pers19
146 (şirin baba)
on birinci nesil yazar 18 takipçi 257.57 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    23 eylul 2016 izmir depremi

    1.
  1. çok acayip sallandırtti. herkes de uyuduğu için korkuttu açıkçası.
    0 ...
  2. bir sey var herkese lazım tanrıya bile lazım

    1.
  3. Küçükken işittiğim bir bilmecedir. bilmeceyi soran yaşlı amca dalga geçiyor herhalde bizimle, hiç tanrıya bir şey lazım mı olurmus? o her seyin sahibiydi sonuçta, hiçbir seye ihtiyacı olamazdı ki diye düşünmüştüm. bu sorunun cevabı böyle olmalıydı. Evet böyle soylemek lazımdı ki amca söyleyeni takdir etsin aferin iyi bir muslumanmissin desin lakin böyle olmadı baya uğraşanlar olduysa da cevap ne böyleydi ne de başka uyduruk şeylerdi. Cevap basitti. Cevap bildigin
    isimmiş. Mantikliydi, sonuçta Herkesin, hakkında konuşması, seni duyurması ve sana seslemesi için bir ada ihtiyacinin olması lazımdı. (tanrı bile olsan.) Garip... ne kadar yüce, görkemli, güçlü veya sıradan olursan ol bir isme ihtiyacinin olması seni bir şeye ihtiyaç sahibi kilabiliyor .

    Tabi benim bu saatte bu meseleden bahsetmem de ayrı bi gariplik. ( derdin ne olum yarın bayram yat zibar lan. )
    2 ...
  4. milli takımın iyi bir santraforunun olmaması

    1.
  5. Hakan şükürden sonra iyi bir santrafor gelmedi bu takıma, elde burak var.
    0 ...
  6. iphone kullanmıyorum çünkü

    1.
  7. Hostur ama benena benena, ben zengin degilim, varlıklı degilim.
    1 ...
  8. yemekten sonra içilen çay vs içilen sigara

    1.
  9. Zor bir versustur. Yemekten sonra ikisinin de hayat neşesini tavan yaptıran gizli bir gücü vardır.
    0 ...
  10. bu da benim şiirim

    1.
  11. Şiir yazdığını itiraf eden yazar beyanıdır. Çevremdeki kimse bilmez bu yönümü, söylemek de istemem aslında, galiba sanat şahsi ve muhteremdir görüşünün ırkçılarındanım ama sözlük ahalisi ile paylaşmamın bir sakıncası yoktur. Kitaplığımı karıştırırken bulduğum eski defterimden çıkmış öyle işsiz bir anımda yazdığım bir şiirimi buldum, buraya yazayım da şahsi ve muhterem olan bu şiirim halka açılsın istedim. şimdi şiir sevmeyenler vardır elbette sözlükte, başka işin gücün yok mu senin ? Diyenler belki olacaktır, ama sol frame de duran başlıkların yanında masum masum kaybolur gider benim şiir. ben öyle hani bir şiir sever uğrar da okur diye koyuverdim oraya. Bu kadar da laf salatası yapmamın gereği de yoktu ama yazdık bir kere. Neyse uzatmayayim da 2 yıl önce yazdığım şiiri paylaşayım aslında gazetelerde şiir paylaşan dedelerin yaptığından bir farkı yok ama sözlüğün şiir yazan yazarlara da ihtiyacı var. (gülücük falan sonuna)

    Bir gün anlarsınla başlayan cümleler dolar kafama.
    Eskiler aklıma gelir, gözlerim dalar uzaklara
    Sonra babam gibi koktuğumu fark ederim
    Yüzümde yenilginn tebessümü,yüzümde sonradan anlama
    Dayan bir duvara, yak bir sigara
    At bütün derdi, içine dolanı dumana
    Sonra fark ederim babam gibi durduğumu
    Ağlamak da yakışmaz ki koca adama
    Uzan gıcırdayan yatağa, sarıl yorgana
    takmasana yahu kafana.

    Pers19
    (Kakafonili olmuş sanki tabi baya oldu acemilik işte)
    1 ...
  12. ne oluyor lan sözlük

    1.
  13. sol frame deki başlıklardan ötürü ortaya çıkan yazar beyanıdır.
    3 ...
  14. gelecek hakkında merak edilenler

    1.
  15. Yazarların belirsiz olan gelecekte merak ettikleri olaylar, yaşamları, halleri, ülkenin durumu, teknoloji vb. Dir.

    Mesela Acaba türkiye gelişmekte olan ülkeden gelişmiş ülke seviyesine gelebilecek mi ?
    0 ...
  16. victor hugo nun hz muhammed için yazdığı dizeler

    1.
  17. ağrı ibrahim çeçen üniversitesi dil eğitim merkezi öğretim üyesi yakup yaşa, victor hugo nun hz. muhammed in yaşamını ve ölmeden önceki son zamanlarını konu alan " mahomet" adlı şiirini türkçe ye çevirmiştir.

    çevrilen şiir :

    L'AN NEUF DE L'HEGIRE

    (HiCRi DOKUZUNCU SENE)

    MAHOMET

    HZ.MUHAMMED

    Vazifesinin yakın olduğu içine doğmuştu

    Metindi, kimseyi kınamıyor, incitmiyordu

    Yolda gördüğü kimselerle selamlaşıyordu

    Her gün sanki biraz daha yaşlanıyordu

    Oysa sadece yirmi ak vardı siyah sakalında

    Durup su içen develeri izliyordu arada sırada

    Böylece, deve güttüğü zamanları hatırlıyordu.

    Sanki Cenneti görmüş, ilahi Aşkı bulmuştu

    Sanki kâinatın yaratılışına şahit olmuştu

    Alnı dik, yanakları kusursuz, benzersizdi

    Kaşları ince, bakışları anlamlı ve keskindi

    Boynu, gümüş bir testinin boğazıydı sanki.

    Tufanın sırlarını bilen Nuh'un havası vardı.

    Ona danışmaya gelenlere, adil davranırdı

    Kimi itiraf eder, kimi güler ve inkâr ederdi

    Sessizce dinler, en son konuşurdu kendisi

    Ağzından dua ve zikir hiç eksik olmazdı

    Çok az yer, karnının üzerine taş koyardı.

    Boş durmaz, koyunlarını sağıp oyalanırdı

    Oturur yere,elbiselerini kendi yapardı

    Artık genç değildi, eski gücü de kalmamıştı

    Yine de, herkesten daha fazla oruç tutardı

    Altmış üç yaşında, bir ateş sardı vücudunu

    Kutsal Kitap Kur'an'ı bir kez daha okudu

    Sonra, sancağı, Said'in oğluna teslim etti.

    Onlara: "Artık aranızdan ayrılma vakti geldi

    Allah birdir, hep onun yolunda savaş" dedi.

    Mahzundu,bakışlarında, yurdundan zoraki

    Sürülen yaşlı bir kartalın hüznü vardı sanki

    Yine, her günkü vaktinde mescide geldi,

    Ali'ye tabi olanlar da arkasından geliyordu

    Ve, kutsal sancak rüzgarda dalgalanıyordu.

    Benzi soluktu, döndü ve kalabalığa seslendi

    "Ey insanlar, ömür bitiyor, hayat gelip geçici

    Biz, karanlıkta birer zerreyiz, yüce olan O'dur

    Ey insanlar, O'ndan başka rehberim yoktur

    Onsuz bir değerim olmazdı."

    Bir zat ona : "Ey müminlerin gerçek Sultanı!

    Seni dinler dinlemez, herkes inandı sözüne

    Sen doğduğunda, bir yıldız doğdu gökyüzüne

    Kisra sarayının üç kulesi birden devrildi" dedi.

    O da: "Melekler ölümümü müzakere etti;

    Vakit tamam, dinleyin! Eğer herhangi birinize

    Bir kötülük yaptıysam, çıksın herkesin önünde

    Ben ölmeden, gelsin intikamını alsın şimdi;

    Kime vurmuşsam, o da bana vursun" dedi.

    Ve uzattı usulca asasını oradan geçenlere.

    Yaşlı bir kadın, bir koyunu kırpıyordu eşikte

    Ona: "Tanrı yardımcın olsun!" diye seslendi.

    Bakışlarında bir hüzün vardı, oldukça bitkindi

    Dalgındı; birden, şöyle dedi: "Herkes duysun!

    Allah benim adımı andı! Bundan emin olun

    Topraktan insan, nurdan bir peygamberim

    isa'nın getirdiği dini tamamlamaya geldim.

    Ashabım, ben sabır taşıyım, isa tatlı dilliydi.

    Zira her şafak, doğacak güneşin müjdecisi

    isa benden önce, ama ne Tanrıdır ne de oğlu

    O, gülü koklayan Bakire Meryem'den doğdu.

    Unutmayın, ben de etten kemikten bir faniyim

    Kuruyan bir balçıktan başka bir şey değilim;

    Şu dünyada başıma gelmeyen şey kalmadı;

    Çektiğim çilelere, yol olsa, dayanmazdı

    Baskı ve işkenceden, şu bedenim çok çekti;

    Ve eğer işlediğimiz her bir günahın bedeli

    Korkunç bir haşere olsaydı, o karanlık mezarı

    Bize dar eder, cehenneme çevirirdi orayı.

    Tekrar tekrar bedenlenir cehennem ehli

    Ve kurtlar yeniden kemirir tüm bedenlerini

    Böylece, defalarca tükenir ve yeniden dirilir

    Cezalarını çekince de, yeniden huzura erişir.

    Ben, kutsal savaşların mütevazı meydanıyım

    Bazen bir efendi bazen de bir köle gibiyim

    Kelamım, tıpkı çöldeki kum ve kuyular gibidir

    Bir sözüm korkutuyorsa, bir diğeri müjdecidir;

    Ey inananlar! Çektiklerimi görüyorsunuz işte!

    Karşıma alıp,insanı aldatıp yeniden delalete

    Sürüklemek isteyen o dehşet saçan iblisleri

    Engellemeye çalıştım,bağladım o pis ellerini

    Çoğu zaman, Yakup gibi, karanlıklar içinde

    Çarpıştım durdum, görmediğim kimselerle;

    Fakat insanlar beni özellikle öldürmek istedi

    Bana karşı sürekli kin ve kıskançlık besledi

    Ben ise, asla, Hak davamdan vazgeçmedim

    Onlarla savaştım, ama kimseden incinmedim

    Savaş boyunca: "Bırakın yapsınlar!" diyordum

    Kanlar içinde tek yaralı ben olayım istiyordum

    Varsın hepsi vursun bana, zaten durmazlar ki

    Zira sağ ellerine Ayı, sol ellerine Güneşi

    Versem de, düşmanlarım vazgeçmezdi asla

    Yine de saldırırlardı bana şu çileli yolculukta

    Fakat ne olursa olsun geri adım atmadım

    Zira bu kutsal dava uğruna tam kırk yıl savaştım

    işte, böyle geçen bir ömrü nihayet tamamladım

    Şimdi Allah'a gidiyorum, dünyayı geride bıraktım.

    Greklerin Hermès'i, Yahudilerin de Lévi' yi

    Desteklediği gibi siz de hiç bırakmadınız beni

    Çektiğiniz bu sıkıntılar, mutlaka son bulacak

    Bu soğuk, ıssız geceye elbet Güneş doğacak

    Müminler, asla ümidinizi kesmeyin O'ndan

    Zira Kronnega dağlarını aslan yuvası yapan,

    Denizleri incilerle, karanlıkları da yıldızlarla

    Donatan Allah, elbet sizleri de koymaz darda.

    Sonra: "O'na inanıp teslim olun " diye ekledi

    inanmayan, ancak, inkâr da etmeyenlerin yeri

    Cennet ile cehennemi ayıran duvarın üzeri

    Kararmıştır kalpleri, günah işlemek tek işleri;

    Hiç kimse tamamen günahsız değildir belki

    Ama çabalayın ki, Allah cezalandırmasın sizi

    Namaz kılın, bütün azalarınız değsin yere

    Zira o dayanılmaz cehennem ateşi, sadece

    O'nun için yere kapanmayan bedenleri yakar

    O, kapkaranlık dünyayı, masmavi gökle açar;

    Misafiri sevin, dürüst olun, adaletle hükmedin

    Yüce katında türlü türlü nimetler var sizin için

    Yedi göğü geçmek için altın eğerli atlar,

    Ve yıldırımları geride bırakan hızlı arabalar

    Huriler, tertemiz, hep ter ü taze ve neşeli

    incilerden yapılmış köşklerde oturur her biri

    Cehennem ateş ehlini bekler, vay hallerine!

    Ateşten ayakkabıları olacak ve giydiklerinde,

    Sıcaklıkları kazan gibi beyinlerini kaynatacak

    Cennet ehli ise, pek neşeli ve gururlu olacak."

    Biraz durdu, hep ümitli olmalarını öğütledi

    Sonra, ağır adımlarla yürümeye devam etti

    Ardından : "Ey insanlar! Size sesleniyorum

    Vakit saat doldu, ebedi bir âleme gidiyorum

    Belki bu sizinle son görüşmemiz, acele edin

    Beni tanıyan herkes gelip son kez dinlesin

    Bir hatam olduysa,yüzüme söylesin" dedi.

    Kalabalık sessizce sağa sola açılıp yol verdi

    Gitti ve Ebufleya Kuyusunda sakalını yıkadı

    Biri ondan üç drahmi istedi, çıkardı verdi

    "Şimdi, mezara bırakmaktan daha iyi" dedi.

    Herkesin, bir güvercininki gibi ışıl ışıldı gözleri

    Bakıp, kendilerini hep kollayan o yüce insana,

    Ağlıyordu halk; evine kadar eşlik ettiler ona

    Birçoğu gözünü bile kırpmadan orada bekledi

    Bütün geceyi dışarıda taşların üzerinde geçirdi

    Ve ertesi sabah, günün ağardığını fark edince

    "Ben artık kalkamıyorum, dedi, Ebubekir'e

    Kitap'ı alıp yanına, sen kıldıracaksın namazı."

    Eşi Aişe de o sırada cemaatin arkasındaydı

    Ebubekir okuyor, Muhammed ise dinliyordu

    Nihayet, okuduğu ayetleri usulca bitiriyordu

    O, dua ve zikrini yaparken herkes ağlıyordu

    Ve, Ölüm Meleği çıka geldi akşama doğru

    "içeri girebilir miyim" diye müsaade istedi

    "Gelsin" dedi. Dünyaya açtığı o ilk günkü gibi

    Yine ışıl ışıl parlıyor ve gülümsüyordu gözleri,

    Ve, Melek ona : "Allah seni bekliyor" dedi

    Memnuniyetle, dedi. Şakakları şöyle bir titredi

    Bir an aralandı dudakları ve ruhunu teslim etti.
    12 ...
  18. helenizm ve anadolu da yayılışı

    1.
  19. helenizm Yunan kültürünün doğu kültürleriyle teması sonucu ortaya çıkan fikir, sanat ve felsefe akımıdır. helenistik dönemde eğitim öğretim temel unsurdu.
    bu dönemde bütün insanlar eşittir. sadece aydın olanla olmayanın farkı vardır. Arkaik ve Klasik devirlerde ise Grekçeyi bilmeyen her birey barbar olarak nitelendirilmiştir. Arkaik ve Klasik devirlerden farklı olarak Hellenistik devirde kadın-erkek eşitliği görülmektedir.
    Anadolu’da Hellenistik dönem M.Ö. 334‘te Büyük iskender‘in Hellespontos’a (Çanakkale Boğazı) geçişiyle başlamıştır.
    Makedon ordusu ilerleyerek bugünkü Lapseki üzerinden doğuya doğru ilerlemiştir. Bu sırada Pers ordusu Granikos (Biga Çayı) yakınında bulunmaktadır. Neticede Pers ordusu ve Makedon ordusu Granikos çayı ortada kalmak üzere karşı karşıya gelirler.
    Granikos Savaşından sonra iskender güneye inerek Sardes’e girmiştir. Sardes çok iyi korunmasına, çok iyi önlemler alınmış olmasına rağmen iskender’in ordusuna karşı koyamamıştır. Sardes’in önemi ise doğu-batı yolları üzerinde bulunmasından kaynaklanmaktadır. Sardes’in alınmasından sonra Mağnesia (Manisa) ve Tralles (Aydın) kentleri de karşı koymadan Iskender’e teslim olmuşlardır. Daha sonra Miletos ve Halikarnassos Makedon ordusu tarafından alınmıştır. Böylece Batı Anadolu’nun güney ucundaki Pers direnmesi kırılmıştır. ve helenizm dönemi de bu zaferle birlikte anadolu ya yayılmaya başlamış ve etkisini hissettirmiştir.
    3 ...
  20. hayırlı cumalar uludağ dindar yazarlar örgütü

    1.
  21. Dün itibariyle kurulan uludağ sözlük dindar yazarlar örgütüne cumalarının mübarek ve hayırlı olması temennisidir.
    1 ...
  22. erotik başlıkların kurallara aykırı olmaması

    1.
  23. sözlüğün daha iyi hale gelmesi için açtığımız isyan başlıkları kurallara aykırı bulunma sebebiyle silinirken i bin türlü ahlaksızlığın bulunduğu başlıklar kurallara nasıl aykırı olmuyor diye yöneticilere sorduğum sorudur.
    0 ...
  24. tek cümleyle dünün özeti

    1.
  25. Yeni bir güne girdiğimiz şu saatlerde dünün tek cümleyle özetidir.
    Dört duvar arasında geçen berbat bir gündü, gibi.
    0 ...
  26. uykunun teğet geçmesi

    1.
  27. Etaftaki herkes ağızlar açık horlama partisi yaparken, bu partiden beni muaf tutan sorundur. Gözler kapatılır, koyunlar sayılmayla kalmaz fantazi diyarlarında otlatılır, hayaller kurulur,girmedik uyku pozisyonu kalmaz ama ne fayda, aklında dün en çok dinlediğin şarkı yankılanırken yeni bir güne girersin.
    1 ...
  28. yazarların ruh halini özetleyen şarkılar

    1.
  29. yazarların bulunduğu ruh halini anlatan replay modunda dinledikleri şarkılardır.
    0 ...
  30. yazarların hep yarına bıraktığı işler

    1.
  31. Kafamızın hep bir köşesinde kalıp ara ara yoklayarak özellikle üşengeç yazarların rahatını kaçıran, hep yarınlara erteleyip bi türlü yapmadığımız işlerdir. Tam uyuyacakken heveslenip yarın kesin yaparım deriz ama sonuç yine günün sonunda diğer yarına bırakmaktır. Kpss çalışmaya başlayacak olmam en umutsuz vakalarımdandır.
    2 ...
  32. huzurevine gönderilen anne

    1.
  33. kocasına mutlu bir haber verir anne adayı çocuğumuz olacak diye. herjes mutlu olur sevinir babanın içi içine sığmaz anne desen şimdiden patik örer yavrusuna. aylar sonra annebin karnı davul gibi olur, anne yavrusunun sevgiyle gelmesini bekler. dokuz ay şikayet etmeden umutla bekler ve doğum anı inanılmaz acılar eşliğinde gelir anne çok acı çekmiştir lakin çocuğunu eline verdikleri anda ne acıdan eser kalmıştır ne de çektiği yorgunluktan. daha el kadar olan bebek ne yürüyebiliyor ne bi ihtiyacını karşılayabiliyordur. bazıları için mecburdu eğer beni doğurmuşsa büyütecekti de dediği olayı, anne tam aksine mecbur olmadığı halde yapmayabilir bir karakolun bir caminin önüne bırakmak suretiyle bu yükten kurtulur hayatına devam ederdi.( tıpkı huzurevine bırakılan anne gibi ) ama öyle değil işte anne bu hiç öyle bir şey aklına gelir mi ? kakasını temizler, yemeğini yedirir, başına bir şey gelince kalbi durur, çocuk yürüyemez, elleri tutmaz bir ihtiyacını karşılayamaz ama anne asla bıktım bu hayattan demez. özene bözene büyütür yavrusunu. birgün gelir yavru büyüyüp serpilir anne elden ayaktan düşer, yavru annesinin bu durumunu kendisine gönderilen bir bela olarak görür. annesinin yıllarca onu büyütmek için aynı şeyleri yaşadığını bilmeden bir bela olarak görür ve en kolay yolunun onu canını verecek derecede seven annesini huzurevi denilen yere parası neyse veririz diyerek başından atmakla bulur. artık yavrumuz mutludur ve huzurlu bir şekilde hayatına devam edebilir. çünkü artık onu yük görmeyip büyüten koca yük yoktur.
    anne çok değil iki ya da üç yıl sonra bir huzurevinin muhteşem odasında çocuğunun hasretiyle yanarak, torunlarının özlemini çekerek yalnız başına nefesini verir elinde güzel yavrusunun bebeklikten kalma bir resmi buruşmuş gözlerinden akan son bir yaş. ve mutlu son yavru için. ben senin yerinde olucam birgün küçük yavru, annem hastalınacak yatağa düşecek bana muhtaç olucak ben onunla ne kadar ilgilensem de ne kadar ihtiyaçlarıni karşılasam da ona olan borcumu ödeyemeyeceğim ama annem bu dünyadan giderken ellerinde resmim değil ellerim olacak ve bana son kez çocukluğumda gülümsediği gibi gülümseyecek, işte o zaman hayatıma huzurlu şekilde yaşamaya devam edeceğim, vicdan azabı yaşamadan.
    10 ...
  34. msj atan trolleri takmamak

    1.
  35. Size trollugunu sonuna kadar hak eden türde bir trollden msj gelince yapacağınız en iyi yoldur. cevap verirseniz kendinize hakaret etmiş olurusunuz hiç gereği yok.
    Edit:mesajı msj diye kısaltmam neden battı anlamadım. Türkçeyi çok mu bozdum acaba ? yoksa beyinleri bu kısaltmayı anlamaya yetmedi mi ?
    0 ...
  36. ovacık taki ilk tkp faaliyetleri

    1.
  37. tkp nin ovacık için ne planladığını merak edenlerin sayısı az değildir. fakültedeki bir ovacıklı arkadaş sayesinde durumun takibindeyim diyebilirim. duyduğuma göre ilk olarak toplu taşıma araçları bedava olucakmış, zazaca kursu verilecekmiş, vadiler ve dereler kamp yerleri olacakmış, halk ve mahalle meclisleri oluşturulup halkça sorunların çözümüne karar verilecekmiş, toplumun ileri gelenleri bu meclislere başkanlık yapacak, ayrıca kadın ve gençlik( özellikle uyuşturucu, çeteleşme ile mücadele için kuruluyor) meclisleri de kurulacakmış, hatta önümüzdeki günlerde gönüllü olan herkesin katılabileceği çöp toplama etkinliği yapılacak şimdilik gelişmeler bunlardır.
    edit: dini maske yapıp milleti fan fin fonluyanı da gördük (tkp li değilim ama adamlara şimdiden çamur atmak çok yersiz) . ayrıca 3 öğrenciyi küba ya göndericeklermiş en ilginci de bu olsa gerek.
    2 ...
  38. facebook a mektup

    1.
  39. seni 7 yıl önce bir arkadaş sohbetinde tanımıştım. millet senden ne güzel de bahsediyordu öyle, hatta orda kızlar kendi teklif ediyormuş diyen çük kafalıların sayısıda az değildi. ama bunun için senle tanışmak istemedim. niyetim abazalık yapıp, alfabetik sıraya göre kız ismi girip onlara yazmak değildi, tamamen iyi niyetliydim eski arkadaşlarımı bulmak için kullanacaktım seni.

    sonra ne olduysa sürüyle barzo kan kokusu almış azgın köpek balıkları gibi etrafına üşüştüler. kezbanın anlamı senle değişti. eline silah almış kekolar rambo pozları verip sende paylaştılar.

    en kötüsü de üniversite itiraf sayfaları açılmaya başladı, eskiden üniversitelileri değerli bulurdum. onların ortamına girmek isterdim. çünkü onlar bilgi, kültür kokardı. onlar kutsaldılar. bu algımı da açılan itiraf sayfalarıyla yerle bir ettin, uçkuru beyni olmuş üniversite öğrencileri vardı artık benim için. onlarla sohbet bile edemiyorduk. tek dertleri ellerine organları gibi yapışmış telefondan kız ayarlamak olmuştu. ne ülkenin durumu umurlarındaydı, ne de gündemden haberleri vardı.

    bir yerde seni haklı buluyorum, gerçekten sosyal paylaşım sitesisin. doğrudur biz bütün sosyalliğimizi elimizde hiçbirşey kalmayana kadar senle paylaştık. sonunda bize embesillik ve asosyallik kaldı.
    1 ...
  40. işkence masanız olsa oturtacağınız ünlü

    1.
  41. işkence aletleriyle dolu masanıza gıcık kaptığınız, keşke ölsen dediğiniz ünlü ismi misafir etmektir.
    justin bieber ı ağırlamaktan mutluluk duyardım.
    0 ...
  42. sözlük yazarlığı hakkında sorulan saçma sorular

    1.
  43. bugünlerde sıklıkla sözlüğe girdiğim için üniversite arkadaşlarım tarafından maruz kaldığım sorulardır.
    1) - ne yapıyorsun lan ?

    - uludağ sözlüğü yazarlarından oldum bi başlık yazıyordum.

    ! - yazar mı, hangi yayınevi peki ?
    - error.

    2) - facebookta mısın hele bi fotoğrafımı beğensene lan.

    - yok ya sözlükteyim.
    - ne sözlüğü lan ?
    - ( biraz da hava atarak, ne havasıysa artık. ) sözlük yazarı oldum uludağda, başlıklara bakıyordum.
    ! - para veriyorlar mı sana ?
    - (ne işim var benim burada bakışları)

    3) - uluu... dağğğ sözlük... ne oluyor şimdi bu ?
    - abi uzun hikaye, yazarlarca hayatın içinden olayları, gündemi değerlendirdiğimiz eğlenceli bi yer olduğunu bil yeter.
    ! - vallaha mı ? elif şafak(vizede çıkacak kitabın yazarı, yoksa yazar olduğunu bilmez şarkıcı sanardı) da var mı ?
    - sol omuzumdan gayipten haklı bir ses duyulur " yurttayız, hazır elinde çatal da var, soksana şunun gırtlağına. "
    0 ...
  44. yarın için yapılması planlanan şakalar

    1.
  45. Ne yapacağım konusunda kara kara düşündüğüm hain şaka planlarıdır.
    0 ...
  46. pizza vs lahmacun vs kokoreç vs pide vs çiğ köfte

    1.
  47. kafes dövüşüdür. favorim lahmacundur bir de yanında roka ve ayran tamamdır.
    4 ...
  48. küfürle övme cümleleri

    1.
  49. " vay ipnenin evladı ne güzel yapmışsın lan" gibisinden küfrederken öven halkımıza ait cümlelerdir.
    0 ...
  50. al parti çakal mıdır

    1.
  51. ismi geçtim, adamların logosu bile ak partiye çok yakın. amaçları acaba çakallık yapıp seçmenlerin ak partiyle karıştırmasını mı beklemek ? düşündürür.
    0 ...
  52. ygs puanına göre insanlara değer vermek

    1.
  53. 2 yıl önce yaşadığım durumdur. benle konuşmayan insanlar bile yanıma gelip hal hatır sormaya başlamışlardır. düşük alan arkadaşlarım iplenmemiştir. bizdeki en büyük sorunlardan biridir; insanlara kişiliklerine göre değil de sayılara, statülere göre değer vermek. amaç da bellidir, belki ilerde yararı dokunur.
    3 ...
  54. dombra akp şarkısının bayması

    1.
  55. Yeter artık diyip hergün pencereyi kapatmak zorunda kaldığım illet ettiren akp seçim şarkısıdır. diğer partiler alternatif şarkılarını çalarken akp tekrar çal modunda açtığı şarkıyı bıktırdı. bi de bunu zil sesi yapan ablalarımız var.
    1 ...
  56. magazin programlarının gereksizliği

    1.
  57. hep söylediğim ve bıkmayacağım düşüncedir. insanların hayatlarına girip bir marifetmiş gibi didikleyen boş beleş programlardır. tabi bu alanda çalışan muhabirlerin de zevkle yaptığını düşünmüyorum, koltuğunda göbek büyütmekle meşgul olan kanal sahiplerinin malesef halkımızın, insanların hayatına burnunu sokma merakını kullanarak, paraya çevirme hırsı, bu programları ayakta tutar.
    0 ...
  58. vize haftasında kurulan yalancı dostluklar

    1.
  59. Yumurta kapıya dayanınca avına sessizce yaklaşan diğer günler hal hatır sormayıp, bu haftayı kapsayan günlerde kanka ayağına yatan bir çakal türüdür. işi bittikten sonra final zamanına kadar sana uğramaz. Tehlikeli olup leş yiyici olarak da bilinir.
    0 ...
  60. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük