http://www.uludagsozluk.com/e/16852878/ bunu yazmışım iki sene önce. daha da katılaştım bu konuda (neden acaba) suçsuz masum birinin günahı ne piçliğinizde boğulun.
sevgilinin çok büyük bir edepsiz saygısız ve pislik oldugunu gösteren vaka. ne tiksinesi bir durum yahu çokmu zor ha çokmu zor temizlik çok güzel bi şey be. birde sizi o eli sıkmak ve dokunduğu şeylere dokunmak zorunda bırakıyosa allahım korkunç ya. nefret ediyorum böyle müsveddelerden var çünkü böyleleri. hele bide bu tipte bir sevgili, allah uzak etsin temiz insanlara temiz sevgililer nasip etsin.
seneler önce aslında çok masumca yaptığım eylem ve sonucu. yani yapamayacagimi düşündüğüm için-çok utanirdim yapsam-içimde böyle düşünüyodum ama dedimki "ne birinin peşinde koşcam gelsin konuşsun". sonuç: öyle fena aşık oldum ki bir çocuğa, gidip söyledim. aşık olmam dememistim oysaki ama tükürdügümü yalamam için anca öyle aşık olmam gerekmiş demekki ah şu dilim. ama yinede dilin yaresi pek acıtmaz aşk yarasindan yoktur öte diyordum.
güzel bir duanin, temeninin samimiyetten yoksunlaştirilmiş hali. yahu zaten çok uzun değil bu iki kelime uzunca yazsanız olmuyormu şunu! o kadar yapay ki biri bana bunu yazinca ordan kaçasım geliyor. evet aylar sonra ilk girdiğim entry bi tuhaf oldu ama kpss gibi bir savaştan yeni çıktım idare edin bu aralar hiç olmadığım kadar üzgün ve kırılganım... toygar abi affet.
insanın canını acıtandir. hele ömrünüz boyu hoşlandığınız kişiler sizden hoşlanmadıysa ve ve üstüne siz bir umut onu beklerken hep bi başkası size gelip açıldiysa daha fena, fazlasıyla da tuhaf bir durumdur.
sabri'nin yaşadığı durum. şu an kpss çalışıyorum deli gibi ama dikkatim dağıldı üzülmekte değil de ne bileyim haberleri ve yorumları okuduktan sonra bağrıma basasım geldi adamı bi onun yerine koyun kendinizi hele. hiç hoş değil ronaldonun yaptığı nasıl bi ego bu lan!
cornetto'nun bu yıl hazırladığı aşk temalı kısa filmlerden en tazesi. müziklerini ve seslendirmesini yalın yapmıştır. ayrıca filmde de arzı endam etmektedir. merakla bekledigim bir işti hoş da olmuş şarkılar çok güzel. beni en çok ilgilendiren yanı da bu. yalın biraz daha rahat oynasa iyiymiş ama olur o kadar. adamın sesi çok çok güzel( bu konuda bik bik ötenlere sinir oluyorum). umarım bu tarz işlerinin devamı gelir.
oldukça özlenen dizi. elbette çok sağlam diziler hep olmuştur, vardır ve olacaktır ama bunun gibisi bir daha hiç olmayacaktır bence. bir ecevit oran(namı diğer şerif) bir sarı, bir ıska, bir takoz irfan, bir gazanfer... bitince daha iyi anladım kıymetini. bundan böyle ara ara yazacağım ya da dillendireceğim ne diziydi ama! diye. hele müziklerini hiç unutmayacağım özellikle (bkz: gitsen de). umuyorum (bkz: aytekin ataş) en kısa zamanda bir soundtrack yapar da o güzel müziklerin hepsi bir arada somutlaşır. bir sinema filmi de çekilse aynı kadroyla fena olmaz sanki.
normal düzeyde olursa elbette normal karşılanabilir bir durumdur. ama iş bu entrynin yazıldığı sırada oluşan görüntü, yazdığım entryi gereksiz kılmayacak kadar tuhaftı.
ağır sinüzit zamanlarında burnun kağıt mendille buluştuğu anlarda bazen gerçekleşen durum. başıma bir kaç kere gelmiştir güzelce sildiğimi düşündüğüm bir anda o mendil burnumdan kayıyor haliyle sağ elim sola, sol elimde sağa kayıyor elimde parçalanmış bir mendil ve tabi ki sümükle birlikte. benzer bir şekli de: (bkz: sumkurunce mendilin parcalanmasi). neyse ki bu olay başıma hep yalnızken geliyor yoksa gören insanın yüzüne nasıl bakarım bilmiyorum. ki sümükle ilgili beni rezil eden bilmem kaç beygir gücünde bir anım var zaten.
kullanılan şarkıların da çok güzel olduğu bir film. billur sesli bir kadın iki tane güzel şarkı söylüyor. söyleyeni ve şarkıların isimleri konusunda beni bilgilendirecek yazar arkadaşlarıma şimdiden teşekkür ederim.
biraz uzun ve sonlara doğru sıkan film. mert fırat ve kıvanç tatlıtuğ almış yürümüşler... suzan karakterini oynamaya çalışan kız, sen ne yapsan olmayacak sanırım her yeni rolünde bunu bana ispat ediyosun. ayrıca benim gözlerim senin hiç de güzel olmadığını görebiliyor. söylemeden olmaz babanın sana yani suzan'a attığı tokadı sanki ben atmışım gibi rahatladım. son olarak kıvanç tatlıtuğ muzaffer değil de kuzey tekinoğluydu sanki yer yer.
beyazın her hafta, programında oturup kalkarken gerçekleştirdiği eylem. yalnız bu gece daha da abarttı sanırım yada bugün ben her şeyi çok abartıyorum. gecenin bu vakti böyle işlerle mesgul olmusken şunuda söyleyeyim öncekiler bu kadar kısamıydı bilmiyorum ama bugün giydiği pantolon bildiğin kısa. belli ki zor durumda yoksa canlı yayında o garip hareketleri yapmaz. ek olarak: çorabında da bir sıkıntı var gibi.
malum, müslüm gürses' le ilgili bir haberde gördüğüm alt başlık. iyileşti sağlığına kavuştu yazmamışlarda şarkı söylemeye başladı nedir yahu. allah gecinden versin öleydi napacaktık lan şarkı söyleyemeyecekti.
tutku reklamı. benim için en iğrençler listesinde. niye kalkmıyor bu reklam yeter artık! şarkıları reklamlara uydurma modasından geri kalmayalım demişler belli. o ne bet bir şeydir o kızların hareketleri falan tv yi parçalamak istegi geliyor da değmez be.
acımasızca bitirilecek, bende yeri apayrı olan tek dizidir. sabahtan beri boğazımda bir düğümle geziyorum. o kadroya ve oyunculuklarına yazık. haberin kesinliğini ve resmi bir açıklama olup olmadığını bilmiyorum ama keşke gerçek olmasa da kendimi boş yere paralamış olsam...
bugün yayından kaldırıldığı haberlerini okuyup üzüldüğüm dizi. tamam bende elestiriyordum. ikinci sezon ilkine kıyasla kötüydü saçmalandi yer yer. ama dan diye bitirilecek kadar da değil yahu insaf! şimdi belki de bir final bölümü bile çekilmeyecek( hoş çekilse bile ne kadar anlamlı olur bu saatten sonra). dizi bu sezon eksikleriyle bile o bir halta benzemeyen ama her şeyin en iyisini bildiğini sananlarin reytinglerini yükselttikleri dizileri donunda sallar...
çok yazık edilen dizi. hiç istemezdim tabi ama berk hakman'ın karakter yüzünden ayrılmasına hak verebiliyorum. bilal ibo ve ecevitle aralarında çok daha güzel, derinliği olan diyaloglar ve olaylar işlenmeliydi... hayal kırıklığı yaşıyorum daha da bir şey yazamıyorum.
senaryonun gidişatı değişince kendini bitiren dizi. gurur'da çıkıyormuş bir ümit toparlar diyordum ama artık diziye oyuncunun tillahını alsalar nafile. cebrail, damat, zeki, sermet çıkmayacakti diziden nisan diye birini hic tanımamaliydik... bu nedir ya nasıl bu noktaya geldi bu dizi. türk dizilerinin en sağlam karakterlerinden biri harcanacak. neresinden tutsan elinde kalıyor. nisan birden melaike oldu gurur'un hikayesi yarım kalacak. bir kız yüzünden mi pişman olmalıydi bu adam.
fıstık ezmesi kısmı kahvaltının olmazsa olmazı olan şey. benim yaptığım şey tam olarak sandviç değil hem sandviç ne yaaa! ekmekleri küçük küçük kırıp üstlerine sürüp yiyorum. bir oturuşta bir kavanoz bitiriyorum afiyetle. hepiniz böyle yemiyormusunuz lan saklamayın.