve bilgi almak isteyenler bana özel mesaj yoluyla ulaşabilir.
haydar karataş'ın dersim üçlemesinin ikinci kitabıdır. ilk kitabında 38 sonrasını anlatıyordu, bunda 38 öncesini anlatıyor.
"bir göz ağlarken diğer gözün güldüğü görülmüş müdür?"
dünya kaç köşeymiş uzun uzun konuşan, konuştuklarını tekrar eden, saplantıyla özlemlerini, evveliyatlarını anlatan dersimliler. küçük, sıradan, kayıp giden hatıralar, garezler, kibirlenmeler...
yanlışın, kahırla ufalan hayatın farkında olan zazalar, kürtler, ermeniler, kızılbaşlar... candarmalar, paşalar, hükümetler, aşiretler, metruk evler, boşalmış ovalar, inatla geleneğe sarılan köylüler, atlılar, tüfengler...
gece kelebeği yeniden kanat çırpıyor...
ilk kitabın öncesine gidiyor. eprimiş bir rüyayı pastoral ve masalsı bir üslupla, kederle resmediyor. zor diyorsun, yazık! hepsinin bir hikâyesi vardı. haydar karataş canavarcasına yazar damarı olan birisi. hayvani bir yazar, bunu olumlu anlamda söylüyorum.
yaşar kemal'de de böyle doğadan kaynaklanan bir güç vardır.
murathan mungan
...haydar karataş yeni dönem yazarlar arasında kendine has sese sahip ender isimlerden... onun cümlelerine alışanlar hep aynı tadı arar.
burhan sönmez
bu derece mükemmel bir türkçe nasıl olabilir?
kaan arslanoğlu
haydar karataş, dersim'in acılı müziğini kendine özgü, soluk kesen, masalsı anlatımıyla kulaklarımıza ulaştırıyor yine.
gün zileli
türkiye'nin birkaç kum sanatçısından biridir. bir tatil köyünde tanıştım. cam şişelere kumdan figürler yapıyor, isterseniz adını da yazıyor. oldukça da sempatik ve konuşkan bir adamdı.
dersimli bir müzisyen.bu yıl sad(tanık) adlı zazaca türkülerden oluşan albümünü çıkardı. tarzı metin kemal kahraman ile benzerlik gösteriyor. ayrıca albümde bir türkçe parçada bulunuyor.
dersim katliamını konu eden insan-ı kamil adlı türküyü dinlemek için:
çelişkiler ülkesi türkiye'nin ilginçliklerden biridir. çorum, sivas ve maraş katliamlarında alevilere saldıran kesim kimdi acaba?işte bu soruyu sormayan, cevabını bilmeyen biri ülkücü alevi olabilir.
amerikan şarkılarına bakınca anlayacağımız durum, tüm şarkılarda bitch, step off bitch, fuck you bitch diyor adamlar. bir de bize kadını aşağılayan millet derler. biz nazlı yarim, al yanakli yarim derken adamlar neler diyor.
bir istatistiğe göre ülkemizde kronik bir hastalığı olan insan sayısı nüfusun neredeyse %90'dan fazlasını oluşturuyor. ülkemizde kronik bir rahatsızlığı olmayan insan sayısı %10'unda altında imiş. ayrıca 150.000'den fazla hasta kanser tedavisi görmekteymiş.
ülke topraklarında yaşayıp oksijenimizi ziyan eden, insan formunda yaşadığı halde hayvansal özellikleri ağır basan beyinsizlerdir. devlet için cinayet işlemeyi meşru görürler.
kendini ilim ve irfanı yaymaya adayan badem bıyıklı cengaverlerimizin giriştiği hadisedir. zira ülkemiz oldukça zengin ve eğitimlidir, o halde müthiş türk-islam kültürünü alaska'da, güney afrika'da temsil etmeliyiz. hmmm, mantıklı.
türkiye'de en çok baskı ve yoksayılmaya maruz kalan iki kesimin yapması gereken ittifaktır. zira ne kürtler alevilersiz, ne aleviler kürtler olmadan başarıya kavuşamaz.
müslüman sünni türk'ün koşulsuz inandığı varolmayan gerçekliklerden birisi de budur. zira türkler masum öldürmez.
osmanlı valilerinin balkanlardaki zülümlerini bilmez veya bilmek istemez. ermeni soykırımı zaten yalandır zira onlar bize saldırmışlardır. dersim'de 38'de yaşananlarda birkaç asi çapulcunun haddinin bildirilmesinden başka bir şey değildir. köpeklerin cesetlerini yedikleri süngülenmiş bebekleri bilmez ya da bilmek istemez.
zaten siyasetçilerimiz demiyorlar mı hep: " münferit olaylar bunlar." diye.
tarihsel gerçeklerine gözlerini kapayan ülkedir ve geri kalmaya mahkumdur. (bkz: türkiye)
tarihsel gerçeğini tamamıyla reddedip halkına baskı yapan ve aşağılayan bir rejimi baş tacı eden insanlara sahiptir.
taner akçam koordinatörlüğünde yürütülen büyük sözlü tarih projesidir. projenin amacı dersim soykırımının son tanıklarının yaşadıklarını belgelemektedir. projeye avrupa dersim dernekleri en büyük desteği vermektedir.
zazacada gece kelebeği anlamına gelmektedir. bu isimle haydar karataş 'ın dersimde 37-38 yıllarında yaşanan büyük insanlık dramını anlattığı bir roman vardır.
romanın tanıtım yazısı:
Alın ve okuyun. Okuyup bitirdiğiniz zaman, Haydar Karataş'ın bu romanının, Yaşar Kemal ve Cengiz Aytmatov’un romanları ayarında bir roman olduğunu göreceksiniz. Büyük bir insanlık trajedisini roman tadında okumak istiyorsanız, yine alın, okuyun derim. Hayatta beni üç roman ağlattı. Biri, 1965 yılında, on dokuz yaşındayken okuduğum, John Steinbeck'in Gazap Üzümleri romanı, ikincisi, dört-beş yıl önce okuduğum ve tanıtımını yaptığım, Robert Sabatier'in isveç Kibritleri; üçüncüsü ise, şu anda elinizde tuttuğunuz Perperık-a Söe.
Gün Zileli
Bir yanıyla acılı bir yurt... bir yanıyla da sanki sürekli bir yurtsuzluk hali; Müthiş yoksulluk... kahredici imkânsızlık, Derininden zonklayan yara; Umursamayan merkezin dağlayan zulmü... ve çaresiz kalan dil... Bütün bunları anlamaya çalışan yaşlılar... yetişkinler... çocuklar... ve onların &#çocuk ölümleri... işte bunlarla karşılaşacak, işte bunlarla yaşayacaksınız Perperık-a Söe'de. Olağanüstü diliyle baştan başa bir çığlık... baştan başa bir ağıt bu roman. Şaşırarak okudum; bu denli yoğun acı, bu denli koyu keder meğer böyle ballandırılır, meğer böyle anlatılırmış.
Sina Akyol
Sanki Yüzyıllık Yalnızlık ile Lessing'in Mara ve Dann'ı arasında gezinen, çok kuvvetli bir bileşim ortaya koyuyor... Coğrafyanın, zorlu tabiatın, yoksunluğun, o yoksunlukla başa çıkma gayretinin anlatılışı, tüyler ürpertici bir manzaraya vesile oluyor... Adeta Dersim'de değil de, nükleer savaşın vurduğu bir dünyada, Kum insanları'nın arasında geziniyoruz...
Murat Uyurkulak
özgür fındık 'ın çektiği, 1938'de dersim'de yaşananları tüm açıklığıyla ve tanıklarıyla anlatan güzel belgesel. oldukça tarafsız bir şekilde anlatılır her şey.
kemalistler için acı ama gerçek bir durumdur. halkın inancından, kültüründen, ortak değerlerinden uzak labaratuar dini olan kemalizm unutulmaya mahkum bir ideolojidir.