onbeş günde bağlayamadıkları interneti, on saniyede kapattılar kitapsızlar. bağımlı bünyeye yapılır mı lan bu. neyse, kapattırırken çok yormadılar bari.
hani okulda öğretmen ödev verirdi de üst sınıfların hazırladığı ödevin kapağını değiştirip hocaya kitlerdik. işte bu dizinin senaristinin bunu bile yaptığını düşünmüyorum. önceki senaryoyu üzerinde en ufak oynama yapmadan aynen gönderiyor her hafta.
2 saat önce yemek yiyen kardeşim az önce ben sabah yemek yememiştim diye buzdolabından yiyecek bişeyler aldı. prametüre bu çocuk yemin ediyorum, geri zekalı.
ekşi hesabım onaylanmış, sırf siz kıymetimi bilemediniz ama onlar beni anladı demek için bir kaç gündür ara ara entry giriyorum, ama orada da daha bir numaram yok. zaten orası da olmadı mirc'e geri döneyim diyorum artık.
albay dayı, çift su katılmış paslanmaz bursa çeliğini çıkarınca kazanacağımıza dair inancım kesinleşmişti, o yüzden sonrasını izlemedim. sonunu tahmin edebildiğim filmi izleyemem aga, nolan reyiz kusura bakmasın.
"4 yıl önce 'dürüst, tarafsız, ahlaksız haber' sloganıyla yola çıkan zaytung haber, tarafsızlığından en ufak ödün vermiyor." en komiği olabilirdi aslında.
(bkz: kral çıplak)
4 yıldır bolu'dayım dedim, o kadar anlatılıyor gitmeden bolu'yu terketmeyeyim. 45 km'lik yolu 2 saatte döne döne, sallana sallana gittik, dedim sonuçta dağın tepesinde, güzel yerler göreceğiz keyif almaya bak. neyse vardık. kurduk tezgahımızı seringöl' ün kenarına. organizasyon firması tarafından birer poğaça dağıtıldı, siz gezin iki buçuk gibi gelin öğlen yemeği var. biz de baktık haritaya ne var; 7 tane göl var, gülen kayalar var, geyik üretim istasyonu var, 7 dilek çeşmesi var, şelale var, pisagor ağacı var(dedik o da ne?) oh oh sabaha kadar gezsek bitiremeyiz biz burayı. çıktık dolaşıyoruz, nereden başlayalım gölleri bir gezelim de gerisine sonra bakarız. seringölü zaten gördük, deringölü görelim, onu da gördük, sırayla büyükgöl, nazlıgöl, sazlıgöl, incegöl ve kurugöl. dur lan o da ne. kurugöl gerçekten kuru. içinde su yok amk. yani bildiğin çukur olum bu. yediye tamamlayacağız diye yapılacak iş mi. buraya kadar geldik hem madem geyik üretim istasyonu var gidip iki sevişen geyik görek. harita tek yol üstünde sağlı sollu göllerden falan ibaret geyik üretim istasyonunu bulacağız diye iflahımız kesildi. neyse haritada yazan yeri bulduk ama etrafta geyik falan yok. geyikle iki fotoğraf çekiliriz diyorduk çok mu şey istedik arkadaş. böyle deyince de biraz garip oldu ya neyse buraya gelirken bir bekçi gördüydük dönerken bari ona sorarız. dayı ee hani geyik. denk gelecek dayısını, ee istasyon, öyle işte siz boşverin geyikleri gülen kayaları görüm. eee gidip kayaları görelim biz o zaman. 20-25 dakika kah tırmanıp kah uçurumdan yuvarlanma tehlikesi geçirerek bulduk kayaları. üç tane kaya üzerinde bir tabela "gülen kayalar" hoppalaa. abi bundan burada tonla var, niye burası, burayı geçtim niye "gülen kayalar." niye bir "horon çeken kayalar" falan değil, nasılsa işkembe i kübradan uyduruyoruz., 7 dilek çeşmesi alttan borular falan döşemişler bildiğin dağdan şebeke çekmişler yan yana 7 çeşme ama ritüeli bile var. 1. çeşmeden başlayıp yedinci çeşmeye kadar birer birer içip her birinde bir dilek dileyeceksin. şelale, debisi biraz kuvvetli olan dere, pisagor ağacı, bir ağaç ötekinin üzerine devrilmiş arada haliyle bir üçgen oluşmuş al sana pisagor ağacı. anlyacağınız eğer yolunuz bolu'ya düşerse sedece manzarası için çekilecek yol değil, hemen 20 dakika 5-10 km dibinde gölcük diye bir yer var yedigölleri kat kat yapar, domalt... neyse siz anladınız ne demek istediğimi. bitirmeden, yolunuz bolu'ya falan düşerse ya da ne bileyim öğrencilik güzeldir bolu'da sessiz sakin yer sonuçta hem kampüsü falan da varmış derseniz sakın ha 'kedi organizasyon'un yapacağı her hangi bir faaliyete katılmayın. bedavaya cennete götüreceğiz deseler gitmeyin. tek poğaçayla günü bitirdik. bari yedirmiyorsunuz burada da yiyecek bir şey yok bari geri getirin dedik ancak akşam altı buçukta yola çıkabildik ve hala geri göndermemek için bizi ikna etmeye çalışıyorlardı. vesselam bolu güzel yer, her yeri gezeceğim diye de o kadar kasmayın.
benim anlamadığım başta "ben affleck"in canlaandırdığı karakterin yazdığı kızla will işi pişiriyor. bizim örf ve ananelerimize ters aga bu, olmaz yani ayıp.
bir ara aklıma geldi, dedim o kadar su getirdim bari bir yudum içeyim. sonra dedim "lan oğlum manyak mısın, susuzluktan ölmezsin, bir yudum su demek 5 saniye demek, boşver." tabi bütün bunların kafamın içinden geçmesi 0.4 saniye. hala suyu getirdiğime lanet ediyorum, benden tam 0.4 saniyemi çaldı. tuvalet ihtiyacıma gelince o zaten gelmeye korktu.