kendinizi şarkıyı mırıldanırken yakaladığınızda utandığınız, evden hatta odadan çıkmamaya sebebiyet verebilen, ağzınızı şarkıdan temizlemek için başka şarkılar dinlemeniz gereken, zor hallerden biridir.
sokak ortasında tutulduysanız bu merete hemen en yakın nalburdan alınan koli bandıyla, yapıştırılan ağız kesin çözümdür.
sözlüğün üye girişi butonuna basıp, kullanıcı adı ve şifresini girdikten sonra giriş butonuna da bastığı sırada tam o anda akıl, fikir, seciye gibi insani özelliklerini çıkarıp bi kenara koyan insandır.
sözlüğe giriş yaptıkları an itibariyle, bütün değerlerinden sıyrıldığı gibi başkalarının değerlerini de görmezden gelirler. sağa sola sataşmak için anlamsız başlıklar açıp, tepki toplamaya çalışırlar. başlık sıçmak tabirine en uygun başlıkları açarlar. başarılı oldukları için popülariteleri gün geçtikçe artar. beğenilsede beğenilmesede yazdıkları okunur.
dünyanın en keyf veren mesleği.
yaptıklarınızı tadan insanların yüzündeki memnuniyet ifadesini görünce daha çok üretesi gelir insanın. bazen saçmalayabilme lüksünüz vardır ama siz yaptığınız sürece bir bildiği var elbet derler.
edit: diğer entryler nereye gitti. ortada kalıvermişim.
sevgili ülkemizde başına vurula vurula yobaz etiketi kabul ettirilen bünyenin itirafıdır.
biraz ironiktir aslında. yobaz değilim ben dese nolcak sanki, adama yobaz gözüyle bakılıyor. namaz kıldın olum yobazsın işte. türbanın var kız sus otur yobaz seni. itiraz etse nolur. çaresiz kabul eder ben yobazım lan var mı ötesi?
yobazın kelime anlamı dindar demek değildir. kendi fikirlerini dikta edip, karşısındaki bünyenin fikirlerini hiçe saymaktır.
Ressam Arif Ergun'un, farklı ortamlarda namaz kılanları resmettiği 42 yağlıboya tablosundan oluşan sergi.sergilenen namaz resimleri son yıllarda toplumdaki namaz bilincini ve duyarlılığını artırmayı amaçlıyor.
hüzüne boğuldumuz anlarda 'tak kıvrak bişeyler dağıtalım abi' dersin. işte bu anlarda sözlerinin saçmalığına aldırmadan bağıra bağıra eşlik ettiğin aynı zamanda karşı tarafa lafı sokuşturabildiğin şarkılardır.
örneğin;demet akalın *
sevgilimi koluma takarım (ooohh gördn mü seni mi beklicem sandın)
bebekte üç beş tur atarım (sen yanımda bile yürümüyordun defe)
olmadı bide sinema yaparım (senin film zevkin iğrençti zaten)
gördüğün gibi çok unutkanım. (unuttum ama hala şarkılarla gönderme yapıyorum sana.)
sözlüğe yeni adım atmış en taze yazarlardandır. çaylaklık döneminde "off neden 40 kelime sınırı var " diye serzenişte bulunsa da bu dönemi çabuk atlatmıştır. kendisini tebrik eder , hoşgeldin dileklerimi en içten şekilde sunarım.
en bi güzel yakıştırmadır. onlar bizim bebeklerimizi analarımızı kardeşlerimizi göz kırpmadan öldürürken hangi kelimeleri kullandılar acaba neleri yakıştırdılar el kadar bebeklerimize. it gibi avlandılar işte o kadar.
sevgililer gününün ilk dakikalarında sevgili tarafından verilen en kötü hediyedir.bütün gün sokakta sırnaşan sevgilileri möl möl izlemeye neden olan faaliyettir.yaşanılamıyasıca durumdur.