Sizin en düşkün halinize dahi muhtaç olan insanların varlığını bilmek.
Yalnızca maddi değil ruhsal anlamda da en dip dediğim noktanın bazıları için kurtuluş noktası olabilme ihtimali hem yaşadıklarım ve isyanim için hem de zor durumda olan insanlar için içimde büyük bir burukluk hissetmeme neden olur.
Yeterince arkadaş edinip onlara kanka hitabını kullanabileceginin fakat yalnızca bir tane babası olduğunun bilincinde olan kişilerin yapmayacağı davranış.
Küçük bir çocukken düz çizgi çizdiğiniz için ya da şu an çok basit gözüken okuma-yazma öğrenme becerinizi kazanırken bununla bile mutlu olabilen aile, yeri geldiğinde akraba ziyaretlerinde bizim kız/oğlan da okuma yazmayı çözdü amcası diyen baba, eğer siz büyüdükten sonra da aynı hevesle başarılarınızı -sizin başarı saydıklarınızı- takdir etmiyor ve bununla kıvanç duymuyorsa sorun sizde değildir. Zaten küçük yaşınızda da çizgi çizebilmenin "başarı" sayıldığını ailenizden öğrenmişsinizdir. Sanmiyorum ki önüne çizgi çalışması kitabı vb. bir şey konulduğunda çocuk bunu kazanılacak bir savaş gibi görsün.
Baba figürü başarının sınırlarını kendi kafasında sürekli degistirir. Her seferinde daha fazlasını bekler ve bunun sonu kati suretle gelmez. Çünkü çocuğunun nasıl o istediği için, yap dediği için, yapılması gereken bir sey olduğu için öğrettiği düz çizgi meselesini hallettiğini gördüyse, yeni başarı balonlarını da bir bir patlatmasını bekler.
Sırf tebriğini duymak için çıktığınız her bir basamağı bir sure sonra zaten zorunluluk olarak görmeye başlayacağı için, siz o basamakları çıkmaktan vazgeçtiğiniz an eleştiri oklarının da kurbanı olursunuz. Hatta ve hatta beceriksiz, niteliksiz, nankör vb. sıfatlarla yaftalanmanız da olası...
Kişi aslında bu noktayı farkettiği an ayakları yerine basmaya başlıyor bence. Ailenin takdirini kazanmak için çabalamanıza gerek yok, takdir etmek isteyen aile zaten ufacık bir sebep dahi bulur ve sizi mutlu eder. Hatta yeri gelir yalnızca siz mutlu olun diye dahi başarısızlığınızı bile takdir eder ki ayağa kalkıp tekrar başarı basamaklarını çıkmaya başlayın. Başarınız için güç olur eger isterse.
Aksi halde ise istediğiniz kadar fedakarlıkta bulunun, aferin kelimesi duyduklarınız arasında asla olmayacaktır.
insan kendi kendini takdir edebilmeli, gece yatağa başını koyduğunda yaptıkları için mutlu olabilmeli. Gerisi olmuyorsa da bunun için yormamalı kendini, kendi doğruları için harcamalı kalan gücünü.
Mecburiyetten doğuyorsa ve her ne kadar kendine yettiğini düşünse de, insan buna mecbur kaldığı için eksik hisseder.
Düştüğünde her seferinde hem kendini kaldırmak hem de yerden kalkmak için çaba harcar. Kalktığında hem tekrar düşmemekten, hem de buna ihtimal verebilecek her olasılıktan kendini korumaya çalışır.
Hayal kurarken yalnızdır. Kurduğu hayaller yıkıldığında da fakat tekrar hayal kuracak gücü de yine kendi başına toplar.
insan kendi kendine yeter de, kendi içindekine yetebilir mi, içindeki uçsuz bucaksız boşluğu yalnız kendisiyle doldurabilir mi bilinmez.
ihiyacım yok ki dediği anda içinden gelen o cılız sesin aslında yalnız kalmak istemediğini söylediği anla yüzleşmesi zor olur insanın.
En güçlü durduğu anda içindeki karanlıkta kaybolup kimsenin onu aramaya gelmeyeceğini bilmek ağırına gider. Karanlıkta kendi kendini arar, bulur. Belki de tekrar aynı karanlığa kendisini iter.
Artık öylesine güçlüdür ki imdat çılgınlığına yine yalnız kendisi kulak verir. Çığlığın da kendisine ait olduğunu unuturcasına...
Alicia Silverstone'un oynadığı Cher karakteri çok şapşalsın ve film komple klişe ama arkadaşlarımla oturup izlediğimiz her seferde tekrar seni seviyoruz. ne diyebilirim ki...
Anne olmak için heveslenmeden önce etraflıca düşünmek en mantıklısıdır. Ağladığında öf diyecekseniz, saatlerce tv ekranına bakmasından rahatsız olmayacaksanız, size bir şey söylediğinde telefondaki kişiyi bekletemeyecekseniz, eline tablet/bilgisayar verip ne yaptığını yalnızca internet geçmişinden öğrenecekseniz ve gerçekten önceliğiniz çocuğunuz olmayacaksa, anne olmaya hazır olmadığınızı kabul etmelisiniz.
Aktüerya isimli bir bölümün varlığından haberdar olmamı sağlayan liste.
iktisadi ve idari bilimler fakültesi mezunları çok rahat atanıyormuşcasına, başvurabildikleri yerlere başvuru yapabilecek ve iibf mezunlarının haklarından yaralanabilecek bölümler ekte mevcuttur.