ilk zamanlarında milli edebiyat akımının izini sürmüştür.bu yüzden milli edebiyattan kesin çizgilerle ayıramıyoruz.milli edebiyat yazarları cumhuriyetin ilk yıllarında da eserler vermiştir.
milli edebiyatla başlayan halka inme, anadolu'yu tanuma çabası bu dönemin edebiyatında ana ilkelerden olmuş,türk halkının her kesimi edebiyata girmiştir.
ilk dönem eserleri değişen siyasi, sosyal ve kültürel çerçevenin etkilerini taşır.bu eserlere kurtuluş savaşı ve atatürk devrimleri damgasını vurmuştur.yeni kurulan devlet ile yapılan bazı inkılapları halka tanıtmak ve benimsetmek görevi cumhuriyet dönemi sanatçılarına düşmüştür.sanatçı siyaset kurumu ile halk arasında bir köprü olmuş, yenilikleri yorumlamış, açıklamış ve savunmuştur.
dildeki sadeleşme hareketi iyice yerleşmiştir.yazı diliyle konuşma dili arasındaki fark ortadan kalkmıştır.
aruz ölçüsü bırakılarak hece ölçüsü kullanılmıştır.
şiirlerde günlük konuşma dili kullanılmıştır.
şiirde ve düz yazıda konular genişlemiş, mekanlar çeşitlilik kazanmıştır. artık edebiyat istanbul'un sınırlarını tamamen aşmış, anadolu'ya daha çok yer verilmeye başlamıştır.
roman ve hikayelerde toplum sorunları gözleme dayanan bir gerçeklikle anlatılmıştır.
insan belirli gereksinimlerini otomatik olarak karşılayabildiği bir sisteme sahiptir. Bu otomatik uyum sürecine hemostatik mekanizma denir. işlevi fizyolojik dengeyi sağlamak ve hemostastisi sürdürmektir. örneğin vücut sıcaklığı yükseldiğinde terleme yoluyla vücudun sıcaklığı düzenlenir.
14.yüzyılın sonlarında yazıldığı tahmin edilen atlar ve veterinerlikle ilgili bir kitaptır.arapçadan tercüme edilmiştir.eserde atların faydalı ve zararlı halleri,sıfatları,huyları ve at hastalıklarıyla tedavi yolları anlatılır.
15.yy.başlarında yazılmış arapça-türkçe bir sözlük ve gramerdir.sözlük bölümünde arapça kelimeler alfabetik olarak sıralanmış her harfte önce isimler sonra fiiller ve bunların türkçe karşılıkları verilmiştir.gramer bölümünde morfoloji ve sentaks konuları yer almaktadır.
hz.muhammed'in miracını konu edinen mensur bir eserdir.14.yüzyılda yazıldığı tahmin edilmektedir.osman f. sertkaya tarafından eser üzerine yapılmış bir doktora çalışması vardır.
harezm-kıpçak türkçesine ait eserlerden biridir.zemahşeri tarafından kaleme alınmıştır.arapçayı öğretmek üzere yazılmış kelime ve kısa cümlelerden ibarettir.arapça kelime ve ibarelerin altına harezm türkçesi,farsça,moğolca,çağatayca,osmanlıca gibi dillerde anlamları yazılmıştır.en eski nüshaları harezm türkçesi ve farsça ile tercümeleri olan nüshalardır.
uygurlar çağı türk edebiyatı'nın en önemli isimlerindendir.altın yaruk'ta lirik bir eda taşıyan ve ağıtı andıran şiirleriyle kuvvetli şairliğini gösterir.
altay dilleri teorisi;türk,moğol,tunguz,kore ve japon dillerinin ortak bir kökten çıktığını ve bunların akraba olduğunu kabul eden teoridir.bu teorinin başlangıcı 1730'lara kadar gider.ilk çalışmalarında altay dilleri başta ural dilleri olmak üzere başka dillerle de birlikte ele alınmışsa da 19.yy sonlarından itibaren genellikle altay dilleriyle sınırlandırılmıştır.