Her şeyin karşılıklı olmasındandır. Yobazlığın derecesi arttıkça bu yobazlık türü de artmaktadır. Temelde insanların kendilerine yaşam amacı kıldıkları şeyleri savunma güdüsü vardır.
Insanlar mecbur kalırlar evrende kafayı yememek için böyle kavgalara.
Dalga geçmek dalga geçtiğiniz fikre değil kendi fikrinize zarar verir.
Genelde "dalga geçiliyor, hakaret ediliyor " denen durumlar bazı olayların dile gelmesinden ibaret olsa da.
Kendinize vermiş olduğunuz
fakat bir türlü tutamadığınız
sözler
Kullanmadığını z halde evinizde,
işyerinizde bulundurduğunuz
her türlü materyal.
Görüşmek istemediğiniz halde
"ayıp" olur düşüncesinden ötürü
iletişim halinde olduğunuz herkes.
Geçmişinizde
affedemediğiniz ,
hala zihninizde kavga halinde
olduğunuz aile fertleri ve kişiler.
Evinizde sizi bekleyen fakat bir
türlü vaktiniz olmadığı için
yapamadığınızı ifade ettiğiniz
birikmiş tadilat veya işler.
istemeyerek giriştiğiniz her türlü
proje.
Sevmediğiniz fakat "kim sevdiği
işi yapıyor ki?" dediğiniz işiniz
.
Her türlü dağınıklık.
"Yarın yaparım" diyerek
ertelediğiniz, her yeni hayaliniz.
Canınızı sıktığı halde görüşmeye
devam ettiğiniz herkes.
Her yıl ertelemeye yöneldiğiniz
ya da bir görev misali gittiğiniz
tatiliniz.
Yapamadığınızı ,
başaramadığınız ı
düşündüğünüz her şey.
(hayallerinizde ki işiniz,
hayallerinizdek i eşiniz,
hayallerinizde yaşamak istediğiniz
yer vs)
"Hayır" diyemediğiniz, iyi niyetli
olduğunuz için yaptığınızı
sandığınız her şey.
Mutsuzluğunuzd an kaynaklı
gösteremediğini z performans.
Tutamadığınız her türlü söz.
"Keşke" diyerek hayıflandığınız
her şey.
Vermek istediğiniz ama bir türlü
veremediğiniz cevaplar.
Sağlığınızla ilgili aldığınız ama bir
türlü uygulayamadığın ız
kararlarınız. ( spora gitmek vs )
Vermek istediğiniz kilolarınız.
Cevaplamadığın ız mailler.
Tamamlanmamış, ötelediğiniz,
ertelediğiniz, sizi yiyip bitiren her
şey.
Arada görüyorum yada hep bana mı denk geliyor arkadaş. Adam koymuş fotoğrafı üzerine de yine yeniden yazmış. Daha önce facebook yada bilimum sosyal medya senin miydi ? Bırakıp gittin de geri mi döndün ? Bu kadar tiksindirici olmak için özel çaba mı harcadın mübarek ? Abi çok iyi yea diyen insan tipini bile sineye çektim ama bu tip aklıma gelince intihar edesim geliyor.
Her şeyi bırakıp dağ başında kestane közleyesim geliyor. Hayat hangi ara bu kadar çekilmez oldu ? Tamam, hayatımız çok karmaşıklaştı. Teknoloji alıp başını giderken insanoğlu iyiden iyiye biçim değiştirdi. Her şey kolaylaştı ve insanların yaşama tutunma sebepleri azaldı. Ama bu kadarına pes. Nur yerlitaş gelsin metaliko derken bile daha cool.
Alın bölgesinde çıkar ve o bölgede ağrı yapar.
Çok lanet bir şey olmakla birlikte geçmesini beklemekten başka yolu da yok gibidir. Oynadıkça daha da ağrıtır.
Nedim'in annenden cumaya diye izin al gezelim selvi boylum deyişinden, fuzulinin bir askerin tasvirinden, vlad tapeş ve onun kardeşinden bellidir var olduğu. Aynı zamanda fatih'in veyis adında biriyle bir papaza övgüsünden ve şimdilik akla gelmeyen başka şeylerden bellidir. Fakat bunların ziyanı yoktur. Bunların hiçbirisi kumandanlığa yada şairliğe engel değildir.
Bir overkill şarkısı. Son dakikaya kadar düşmeyen tansiyonu ve ilerleyen dakikalarda bas gitarla yaratılan harikalar ile mükemmel bir thrash metal eseri.
Izlemesi en zevkli belgesel türüdür. Özelikle elapidae türü (kobra, kara mamba, mercan ve deniz yılanları vs ) üzerine ise.
Bazı bazı televizyonda hızlı kanal geçişi yaparken samanyolu tv'de denk gelinir . Evde korkan biri varsa eğer belgesel kapatılır. Küçük yaştaki bireylerin rüyalarına dahi girebilir.
Bir iddia. Hem doğru hem yanlış. Hem tutarlı hem tutarsız. Bizim her an yaşlanan parçalarımız var. Beynimiz, kalbimiz, ciğerlerimiz, gözlerimiz, kulaklarımız vs.. Hepsi birer organ oysa. Hepsi bir takım maddelerin birleşiminden meydana gelmiş. Bu parçalar birliğinin koordineli çalışması bir insanı meydana getiriyor. Ve bunlar günü gelince yok oluyor. Aslında burda biz yokuz. Biz birer makineyiz elimizle yaptıklarımız gibi. Ve bu makineler dünyadan çok fazla şey bekliyor. En çok da ölümsüzlüğü.
Genelde yanmayan, hızlı hızlı çakarken yanan ama el alışkanlığından o yandığı anı kaçırdığınız çakmaktır. Sertçe yere vurulup patlatılması şart olan çakmak türüdür.
Çocukken sürekli televizyonda ne oluyor diye merak edilip yapılandır. Her gece on gibi uyumak zorunda olmanın verdiği his gece sabahlama merakını hep perçinlerdi. Sanki gece daha da güzel olacak gibi. Sabahlanan ilk gece öyle uzun ve zevkli olur. Sanki o saatlerde televizyonlar daha iyi şeyler yayınlıyormuş gibi. Tuhaf bir duygu. Şimdi ise erken yatmaya çabaladığımızda bile gece ikiyi görüyoruz.
Odada yarım saattir mal mal gezinen böcektir. Yere dökülüp kurumuş çayı beğenmemiş olacak ki küllüğe bakıyor. insan acıyor haliyle, o kadar hayvansever geçinirim bir kara böceği doyuramadım. Ekmek kırıntısı kemirir mi acep ?
Sıkıntıdan kafada kurgulanan şeylerden birisidir. Izlenen dizilerin ve filmlerin etkisi de büyüktür. Genelde silahlarla dolu bir kamyon, iyi savaşan birkaç arkadaşla birlikte zombi avı yapılır.
Yasalar ve cezalar olmasa türkiyenin kendi kendini yok edecek olmasıdır. Siyasi görüşler arası çatışma, partiler arası çatışma, futbol taraflarları arası çatışma , benim şehrim senin şehrini döver çatışması, dini çatışma, etnik çatışma, mezhepler arası çatışma, örgütler arası çatışma, ineğini komşusunun bahçesinde yayan köylüler arası çatışma , firmalar arası çatışma, ceza vs sagopa çatışması, nazım hikmet vs necip fazıl çatışması , metallica vs megadeth çatışması derken Türkiyede insan kalmayacak ve türkiye kendini otokontrol bir biçimde imha edecektir. Acı gerçek bu , ömrümüz bir su geçiyor yıllar.
Gün geçtikte artan durumdur. Teknoloji ve artan refah düzeyine sahip insanlar bireyselleşirler. Çünkü onları birleştirecek zıtlıklar yoktur yada önemsizdir. Bunun en basit örneği Kurtuluş savaşındaki birlik ve zamanımızdaki binlerce ayrıklıktır.
Zaman içerisinde elenen ulusların topraklarını ele geçiren zamana uymuş ve gelişmiş uluslarda bu görülmektedir. Zira insanlar rahat yaşama arzusundadır eğer problemleri yok ise.
Pek bilinmeyen bir soğuk çeşididir. Gölge ile güneş arasındaki sıcaklık farkını derinden hissedersiniz. Arada rüzgar vurur, gözünüzden yaş çıkarır. Yaz iki üç ay sürer. Sonbahar aslında ilk kış ilkbahar ise son kıştır. Merkeze çok yakın olan ılgaz dağıdır sebebi. Eğer dağa kar inmişse, kastamonuya güneş fayda etmez.
OYsa bilet alırken görülen otobüs planında tuvalet var gözükmektedir.
Bu çiş denen biyolojik vaka özellikle yolculuklarda iki kat artmaktadır.
Haliyle en az beş-on lira işeme parası ayırmak gerekmektedir.
Bu zulüm son bulsundur artık, bunca kişi mola yerlerini koltukta kıvrana kıvrana beklemesindir.
Intihar etmeyi ciddi ciddi düşündüren durum. Eğer telefonun da şarjı yoksa, geçebileceğiniz başka bir koltuk da yoksa, dışarıyı izleyemeyeğiniz kadar da karanlıksa, kemirecek tırnaklarınız da yoksa, koltukta da uyuyamıyorsanız ilk molada üç dört sigara peşpeşe yakar, bir lira ile çalışan şarj cihazlarının başında dolacağı yok ama insan bekliyor psikolojisi ile kaderinize lanet edersiniz. Benliğiniz ezilir, niye ben der durursunuz. Muhtemelen paranız da yoktur o durumda, zaten şanssızlık bir vurdu mu kuru yerde pişik olursunuz.
Marketlerde satılan yiyecekleri ve kozmetik ürünlerini düşündükçe varılan gerçek.
Ciddi anlamda yediğimiz içtiğimiz her şeyin sağlığımızı bozduğunu , bizi tembelleştirdiğini ve düşünmekten alıkoyduğunu düşünüyorum.
Dışarda doğmuş akraba çocuklarının hızlı gelişmesinin sebebi de bu belki de.
Kullandığımız her şeyde değişik kimyasallar var ve yüzde doksan dokuzunun etkilerini bilmiyoruz.
PAranın insandan daha değerli olduğu türkiyede içtiği çaydan dahi şüpheye düşüyor insan.
Yazın haberlerde rastladım, bozulmuş bulgurları boyayıp tekrar piyasaya sürüyorlardı.
Sonuç ; yaşam enerjimiz düşük, boylarımız kısa, erken yaşta kel kalıyoruz, düşünmek yorucu geliyor.
Sıralarda öne geçmeye çalışan kişiye verilen tepkilerdir.
Baştan edit ; yazı alıntıdır.
Klasik tepki: "Sıraya geç kardeşim."
Neoklasik tepki: "Şeker kardeşiim sıraya geçiver."
Realist tepki: "Sıra var."
Sürrealist tepki: "Sallandıracaksın bunlardan ikisini Kızılay da bak bir daha yapabiliyorlar mı?"
Romantik tepki: "Beyefendi galiba sırayı görmediniz."
Modern tepki: "Efendim insanımız eğitimsiz. Halbuki Avrupa da..."
Postmodern tepki: "Sırana geç lan ayı!"
Uzlaşımcı tepki: "Acelesi olmasa öne geçmezdi, üzmeyin garibi..."
Devrimci tepki: "Altyapı sorunları çözülmeden halkımız sıraya geçmez. Devrim olunca herkes hizaya gelecek."
Kaderci tepki: "iki dakika fazla beklesek kıyamet mi kopar? Kısmetse hepimizin işi görülür."
Felsefeci (septik kuşkucu) tepki: "Ön ve arka kavramları görecelidir. O tarafın ön taraf olduğuna kim karar verdi? Öne geçtiğini zanneden, aslında arkaya geçmiş olabilir."
Kantçı tepki: "Efendim, algılanmayan şeyler yok demektir. Bakmayın o tarafa, adam yok olur."
Kötümser varoluşçu tepki: "Herkes bir gün ölecek. Onurlu bir şekilde bekleyin. Bir gün o adam da ölecek."
iyimser varoluşcu tepki: "Sıkmayın canınızı, şu anın tadını çıkarmaya çalışın. Bakın ne güzel hayattasınız ve birileri önünüze geçebiliyor."
Hümanist tepki: "insanlık bir bütündür. Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için. Dolayısıyla birimiz öne geçince, aslında hepimiz öne geçmiş oluyoruz."
Buna kendim eklediğim nihilist tepki ; Sıranın amk sabah kimse yokken gelirim.
Bir ömür yatıp yuvarlanma yöntemleridir.
Öncelikle kim milyoner olmak ister'e katılıyoruz.
Ardından bir apartman alacak kadar para kazanıyoruz.
Dairelerden birini kendimize ayırıp gerisini kiraya veriyoruz.
Kiradan gelen para ile rahatça yaşayıp gidiyoruz.