şimdi bunlar mckinsey şirketi ile beraber bir ekonomik plan hazırlıyorlar. artık kim bundan rahatsız olduysa deşifre ediyor. toplumda infial oluşuyor ya da oluşturuluyor. erdoğan kürsüye çıkıyor ve mckinsey anlaşmasını tanımadığını söylüyor. herkes mckinsey anlaşması ortadan kalktı zannediyor. anlaşma var mı yok mu tabi bilemiyoruz, hala.
ardından daha önceki sunumda açıklanan enflasyon planı tekrar gündeme çıkarılıyor. amaç, hem mckinsey algısını yıkmak hem de tüik'e atadıkları adam enflasyonu ileride düşük gösterdiğinde izledikleri ekonomik adımlar başarılı gözüksün.
izlediğiniz politika ne şeffaf ne de halktan yana. valla böyle cinliklerle hinliklerle fazla uzağa gitmez bu gemi berat bey kardeşim, gitmez. rothschild'in gemisi titanic'tir, sizi refaha değil felakete götürür...
dün tv'de ali ece'ye alenen ''bu comolli nereli'' demiştir.
yahu neredeyse her gün ekranlara çıkıp yorum yapan bir adam, üstelik fenerbahçe'nin eski kaptanı, dört ay önce gelip fenerbahçe futbol takımını yönetmeye başlamış bir adamın hangi ülke vatandaşı olduğunu nasıl bilmez ya.
yabancı sermaye kaçmadan önce ortalık karıştırılır, suçlu geziciler olur, ihale onlara kalır...
abd ekonomi politikasını değiştirir, türkiye'de döviz yükselir, suçlu yastık altında dövizi olan üç beş gariban olur. ihale onlara kalır.
merkez bankasında 70 milyar doları olan bir ülke 70 milyar dolar vaatle bir organizasyona talip olur, kaybeder, suçlu her gün yaptığı gibi et kesip 10 saniye görüntü veren bir kasap olur.
bundan sonra benim için ''kovulduktan sonra mahfi eğilmez'''dir.
bu halk yıllarca televizyonda senin ekonominin gidişatı hakkında eleştiri beklerken sen top çevirdin şimdi kapının önüne koyulduktan sonra orada burada vızıldıyorsun.
68 sene yaşamışsın ama sadece kendi istikbalin için yaşamışsın be mahfi.
halkın adamı falan değilsin erdoğan, patronların adamısın. 15 yıldır yandaşlarına ihale dağıtıp halkın fakirleşmesine ve gelir adaletsizliğinin katlanmasına sebep olan kişiye ben halkın adamı demem, demiyorum, demeyeceğim...
ekonomik çöküşün alıp yürüdüğü, avm'lerin teker teker kapanmaya başladığı, halkın kuru soğana muhtaç kaldığı bu dönemde böyle bir israfın olabileceğine inanmak istemiyorum.
31 mayıs 2018 günü 3.2 milyar lira iken bugün kur artışı sebebiyle muhtemelen 4.5 milyar lira olmuştur. iki ayda durduk yerde 1.3 milyar lira zarar. felaket.
tabi bu borç rakamı euro olarak açıklandığı için bende o şekilde bir hesaplama yaptım. kime hangi dövizden ne kadar borcu olduğunu normal olarak bilemiyorum.
tam bir çadır tiyatrosu izliyoruz. türkiye'nin her geçen gün biraz daha amerikanlaştığı bu günlerde sırf gerçeklerin perdelenmesi için bu sahte ortamı üretiyorlar.
abd ve ingiltere ortaktır. ingiltere ile bu kadar iç içe olan bir hükümetin amerika ile kavga halinde olduğuna ancak salaklar inanır. salak olmayın.
gördüğüm en başarısız siyasetçilerden biri. siyasetçi dedim ama belki de stand-up'çı demeliydim, neyse.
açıkçası bana itici ve güvenilmez gelmiştir. gürültülü bir erdoğan karşıtlığı ve ne olduğu tam anlaşılamayan bir iki söylem dışında halka bir mesaj verememiştir. milletvekilliği hariç devlet kademelerinde bir makamı doldurmamış olması bence en büyük eksilerinden biriydi. chp gibi sabah akşam liyakat diyen bir partinin böyle bir aday tercihi bence söylemleriyle tezat oluşturdu.
sonuç olarak bu şahsın aday olarak ortaya atılması bence en çok daha önce içişleri bakanlığı yapmış, meclisi yönetmiş meral akşener'in önünü kesmiştir. bu bilinçli bir planlama mı yoksa başarısız siyasetin sonucu mu, biraz da siz düşünün.