patolojikhisteri
45 (uyuyan dev)
altıncı nesil silik 1 takipçi 7.90 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    götten yedim mutluyum

    1.
  1. cebrail in oku demekle kastettiği

    1.
  2. bana demedi ama ben durmadan okuyorum anlamadım.galiba ahmet altan ya da cezmi ersöz e demiş olabilir.
    1 ...
  3. ümmüşen

    1.
  4. sezenler olmuş parçasıyla kalbimize eski pers ordusunun oklarını sokan sanatcı bakın sanatcı dedim şarkıcı demedim.
    4 ...
  5. birayı çakmakla açmak

    25.
  6. şişe birayı dışarda ya da evde içiyorsan ve yanında açacak yoksa yapılan durumdur.bazı hatunlar ağızları açık izlerler.
    1 ...
  7. korsan cd satıcısını vurmak

    1.
  8. kesinlikle alınan pornoda akraba çıkmıştır ya da memnun kalınmamıştır. bir pornodan insan ne bekler ya.
    0 ...
  9. sözlükte online

    ?.
  10. çokta bir yerimde olmayan olaydır.
    (bkz: o nedir ya)
    0 ...
  11. üniversitenin ilk günü kız tavlamak

    1.
  12. bu eylem birinci sınıflar için zor olsada ikinci ve üçüncü sınıflar için biraz daha kolaydır,dördüncü sınıflar zaten hayatın tokadını yemiş kara kara düşünen gencecik ölülerdir.okula gidilir okulun önü herzaman ki gibi kalabalık ve güzel hatunlar/erkeklerle doludur "ulan bu sene paso sevişecem ortamın varsa anasını sikicem" diye kendinize yeminler edip durursunuz hatunların kalçalarına,erkeklerin arabalarına baka baka ders kayıt işlemini yaptırmaya koyulursunuz.tam içeri girerken hoş bir hatun bir dakikanızı ister ve size e kapısının nerede olduğunu sorar sizde mal mal kızın yüzüne bakıp bilmem dersiniz ve ettiğiniz yeminler kaybolur,bu senede okula mal gelir mal gidersiniz...
    aman canım her şeyde sevişmek değil ya,aşk da güzel bir şey.
    4 ...
  13. şükrü kara

    ?.
  14. istanbul aydın üniversitesi radyo tv bölümü başkanıdır.kendisinin ses tonu insanı o kadar dinlendirirki sanki bir müzikalden çıkmışsınızdır,sınıfta ve odasında görmek istemediği üç şey vardır 1)şapka 2)sakız 3)poşi.üçüncüsünü siyasal olarak görüyorum ama olsun oda candır sevilmesi gereken bir insandır.
    1 ...
  15. unuttum dediğin anda ce ee diyerek ortaya çıkanlar

    1.
  16. Kimi sevsem, onun hep uzakta bir sevdiği vardı, unutamadığı ilk aşkı ya da onu terk edip giden sevgilisi... Kimi derinden sevsem, o da bir başkasını derinden hatırlardı. Öylesine çok sevdim ki onları, başkalarına duydukları sevgiyi anlatmalarını, sessizce, içim acıyla kanayarak dinledim. Beni yitirmekten hiç korkmadılar: çünkü onlara göre fazla iyiydim;bu yüzden ilk anda vazgeçilebilirdi benden.

    Beni terk edenlerden tek bir isteğim olurdu. "Ne olur, bir daha beni aramayın! Çünkü ben kolay unutamıyorum. Çünkü ben size duyduğum o akıl dışı aşk yüzünden keder bahçemi dağıtıyorum. Çocuklugumun o güzel bahçesini. " Böyle derdim onlara ama yine de ararlardı beni... Soluksuz ve umutsuz kaldıkları bir gece mutlaka akıllarına ben gelirdim... O, yedek sevgili!...
    0 ...
  17. bileklerini kesen sevgili

    1.
  18. neden kesilir bilinmez,sevgilinin ruh haline bağlıdır ama kötü bir durumdur.saatlerce içki içilir,sonra eski sevgili aranır,yalvarılır,karşı taraf hayır der jiletleri bileklerine vurur ve bekler ve tam kendine geldiği anda şu anda ki sevgilisini arar beni kurtar diye.bu film sonu ya taksim ilk yardımda biter ya da şişli merkez camisinde.
    1 ...
  19. aşık olunmamış kadınlar sevmek

    ?.
  20. zor bir durum olsada üstüne düşülmesi ve hatta tez hazırlanması gerekir.neden aşık olunmaz bir kadına her şey güzellik midir,sex olmadan ilişki yürümez mi,aşkta mı gizli faşizm yoksa insadan mı? sorularına da cevap verilmelidir.
    1 ...
  21. bir ihtimal bile yok

    ?.
  22. 18 Ağustos yani bugün,yani oturup denizi izlediğimiz gün...Hani durmadan beni aşağaladığın zamanlardan birtanesi...
    Anladım,birlişme ihtimali yok;ve anladım ki hayat bana tokat atma fırsatını hiçbir zaman kaçırmaz...Kaçırmak istemez.
    Neyin cezasını çektiğimi düşünüyorum,cevabını buluyorum...
    Cevabı kalabalık getto masallarında...
    Cevabı tanrı beni cezalandırıyor,madem inanmıyorsun al sana bu kadar acı...Sakın ,sakın vazgeçme tanı ve yaşa bu acıyı diyor...Evet tanrı benimle konuşuyor sevgilim...
    Anladım,telefonda ki ses benden daha önemli ve ben sadece senin hayatında bir kül tablası olarak yaşamımı sürdürebilirim,ve en fazla tükürebilirsin bir kül tablasına...
    Anladım ağaçlar toprağa acı verdikçe büyüyorlar...Birlikte,birleşme,yeniden sözcükleri yok bizim için;benim için...Bu sevgi ancak filmlerde,romanlarda varmış ben kelimelerden kule kurmaya çalışıyormuşum...Ve en cılız rüzgarlar bile yıkarken kulelerimi kendimi tanrı görmeye az kalmışken ve sen daha şehiri tanımıyorken,ben esrar gibi burnumu çekiyorum ağlamamak için...Hem artık "saçmalayan" bir zamandan başkası olamam senin için...
    Eminim hayatını başka bir insanla birleştirdin,şaşırmıyorum...Benden ancak bir kültablası olur senin için başka bir hayal ancak ben kurduğum zamanlarda çoğalabilir...
    Seninle belki bu son görüşmemiz olacak,ama emin olabilirsinki tüm yağmurlar ben olacağım ve senin üzerine yağmak için sonbaharı beklemeyeceğim...Bir tek seni sevdiğim doğruydu ve bu doğru bana bir kaybedişe mal oldu...
    Ve en sevdiğim filmden...
    "Şu amınakoyduğumun hayatında herkesin inandığı bir şey vardır,benimkide sensin işte..."
    0 ...
  23. tekila bira

    1.
  24. eğer kaldırıla bilirse çok güzel başlanacak içki.
    1 ...
  25. ruhat kaya

    ?.
  26. kendisini taylor durden sanan ve sürekli dövüş kulübü filmini izlyen gazi mahallesinde bulunan yaren cafede 15236842 yıldan beri çalışan,bingöl doğumlu elemandır.birde masalara gelip sigara almasa var ya on numara olacak.
    0 ...
  27. küçük iskender paris

    1.
  28. Paris

    bu kartı sana paris’ten atıyorum

    çok türkçe bir aşkın ortasında
    çok türkçe bir yağmurun mağarasında
    çift kâğıtlının son dumanına sinen erezyonda
    kelimelerden
    beni aşağılayan, bir hiç yerine koyan kelimelerden
    ve tehlikeli, korkunç hayvanlardan kurtulduğum,
    kendime doğru
    bir çıkış yolu bulduğum
    güzel bir zamanda..

    bu kartı sana paris’ten atıyorum:

    bugün mavinin ayrı bir havası
    bugün rüzgârın özel bir şıklığı var,
    bugün kuşların yaşgünü çünkü sevgilim!
    bugün kuşlarla senden, senin
    o çok efkârlı ellerinden konuştuk uzun uzun
    bugün kuşlarla senin resmini çizdik
    bütün karakol duvarlarına
    biraz sandviç yedik, biraz su içtik seni düşünerek
    allahına kadar fırlamaydık senin anlayacağın
    bugün kuşların yaşgünü çünkü sevgilim
    bugün kuşlara senin ismini armağan ettim!

    gereksiz eklem ağrıları ve kriz değil midir
    ışıksız gözlerime bir nebze kan
    pul pul olmuş tenime enjektör kapanları kuran,
    duran
    sonra yürüyen
    sonra bir daha duran
    seyyah kalbime tüm ihtişamıyla boşalan
    hap niyetine sıcak elektriğin doludizgin sersemliğinde
    üşürken, açken
    kolları kısa ceketimin yakalarını kaldırırken
    sorgumda soruyorum bunları, hep soru kalanları:
    niye ayrıldık (cevabı kullanılmış, aids riski taşıyor)
    nasıl sustuk (cevabı, kalabalık getto masallarında)
    niçin birbirimize çarpa çarpa bir suça ortak olduk
    şimdi hangi dozda hangi ekolde zırvalıyorum
    sokaklarda mora mor çalan dönme bir gitaristken
    koşabiliyor muyum, nefes alabiliyor muyum, sıçabiliyor muyum
    dehşetli yerlerimden
    en karanlık gizlerimden çalakalem vurulmuşken
    otuz üçünde kahpe bir anarşist
    sırtında yetmiş yedi hançer yarası
    bir polisten tokatlanmış magnum ve ben
    gece camlarını, orospu.mlarını yumruklarken
    ya da

    çıplak ayaklarımla boş ilaç şişelerini ezerken
    her yer, herşey kırmızıya boyanırken duruluyorum
    ölmek üzere olan birin üstünde dönenen
    puşt akbabalar gibi yüzümün üstünde dolanıyor ruhum!
    bu kartı sana ben
    sanırım
    paris’ten atıyorum!

    mamafih,
    niye gelmişim, nerden gelmişim, neden burdayım
    sanki
    ekmeğe karışmışken toprağı özleyen buğdayım!
    sevgilim, ben ne soysuz bir adamım -ki
    kopan mi telinin yerine kurumuş bir gözyaşı takıyorum
    evet! evet!
    koşuyorum, yuvarlanıyorum, bağırıyorum, ağlıyorum
    faşizme yenilmişken
    avla avcının mesafesi daralmışken
    otuz üçünde bozguna uğramış bir devrimci
    kıçında yetmiş yedi.azrak yarası
    bu kartı sana ben
    büyük ihtimal
    paris’ten atıyorum!

    Küçük iskender
    2 ...
  29. cem garipoğlunun ilk gece kaldığı ev

    1.
  30. beylildüzünde bulunan minicik içi dolu fıçıfık olan bir ev.
    0 ...
  31. küçük tayyip in ayakkabıları

    1.
  32. küçük tayyip okula yaya giderdi.okula giderken annem elimden tutmazdı.ayakkabılarım delik deşikti.yağmurda, kışta, sıcakta ayaklarımın kızardığını bilirdim.ve bir gün küçük tayyip başbakan oldu herkesin ayaklarını kızarttı.
    7 ...
  33. ezgi başboğa

    1.
  34. makyajdan yüzünü göremeyeceğimiz insan.
    0 ...
  35. bilinçsizlik

    1.
  36. Nesne, olay ve işlere karşıuyanık bulunmama durumu, şuursuzluk.
    (bkz: fbugrakagan)
    2 ...
  37. bekar sokak

    1.
  38. istiklal caddesinin meydandan girildiği vakit sağdan ikinci sokaktır.oflular kahvesi,old school,tav barın bulunduğu sokaktır.genellikle 30+ yaş turistlerin gittiği mekanlara sahiptir.sokağa girildiğine görülmesi muhtemel insanlar
    (bkz: cezmi ersöz)
    (bkz: mehmet ali nuroğlu)
    (bkz: ezginin günlüğü)
    (bkz: haluk çetin)
    1 ...
  39. istanbul aydın üniversitesi kantini

    1.
  40. genellikle kolbastı ve demet akalın şarkılarıyla sanki istanbul gece hayatının en renkli cluplerini andıran eğitimin yuvasının c blokunun altındaki ışıklı yerdir.gidersiniz bir çay alırsınız ama sizi bar oturakları karşılar ve istemeseniz bile kendinizi amerikan gençlik filmlerindeki sarışın çocuğa benzetirsiniz.birden yanınıza adidas eşortmanlı pembe bluzlu solaryumdan artık kendi tenini kaybetmiş platin sarısı bir hatun gelir,elinde cüzdanı ve ipod telefonu ile sadece çubuk kraker alır ve size bakıp arkadaşına bir şeyler söyler ve gülüp devam ederler.öte yanınıza baktığınızda okulun fırlama tipleri olarak nitelendiren aslında apaçilik bölümünde yüksek lisans diplomasını hiç eğitim görmeden almış olan tipler langırt oynarlar ve yanlarında nasıl oluyorsa yine adidas eşortmanlı pembe bluzlu elinde ipod bulunan hatunlar vardır.hızla düşünürsünüz acaba aynı kız mı diye ama müzik kutusunun yanında da adidas eşortman pembe bluz ipodlu kızlardan üç tane vardır kendinizi kabusta sanır dışarı sigara içmeye çalışırsınız cebinizden winstonu çıkardığınızda herkes size aaa aptala bak ne içiyor der gibi bakar,çünkü diğerlerin elinde ya marlbora light vardır yada dafidof hemen çay almaya gidersiniz yine ama çayın bittiğini istersen sana fropiçino verebileceğini söyleyen sedat pekerin sanki sağ kolu kantinci çıkar.özetle kantine girince yakında dam uygulanması yapılacak üniversite kantini...
    edit:bu sene kantin biraz da olsa değişmiş.
    5 ...
  41. gazi mahallesi yaren cafe

    1.
  42. gazi mahallesinde on yıldan beri bulunan eski eşyaların bulunduğu ve sürekli kendisini yenileyen cafedir.eğer böyle bir cafe taksimde olsaydı yeminlen iyi para kazanırdı,şu anda da zaten üstünü açmışlar sigara yasağını delmişler.
    3 ...
  43. nakipoğlu

    1.
  44. eğer nakiboğlu olsaydı,eski sevgilimin burda olduğunu sandığım entry olurdu...
    0 ...
  45. faris küseyri

    ?.
  46. kendisi edebiyatı yutan garagara yapan insanüstü bir varlıktır.bir yıl boyunca edebiyat dersi aldığım ve örendiklerimden dolayı össde on yedide onaltı yapamama neden olan öğretmen,hayatım boyunca bu kadar karizmatik,eğlenceli,bilgili,entelektüel bir adam görmedim.şu anki yaşamımı yaşamama yardımcı olan yüce kişilik.fakar şiir yazdığı kabul etmiyor.
    0 ...
  47. © 2025 uludağ sözlük