"kıvılcım bile çıkartırım" diyen erkekler için bir umut ışığı olmuş garsondur lakin;
garson hakkında ileri geri konuşanların sayısı artmaya başladı bu arkadaşların durumunu hiç iyi görmüyorum. adam kafayı bozarsa sizi ne hale sokar bilmiyorum. sevdiğini bu hale getirdiğine göre.
sürekli olarak gizlenen hatta yakınından geçerken gördüğünüzde bile "burası mı" acaba diye düşündürten çankaya köşkü'nün büyük bir kısmının halka gösterilmesi hadisesi. bir de kabullerde sadece bir odasını görmüştük.
bir devletin tepe noktası için gerekli olan lüks çankaya'da da hakim. fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla cumhurbaşkanı ve eşi gayet rahat bir şekilde yaşayabilecekler burada. mutlaka görev süresi boyunca aile mahremiyetine uzak kalacaklar ancak vatan-millet için taşın altına eli sokmakta bunu gerektirir. çoğu yerde 3'lü masa-sandalye takımı dikkat çekiyor ve perdelerin umuma açık gibi gözüken bölgelerde sıkı sıkıya kapalı olması garip durmuş. pembe köşkün üst katlarındaki camlar açık gerçi, oradan nefes alabilirsiniz. *
çankaya köşkü'ndeki önemli yerlerde cumhurbaşkanlığı forsu büyük bir özenle işlenmiş. özellikle kabul odasındaki olaya ayrı bir hava katıyor. bir de merdivenlerin başında duran ve insanı ürküten bir cumhurbaşkanlığı forsu var, bir tane de bahçede çiçeklerden yapılmış.
osmanlı imparatorluğu'nun üzerine kurulup -ilk dönemlerde- osmanlı'ya bok atanların yerleşkesi olan çankaya köşkü'nde osmanlı imparatorluğu'na ait eser görebilirsiniz. ayrıca dikkat çeken noktalardan biriside her yerdeki atatürk posterleri... duvara yapılan atatürk kabartması mı ararsınız, yağlıboyadan yapılan tablolarını mı, ne ararsanız var. olayı türk milletinden çıkarıp atatürk'e indirmişler. bu arada çok dikkat ettim belki görürüm diye ama bulamadım. yüzyıllarca her türlü inanca evsahipliği yapan bir coğrafyanın hakimi olan çankaya köşkü'nde bunların hiçbirinden izler bulunmuyor, özellikle yüzde 90'lara varan müslümanların yaşadığı bir ülkenin tepe noktasında. zaten arapça olarak "ALLAH" yazısını bulmayı beklemezdik lakin türkçe olanını görmeyi de çok isterdik. neyse bundan öncekilere rağmen hala haç girmemiş en azında bu bile sevindirici bir nokta.
ortada henüz fol ile yumurta yoklama kaçağındayken hürriyet gazetesinin başlattığı kampanyada bir üst level'a gelmek üzere olduğumuzu gösteren otobüs. ayrıca bu otobüs yüzyıllardır müslümandı. o laik demokratik falan dediğiniz adamlar sonradan geldi evsahibinin müslüman otobüsüne laik, demokratik diye bir sürü adam doldurmaya başladılar. yavuz hırsız evsahibini bastırırmış aynı yaygarayı o fötr şapkalı lavukların torunları yapıyor şimdi.
tanımadığı birşey olmadığı için birşey kaybetmemiş olan gençliktir. tarihinden soğutun milleti ondan sonra da tanımıyor diye ağlaşın. durun siz daha durun atatürk falan var ya onların hiçbiri tanınmayacak yıllar sonra. herkes ettiğini bulmayacak mı günün birinde, ee?
Fenerbahçe, ligde kan kaybını sürdürürken, maç sonrası ilginç bir gelişme yaşandı. Fenerbahçe dergisi Sorumlu Yazı işleri Müdürü Mehmet Çatay, büyük bir torbayla futbolcuların bulunduğu otobüse bindi.
iddiaya göre; Çatay oyuncuların isteği üzerine bir marketten 30 adet bira almıştı. Bu iddia sahipleri ardından yorumlarını yapıyorlardı: Efkar dağıtıyorlardır.
fenerbahçeli futbolcular sağlık, sevgi diye koşturadursun gördüğünüz gibi maç sonu otobüste, henüz terleri bile kurumadan, üzerlerinden fenerbahçe'nin o eşssiz asaletli (!) eşofmanları çıkmamışken bira içiyorlar. bunlar yarın bir gün maç sonrası paris'in ünlü modellerini de doldururlar otobüslere. vay be topluma örnek gösterilen fenerbahçe'ye bak. bunlar takım mı sirk mi belli değil!
yani: "iftar vakti bi gelse sonra yemeklerimizi yesek, herşey bittikten sonra bi kahve yapsak ondan sonra da yatay bi pozisyonda sigaramızı ciğerlere doldurup kahvemizi höpürdetsek. beynimizden aşşağıya bir rahatlatıcı sıvı aksa gözlerimizi kapatsak, tavan göbeğimize dokunsa... "
itirafı: yha gecen gun okula gitiimde yeni kayıtlar baya ta$h gozukuyoduu ;)neyse su hazırlıkı bi gecsnlerde nasl olsa yasım daha kucuk :P potansıyel var yani onlarda
söylemeye niyetlendiği: ya geçen gün okula gittiğim zaman gördüm ki, yeni öğrenciler taş gibiydi. hele şu hazırlık sınıfını bitirsinler... nasıl olsa yaşım küçük, onlarda potansiyel var.
yanisi: vercem!
yazarın notu: türkçe öğretmenin ders anlatırken sen ne halt yiyordun be!
öğrencilerinin itirafbu.com adıyla açtığı siteyi inceledikten sonra, bu okuldaki öğrencilerin oksijene zararlı olduğunu düşündüğüm, "sizi okutan anaya, babaya, okula, devlete, millete... " diyecekken vazgeçtiğim, geneli kapsamamakla beraber "böyle öğrencilere bacağım girsin" diye yaklaştığım üniversite.
itirafı: 8 yaşındaki yeğenim benden stetoskopumu ödünç istedi. Aylin'nin kalbini dinleyip kendisini gerçekten sevip sevmediğini anlayacakmış. Bunca yıldır elimde, neden benim aklıma gelmedi ki bu?
yanisi: doktorum. "kariyerli olsun" diyen itiraf.com bayanları mesajlarınızı bekliyorum.
itirafı: Annemle Teoman'ın Kar Tanesi şarkısını dinliyoruz. Bir kar tanesi ol, kon dilimin ucuna sözlerini duyan annem bağrınmaya başlıyor: "Bak, bombilim diyor, bombili ne demek; şeyi demek! Bu bağlamda kar tanesi ne demek; sperm demek! Bir de dilime kon diyor, yani yala demeye getiriyor! Sen de otur bunları dinle, aferin sana kızım!" Ağzım bir karış açık anneme bakıyorum. Bir cevap vermek istiyorum ama onu da yanlış yorumlamasından korkuyorum. Nasıl bağladın anne sen o şarkıyı öyle ya!
"bi bok bilmiyorum artislik yapmaktan da geri kalmıyorum" diyen tipin söyleyeceği zımbırtı.
sözüm meclisten dışarı olmak üzere şöyledir ki; bir insan bir günahı işliyor diye geriye kalanların hepsini mi yapmalıdır yoksa yapmamalı mıdır? Yani suratına sürmemen gerekirken siyah boya sürdüğünde "lan nasıl olsa sürmemem gerekiyordu nasıl olsa sürdüm, dur morciverti de süreyim" mi diyorsun yoksa bütün gücünle o boyayı çıkarmaya mı çalışıyorsun?
bir de besin değerinden falan bahsedeliyor bunun. şunu en basitinden kabul edin artık. en azılı düşmanlarının bile mantığına hayran kaldığı islamiyyetin emirlerinde bir kötülük yasaklarında da bir iyilik yoktur.
yüksek bir kürsüye çıkar, "düşün lan artık yakamdan. sizin için bir tek ben mi varım? 70 yıldır adam üretemiyorsunuz ondan sonra da atam atam diye sayıklıyorsunuz. öldüm öleli sizin yüzünüzden iki dakika rahat edemedim. unutun artık beni ilerleyin!" derdi.
böyle sosyal tesbite bacağım girsin diye yaklaştığım temsiliyet. gerçi olaya siyasi açıdan yaklaşırsak doğru olduğunu varsayabiliriz. nitekim cumhuriyet mitingleri döneminde söz alan aydınlarımız "cumhuriyet elden gidiyor ühüü" diye ağlaşırken, yonja'daki aşırı aydın kesimi de "cummuriyetimi sefiyom" diye yandan çakma aydınları desteklemişlerdi.
bu ne ya diyenler için;
öyle saça böyle traş
öyle .öte böyle trak
öyle başlığa böyle