soğuk üşüyorum ellerimin ve ayaklarımın parmak uçları hissizleşmeye başlamış, yavaş yavaş yayılıyor hissediyorum. nefesimin buharı yavaşca süzülüyor havaya nefes almanın yakan soğuklugu acı verene dek. ayak dirseklerim göğsüme çekiliyor yavaş yavaş sonunda o kadar soğuk kesiyorum ki hissedemiyorum kendimi, üşüyorum, donuyorum. tam bu sırada önce ayak uçların ayak uçlarıma değiyor, bacakların bacaklarımın üstünde, kolların üstümü örtüyor ve eğer şanslıysam ellerin ellerimde buluşuyor. Bu kadar tatlı bir sıcak hissitmedim daha önce, beni hayata geri döndürüyor.
gün bitmeden saatler akıp giderken daha özledim seni. buz gibi ayaklarımın, tatlı sıcaķ ayak uçlarının sıcakğıni ozledim sensiz koyduğum her an başımı ve şimdi. nefret ettim.
senden başkasını sevemiycem, bütün zaman kiplerinde. Başkasını sevmek, benim elimde değil. bunun en güzel yanı seni gerçekten sevebilicek kadar şanslı olmam.
bu bilmek sana rahatlık verebilir, bazen de nefret. nefret de sevgiye dahil senin ki değil belki ama senin ki bile benimkine dahil.
2 kere sözlük yazarlarının itirafları başlığına yazdığım için geçtiğim durum. bu yüzden başlığa girip yazamıyorum veya benzer başlıklara. nasıl bir sistemi varsa.
kalp, beyin bile bir süre sonra delirme safhasına geçiyorda kalp azalsada bitmiyor. sanki 812 pıçak darbesi yiyip hala yürümeye çalışan akıl almaz bir olay gibi, fillerin uçmasına bu kadar şaşırmazsınız.
24 yaşındayım, 18 yaşımdan beri her ygs'ye ve lys'ye katıldım. 6 senedir bu sınava giriyorum yani. basit bir matematikle ygs+lys (1 oturum+6 oturum) 7 oturum. yani 7x6= 35 sınava girmişim, bir kaç oturum eksiği olabilir 1 sene girmemiş olabilirim ve ya hepsine. bu sene de lys'de 3 oturuma gireceğim. Çok batah bölümlerler olmasa da 3 örgün, 2 aöf olmak üzere bölüm kazandım (bazılarını unutmuş olabilirim, tercih yapmadığımda oldu).
size vereceğim bir kaç tavsiyem var.
1) heyecan yapmayın. biliyorum çok stres yaşıyorsunuz, bazılarızın belki son seçeneği bile olabilir. inanın sizin insanlığınız kadar bir A4 kağıdı önemli değil. ona yüklenen anlamları kendinizin önüne koymayın.
2) eğer istediğiniz bölümü kazanamazsanız sakın o bölümde okumaya gitmeyin. bunu yapmak sizden maddi ve manevi çok şey götürebilir. sınav stresini bir daha yaşamak istemiyor olabilirsiniz bu çok doğal bir durum. ama bu stresten daha fazlasını sevmediğiniz bir şehirde, sevmediğiniz bir bölümde ve hayaliniz olmayan bir yerde yaşamayın. tekrar hazırlanın, korkmayın.
kalbimin her tarafı kağıt kesikleriyle dolu içini açsan Dünya'ya kıyameti getirecek kadar öfke, üzüntü, keder ve tüm insanlara yetecek kadar büyük bir mezar alanı var.*
bir kova burcu olarak bu burcu tüm gerçekleriyle anlatıyorum şimdi, başka hiç bir kova burcunun yapmayacağı bir şekilde. bu başlığın0 altına girince övenlerle sövenlerin söylediklerinin birbirlerinin tam zıttı olduğunu görüyorsunuz. çok ters adamlar olduğunu yazarlar, öyleyizdir de, genelden çıkarak söylemem daha doğru olur, öyleyim, öyleydi bi kısmım. siz toplanırsınız bir grupla ya da iki kişi diyelim. siz a noktasına giderken bu adam b noktasına gider. bunu neden yapar diye kafayı yersiniz bazıları coolluk der bazıları cinslik işin gerçeği sırf bunu yapabiliyor diye yapar bazen, bazen canı istemediği için, koyunlaşmak istemez sırf istemediği bir yere gitmeyi, topluluğu hoşnut etmek için kabul etmez, silikleşmekten korkar. bazen sırf gidebildiğini göstermek için yapar, bazen aynı şeylerden sıkıldığı için aynı cafeye 10. sefer gitmektense gider tek başına gecenin karanlığında üşüsede çime oturup sigara yakar, cinslik diyebilirsiniz bazen de cinslik yapmak için yapar, dışarıdan bakıldığında da öyledir.
bu adam size sevdiği bişeyi söylesin, anlatırken samimiyetini hissedersiniz, sizi çok sevdiğini söyler tek lafınıza kalkar gider veya sevdiği şeyi o an bırakır. siz güvenilmez dersiniz, dengesizin teki. nasıl kolay gidiyor dersiniz? bu kadar kolay mı? öyle gösterir çünkü.* soğuk gözüküyordur kalbi size belki. hayal kırıklığından bırakır bazen sevdiği şeyi, aslında o kadar duygusaldır ki kendi içinde kaldıramaz. bazende tamamen soğuduğu için gider. güveni yıkıldığı için. bunu anlatması biraz zor, neden gittiğini yani. şöyle bi örnek veriyim. 10 yıllık arkadaşlığı olsun, arkadaşının tek lafına bırakır gider. hatrı hiç mi yok? vardır belki ama o on yılın aptallığını düşünür. bu biraz dediğim gibi, anlatması zor.
egonun vücut bulmuş hali diye düşünebilirsiniz, kendini beğenmiş, ukala. bunları söylerkende bir yandan zekaları hoşunuza gider, aptal olmadıkları bellidir. başkasının 10 kelimede anlattığını 2 kelimede laf sokarak anlatır. bunu yapma sebeblerinden biri savunma mekanizmasıdır. kendi adıma konuşuyorum burda, çok iyi niyetli konuştuğum bir dönemde insanların bunu bana yaptıklarını gördüm, aynı insanlara laf sokunca hizaya geldiklerini. bazen de sırf bunu yapmak için yaparlar, zevk alırlar insanlarla oynamaktan, başkalarının sizinle oynamasındansa ilk kendileri yapmayı tercih eder. güvensizdir. bunun içinde çok kızılır kendilerine, sevdiği insanı da kırabilirler ama diğerlerine yaptıklarının aksine bu kalplerini acıtır. ama haklısın iyi birşey değil. biliyorum.
gizemli adam gibi dururlar. bunun sebebi herşeyi size anlatmadıkları için, siz hala bişeyler olduğunu bilirsiniz, o merak duygusunun peşine düşersiniz. gizemli adam tripleri, aslında baktığınızda fos diyebilirsiniz. bunun için anlatmazlar size. iyi, kötü bişeyler vardır içinde ama size anlattıklarında fos, bu muymuş dediğinizde oluşan hayal kırıklığı. bu iki yüzlülük için, başkalarının duyguları, üzüntüleri sizin hayel kırıklığınız, sadece merakınızı bastırmak için bir araç olamaz. bi adamın içine attığı bir sırrı size anlattığında bu muymuş? derseniz o adamın acısına, sıkıntısına küfür etmiş gibi olmaz mı? güvenmezler kimseye çok yakın bi arkadaşı, dostu bile bu adamın yüzde ellsini bilir en fazla. ayıplaycak olmasanız bile sırdaşlığınıza güvenmez. ama hepsinde de ayrı olarak bazen kendine saklar, derinine bi yere gömer. onu ordan çıkartıp söyleyeceği kişi de hayatında ki en önemli kişidir onun için. bi çabası yok aslında gizemli takılmak için. ben bunu tecrübe ettim, sonra bırak bir sır anlatmayı, dertleşmek bile yok artık. o yüzden de sizin sırrınızı kimseye vermez. kendisinin hoşlanmadığı bir şeyi başkasına açmaz. iyi arkadaş demelerinin sebebi de biraz bu heralde.
tutarsızdır ama plancıdır, rahatcıdır ama üşengeçtir. çok tutarsız özellikler. bunu şöyle anlatıyım. birden ormana gidicem diyip kalkıp gider, kafasına göre hareket eder ama bunu söylerken kafasında yatıcağı yerden, kafasının altına ne koyucağına kadar düşünür, üşenmezsede bunu yapar. dengesiz biraz. ama sevdiği biri varsa hayatında üşendiğini hiç görmedim, ben üşenmedim yani açıkcası.
bu adamla konuşurken haklıyken haksız duruma düşersin, kızarken kızılan olursun, nasıl olduğunu anlamazsın ama olursun. kelimelerle arası iyidir, iyi yönlendirirler konuşmayı. ama haklı olduğuna eminsen, sende emin ol haklısın. ama yapıcağın birşey yok işte. kelimeleri öyle bi yönlendirir ki, ne ara muhabbet değişti diye şaşırırsın. kitap kurdu zannedersin ama alakası olmaz. tek bildiğin şey bu adam hakkında aslında hiç birşey bildiğidir. ama şeytan tüyü var işte yada yetenek.
her konu hakkında bilgileri vardır ama hiç bir konu hakkında da bildikleri yoktur. meraktan herşeyi araştırırlar ama asla o bilginin derinine inmezler. tembellikten, heveslerinin oraya kadar olmasından. aslında biraz can sıkıcı bir durum ama öyle. hem iyidir, hem kötü. alfebeyi a'dan z'ye konu başlıkları olarak düşünelim. ö konusunu açsanız da a konusunu açsanızda söyliycek bişeyleri kesin vardır ama biraz derine indiğiniz de fos. derine inebildiği hiç mi konu yok? var tabi ki ama kişisel ilgi duyduğu şeyleri dibine kadar araştırır sadece ya da karşısında ki sevdiği biriyle onun ilgi alanında olan şeyileri dibine kadar araştırır. dediğim gibi hem iyidir hem kötü.
aşk hayatına hiç girmedim, sona bırakmak için.
ama bu adam ne kadar gıcık, yalancı, güvensiz, egoist... vb bile olsa eğer gerçekten sizi seviyorsa bambaşka biri olucak.
eğer seviyorsa sizi, gittiği tek yer siz olucaksınız.
eğer seviyorsa sizi, hayatının tek aşkı siz olucaksınız.
eğer seviyorsa sizi, en derin sırlarını bir tek size açıcak.
eğer seviyorsa sizi, hayatında ki en özel insan siz olucaksınız.
eğer seviyorsa sizi, sizi ömrü boyunca güldürmek için elinden geleni yapıcak.
eğer seviyorsa sizi, başkalarını yersede birtek sizi yücelticek herkese.
eğer seviyorsa sizi, baktığı tek kişi siz olucaksınız.
eğer seviyorsa sizi, sizi onun gibi kimse bir daha sevemiycek.
ama en önemlisi eğer seviyorsa sizi. ömrünün sonuna kadar sevicek.
bu adam sizi sevdikten sonra, herşeyini açıcak, gizemi gitti, sıradanlaştı diyip gitmeyin. bu adam sizi sevdiği için sizi yönlendirmiycek, haksızken haklı duruma geçmeye çalışmıycak, haklı olsa da çok ses etmiycek, beyin kıvrımlarını size karşı kullanmadığı için de zamanla aptal aslında diye düşünüp gitmeyin. sizin yalanınızı yakalasa da susucak bazen, çok saf bu diyip gitmeyin. size kendinden çok değer vericek normal değil diyip gitmeyin...vs
bu adam sizi seviyor diye gitmeyin. çünkü gitseniz bile bekler. gitseniz de sizi sevmeye devam eder.
hoşunuza gitmiyorsa bu adam haklısınız, ama bu adam sizi seviyorsa hayatında ki en özel insan siz olucaksınız, ve size bunu hissettiricek bakışlarından bile.
burası tamamen öznel. şuan yazıcaklarımı yazabilmem tamamen onun sayesinde, ve onun için.
biri girdi hayatıma benim. 4 yıl önce, en beklenmedik anda. onunla nereye gitsem kaçıncı sefer gitsem ilk sefermiş gibi geliyor bana. kaçıp gitmeler yerine, sadece ona gitmeye başladı ayaklarım. eğer bi yere gidiceksem de gitmem onsuz hiçbir yere. sevdiğim birşeyi bırakıp gidebilirim, ama onu bırakmam. aşk'ı şimdi anlıyorum çünkü aşk tek kişilik, sadece sen, sonsuz. herşey bitebilir ama o bitmez. bir kere aşık olunca, başkası olmaz. yüz kere kalbim kırılsada sırtımı dönmem. öyle birşey ki bu tamamen teslim ettim kendimi. rahatladım. en derin sırrımı açtım ve senin sesi rahatlattı beni. güvende hissettim. sırrımın, hislerimin güvende olduğunu. istisnasın sen, hayatımın benliğimin istisnası. herkesden saklamaya devam ederim sırlarımı yine, herkesi ezerim, laf sokarım belki ama birtek onu övmeye doyamam, o çok özel, hepsinin dışında onu gülümsetmeye çalışırım. tamamen o bilir beni, birtek. değiştirdi beni tamamen. özlemenin gerçekten nasıl bir hiç olduğu anladım. bir tek o iyi hissetsin diye döndürürüm dünyayı. ömrü uzasın diye ömrümden veririm ona.
o yani sen. seni seviyorum.
Üşenenler için özet: Delikanlı adamlardır. rakıyı sek kadını tek severler.
yine sevenlerden değil, bir kere sevenlerdendir.
üşenenler için ikinci özet: sizi sevmiyorsa sizde onu sevmezsiniz.
yatağa yatmak çok zor, nefes alamıyorum. rüyamada seni görüyorum. herkese soğuktan dolayı uyuyamadığımı söylüyorum yalan. seni görmek istiyorum. gözlerimi açtığımda seni görmek istiyorum, gözlerim buğlanıyor. aldığım her nefeste sana gelmek için çırpınıyorum. özlüyorum öyle özlüyorum ki ağlayan birini gördüğümde gözümden akan yaşı durduramıyorum. dayanabilicek miyim bilmiyorum, ne kadar sürüceğini bilmemek kendimi hissettiğim her an acı çekmeme sebep oluyor. sesini özledim, sesini ölesiye özledim ben senin. 4 gün oldu, 4 yıl gibi geliyor bana. o iki yıla dönmüş gibi hissediyorum, korkuyorum buna dayamıycam, bir daha böyle bir acıya dayanamam. o acı hiç geçmiyor, hiç azalmıyor. kimseye anlatmıyorum, ev soğuk üşüyorum, ama sensizlik gibi üşütmüyor beni. kanımı dondurmuyor. ellerim telefona gidiyor ama yanlış bişey yapmaktan korkuyorum, tekrar gitmeni istemiyorum. çaresiz bırakılmak istemiyorum. sen yokken değişimini görememekten korkuyordum, göz makyajının farklı olursa görememekten, gülüşünü duyamamaktan, gözlerine bakamamaktan. canım çok yanıyor, canım öyle yanıyor ki anlatamıyorum. annem mesaj attı ''Her şey zamanla düzelir sen iyi ol yeter sen herşeyden daha değerlisin kendine iyi davran zaman ver'' oysa ben sadece keyfim yok dedim ona. bilmiyor ki beni öldüren o zaman sensiz iyi olamıyorum ki şu hayatta kendimi değerli hissettiğim tek yerin gözlerinin yansımasında kendimi görmemi. canım acıyor, diyemiyorum ki, özlüyorum. sen gidiceksin, babam gidicek sevdiğim tek kişiyi de şimdiden kaybemekten korkuyorum. ben sevmem başkasını, çoğu insan tekrar sevebiliceği söyler ama sevemezler o acının içinde boğulmamaya çalışırlar desem üzülüceksin diye söylemiyorum üzülüceksin çünkü biliyorsun doğru olduğunu. ben ölene kadar seni çok sevicem ömrüm boyunca yanımdayken seviyim seni. özledim ya. benim kalbim öyle çok büyük değil ki bir kişi var orda. ben yeri geliyor annemin, babamın sevgisini kabul etmiyorum. o kadar özelsin sen benim için. o kadar ayrı. gerçekten küçük bi kalbim var benim ama içimde ki sevgi o kadar büyük ki. yarın kalkamıycam yerimden, gözlerimi sensiz bi güne açmak istemiycem, sen gelirsin diye doğrulucam sonra gözümden yaş akıcak o yaş kalbimin tam altında bi yere düşüp saplanıcak. ikimizin resmine bakıcam. ayaklarım sana doğru gelmek istiycek tekrar ve tekrar bağrıcaklar ben sakin olun gelicek diycem, gelmezse gideriz diycem, küsücek kımıldaycaklar. ya gideriz ya o gelene kadar adım atmayız diycekler bana. gözlerim dalıcak sonra bi telefona bi yollara. bir kez daha kaybedemem seni. sensiz asla hayatıma devam etmem, edemiyorum, edebilseydim de etmezdim sensiz. çok korkuyorum sevgilim, o zaman ki gibi olucak diye, bana öyle davranıcaksın diye, yabancı gibi bakıcaksın diye. abartıyorum belki ama alışamıyorum ki ya, senin olmadığın bi hayata alışamıyorum. çok kötüyüm, kelimeler saplanıyor. gel ya gel artık kaç gün oldu yeter bu kadar nolur
nereden başlıyacağımı bilmiyorum. hayatınızın bir döneminde veya hayatınızın bir dönemine kadar, eksik hissediyorsunuz kendinizi, yarım. hayatınızın bir amacı olmuyor, hiç birşey tat vermiyor ordan oraya sürükleniyorsunuz. içinize kapanıksınız, herşeyi içinize atıyorsunuz. yapayalnız hissediyorsunuz kendinizi. kimse sizi anlamıyor, içinize dokunamıyor. çok uzun zaman geçirdim böyle. hayatımın büyük çoğunluğu böyle geçti. sonra birgün, kış ayında, karlarla kaplı bir gün birini, gördüm. hayatım değişti. daha tanışmamıştım onunla, aramızda hiç konuşma geçmemişti ama içime dokunabildiğini hissetmiştim. o bunun farkında bile değildi. tamamlanmış hissettim kendimi. ne tuhaf. siz böyle hissederken o farkında bile olmuyor bunun. aşık oluyorsunuz ve hayatınızın çizgisi bambaşka bi yere doğru yöneliyor. onunla tanıştım sonra, konuştum, ismini öğrendim. sevdiği bir şarkıyı beraber dinledim, onunla konuştum, hatta konuşmadan ona bakmak bile beni mutlu ediyordu. sonra hayatımın o belirsiz dönemi birden kayboldu. kendimi tamamlanmış hissettim, içimde, kalbimin en derin köşesinde ki eksiklik geçti, hayatımın merkezine oturdu, hayatımın bir amacı oldu. benim o güne kadar doğru düzgün sevgilim bile olmamıştı. hep insanlardan kaçmayı tercih etmiştim, bunu belli etmeden yapıyordum. arkadaşlıklarım vardı hatta uzun arkadaşlıklar ama herkesten sakladığım şeyler olurdu, kimseye güvenmediğim, anlatmadığım, kendime bile söylemediğim şeyler. bi farkındalığım olmaya başladığı zamanlar lise dönemleriydi. çok sınıf değiştirmiştim, her sene. o yüzden tanığım kişiler çoktu. o zamanlar beni görenler çevresi var diyebilirdi, etrafında onu seven arkadaşlıkları var diyebilirdi. ama aslında işin gerçeği çok içe kapanık biriydim. hatta belli bi yere kadar asosyaldim, insanların, ailem dışında ki insanların demeliyim beni seveceklerine inanmıyordum. ailem dışında ki kimsenin sevmediği**, içe dönük, ailesiyle bile hiç bişey paylaşmayan biriydim. sonra soğuk bi gecede, benim soğukta hep burnum akar, yine aktı sonra bana baktı ve elleriyle sildi, düşünün ailesi dışında sevgi görmemiş bi adam için bu ne demek? sizi sevmez zorunda olmayan birinin bana böyle davranması. sevildiğimi hissettim. çok basit gibi görünüyor değil mi? o yumuşaçık, bembeyaz, tertemiz elleriyle sildi burnumu, sonra gülümsedi. ona da anlatırım. o gördüğüm en güzel kızdı, gülümsemesi beni mutlu etmeye yetiyordu, en mutsuz anımda gülmesi yeterliydi, bakışları beni sakinleştirip huzur veriyodu. öyle bi bakıyordu ki bu dünya da kimse öyle bakamaz bana, sanki bambaşka bi dünya da buluyordum kendimi. insanın aşık olduğu kişinin de onu sevmesi tarifsiz. dünyanın en güzel kızı benimle. sonra yavaş yavaş herşeyimi paylaşmaya başladım onunla, kalbime dokunabiliyordu, yargılamıyordu, çocukken beni korkutan şeylerden, en büyük korkularıma kadar anlattım ona, dinledi. o anlattı herşeyini, ben dinledim. hayatım çok güzel ilerliyordu. sonra arkadaşlıklarım bozuldu, uyarmıştı beni. dinlemedim, biliyordum haklı olduğunu. ona bana sevgisi gibi, verdiği arkadaşlığı için ona güzel arkadaşlıklar kazandırmak istiyordum. aptalcaydı. çünkü en başından haklıydı. sonra gitti hayatımın bi döneminde. eğer inançlı kişiler varsa söyliyeyim cehennemden ve ölümden çok korkmayın çünkü daha kötüsü var. ölü gibi yaşamak. canınızın çok acıması, ölmek istemeniz ama ölememeniz. nefes alışverişleriniz bi ölününkine benzemeye başlıyor. ne var ne yok. şimdi ki nefes sorunum da o zamanlar başladı. hayatınım birden siyah beyaz oldu. duvarlara, halılara, boşluğa saatlerce baktım. ağladım, çok ağladım. bazen o kadar ağladım ki göz pınarlarım kurudu. hiç birşeye merhamet beslemiyordum acımıyordum, kalbim yerinde yok gibiydi. geceleri uyandım uykumdan ağladım. insanın en büyük pişmanlığı bu hayatta sevdiğini yaşarken kaybetmek. hayatınızın en önemli tavsiyesini veriyim sizlere. işinizi, paranızı, malınızı, mülkünüzü, yargılarınızı, gururunuzu kaybedebilirsiniz. ama sevdiğinizi kaybetmeyin. hepsi olmadan yaşayabilirsiniz. ama sevdiğiniz olmadan bi ölüden farkınız olmıycak. ölülere nefes bile gerekmez. bekledim bende. hep bekledim. hayatıma devam etmemi söylediler, ama hayat yoktu ki o olmadan? eğer iki kez sevebiliceğinizi söylüyolarsa bu yalan. en azından benim için öyle. ben bir kez ve son kez aşık olmuştum. sonra o geldi, tekrar. o mutluluğu tarif edemem. kör bir çocuğun gözlerini gökkuşağına açması gibiydi, rengarenk şekerleri görmesi gibi, annesini görebilmesi gibi. bu aralarda arkadaşlıklarımda bitti, çıkardım hayatımdan. sevdiğim kaldı bi tek. kendimi onunlayken hiç yalnız hissetmedim. hiç mutsuz hissetmedim. onunla uyurken o kadar huzurluydu ki ömür boyu öyle kalabilirdim, izleyebilirdim yüzünü. sevdiğinizin yüzünü ezberleyin. ben her gözümü kapattığımda onu görüyorum. kaybetmekten korkuyorum sürekli. hayatımda hiç bişeyden korkmuyorum ama onu kaybetmekten korkuyorum. bitirdiğim hiç bişeye dönüp tekrar bakmadım. ama insan kalbi olmadan yaşayamaz ki? bir tek sevdiğim kaldı geriye. demiştim herşeyi paylaştım onunla, anlattım, anlattık. makarna yaptı bana, ne kadar basit diyceksiniz ama elleriyle benim için makarna yaptı dediğim gibi ben, ben sevgisiz bi insanım, kimsenin sevgisini de kabul etmemiş biriydim, kimse beni onun gibi sevmedi, benim için çok özel bişeydi bu, böyle küçük görünümlü şeyler mutlu ediyordu beni. eğer biri en sevdiğim yemeği sorarsa onun yaptığı makarna derim. yine makarna yaptı bi gün sonra anlatmaya başladı sarıldı bana, 4 yıl geçmişti ilk kez daha derine inip anlatmıştı, gözleri doldu, sonra yanaklarından süzüldü, asla ağladığını göstermez kolay kolay kafasını omzuma koyardı öyle de yaptı, insanların kendisini anlamasını, çözmesini istemezdi, ondan dolayı bu benim için çok değerliydi. onun içinde. elimde olsa onun göz yaşlarını ömür boyu saklarım. göz yaşlarımı silerdi benim, yine o bembeyaz, küçücük elleriyle. nasıl korkmam gitmesinden. aramız bozuk olunca hiç birşey mutlu etmez beni, tedirgin oluyorum, tekrar gitmesinden korkuyorum. geri geldiği zaman ipten almıştı beni dayanacak gücümün artık olmadığı anda, tükendiği. hayatımda sevdiğim, değer verdiğim, ölesiye sevdiğim, güvendiğim bi o kaldı. ömür boyu giderim peşinden. hatalar yapıyorum korktuğum için farkındayım, boğuyorum sıkıyorum bazen, affet beni. seni çok seviyorum. sevdiğim için korkuyorum. hayatım gitsin elimden sen gitme, sen hayatsın çünkü. hediyesin benim için. hep sev beni. herkesin kıskandığı bir güzelle beraber olmak, o güzele aşık olmak, onun seni sevmesi.. birbirimiz için yaratılmışız demiştin ya hani, dünyalar benim oldu, bencede öyle çünkü. sen sevmesende severim ben seni. ama sen ol. güzel olalım hep. gecelerim seninle geçsin, rüyalarıma eşlik et, masallarımla uyu. seni çok seviyorum, kalbim.
çok uzun zaman oldu yazmayalı sanki eski bir kitabı açmak gibi geliyor şuan pu paneli açmak.* eveeet gelelim bu ilişkiye. 4 yıldır bu ilişkiyi yaşıyorum ve size kendi gözlemlerimi aktarıcam ilk elden* burdan da aslan burcu sevgilime sevgilerimi yolluyorum**
evet başlayalım madde madde ileriyorum;~
bu ilişkilerin başları söyle gidiyor aslan burcu kadınıyla kova burcu erkeği konuşmaya başladıktan sonra çok yakın oluyorlar ve hemen birbirkerine ısınıyorlar. kova burcu erkeğinin o gizimli havasından, o gitgellerinden etkileniyor ve merak duygusu oluşturuyor aslan da. sürekli çözmeye çalışıyor ve aslan kadınının ilgi alanında kalmasına sebeb oluyor.*swh~ ~ aslan kadının güzelliği, coolluğu ve o çekici, farklı havası kova burcunu cezbediyor ilgisini çekiyor ve bütün dikkatinin onda toplanmasını sağlıyor.
evet başlangıcı yaptıktan artık kendi bakış açımdan devam edicem şimdi öznel düşünceye geçelim.*
ben sevgilimi ilk gördüğümde yani aslan burcu kadınını görür görmez aşık oldum. onun üzerinde ki o farklı hava beni çok etkilemişti, tüm insanlardan kendilerini ayırt eden özel bi his veriyor. o güzelliği, kendinden emin duruşu, coolluğu ve saçları** ona aşık olduğum zamanda ki duygularımı ayrı bir başlık altında ayrıca yazarm.*
tanıştıktan sonra da aralarımızda inanılmaz bir elektirik oluyor, beraber konuşmak, zaman geçirmek çok hoşuma gidiyordu. aslan burcunun o zekası da kova burcunu inanılmaz cezbediyor, aynı zamanda o samimi yapısı içtenliği.
aslan burcu kadını gerçekten de hayatı geçirmek için, paylaşmak için mükemmel bir eş oluyor size.
ama hazır olun çünkü böyle de kalmıyor. ateş ve hava burçları olduğundandır belki* bu ilişki inanılmaz ateşli oluyor. yine kendi fiktirimi söylüyorum aramız da inanılmaz bir tensel uyum var uzakta olsanız da zaman geçse de asla sönmüyor giderek daha alevleniyor. hatta birbirinizi keşvettikçe o ateş gün geçtikçe artıyor.* asla duramıyorsunuz birbirinize karşı koyamıyorsunuz. ateşle barut gibi birlikte olunca inanılmaz bir çekim oluyor.
tabi herşey mi bu kadar mükemmel mi diyceksiniz. bizim 2 yıl bir boşluğumuz olmuştu ama gerçekten şöyle bişey var ne kadar asla olmaz bir daha desenizde ayrı yapamıyorsunuz, yaptığınız kavgalar, tartışmalar bile ilişkinize enerji veriyor, hareket katıyor. bu ilişkinin tek zor yanı ne derseniz emek istiyor, gerçekten. ikinizde sivri karakterler olduğunuz için başlarda çok tartışabiliyorsunuz ama bunlar zamanla oturuyor, birlikte olgunlaşıp birbirinize her geçen gün daha da yakınlaşıyorsunuz. eğer bunu başarırsanız mükemmel bir ilişki sizi bekliyor.
sürekli ilgi göstermelisiniz aslan burcuna güzel sözler söylemelisiniz ve onun ilgisini üstünüzde tutabilmeyi de bilmelisiniz. kova burcu için bu zor gözüksede kova burcu pes etmek nedir bilmeden deniyor ve deniyor.
ve burdan şunu söylemek istiyorum bir aslan burcu kadınıyla birlikte olmak* büyük bir şans. unutmayın siz imkansızla birliktesiniz. onu elinizde tutmak için herşeyi yapın. çünkü bir aslan burcu kadınından çok sizi mutlu edicek biri, birşey daha bu dünya üzerinde yok!
çok özledim.
o kadar özledim ki bunu anlatacak tüm kelimeler yetersiz ve eksik. bazı kelimeler yok duygularımın karşılığı olan.
içi parlayan gözlerini özledim, cesur aynı zamanda da yumuşak huzur veriyor sana baktıkça.
ama en çok bana bakarken ki gözlerini özledim.
yanaklarını, gülünce çıkan gamzelerini, yanaklarının aldığı şekli.
o öpülesi yanakları özledim.
sesini özledim. konuşmanı, gülerken ki o tatlı sesini özledim. seni güldürürken.
dudaklarını özledim sonra.
uykun gelmeyince masal anlatarak uyutmayı özledim, sen uyuduktan sonra bile. seni dinleyerek.
sarılmaya özledim sana, uzun bir ayrılıktan sonra kavuştuğun an sana, her sarılışımda.
ama bunların dışında bambaşka özledim seni.
sanki bugün son günüm bu dünyada sana doyabilmeye çalışıyorun, seni ararken.
yanımda hissediyorum seni bazen, bazen sana sarılırken.
gözlerimi kapatınca sen oluyorsun, açtığımda yine sen.
her gece rüyamda sen oluyorsun. sonra kabus geliyor arkandan. ama sen varsın diye fazla ses etmiyorum.
ama bunlardan çok ben, seni özledim.
çiçek göndermek istiyorum sana mutlu ol diye, kuruttuğum papatyaları belki.
kendi yaptığım tabloyu da.
ben senden nefret edemem, edemiyorum. ister benim iyiliğim için yap bunu. ister sadece yapmak istediğin için yap. nefret etmeye çalıştırma o yüzden kendinden.
ömrüm boyunca sen olmayacaksan senden nefret etmenin ne anlamı var o zaman? sana kızmamın ne anlamı var?
seni sevmekten vazgeçemem, bırakamam. deli olduğumdan değil, takıntılı olduğumdan da değil, gurursuz olmamdan da değil.
seni unutmak için sevmedim ben seni. hatta sevmedim.
aşık oldum ben sana.
ilk gördüğüm an.
ben seni özledim. bunlardan bahsetmek istemiyorum. evet üzülüyorum. ama umrumda değil bunlar.
ben aslında senin bu halini de seviyorum. üzdüğün şeyleri değil. bu halini de seviyorum tıpkı bütün hallerin gibi, sen hala sensin çünkü.
değiştirebilirim kendimi, yeni bir ben yaratabilirim, hoşlanmadığın şeylerim, tutumların olmadığı bir ben. farklı bir insan olmamda bir zorluk yok bir sorunum yok bunla, ben hala seni seven benim çünkü.
ama bunlardan da bahsetmek istemiyorum.
ben seni özledim.
seni ilk gördüğüm an aşık oldum ben sana. kalbim attı, sıcacık oldu içim, heycanlandım. etrafta kimse kalmadı senden başka. bence her insan eksik yaratılır o yüzden kimse mükemmel değil ama bu eksiklik değil insanlar için, o eksikliği sevdiği insan kapatır çünkü. ben seni gördüğüm ilk an hissettim bunu. o küçücük anda hissettim, içimde ki bütün boşluk doldu, eksik hissettiğim yer artık yoktu. tamamlandığımı hissettim, o kısa anda. hayatım boyunca aradığım kişi karşımdaydı.
cennet yukarda değildi sevdiğim, cennet sendin. cennet kanatlarının kapladığı her yerdi.
meleğim oldun sen benim. çok güzeldin. siyah meleğim. mor meleğim. bütün renkler sen oldun.
içimden ben sana diyorum ki,
sevdiğim; olanı, biteni boşver, yapılanları, söylenen sözleri boşver umurumda değil. bir ömür umurumda değil.
ben seni seviyorum yeni halinle ve ya eski halinde umurumda değil, ne olursan ol nasıl olursan ol ben seni her halinle seviyorum.
yeni bir sayfa, yeni bir kitap ister üstünü çizerek ister kaldığımız yerden devam ederek. bu bizim hikayemiz.
ama bunları da boşver.
elini tutıyım tekrar. elimi tutsana? eğlenelim, gülelim biraz çikolata yiyelim, içelim saçmalıyalım. herşeyi boşver. sarılalım biraz.
ben seni özledim.
biliyorsun seni ne kadar çok sevdiğimi. ne kadar kıskanç olduğumu. bu zaman boyunca bunlar bitsin diye bekledim.
haftaya da bitiyor sevgilim. çok güzel bir hafta bizi bekliyor.
sımsıkı tutucam ellerinden gözlerinin içine bakıcam ve sen benimsin sadece benim diycem. bunu ben daha söylemeden anlıycaksın sen.
senin her zaman yanında olucam destek olucam her şeyin üstesinden beraber gelicez, her zaman kıskanıcam her zaman sahiplenicem, korıycam seni sende beni. çünkü sem benim sevgilimsin.
artık eskisi gibi olucaz daha umursamaz olucam evet boğmuycam seni ama umursamaz olmak bunları yapmamak değil sadece artık anladım ve bunu düzelticem.
ilk şehir dışı gezimizi, ilk otobüs yolculuğumuzu yapıcaz ve ben şimdiden sabırsızlanıyorum. dopdolu geçicek bi hafta. bol fotoğraflı, bol sarılmalı, boş kahkahalı geçicek bi hafta.
seni seviyorum. neden bilmiyorum. ilk gördüğümde de anlayamadım zaten şoktaydım çünkü. derler ki aşk birine seni yok etme gücünü verip bunu kullanmayacağı konusunda ona güvenmektir. beni yok etme. çünkü ben seni asla yok edemem. söylesene tüm ışıklar kapandığında tüm sesler sustuğunda içini bir hüzün kaplıyorsa o zifiri karanlıkta bir resim görüyorsan gözlerinin önünde ve o zifiri sessizlikte bir ses duyuyorsan... cidden ne olursa olsun değer mi aşk ı incitmeye. iki aşık birbirine bağlanmışsa kırmızı bir iple önemli mi başka bir şey? önemli mi geçmiş ve gelecek o andan başka? aşkın ne suçu var burda? aşık olanın ne suçu var kalbi attıysa sana? sadece bir anda gördüğü için seni? bu an değil mi geleceğini kurtaran insanın. söylesene sevgilim... birbirine bakan iki çift gözün arasında o sessizlikte konuşabilen gözler, birbirini anlayan o gözler gerçek aşk değil midir? hayatları boyunca insanların aradığı o aşk, üstüne milyonlarca söz söylense de yetersiz kalan o aşk, savaşlar çıkartan o aşk... Peki bunu birbirinde bulan o iki insan, biz onu sımsıkı tutmalı değil miyiz? aşktan önemli ne var ki bu dünya da? insanlar neden geliyor ki aşktan başka bu hayata? para mı aşktan daha önemli olan, acı sözler mi? aşk için akan tek damla göz yaşı bile kutsalken bu hayatta.. sımsıkı bağlanan o iki kalp önemli değil mi her şeyden? seni üzdüysem affet beni sevgilim. sensizlik cehennem olur bana. sessizlikler en şiddetli çığlık olur bana. dayanamam. aşk bizim. aşk biziz.