küçükken annesinin ballı,zencefilli süt içirdiği; okul dönemlerinde voleybol ve basketbol takımlarında bulunan şahsiyet. Türkiye standartlarını aşan kadın.
( anne öğretmendir okula gecikmiştir. kendisini ise okula çocuğu bırakacaktır. çocuğu ishaldir ve bir türlü çıkamaz wc'den. anne sinirlenir ve şöyle söyler)
- oğlum bi g*ütünü toplayamadın be! geciktim okula! çabuk topla bekliyorum!
"herkese değer verdik, herkesi hoşgörüyle karşıladık da ne oldu? götümüz göğe mi erdi ne anlamadım. yine zararlı biz çıktık. kaç defa değer verdim sayısını hatırlamıyorum. sayısını hatırlamadığım şeylerden biri de kaç defa bu değerimin karşılığını göremeyip kırıldığımdır. başkalarının deyiminden yola çıkarak iyi insanız diye bizim iyiliğimizi kötü kullanmak değil mi lan bu?
değer ver, karşıdakinin bazı yerleri yerçekimine yenik düşsün, seni kırsın,döksün, ama sen yine de ona değer vermeye devam et (çünkü sen alışmışsındır seni süründürenlerin, sana değer vermeyenlerin peşinden gitmeye. hırs etmişsin kendine. takıntın var hani.. )
yok ama artık bitti.. verdiğim değeri haketmeyen insanları (?) hayatımdan silkeleyip savurucam. ölen insanların ardından taziye 3 gün verilir. bu üç gün içinde ağlanılır, sızlanılır, can felaket derecede yanar fakat bu 3 günden sonra acısı yavaş yavaş geçer gider. bu da o meseleye döndü." diye düşündüğüm olay-ı vakvakiye.
efenim şöyle ki; sabah gözünün tekini açmasıyla telefonuna bakmayı adet edinmiş insanların,gördüğü " mesajı almak için yeterli hafızanız yok." bildirimi üzerine çıldırmasına sebebiyet veren zat.
bol bol rezene çayı için, kavun yiyin. 15 dk sonra bağırsaklarınızda hırrr hırrrr ses gelirse işiniz hallolmuştur.
not: belki bu öğütler altın değerinde değil ama bunların sayesinde altın renginde bir sonuç elde edeceksiniz.
Yemek masasında arkadaşımın sorduğu ve benim de cevabını duyar duymaz masayı terkettiğim sorudur.
- batarya suya düşerse nolur?
+ ne olur lan! Bozulur işte!
- neyse bilemedin ben söyleyeyim. Batar yaaa!
--spoiler--
Sana gözlerini açma demiştim.
Senin gözlerin de yeşildir şimdi.
Girersem çıkamam içinden.
Üzülürüm. üzülürsün, üzülür yastıkların. Duvarların üzülür demiştim.
indir o uzun siyah kirpiklerin tenine değsin. Bana bakma demiştim.
Öylesine birgün otururken meyhanede,
Aklıma gözlerin gelir.
Ağlarım kahverengi. Seni ağlarım. Bizi ağlarım.
Deviremediğimiz dağları, sevişemediğimiz bağları ağlarım demiştim.
Ama açtın ya yine sen gözlerini.
Açmayaydın iyiydi.
Sana adını söyleme demiştim.
Senin adın kesin bir prensesin adıdır.
Unutamam aklımda kalır. Dayanamam söyleme demiştim.
Ben yoldan kolay çıkarım.
Beni kendi trafiğinin kazalarında zayi etme.
Bir gün başka bir kalbe tezgah açacak olursun,
Orayı benzinle değil, senin adınla yakarım demiştim.
Ama söyledin ya yine adını. Söylemeyeydin iyiydi
Sana, aşık olmayalım demiştim.
Bu viranelerde, bu birahanelerde dolaşma. Buralar benim.
Aşkını kendime öğrettiğim dershaneler,
eyvahlarla hay allahlarla gemi yaptığım tershaneler benim.
Seni buralarda görmeyeyim. Sakın ama sakın;
Aşık olmayalım demiştim.
Aşık olursak,
Mutsuzluk tutup bizi bir yerimizden öyle savuracak ki,
Kolumuzdan kanadımızdan olacağız demiştim.
Hergün dalgalar yutacak gemilerimizi
Kaptanlar bizi terk edecek, biz batacağız demiştim.