Amına soktuğumunun sözlüğü. Aptal sürüsü insanlar dolu. Tekrar eden başlıklar ve düşünceler. Anasını sikiyim biraz geliştirin şu düşünce yapınızı. Sikiyim tanrınızı, sikiyim ülkenizi.
Nefret edilcek çok yanınız var ama öncelikle o anadolu çomarı diye adlandırdığınız kesimden bir farkınız yok amina kodugumunun salaklari.
Ülkeniz ise ayrı dert amk. Şehitler ölmezmiş. Yarak kafası öldü işte. 15 yıldır aynı bok. Sikiyim toprağınızı. En assagi milletsiniz amk.
Bu sitede yazdığım her yazının sonunda kendime ulan olmadı bu dedim amk sonra ise bir baktım nereye yazdığıma.
Sonuçta hayatında bir kitap okuyabildin değil mi küçük. Şu an da en muhteşem eserin bu olduğunu zannetmektesin ancak daha karanlık taraftasın. Belki asla oradan çıkamayacaksın. Darsın, Aptal, Düz, Embesil, Aşağı ve özenti.
Şu an bir yine aynı durum içersindeyim. Garip amk. Hep başıma geliyor böyle durumlar. Önceden görebiliyorum ancak el mahkum. Ulan siktir olup gitsem be açsam kapıyı ve siktir olup gitsem.
Hiroaki samura'nın can verdiği muhteşem manga. Okuduğum en gerçekçi manga olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Konusu itibarî ile sizi içine çekiyor ve bir insanın yapıtı olduğunu hissettirmiyor.
Konusu ve çizimlerinden dolayı olgun hatta bayağı olgun kimselerin okumasını tavsiye ediyorum. Zaten çeviriside yok. 3 bölümden oluşmakta ancak bana sanki sezonluk bir seri okuyormuş hissi verdi.
Konusu çok ağır. Özet olarak hapishaneye deney amacı ile daha 18 yaşından küçük kızları koyuyorlar. Tabi ki azılı çoğu suçlu tecavüz ediyor ve ardından olan olaylar. ( eğer okursan diye sevgili okurum pek ayrıntıya girmemek istedim. Kusura bakma. zati ilk bölümde yazanları aktardım. Affet. )
Ben okurken bir kere daha erkek olduğum için utandım. içimde nefret ve büyük bir üzüntü oluştu. Direkte bir yere yazamadım zaten düşüncelerimi. Acı veren böyle hikayelerin bu yaşadığımız dünyada kat ve katının gerçekleşmesi.
Son düşüncem ise ; Kadınlar ne kadar muazzam olduğu.
Başlığı açan yazarın entry'lerine bakılması gerek. Adam 50 tl isimli başlığın altına 50 tl resmi atmış. Böyle bir adamdan nasıl bir bilgi almayı bekleyebilirsin ki.
Bugün nefret kusacağım. Nefretim ise bu amk çevirmenlerine. Ulan güzel bir manga buluyorum. Okumaya başlıyorum. 7-8 bölüm sonra bitiyor. Bakıyorum devam ettiği yazıyor. Her yerde övgüler var mangaya. Ulan diyorum acaba neden bitti. Başlayıș tarihine bakıyorum. Okuduğum yıldan birkaç yıl önce. Anlıyorum ki bu amina soktugumunun çevirmeni başlamış bitirmemiş. Ulan yarak başlama madem. Ya da neden artık çevirmediğini şöyle veya özür dile göt.
Örneğin inuyashiki adında harika bir manga var. Çevirisi 8 bölüm yapılıp bırakılmış. Kaç bölüm sence çevirisi yapılmayan sevgili okur ? 42 !
Ama bakıyorsun 300 bölümlük ecchi serisi çevrilmiş. 300 bölüm ulan 300 ! 6 yıldan fazla !
Öncelikle emma'ya karşı hislerimi söylemem gerek : Mavi. Ancak sıcak ve güvenilir bir mavi değil. Tehlikeli, kırmızıya yakın bir mavi. Emma hep ilgi duyduğum insanların özeti gibi. Adele : kırmızı. Kırmızıya güvenim yok. Beni hayal kırıklığına uğratan kişininde en sevdiği renkti. Garip adele tam uyuyor. Hep yıkan taraf.
Film beni ağlattı ama sinirden galiba. Adele haketmiyordu zaten bu ilişkiyi. Güzeldi ama biraz anlarsın ya işte o. O değilde lea seydoux ne güzel be. (bkz: lobster)
Küçük kibrit evler var bu kasabada. Herkes yaşlı ve bilge. Büyük bir hazine var kibrit çöpünün ardında. insanlar fazla bilgilerini yakıyor. Daha fazla yaşamak için kibrit kutularında. Tek aptal benim ancak tek mutlu da. Yalnız benim çiçek bahçem var. Yalnız benim kedim. Yalnız benim plaklarım.
Aptal olan ben kölesi oldum bu bilge insanların. Vücudum ile kibritler alıyorum. Ülke yok, cinsiyet yok, şiddet, acı yok !
Aşk yok..
Plastik çukurlar içerisinde yanan insan parçaları. Hepsi bir kibrit kutusu için. Toprak altında beyaz altınlarım.
Ya çocuk para karşılığı cinsel ilişkiye girdiğini söylemiş. Üstelik psikolog kararı ile yaşıtlarına göre zekası düşük olduğu belirtilmiş. Bu demek değil ki birey özürlü ve de cinsel ilişkiye zorlanmış. Akıl var mantık var. Bu kadar kişi nasıl bir insanı taciz eder. Hayır yani ulan burası türkiye diyeceğim ama sizin bile bir sınırınız olmalı be.
Bazı hastalıklar ciddiye alınmadığı için ilerleyebilir ve hayat şartlarınızı düşürür. Eğer haberlerde gördüğünüz, adamın kafasında makas kaldı gibi haberlere bakıpta hastane kötü bir yer derseniz 5 yaşındaki bir çocuk gibi ağrınız katlanamayacak boyuta geldiğinde gidersiniz.
Sonuç olarak tatlım kimse isteyerek senin içinde bez bırakmaz ancak sen isteyerek kendini kötü hissedersin.
Not : biraz sanki aman oğlum etme git hastaneye diyen güzel anneler gibi olmuşum affedin.
Yaşım 12 Galiba. Sınıfta nev isminde, uzun boylu, mavi veya yeşil ( yazar burada hatırlamamakta ) gözleri olan bir kız var. Nasıl hoşlanıyorum bir gör. Bende sınıfın yaramazlarındanım. Sürekli hocalar tarafından dayak manyağı oluyorum. Tabi sınıf önünde. Hayır yaptığım birşeyde yok. Kah arkadaşımla güreşmişim kah ödev yapmamışım. Tabi kız bunları görüyor felan şansımın olmadığını bende biliyorum ama hayal işte. Şimdi düşünüyorumda o kadarda güzel değilmiş be ( 1 gülüyor 2 yavaşça susuyor 3 ağlıyor ). Neyse bir gün beden dersi oluyor. Bizim yarmanlar basket topu ile futbol oynuyor. Hatırlarımda okur bir keresinde yüzüme gelmişti son hız bir basket topu. Tarif edilemez. O yüzde bıraktığı karıncalanma hissi, anlayamazsınız. 1 hafta boyunca yanağım seğirmişti. Bak yine konudan çıktım. Tamam be toparlıyorum. Ben dersimi aldığım için yanaşmıyorum erkek kısmına. Kızlar elim sende gibi bir oyun oynuyor. Bir kaç arkadaşımla oynayalım diyoruz. Nev'de oynuyor tabi. Herkes mutlu felan. Nev ile iletişim kurmak istiyor küçük manyak. Arkasından yaklaşıyorum ve öküz gibi itiyorum. Kız yüz üstü düşüyor. Șlak diye bir ses. Kızın boynu kopuyor resmen. Sanki arkasından kamehama yapmışım. Herkes toplanıyor. Özürümü diliyorum ve son hız kaçıyorum. Nev ağlıyor. Ardından kızlar gelip beni linç ediyorlar.
Ondan sonra hiçbir insana el şakası yapmadım ama ders acı oldu be. Hem dayak ye hem sevdiğin kıza karşı tüm şansını kaybet.
1 aydır ağzıma bir şarkısı takıldı, şarkıda denilmez aslında. Beatrix'in Hattori hanzo'nun kılıçlarını incelediği an çalıyordu. Filmin başka yerlerindede çalıyor ama tam olarak bilmiyorum.
Bir yandanda bulmak istemiyorum, eğer bulursam sıkılana kadar dinlerim ve etkisi gider. Garip bir durumun icerisindeyim sevgili okur.
Öncelikle yazar iyi saçmalamış yukarıda. Zeka, her bireyi etkiler Kadın ve erkek farketmez. insan birşeyler kazandığı zaman iletişime devam eder karşısındaki ile. Cahil olmakda etkiler bazen insanları. Karşı taraf sürekli kullanmak ister. Yanisi senin gibi aptal ol, onun gibi zeki, kültürlü ol Menfaat ilişkisi gayet güzel gider.
Güzel yeşil. Siyahlar içinde idi. Mekanın en koyu noktasını seçmişti bizim için belki de kendisi için. Yanına süzüldüm. Beni görünce gülümsedi. Ne yapmam gerektiğini bir an şaşırdım. Sarıldım. kokusunu içime çektim, ayrılırken yanağıma bir buse kondurdu. Gülümsedim istemsizce. Bazen rol yaparım, utandığım vakit ancak sanki bu an benim için yaratılmıştı. Yerimize oturduktan sonra biraz sessiz kaldık. Gülümsedi. Dudaklarını öpmek istedim. Sarsıldım. Gözleri etrafı süzüyordu. Bunu bende yapardım sıklıkla. Garip.
Sade türk kahvesi. içerken bana bodrumu hatırlatıyor. bardağımın yanına sıkıştırıp ısıttığım küçük kavrulmuş lokumlar. Sanki deniz önümde.
Zor. Bugün bir işte çalıştım sözlük. Ekstre idi. Yani yorucu. Tüm vücudum çığlık atıyor. Şu an sadece içkimi iciyorum. Zor olan bu değil. Zor olan bu gün bir kadın gördüm. Dans ediyor ve sürekli gülüyordu. Sarılmak, öpmek istedim. Garip olan patronun sevgisiymiş. Neyse ne . Sanki olmasa bir bok yapcam. Yaşı 25-30. Hayatımda ilk defa bir kadınla sabaha kadar sevişmek istememde garip. Acı. Sezen aksu dinlemek istedim. O kısık sesi ile ruhuma seslense, ağlasam. izledim. Uzun bir vakit. Gitti sonra. Yani ben yorgun bir şekilde bu günün bitmesini dilerken, o güldü ve dans etti. Sözlük, çok garip biliyormusun. Ben uyanacağım ve o da. Belki aynı kahvaltıyı edeceğiz belki ben daha iyi. Çalışmak istemiyorum sözlük. Zaten acı olan başka bir sebep daha. Çalışmasan olmaz, çalışsan olmuyor.