pazartesigiydimfesi
404 (örnek şahsiyet)
on birinci nesil yazar 39 takipçi 269.02 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    bir sözlük kızının yanına uzanıp beraber uyumak

    14.
  1. neden ekşi sözlük gibi olamıyoruzun cevabı gibi bu başlık sanki.
    3 ...
  2. bir kızın en öpülesi yeri

    28.
  3. Güvenini öpüp koklarsanız mutlu olur. Güven önemli.
    0 ...
  4. into the wild

    507.
  5. hayatımda izlediğim açık ara en güzel film.
    beni bu kadar çok etkileyen başka bir film olmadı, olmaz da sanırım.
    filmden sonra öğrencilik yaşamım boyunca türkiyenin çoğu yerini otostopla gezdim.
    mezun olduktan sonra kamp yapmaya, doğa ile iç içe olmaya başladım.
    yaylalarda, dağlarda, ormanlarda kamp yaptım çadırımla, kurt sesleri de duydum, domuz da gördüm, çakal da.. bulduğum her fırsatta yeni yerler keşfettim/ keşfediyorum. yaylada oranın yerlileri ile çalıştım, inek sağdım, saman taşıdım, odun topladım, kestim, biçtim. traktör kullandım, ekmek pişirdim..
    hayatımda yaşadığım, deneyimlediğim en güzel duygular, doğayı keşfettiğim zamanlarda oldu.geçen yıl italya'ya gittim. şubatta kars'a gidip çıldır gölündeki buzu kırıp balık tutacağım. mart'ta hindistan'a gideceğim.
    yazın arabamı değiştirip 4x4 bir araç alacağım, ve ömrüm boyunca yeni yerler keşfedeceğim. belki bir gün herşeyimi bırakıp onun gibi çok uzaklara gideceğim. bir film, insanın bu kadar hayatını değiştirebilir mi ? evet değiştirebilirmiş.
    3 ...
  6. cem adrian

    1328.
  7. sen gel diyorsun diye bir şarkısı var, şuan beni ağlatıyor, evet evet ağlıyorum.
    4 ...
  8. günün sözü

    7176.
  9. bir ilişkide arada bir kavga oluyorsa o ilişkide bir şeyler yolunda gitmiyordur, bir ilişkide hiçbir kavga olmuyorsa o ilişkide hiçbir şey yolunda gitmiyordur. (yıllar önce söylediğim bu sözün twitter'da yayılarak anonim olması da güzel bir duyguymuş).
    1 ...
  10. tek başına sinemaya giden insan

    177.
  11. sinemia üyesi olduğum ve haftada en az 3 gün gittiğim için içinde bulunduğum durumdur. çünkü haftada 3 gün filme gidecek arkadaş bulamıyorum sinemia üyesi olmadıkları için. genelde orta kenar köşelerden alıyorum ki, genç çiftleri rahatsız etmeyeyim. bu arada koltuğu en geniş ve en rahat sinema da hillside trio sineması. bunu da ek bilgi olarak vereyim.
    4 ...
  12. yurtiçi kargo

    673.
  13. hepsi burada'dan verdiğim siparişleri 8 gün sonra teslim edemeyen firmadır, kendim şubeye gidip dağ gibi kargo paketlerinden bulup da kendim teslim aldım. ev adresine teslime gitmiş gibi yapıp, ''evinizde sizi bulamadık şubeden üç gün içinde alabilirsiniz'' diye mesaj atan şerefsiz bir firmadır kendileri. ki evden hiç çıkmayan ablama kargo gönderdim oradan biliyorum. aman uzak durun, ettiğim bedduanın haddi hesabı yok.
    11 ...
  14. sözlük yazarlarının ilk aşkları

    192.
  15. sene 97. kerim tekin'in karbeyaz ile ortalığı kasıp kavurduğu, tarkan'ın şımarık albümü ile iyice şımardığı, yıldız tilbe'nin ''ulen zamanında ne güzel şarkıları varmış'' dediğimiz, beninin bugün ki kadar göze batmadığı, kaygısızlar ile yatıp kalktığımız, tsubasa'yı şirinler'i dört gözle beklediğim, tek isteğimin bütün harçlığımla bakkal yasin abiden aldığım futbolcu kartlarından çıkan stickerları biriktirerek albümü tamamlayıp futbol topunu almak olan, mahalleye gelen dönen salıncakla özgürlüğün tadını doyasıya çıkardığım, bi daha geri gelmesi imkansız olan ömrüm boyunca unutamayacağım o eşsiz 97 yazının ateşli temmuzuydu benim ilk aşık olduğum gün..

    leyla'ydı adı. bizim evin bi kaç ev ilerisindeki komşumuza yazları almanya'dan gelirlerdi. biz de mahallede saklambaç, seksek, yakan top falan oynarken tanışmıştık. bozuk türkçesi ile o kadar güzel eflatun derdi ki ben ona bakmaktan donakalır, durmadan vurulurdum. artık biz daha bi samimi olmaya başladıktan sonra ben onunla daha fazla vakit geçirmeye, onların bahçesindeki çardakta beraber üzüm yemeye başlamıştık. gün geçtikçe vaktimizi birbirimize daha fazla ayırıyorduk. artık ben mahallede erkekleri satmaya başlar olmuştum, futbolcu kartından, mahalle maçlarından misketten kesilmiştim. tek yaptığım leyla ile birbirimize üzüm yedirmek ve çardakta saçmasapan oyunlar oynamaktı. yine bi gün beraber çardakta oturduğumuz bi ara leyla bana bişey söyleyeceğini, yanına iyice yaklaşmamı istedi. yeterince yanaştığım zaman dudağıma, (ya da yanağıma, ya da ikisinin arasına emin değilim) bi öpücük kondurarak, ardından da ''seni seviyorum'' dedi. peki gelelim bundan sonraki kısmına? ben ne yaptım? işler güçler'deki ahmet kural gibi: yanaklarını ellerimin arasına aldım,elimin tersiyle yanağını hafifçe okşadım, zaman durmuştu sanki ,hafif bi meltem saçlarını okşuyordu, o güzel yüzüne inen saçlarını kulağının arkasına alarak, haluk bilginer'in karizmatik ses tonuyla hafifçe fısıldadım : 'ben de seni seviyorum narçiçeğim' diyemedim ya la !... hemen mahallede oynayan bebelerin yanına koştum ''başlarım lan misketinize şimdi beni dinleyin !... oooolum ''leyla beni seviyomuşşş laaaan hebele höbele hahaha ehoheheh bik bik bik ''diye deli dana gibi mahallede bi o yana bi bu yana koşturmaya başladım.çocuklarda ''leyla murat'ı seviyoooo ,leyla murat'ı seviiiyooo '' diye arkamdan koşuyo o sıra tabi .bizim ki küstü bana benim yaptığım öküzlükten dolayı ,e haklı kızcağız ,ne diye elaleme anıra anıra anlatıyon ki ,mal ! ..bi kaç hafta uğraştım barışmak için ama ı ııı olmadı :( sonra bi gün evde ablamın arkadaşlarının doğum gününde aldığı o zamanların meşhur hediyesi müzik kutusunu evden çaldım .(evet çaldım ,çok pis aşıktım olum napim ) ,ve o müzik kutusunu leyla'ya verdim ,''beni affet sevdiceğim ,çocukluk yaptım ,birbirimize üzüm yedirdiğimiz o güzel günleri özledim ''dedim .iki yana sallanıp biraz naz yaptıktan sonra ''tamam affettim ama bi daha kimseye bişey söylemek yok'' dedi .zaten bilmeyen kimse kalmamıştı anasını satıyim ,de neyse ...



    dillere destan aşkımıza yine aynı çardakta devam etmeye başladık .aşkımız dediğim birbirimize üzüm yedirmek ve saçmasapan ''ablaa lubla lublub lublaa yes yes ...'' diye başlayan ve ''....sisimoni fıstık ''ile biten (sisimoni ne lann ? ) ,dünyanın en gereksiz el şaplatarak oynanan oyunlarına devam ettik .ama dünyanın en mutlu çiftiydik ,kıskançlık,yalan,trip,cinsel hayat *swh~ hiçbişi yoktu .bi kaç yaz biz beraber devam ettik böyle.sonra bu her yaz gelememeye başladı .her güzel şey gibi bu da bitti bi süre sonra ..duydum ki şimdi 2 çocuğuyla almanya'da mutlu mes'ut yaşıyomuş ,hep mutlu olsun ilk göz ağrım ,ne zaman biri müzik kutusu dese o aklıma gelir benim .mutlu ol leyla ,ömür boyu unutmucam seni ..

    geçen gün ablamlara gitmiştim ,oturduk amerikan salatası yiyoruz,aklıma geldi ,''küçükken senin bi müzik kutun vardı onu ben senden habersiz alıp leyla'ya vermiştim abla :( dedim .o da '' biliyorum '' dedi ..gülüştük ..'' koyuyim mi bi tabak daha''dedi .''yok abla sağol tabağım var zaten''dedim .kolumu cimcikledi.hayır ne dedim ki şimdi ben ?
    1 ...
  16. günün sözü

    7164.
  17. o kadar çok şehidimiz var ki toplanan paralar şehit yakınlarına bölünse bile elle tutulur bir miktar olmuyor.
    0 ...
  18. serkan keskin

    146.
  19. bakın bu adamın tiyatrolarını izleyin, metot'u izleyin, cimri'yi izleyin, kuşlar'ı izleyin.
    semaver kumpanya'nın elinden çıkan bütün işleri izleyin. bu adamlar tiyatroyu severek yapıyorlar, içlerinden geldiği gibi, yapılabilecek en güzel şekliyle yapıyorlar. piyasada serkan keskin gibi tiyatrocular çok az kaldı, kıymetini bilelim.
    0 ...
  20. en iyi yol filmleri

    11.
  21. Filmlerde aram iyidir, hepsi kısmen yol filmi olmasa da, buyrun listem aşağıdaki gibidir:

    (bkz: into the wild)
    (bkz: brokeback mountain)
    (bkz: wild)
    (bkz: before sunset)
    (bkz: before sunrise)
    (bkz: herşey çok güzel olacak)
    (bkz: bab aziz)
    (bkz: yol)
    (bkz: im juli)
    (bkz: limonata)
    (bkz: true romance)
    (bkz: little miss sunshine)
    (bkz: big fish)
    (bkz: everythink is illuminated)
    (bkz: thelma and louise)
    (bkz: bir zamanlar anadolu'da)
    (bkz: mad max fury road)
    (bkz: the motorcycle diaries)
    (bkz: the way back).
    0 ...
  22. sözlük yazarlarının film tavsiyeleri

    3065.
  23. nueve reinas,
    el cuerpo,
    hable con ella,
    sleep tight,
    hodejegerne,
    la cara oculta,
    the beach,
    serçelerin şarkısı,
    süreyyayı taşlamak,
    cennetin rengi,
    cennetin çocukları,
    baran,
    fanaa,
    ghajini,
    my name is khan.
    0 ...
  24. itiraf ediyorum

    200.
  25. hayatımda kendimi yalnız hissettiğim anlar oldu evet, ama bu aralar olan en şiddetlisi sanki. kendimi uzay boşluğunda gibi hissediyorum. sinemaya gidiyorum haftada 3-4 gün. her gişe görevlisi bir kişi mi diyo inat edercesine. ulan etrafımda kimse yok işte niye yüzüme vuruyorsun. sinemada çiftler görüyorum sanki bana inat gözümün içine bakarak öpüşen. hatta 3-4 tane çiftin fotoğrafını çektim. sinema ve tiyatro öncesi bi cafede oturmuş beklerken, karşımdaki sandalyeyi ''boş mu acaba'' diye almalarına artık alışkınım. iki kola bi mısır mı diye sormalarına da alışkınım. bi kola bi mısır diyorum. arabayla bir yere giderken, gördüğüm çiftlerin gülümsemelerini slow motion'a alarak izliyorum. umarım hepsi mutlu olur. bazen çoğuna içimden diyorum ki, bir gün ayrılacaksınız çok bağlanmayın. akşam işten eve geldiğimde sinemaya gitmediğim günler film açıp giriyorum yatağın içine, bazen ispanyol sineması, bazen iran, bazen Kore, bazen iskandinav. artık ne bir akrabaya gidesim var, ne de bir eşe dosta. noluyo lan bana.
    2 ...
  26. sinemia

    16.
  27. 7 aydır kullandığım ve bir kere bile beni mahçup etmemiş uygulama, haftada ortalama 3 kere sinemaya giden biriyim, benim gibi fazla sinemaya giden biri için çok mantıklı bir uygulama. dezavantajı: yanıma arkadaş bulamadığım için çoğu filmi tek izlemek zorunda kalıyorum, sinema arkadaşı olmak isteyenler varsa haberim olsun, oturur iki medeni insan gibi filmimizi izler çıkarız.
    (yer: ataşehir, kadıköy, maltepe, sancaktepe, kartal, pendik ve civarları olabilir )
    (cinsiyet farketmez, insan olsun yeter)
    3 ...
  28. rang e khoda

    19.
  29. " Öğretmenimiz dedi ki: ‘Allah görünmezdir.’ O her yerdedir, O'nu hissedebilirsin.O'nu parmağının uçlarını kullanarak hissedebilirsin. Allah'ı bulana kadar ellerimle her yere dokunacağım ve bulduğumda da kalbimin bütün sırları dahil her şeyi anlatacağım."(Rang e Khoda )
    0 ...
  30. en iyi blog sayfaları

    6.
  31. sözlük yazarlarının itirafları

    131288.
  32. yazmalı kız.

    Karadeniz turumdaki son il olan Kastamonu’ya gitmek için Tosya’ya sabah saatlerinde varıyorum. Hava kapalı, her an yağmur yağacak gibi. Güzergahım Tosya-Kastamonu, ardından da Kastamonu-Cide. Tosya’da bir benzin istasyonuna Kastamonu’ya nereden otostop çekebilirim diye soruyorum. Bir adam duyuyor beni marketin içinde, gel seni atayım o tarafa gidiyorum diyor. Adamın Range’ine biniyoruz, kısa bir yolculuktan sonra beni müsait bir yerde indiriyor. Hem otostop çekiyorum, hem yürümeye devam ediyorum. ileride yolun kenarında bir ev görüyorum. Kovboy şapkalı amca bahçe işleriyle uğraşıyor. Yolun diğer tarafındaki elma ağaçlarını göstererek ‘’Elma alsam helal olur mu’’ diye soruyorum. Adam da bahçenin kendisinin olmadığını söylüyor. Eyvallah diyip yola devam ediyorum, biraz yürüdükten sonra arkamdan sesleniyor elinde birkaç tane elma ile: ‘’ Bir bardak ayran iç oğlum, için yanmıştır şimdi senin bu çantayla’’. Bahçeye davet ediyor beni. Mustafa amca ile sohbet ediyoruz kısa bir süre, tüm karadenizi otostopla dolaşıp kamp yaptığımı, şimdi de güzergahımın Cide olduğunu söylüyorum. Bu güzergahın pek tekin bir yer olmadığını, dikkat etmem gerektiğini de tembihleyerek yolcu ediyor beni. Elma, birkaç dilim köy ekmeği, ve bahçe domateslerini de çantama zorla tıkıştırarak yoluma devam ediyorum. ileride güzel bir yer bulup domates ile köy ekmeği yerim diye düşüne düşüne yürüyorum. Ardından yağmur yağmaya başlıyor. Yol kenarındaki evlerden birinin verandasına sığınıyorum. Bahçesi çok geniş, samanların üstüne atıyorum kendimi, çantayı çıkararak oturup dinlenmeye karar veriyorum. Domatesi çantamdan çıkarıp pantolonumda silerek bi ısırıp atıyorum. Tam o sırada bir minibüs duruyor evin önünde. Anne kız olduğunu tahmin ettiğim iki kişi iniyor minibüsten. Yaklaşık 50 metrelik patika yolu koşarak evin önüne varıyorlar, beni görünce haliyle ikisi birden korkuyor. Hemen onlara yağmura yakalandığım için bahçelerine sığındığımı, yağmur dinince gideceğimi söylüyorum. Zararsız olduğuma inanmış olacaklar ki, hiçbir şey demeden evlerine giriyorlar. Eve girerlerken kadının kızıyla göz göze geliyoruz, yazmasının altında gözleri o kadar parlıyordu ki yağmurda, böyle sahnelerin sadece filmlerde olduğunu hayal ediyordum. Onlar içeri girdiğinde yarım kalan domatesi mideye indiriyorum. Aradan 5 dakika geçer geçmez kadın pencereden beni içeriye çağırıyor: ‘’ Bişeyler yiyeceğiz oğlum, gel sen de atıştır açıkmışsındır’’. Rahatsız etmek istemediğimi söylüyorum ama çok ısrar edince kabul etmek zorunda kalıyorum. içeri giriyorum, camın kenarında elinde tesbih ile bir nine oturuyor, birisini bekliyor gibi hep uzaklara bakıyor. Yada özlüyor gibi, hiç konuşmuyor, sadece tesbih çekiyor. Duvardaki saat, eski fotoğraflar, halılar, mobilyalar o kadar güzel ki büyüleniyorum ben bir süre odanın içinde. Yer sofrasında kahvaltı yapıyoruz, sofrada bir tek kuş sütü eksik, hayatımda yaptığım en güzel kahvaltı şüphesiz. O nasıl bir baldı öyle ? Peki o patatesli yumurtaya ne demeli ? Başını hiç kaldırmayan yazmalı kıza bakıyorum, yanakları al al olmuş utancından. O sırada yıldırım aşkına inanmayan benim fikirlerimi bile değiştirecek, evliliği hiç düşünmeyen benim gibi birine bile hayaller kurdurabilecek kadar güzel olduğunu görüyorum. Onlara da kısa yol hikayemi anlatıyorum. Kahvaltı biter bitmez teşekkür ederek yolumun uzun olduğunu söyleyip izin istiyorum. Ninenin huzur kokulu elini öpüyorum. Aşağıya inerek çantamı, çadırımı ve matları ayarlıyorum. Tekrar teşekkür edip yola koyuluyorum. Bir süre sonra bir araç beni alıyor, Kastomonu’ya kadar onunla gidiyoruz. Beni Otogar’ın kenarında bırakıyor. Daha sonra bir araçla Devrekani, diğer bir araçla Seydiler, diğer bir araçla Ağlı’ya kadar gidiyorum. Ağlı’da akşam oluyor. Ağlı şehir merkezini geçip (Şehir merkezi dediğim 1500 nüfuslu ufacık bir yer) bir süre daha yürüyorum. Akşam olduğu için pek gelen giden yok, geçenler de durmuyor haliyle in midir cin midir diye düşünerek. Yolun kenarında küçük 10 haneli bir köy görüyorum. Oraya gidip caminin bahçesine oturuyorum. Cide’ye yanına gideceğim arkadaşı arayıp Ağlı’ya yaklaşık 2-3 km ilerideki bir köyün camisindeyim diyorum. Cide Ağlı arası 83 kilometre. Onu beklerken konuşmasından içmiş olduğunu düşündüğüm bir adam geliyor yanıma arabasıyla. Köyün muhtarıymış, kimsin nesin diye soruyor. Akşam olduğu için yolda kaldığımı, Cide’den arkadaşım gelene kadar burada oturup bekleyeceğimi söylüyorum. Hiçbirşey söylemeden arabasına güç bela binip yola devam ediyor. Aradan 5 dakika geçer geçmez elektrikler gidiyor. Etraf zifiri karanlık oluyor. Ardından 2-3 tane polis arabası caminin önünü kapatıp farlarını bana doğrultuyorlar. Ellerimi kaldırıp yere yatmam gerektiğini söylüyorlar. Kimlik kontrolü ve üzerimi aradıktan sonra çantamdaki herşeyi yolun ortasına döküyorlar. Ardından çantayı tıka basa toplattırıp karakola geçiyorum. Orada da sorguya çekiyorlar. Ne iş yaptığımı, nerede çalıştığımı, nerelere gittiğimi, herşeyi detaylarıyla soruyorlar. Daha sonra arkadaşım geliyor, ona direk karakola gelmesini söylüyorum. Karakola geldikten sonra onu da çapraz sorguya alıyorlar. Daha sonra zararsız olduğumuzu anladıktan sonra sohbet etmeye başlıyoruz. Uzun zaman sonra bir olay olunca şaşırmış onlarda orda, yemek söylüyoruz, çayları içiyoruz üstüne de. Paralellere küfür edip bize içini döken başkomsere katlanıyoruz bi saat boyunca. Gecenin sonunda, bizim sarhoş muhtarın caminin orda terörist yakaladım diye millete hava atmasını duyup gülüyoruz arkadaşla. Alacağın olsun ayyaş muhtar ! Terörist he ? Daha sonra da polislerle vedalaşıp yola koyuluyoruz. Cide’ye geliyoruz, çantaları deniz kenarındaki eve bırakıp üstümüzü değiştirdikten sonra arkadaş hadi denize girelim diyor. Böyle bir günün üstüne deniz de ne güzel olur lan diye düşünerek koşa koşa denize atlıyoruz. Çarşaf gibi denize yakamoz da eklenince manzara daha bi güzel olmuş. O sıra yazmalı kızı, yağmurdan tebessüm ederek kaçışını, gözlerini, utangaç bakışlarını, sade ayakkabılarını düşünüyorum. O da beni düşünmüş müdür acaba ? En azından o gece ?

    Not: Yol fotoğraflarım için bkz. instagram: pazartesigiydimfesi
    8 ...
  33. sözlük yazarlarının itirafları

    129752.
  34. geçen gün facebooktaki benim de içinde olduğum bir grubun düzenlediği bir tanışma partisi vardı, partiye gitmek için verilen parayı hesaba yatırdım, parti günü geldiğinde mekanın önündeki kalabalıktan ayrı bir yerde bekledim bir süre, kimseyi tanımıyordum, herkes sarmaş dolaş, kahkahalar, muhabbetler, sohbetler, espriler falan..gözlerimi slow motion moduna alarak uzun süre izledim milleti. telefonumla uzun zamandır aramadığım arkadaşlarımı aradım bir saat boyunca, içeri de girmedim, mal gibi durdum bi köşede, ben o gün kendimi gerçekten çok yalnız hissettim. birileriyle tanışabilmek için hiçbir adım atmayıp herşeyin ayağına gelmesini bekleyen embesilin teki olduğumu söylenip durdum. üniversitenin ilk günlerinde herkes yavaş yavaş birbirleri ile tanışırken, kulaklığı çıkarmayıp cool olucam havası takınan kapşonlu ergenin teki gibiydim. grubun facebooktaki duvarına acil işimin çıktığını, ve biletimi durumu iyi olmayan birinin kullanmasını söyledim. istiklal caddesinin ara sokaklarına girdim, boş boş dolaştım uzun bi süre, pişmiş kestane aldım biraz, suriyeli iki çocukla yedik bir güzel, tramvay gelince arkasına takılıp gözden kayboldular kalabalığın arasında, yine yalnız kaldım amk, eve gidip iran filmi izledim, film de şansıma öyle bir filmmiş ki karı gibi ağladım, zıbarıp yattım sonunda parti fotoğraflarına bakarak..
    6 ...
  35. diğer gezegenlerdeki kilonuzu hesaplayın

    1.
  36. http://www.exploratorium.edu/ronh/weight/
    yukarıdaki sitede görüleceği üzere hangi gezegende kaç kilo olacağınızı gösteren hede.
    eğer bir gün giderseniz yanınıza patates, koli bandı ve naylon muşamba almayı unutmayın tabi. (bkz: the martian)
    0 ...
  37. samsun

    985.
  38. bugün akşamüstü istanbuldan otostopla gitmeyi planladığım şehir. şans dileyin bana.
    5 ...
  39. yaran capsler

    1590.
  40. http://i.hizliresim.com/AqmJGv.jpg

    ilk caps'imi az önce Yaptım, olum güzel diyin lan, kursağımda kalmasın uğraştım o kadar.
    9 ...
  41. ata demirer in 23 yıl önceki hali

    1.
  42. Grup vitamin'in ismail şarkısındaki klibinde oynamış zamanında, yorum bile yapamıyorum lan, yazamıyorum bişey ellerim titriyor emenike.
    https://www.youtube.com/watch?v=xyfxN6XvQ5U
    1 ...
  43. yazarların şu an içinde olmak istediği film

    63.
  44. sözlük yazarlarının itirafları

    123830.
  45. 3. oyun değişikliği ile oyuna girip sakatlanan ve canı yanan futbolcu gibiyim, gökyüzüne beni değiştirin işareti yapsam da kimse cevap vermiyor..
    7 ...
  46. halkların demokratik partisi

    613.
  47. Hiçbir partiye karşı sempatim yok, fakat nefret ettiğim bir parti varsa o da hdp'dir, şehit olan askerlerimiz siz oy verin de hdp barajı geçsin diye mi şehit oldu, bunun hesabını oğlu şehit olan analara nasıl vereceksiniz ? illa bi yakınınız şehit olunca mı anlayacaksınız ? Bebek katillerine oy verecek kadar mı başka bir partiden nefret ediyorsunuz ?
    8 ...
  48. sözlük yazarlarının itirafları

    122008.
  49. Son bir ayda önce babamı, sonra iki akrabamı kaybettim, işin en kötüsü ne biliyor musunuz ? Geçen gün eve gelen ve babamın vefat ettiğini bilmeyen bi adamın "baban evde mi la ?" diye sorması, işte o an şu ana kadar hayatımda en kötü hissettiğim andı, adama cevap veremedim, Olduğum yere çöktüm, ağladım. Annem geldi, o da ağladı, Çalan Zile aldırış etmeyerek, koridordaki babamın askerlik fotoğrafına bakarak ağladık bi süre, hâlâ yaşayan bi babanız varsa onu çok sevin ve özellikle sevdiğinizi belli edin, yoksa çok pişman olursunuz..
    35 ...
  50. fakir olduğunuzu anladığınız an

    2.
  51. taksiye binince dışardaki manzarayı seyredemiyorum, kafam hep 10 saniyede bir taksimetreye gidiyo.
    21 ...
  52. gecenin sözü

    2996.
  53. En hızlı olgunlaştığın gün, babanın öldüğü gündür.
    -26 Nisan 2015 gecesi-istanbul.
    10 ...
  54. bu devirde mühendis olacak kadar alçalmak

    4.
  55. Bu devirde mühendis olacak kadar alçalmak başlığını açacak kadar alçalmak.
    1 ...
  56. babanın ölmesi

    739.
  57. buraya ilk kez ciddi bişey yazma ihtiyacı hissettiğim başlık.
    arkadaşlar, bakın ben 28 yaşındayım. ve babamı bir ay önce 58 yaşında bi anda kaybettim, işyerinde bi telefon geldi, babanın kalbi durmuş dediler, nasıl hastaneye gittiğimi (gidebildiğimi) allah bilir bi, 4 gün süren bekleyişin ardından 26 nisan pazar akşamı aramızdan ayrıldı, mekanı cennet olsun. şimdi baban ölmüş tmm da niye buraya yazıyorsun diye soracaklar bundan sonraki kısmı dikkatle okusun.
    -hani yaş ilerledikçe babanla arana bi soğukluk girer de sen böyle ona küçükken yaptığın gibi sarılamazsın ya, işte ne yapın edin araya o soğukluğun girmesini engelleyin.
    -işten döner dönmez sadece yemekte babanla vakit geçirip odana çekilme, onunla biraz vakit geçir, sohbet et.
    -babanla ilgili düşündüğün ve yarın yaparım dediğin ne varsa hepsini bir an önce faaliyete geçir.

    aslında çok şey var da yazacak, bunları yapsanız bile yeterli.

    şimdi, bu yazıyı okuyan herkes ama herkes akşam eve gittiğinde babasının elini öpsün, boynuna sarılsın, babanız da şaşırsın, olum ne istiyosun söyle hadi falan diye şaka yapsın, yüzündeki şaşırmış ifadeyi hissedin, o sevinci görün, oturup sohbet edin hiç etmediğiniz kadar, s.edin interneti karıyı kızı iki saat ölmezsiniz. beni tanımasanız da benim için lütfen bunu yapın.
    14 ...
  58. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük