bu fikir tff'nin aklına neden gelmedi hayretler içerisindeyim. bir harf değişikliği ile geçen yıl süper lig'de yaşananların üstüne bir sünger çekilir, fenerbahçe kurtulur ve züper bir ligimiz olur. zira geçen yıl olanlar süper lig'de olmuştur dolayısıyla süper lig'de olanlar züper lig'i bağlamaz. böyle bir madde eklenir, ne olacak ki. kulüpler birliği okey der, ayarlanır o iş. olur yani.
kimse saçma, böyle bir şey olmaz demesin. bu sene ne olmadı ki bu olmasın.
recep tayyip erdoğan bütün türkiye'yi karış karış gezip mitingler yapmıştır. ve her mitingi de hınca hınç dolu meydanlarda olmuştur. bugün kendisini protesto eden ezikler de kemal'ın miting yaptığı meydanlara çıksalar da zavallıcık boş boş ve boş meydanlara konuşmasa.
en iyi, en etkili muhalefet yumurtadan geçer düstürundan hareketle medarı iftiharımız, gözbebeğimiz üniversiteli gençlerimizin açacağı yumurta üretim çiftliğinin adıdır. bu salt bir yumurtacılık olmayacaktır elbette. her yumurta sahibi tavuk, kemalizm bilinciyle aşılanacak ve elde edilen her yumurta düşman ak partililerin üstlerine fırlatılacağı günü bekleyen bir cengaver asker gibi yetiştirilecektir.
tavuklara kuluçka döneminde 'gün doğdu hep uyandık yumurtalara dayandık' marşı dinletilerek bu asil görevin idrakine varmaları sağlanacaktır.
tesisleşme ve üretimin tamamlanmasıyla birlikte sıra tanıtım ve reklam hizmetlerine geliyor. slogan seçimi oldukça önemli:
'yumurta at izi kalsın', ve 'yumurta kapıya dayandı' başlangıç için fena sayılmaz.
buraya kadar her şey tamam şimdi de ulusalcı, kemalist kardeşlerimizin bu yumurtalarla ne yapacağıdır. görev odur ki;
- her ak partili hedeftir. bundan dolayıdır ki her an ve her mekanda üzerinde bir yumurta bulundurman gerekir. unutma ki bu senin asli vazifendir.
- yumurtaları muhafaza etmek: bunun için vücudun en hassas yerleri tercih edilmelidir. kırılmadan, çatlamadan göreve hazır bir şekilde tutulmalıdır.
- yumurta attıktan sonra slogan atmak sıçtıktan sonra götünü yıkamak kadar elzemdir. bu slogan 'laaaaa laaaaaam la la la laaaaaaaaam laaam la la' kıvamında olmaldır. mümkünse sol eller havaya.
- büyük düşünür kemal yımırtacıoğlu'nun buyurduğu üzere 'her yumurta kutsaldır. ve yumurta yenmek için değil atılmak içindir.' sözüne uygun bir şekilde hareket ederek artık hiçbir şekilde yumurta tüketmemek gerekmektedir.
televizyon, internet, radyo, telefon gibi haberleşme-haber alma aracı olarak kullanılan tüm bu teknolojik imkanları bir tarafa bırakıp son dakika gelişmelerini 'anonsçu'dan almaktır. her zaman iyi sonuçlar doğurmayabilir.
(bkz: anonsçuyla akşam haberleri)
(bkz: anonsçuyla dobra dobra)
efenim şöyle ki fenerlilerin her acılı, ağrılı, sancılı maçlardan sonra dile getirdikleri bir söz vardır: 'fenerbahçe büyüklüğü ne kupa büyüklüğü ne de şampiyonluk büyüklüğüdür.fenerbahçe büyüklüğü öyle bir büyüklüktür ki,adı konamaz'. bunu söylerler lakin içini dolduramazlar pek. ben artık koymanın zamanı geldi diye düşünüyorum. ilk olarak kendim koyuyorum.
zamanında galatasaray'ın şampiyonluk kutlamalarını bizzat fb tv'de yayınlamışlardı. şimdi de bursaspor'un şampiyonluğu yöneticisinden taraftarına, futbolcusuna kadar çılgınca kutluyarak bir büyüklük sergilemişlerdir.
üç büyüklerimizin puan kayıplarıyla geçirdiği 2008-09 Türkcell Süper Ligi'nin 19.haftasının ardından oluşan puan durumu üzerine gittikçe güçlenen sloganımsı önerme. Sivas ve Trabzonspor, Galatasaray'a 4, Beşiktaş'a 6, Fenerbahçe'ye ise 7 puan takmış durumdalar. daha çok anadolu kulüp taraftarları tarafından dile getiriliyor bu söz öbeği. bakalım istanbul saltanatı yıkılabilecek mi bu sene?
galatasaray'ın sakatlıklarla başı dertte, buna bir de cezalı futbolcular eklendi. ayrıca uefa kupası var bi taraftan. haliyle lige olumsuz yansıyor bu durum, bundan sonra da yansıyacak gibi.
beşiktaş istikrarsız, ne olacağı belli değil. denizli 27.hafta mı demişti? heralde o zaman gökten zembille puan ya da puanlar inecek. bekliyoruz.
fenerbahçe'den bahsetmeye gerek yok aslında. istikrarlı bir şekilde kötü oynuyor. aslında fenerin de zaten şampiyon olmak gibi bir niyeti de yok. dede yaşlanmış, alex imzayı atmış. güiza karısından ayrılmış, emre menopozda. kısacası ümit davaladan geliyor: fenerden cacık olmaz bu sene.
Hep bir klişe bozma derdindeki, hep ben kimsenin görmediğini gördüm tavrındaki kişilerin yaptıkları sıçma tespitler bütünüdür. Bu insanlar gittikleri yerleri öyle bir anlatırlar ki; - hele bir de burası gittiğiniz gördüğünüz bir yerse- sanki o şehir gitmiş, yerle bir olmuş, yerine yenisini inşa etmişler. O derece farklıdır her şey.
Konuşurken mübalaga yapmak, 'tenazülü arif'i ağzına almak (teşbihte hata olmaz) bu insanların olmazsa olmazıdır. Misal italya'ya gitmiştir, pizzası meşhur ya hiç beğenmez pezevenk. Ya da o kadar beğenir ki parmaklarını götüne sokar yine yalar, o derecedir. Hiçbir şey normal değildir. Tamam, normal olanın nesini anlatsın ama dert o değil ki. Derdi ulan ben gördüm bi boka benzemiyor demektir ya da siz bilmiyonuz neler var nelerdir.
Bu en bariz özelliklerinden biridir. Bi de bunların "orada böyle deeeel kardeşim" versiyonları vardır ki bunlar da hiç çekilmezler.
aynanın karşısında saçları jölelerken her geçen gün daha da belirginleşen önlerdeki seyrelmeyi görünce ahmet haşim tadında bir hüzün kapladı içimi. kısacası işte geldi gidiyor saçlar onu dicem, diyelim saç ektirdik nolur? ne komiklikler, ne şakalar olur? büyük bir ihtimalle sırma saçlı espirik arkadaşlar tarafından sarmaya alınacağı kesindir bu durumun.
- abi şimdi sen saç ektirdin eyle mi? (el dikim mahallinde gezer) ama bunlar hiç sana benzemiyo, doktor kandırmış seni, çük kılı gibi bunlar. olmamış bence..
.....
- ortaaaaammm sen saç ektirmişin ama buna iyi bakman lazım. suyunu ver, dibini çapala, uzamaz lan yoksa muahhahaha..
.....
- abi hani bi çocuk vardı, saç ektirmişti senin gibi.
+ sercan'ı mı diyon..
- haa evet sercan, o ibne olmuş ya. aman abi dikkat et! saç maç ayağına gitme sen de.
ola ki yurt dışına çıkmak istedin turistik bir gezi amaçlı ya da iş icabı ya da her neyse. vize için gideceğin ülkenin konsolosluguna başvuracaksın. çevrenizdeki çok bilmişlerin size ilk söyleceği şeylerden biridir bu: "boş pasaporta vize vermezler!". haliyle insanın ağzından "e amuga koyum bu işin bi ilki olmazsa nasıl dolacak bu pasaport" sözleri dökülür. genelde bu işleri yarım yamalak bilen insanların sözüdür. ve de çok büyük laf ettiklerini düşünürler bununla.
bunu söyleyen en basit tabirle şunu demek ister: "daha önce herhangi bir ülkeden vize almadıysan nah vize alırsın".
(bkz: laf ola beri gele)
"DÜNYADAKi BÜTÜN TÜRKLER BURAYA --> Üye Sayımızla Her Milleti Şaşırtalım !"
vay anam vayy serhat. şimdi biz oraya giricez 75 milyon birden. dünyanın aklı götüne kaçacak öyle mi?
580 bin kişi kaydolmuş. grupla ilgili yapılan açıklamalar da oldukça ilginç. kurucu arkadaş çok gaza gelmiş. bir muzaffer komutan edasında döktürmüş de döktürmüş.
özellikle entel ayağına yatan kişilerde görülür bu durum. entel ayağına yatan kişiler diyorum çünkü cidden entelektüel bir birikimi olan insanlar bu tarz konuşmaları nerede ve ne zaman yapacaklarını gayet iyi bilirler. bu herşeyi bilirimciler * yeni duyduğu öğrendiği bir kavramı illaki konuşmasının içine sokar. hayır tamamiyle hakim olsa konuya eyvallah ama yok maksat konuşmak işte.
arkadaş ortamıdır. kah futboldan kah karı-kızdan konuşursun. konu gelir siyasete. çıkar dantelin biri yok neumann'ın spiral of slince'da da üzerinde durduğu sessiz kitlenin.... pozitivist yaklaşımcılarla birlikte... proleterya sınıfının oluşumuna öncülük ettiğini... bunda frankfurter schule'deki neo-marksizmle.... post-modern bir anlayışın getirdiği..
daha düne kadar futbol konuşmayan hatta ben pek maç izlemem diyen fenerbahçe taraftarlarının galatasaray galibiyetinin ardından ortaya çıkmaları hatta ve hatta futbol uzmanı gibi konuşmalarıdır ki bu normal yaşamda olduğu gibi sözlükte de böyledir.
futbolla yakından ilgilenenler bilirler ki bu sözlüğün fenerli yazarları bellidir. bunlar: kill for you, schizo, grand ekinoks, damat hobbit paşa, rakimalboga, galapagoslu iguana vs. illa ki bu listeye eklenecek bir kaç yazar daha vardır şu an aklıma gelenler bunlar. bugüne kadar durmadan başka takım taraftarlarının sataşmalarına maruz kalan, ayar yiyen ya da ayar veren her neyse sözlüğün cefakar fenerlileri bunlar. 5 yedikleri arsenal maçından sonra da burdaydılar. ama bir bakıyorsun galatasaray maçının ardından etraf fenerli kaynıyor. daha düne kadar kimliğini belli etmeyenlerin fenerli olduklarını öğreniyoruz. benim çok şaşırdığım isimler oldu mesela. hani bazı şeylerden yılda sadece bir kez ürün alırsın ya. bu yazarlar da onun gibi. ürünü kaldırıyorlar hasılatı toplayıp çekiliyorlar kenara.
olmuyor gençler. hani hep destek tam destekti. her zaman görmek isteriz sizi burada. fener yenilince başlıkları alt alta okumayın sadece, yazın bi şeyler.
genelde futbolda yaşanan sakatlıkların ardından bir futbolcunun maça yetiştirilmesi için doktorların olağanüstü gayret sarfetmeleri için yöneticilerin giriştikleri eylem. ya da medya uydurmasıdır bu tarz söylemler.
şimdi efenim doktorlar seferber edilirse ne olur?
iç yan çapraz bağlar yırtılmışsa ya da sağ arkanın orta üst uyluk bölgesinde yoğun ödem tespit edilmişse ve iyileşmesi için bir süre gerekiyorsa toktur ne etsindir? seferberlik ilan etsen ne olur etmesen ne?
ben bildim bileli emre belözoğlu için doktorlar seferberliktedir, ne seferberlik bitmiştir ne emre'nin sakatlığı geçmiştir.
Avusturya Parlamentosu'nun ilk Türk kökenli milletvekili. 28 Eylül Avusturya Genel Seçimleri'nde Yeşiller Partisi'nden aday olmuş ve meclise girmeyi başarmıştır. http://wien.gruene.at/personen/alev_korun/
metro içerisinde vuku bulmuş komik, şaşırtıcı olaylar.
kapının önünde iki çift, yani dört kişi, yani iki erkek iki dişi yiyişmektedir. kapı açılır bunlar hiç bozmaz yumulmaya devam ederler. bu esnada metrodan inmeye çalışan bi abla isyan eder:
- yeter be yeter iki saatir gözümüzün önünde resmen sevişiyorsunuz. bari bırakın da inelim. bu ne saygısızlık!
abla iner gider ama ayarı alan genç sevgilisinin yanında sus pus kalmak istemez.
- şırpıntıya bak ya. amına korum böyle işin. bana böyle bağırmaya hakkı yok.
hemen ileriden bir ses gelir:
+ senin de o kadına öyle demeye hakkın yok. ben de böyle işin amına korum. ortalıkta sikişiyorsunuz be ayıp.
biraz ileriden gençleri sahiplenen bir ses yükselir:
- e amına koyum ona bakarsan senin de onlara karışmaya hakkın yok. isteyen istediğini yapar.
+ ne oldu amına koyum. milletin sevişmesini izleyip zevk mi alıyon.
- ne zevk alacam amına koyum. siken ben miyim sanki.
1) teoman'ın bazı yalanlar şarkısında geçen dize.
2) spor medyasının özellikle transfer döneminde tirajları arttırmak için iştah kabartıcı asparagas haberler yapmasıyla taraftara verdiği hoşluk duygusu.
zehir gibi zekasını mizahla yoğurabilen, tecrübeli boş yazarların yeni bir iş umuduyla zengin ama yazamayan sözlük yazarlarına sunabileceği hizmet sloganı.
işte bunlar da reklam çalışmaları:
- "x bashlığına bir yazı yazmaq istiorm ama yazamiorm. ne kadar para istersnz veririm" diyen güzel insanlardan mısınız bize yazın biz de size yazarız.
- sözlükte biri size ayar mı verdi? üstesinden gelemiyor musunuz? bize gelin! onu bi ayarlarız isterseniz her saat başı öter.
- "öyle bir başlık açayım ki celebrity'nin kralı olayım" diyorsanız doğru yerdesiniz. para sizdeyse kral sizsiniz!.
genelde "uzmanlar diyor ki" kalıbıyla başlayan çok zaman büyük mucizeleri gerçekleştireceği iddia edilen klişe haberlerin doğruluk derecesinin sorgulanması. bu tür haberlerin bir çoğunun doğru olmadığı, doğru olanların da eksik bilgilendirmeden dolayı yanlış yönlendirmelere sebebiyet verecek mesajlar içerdiği ifade ediliyor. haberlerde okuyucunun dikkatini çekebilmek için abartılı ifadeler kullanılıyor.
örn: işte kansere karşı mücizevi çözüm!
haberin altına bakın ya bir meyveden bahsediliyordur ya da bir hastanın kanserden kurtuluşu tüm kanser hastalarında aynı etkiyi yapacakmış gibi anlatılıyordur.
zayıflama ile ilgili haberler ayrı bir tez konusu niteliği taşır, bu tür haberlerin ertesi gün yine aynı basın yayın organında kendini yalanladığı görülmüştür:
şöyle şöyle yaptı iki ayda 30 kilo verdi.
jennifer lopez diyetiyle bir ayda 10 kilo verin.
hem her şeyi yiyin hem zayıflayın.
çay hep bir muammadır:
çay kanseri önlüyor.
çay stresi arttırıyor.
sağlık haberlerinin medyada yer almasının bir başka nedeni de reklam amaçlı olmalarıdır. bu haberler insanların dikkatlerini bir ürüne çekmek için uzmanlardan(!) görüş alınarak hazırlanır. insanları doğru bilgiye götürmekten çok tamamen ticari kaygılarla ürüne götürmek hedeflenir. eksik bilgilendirme en çok bu tür haberlerde vardır. bilmem ne suyu şuna iyi geliyor: bol bol tüketin gibi...
2007 Ocak ayından beri avusturya başbakanlığı görevini sürdüren zat. Büyük ihtimalle Ekim'de de son bulacak bu görevi. Avusturya'da sonbaharda yapılacak erken seçimlerde kendisine pek şans verilmiyor. gusenbauer, kendi seçmenleri tarafından başbakan olabilmek için koalisyon ortağı muhafazakar partiye büyük tavizler vermekle suçlanıyor.
Aynı zamanda Avusturya Sosyal Demokratlar Partisi'nin de lideridir.
farklı ilgiler, farklı hayat koşulları ve değişen dünya düzeninin farklı zaman dilimlerinde yaşayan insanlar üzerinde bıraktığı etkiyle birlikte ayrışmaların, tartışmaların ortaya çıkması. cümleyi tamamladığım için mutluyum. efenim nesiller arası kavgalar hep var olmuştur olacaktır da. bugünün zamane gençleri yarının "ah şu zamane gençleri" sözünün sahibi olacaktır.
girişi böyle yapayım istedim. asıl amacım uludag sözlük'te yaşanan nesil kavgasıydı. şimdi kimse yok öyle bi şey falan demesin. var hem de nasıl var. sonradan gelen bir şey bilmezmiş gibi algılanıyor. ben beşinci nesilsem sanki bundan önceki dört neslin olgunluğuna erişememişim de o yüzden beşinci nesil olmuşum gibi saçma bir düşünce hakim. götünden uyduruyorsun diyenlere şöyle bir örnek verebilirim: yazdığım bi entry'i okuyan dördüncü nesil bir yazar 'adama bak lan beşinci nesil olmasına rağmen güzel yazmış' diyor. bu ne lan? benim senden sonra geliyor olmam senin benden üstün olduğunu mu gösteriyor. hep bi böbürlenme, hep bi ağırdan satmalar. bu ne ya? bırak kendini anlatmayı ben yazdıklarından çıkarırım senin ne olduğunu. askeriye mi burası? bana devre postası koyuyorsun?
elbette tecrübe farkı olacaktır. kimse beşinci neslin süper bi yazar kitlesi olduğunu söylemiyor zaten. bu sözlüğün bir moderasyonu varsa, ki var, siler formata uygun olmayan yazıları. bu kadar basit. "beşinci neslin etnrylerini 100 metreden tanırım" tribine girip süpermatik yazarım ulan ben ayağına yatma güzelim. bi kendi yazdıklarına bak bi de kendi nesilinden olan yazarların yazdıklarına bak. iyi kötü herkes burada. "ayyy bu beşinci nesilinden kal geldi", "ayy baygınlık geçirezamm" git ötede bayıl lan bana ne! yok ya ne kadar entelektüelmişsin sen. hiç görmedik ama? hani zeka parıltıları, hani nerede herkesi hayran bırakacak yazılar. işin garip tarafı da bu değil mi? yazdıklarıyla ilgi toplayan, bir solukta yazılarını okutan yazarların hiç bu tür kaygılarının olmayışı. onlar da birinci nesil ya da ikinci nesil, üçüncü nesil farketmez. adam işini yapıyor, döktürüyor entry'lerini.
hiç bi şey yapmayan da beşinci nesle küfredip karizma yapma yolunu seçiyor. ben şimdi sana ne diyem mahmut mu diyem tamam demiyem yolun açık olsun diyem! beşinci nesilim ya bu kadar espri, idare et gari.
ezberci sistemde en iyiyken pratikte aptal durumuna düşen insan modeli. bu tür insanların yorumlama gücü sıfırdır. tek okudukları kitaplar ders kitaplarıdır. orta okul ve lisede oldukça başarılıdırlar. üniversitede bocalama dönemine girerler. en zorlandıkları kısım hayatın ta kendisidir.
artist, sanatçı, futbolcu, politikacı hiç farketmez meşhurluğu bilinen birinin görülmesi durumunda ortaya çıkan akılalmaz davranış ve söylemlere girme biçimi.
yaşanan olay defalarca anlatılır. en bilineni ünlü kişinin boyunun olduğundan daha kısa olduğudur. bu fikstir, değişmezdir.
- olum var ya bugün seray sever'i gördüm. lan onun boyu çük kadarmış. benim omzuma geliyor lan boyu.
+ yuhh artık. senin boyun en fazla 1.50 lan.
- amuğa goyum yalan mı söylüyoz gördüm diyorum sana. göğüsleri de o kadar büyük değil.
+ ölçtün mü lavuk.
- tokalaştık lan karıyla.
birçok olayda ingilizce bilmediği için hem küfrü yiyen hem de kırmızı kartı gören mağdur adam pozisyonuna düşen(!) kaleci volkan'ın yetti ulan diyerek harakete geçmesi. ancak volkan'ın önce bir psikoloğa görünüp yabancı dilde söylenen her şeyin küfür olmadığına kendisini inandırması gerekir.
what is your name?
- i'm volcano.
isimler hiçbir zaman değişmez volkan.
- nasıl değişmez ya. bizim aurelio, mehmet oldu. siz de öğretmeniz diye geçiyonuz. bi şey bildiginiz yok.
shame on you volkan. shame on you. *
- noluyo lan. bana ne ya senin şeyin oynuyorsa. dalarım bak.
what's your hobby Volkan?
- listen to music. ibrahim tatlıses. cinema. pop corn. hard corn. heheheh. drive. swimming.
Do you like to ski?
- bu ne demek lan. eğer küfrediyorsan ananı.. dur bakacam. like neydi lan. like like. evet burada. hoşlanmak. ski neymiş kaymak. hehehe. tabi canım. kim kaymaktan hoşlanmaz.
Volkan. Please! speak English!
- OK. sorry. aaaaa. I ski. I fuck. I like to those.