53 yaşında aramıza veda etmiş solist. gözlerime inanamadığım bir haber ile beni yasa boğan * adam. sanki yakın çevremden biri ölmüş gibi hissediyorum. daha geçen gün chris cornell günü yapmış tüm albümlerini dinlemiştim. beraberinde mükemmeliyetinden bahsediyordum. çok çok üzgünüm.
arkadaşlarımın mutlaka al diyerek aklıma soktukları ilaç-idi.
4 - 5 gün nefes alamama sebebiyle uyuyamayınca doktora gittim ve doktor yeniden astımın gün yüzüne çıktığını mutlaka sigarayı bırakmam gerektiğini aksi takdirde koah olabileceğimi söyledi.* doktordan çıkıp koşarak eczaneye gittim bir anda arkadaşlarımın cümleleri geldi ve ilacı aldım.
ilk bir hafta sigara içtim. günde 1 paket içerken, günde 8 9 adet içmeye başlamıştım.
8 ve 10. günler arası 2 3 adet içer oldum ve yarısında attım.
11 ve 12. günde 1 tane içtim sadece 2 nefes aldım onlardan da.
13. gün hiç içmedim ve bir daha içmek nasip olmasın diyorum.
kendime sigarayı bıraktı gözüyle bakıyorum ve bu benim için çok büyük başarı. nefes alışlarım düzeldi bile şimdiden. öksürmüyorum da.
en güzeli de ne biliyor musunuz? ellerim sabun kokuyor.
büyükçekmece'de bir yer var safranbolu yöre evi. 3 tane kız kardeş işletiyor dünyanın en şirin yeri. köy evi gibi kokuyor sıcacık sobada kızaran ekmekler, sobada pişen çay. tam orada mıhlama. ama takım elbiseyle gelmesin damat sanarlar.
bu sıralar moralimi çok bozan hadisedir. 26. yaşımın 1 haftasını henüz doldurmuş olabilirim ama hissettirdi soğuğu resmen. eğlence bitti, eve gidiş vakti diyor sanki. önceden deli gibi sevindiğin şeyler artık sıradan geliyor, üzüntülerin saçma. okul bitti, çalışıyorsun. sırada ne var diye sorgulatıyor. hayalleri gerçekleştirmen gereken yaş aslında ama, prangası olmayana. bir de bu yaşa dek istediğin hiçbir şeyi yapamamışsan doğru dürüst, çok koyuyor be sözlük.
chopin dinlerken bi anda 'öf' diyip gülşen bi fırt çek açıyorum. onu dinlerken de 'aaay' diyip depeche mode açıyorum. şimdi; akıl sağlığım hakkında konuşmak isteyen varsa konuşsun ya da sonsuza dek sussun.
24 yaşından sonra dehb tanısı konulması üzerine doktorun* kırmızı reçete ile verdiği ilaç. 1 kere aldım sadece artık placebo mudur yoksa gerçek etkisi midir bilemiyorum, sadece istediğim şeyi düşünüp konsantre oluyorum. göz bebeklerimin büyüdüğünü hissedip sürekli bir şeylerle meşgul olmak istiyorum. beyazıt'tan beylikdüzü'ne koşarak gitmek istedim dün.
psikiyatriste dikkat bozukluğum var çözelim şunu kardeş diyerek gittim. ooo sen depresyondasn al bakalım ilaç dedi prozac ı yapıştırdı. sadece 2 gündür kullanıyorum evet ama bu ne tatlı uyku gelme hali. bu ne mide bulantısı. depresyondaysam ki asla değilim normal halimden daha mutsuz etti bu beni.
aydınlatın beni bilenler, devam etmeli mi etmemeli mi? nerde don't worry be happy?
tanım: yan etkileriyle ünlü olması gereken sahte mululuk ilacı.