iSTANBUL'UN iLK VE TEK SERi - ÜCRETSiZ KENT FESTiVALi sun.day.sky 1 - 2 AĞUSTOS'TA santralistanbul'da başlıyor!
Festivalin adı sun.day.sky.
Festivalde Ağustosun ilk haftasonu boyunca; "nujazz, lounge, trip-hop, reggae, dub, elektronika" soundlarında canlı ve DJ performansları olacak. Müzikal etkinliklerin yanı sıra; açık havada yoga, reiki atölyeleri ve eğlence ağrılarını gidermek için masaj seansları var.
Her iki akşam da açık havada film gösterimleri olacak. Cumartesi akşamı çimler üzerinde "Pink Panther" serisinden bir filmi izleyen keyifli bir kitleyle karşılaşma olasılığı oldukça yüksek.
Program:
sun.day.sky Festival
1 - 2 Ağustos 2009
11:00 - 22:00
1 Ağustos Cumartesi
Vinyl Market
11:00 - 20:00 Plak/CD satışı ve müzayedesi
16:00 - 17:00 "Strictly Vienna" Ahmet Güneş (dj set)
17:00 - 18:30 Ertan Kurt
18:30 - 20:00 Ventochild & Deskau (dj set)
Tamirane
11:00 - 16:00 Discography by Ahmet Güneş
16:00 - 18:00 Morning Jazz Sessions: Lazcaz (canlı performans)
22:00 Tamirane Tunes
22:00 Otto Santral: Orkun Bozdemir (dj set)
Sahne
18:00 - 20:00 DEform-E (dj set)
20:00 - 21:30 Portecho (canlı performans)
21:30 - 23:30 Açık havada film gösterimi
Bazaar
11:00 - 20:00 Tasarım, moda ve aksesuar alanında özgün işler üreten markaların standları.
Ammy ödüllü macar kemancı. 2008 eurovision şarkı yarışmasında evgeni plushenko ile büyük katkıda bulunmuşlardır. 3 milyon euroluk Stradivarius kemanı da en az müziği kadar dikkat çekiyor.
fire dance, dark angel gibi güzel parçalara sahip.
kayısı çarşısısın, fal
açtım sarı bir deniz çıktı
açtım sonbaharın yaptığı bir şey çıktı
kalbinden kirli adım çıktı ordaydım
yaralıların yarasında yarım kabuktuk
çabuk çocuktuk kayısılar çok buruk
usul usul votkayla karışan temiz kan
sen değil, seni örten mazgallar utansın
gözlerin rütbemdi bu bakmalar savaşında
baktığımız menzilde kırık hafızamızdı yanan
peki var mıydı o beden denkleminden artan
varsa eğer, varlığını saklayan bu zindan
da tek rutubet gözyaşlarımdır üşütme
bırak, bizi ayıran kahpe melekler ağlasın
kainat ağlasın tabiat ağlasın
dinlemesi de eşlik etmesi de ayrı güzel bir mademoiselle K şarkısı. *
J'suis jalouse
a en faire trembler les gens
a faire trembler mes jambes
j'aie plus qu'a plonger en silence
j'pourraie flotter hinerte...tu t'en balance
et ca me ronge,ca me pourrie
ca me rend dingue,ca mfout en l'air
quand je sait que tu t'envoi en l'air
de l'air,de l'air,de l'air
Et meme si je savait pas
j'imagine tout c'est encore pire
tu pourrait tomber amoureux
recommencer une vie a deux
plus tu la desire et plus j'expire
et ca me ronge,ca me pourrie
ca me rend dingue,ca mfout en l'air
quand je sait que tu t'envoi en l'air
de l'air,de l'air
jalouse
jalouse
j'suis jalouse
a en faire trembler les gens
et meme si c'est moi qui casse
j'men fou jveut pas qu'on me remplace
j'suis jalouse
a en faire trembler mes jambes
j'mécraserai bien sur l'autauroute
mais tu t'en fou té deja loin
le pire c'est d'etre ...déja trop loin
déja trop loin
esceque parfois des idées noires?
te traverse sans crier gare?
moi j'en ai un peu tout les soirs
pourvu que le temps les écrases
esceque tu pense encore a moi?
comme je pense encore a toi?
esceke tu souffre autant que moi?
si c'est moi jte pardonneré pas
jalouse
jalouse
meme si c'est moi qui casse
jmen fou jveut pas qu'on me remplace
et meme si c'est moi qui casse
jmen fou j'veut pas qu'on me remplace
moi jveut pas qu'on me remplace
jveut pas qu'on me remplace
bir hakan yaman romanı. ana karakter suphi fotoğrafçıdır ve bir gün tesadüfen fotoğrafını çektiği kadına aşık olur.günlerce umudunu yitirmeden, sabırla fotoğraftaki kadını arar.roman farklı hikayesinin yanı sıra leziz anlatımıyla da okuyucuyu içine çekiyor.
--spoiler--
"Sürekli ağlıyordum odamda.O zamana kadar hiç ağlamadığım kadar.Yıllarca biriktirdiklerimi bir seferde ağlıyor gibi...Sağanak olmuştu hüzünlerim, içime içime yağıyordu.Ve sanki bu dünyada sadece ben ağlıyordum.Bu işte de yalnız kalmıştım sanki.Herkes ağlasın istiyordum.O soğuk karanlık gecelerde yalnız başıma pencerenin önüne geçip yaşlı gözlerle yağmuru beklerken benimle birlikte etrafımdaki tüm insanlar ve cansız öteberi de ağlasın istiyordum.Keşke ılık bir yağmur yağsa, siyah sokaklara, tozlu çatılara, kaldırımlara, sokak lambalarına ılık bir sonbahar yağmuru yağsa diyordum içimden keşke...Keşke sokak lambaları bile ağlasa..."
--spoiler--
Gülün beynini çıkartıyorsun. Yapma bunu.
Mısralar terk ettikleri şiirlerini bulamaz
Aşağılanmış bir akşamüstü olursun
Saçların beline kadar ıslak
Gözlerin
Ters çevrilip bordodan bir kadife örtü üzerine
Bırakılmış
Bir çift çatlak bardak
Ha patladı Ha patlayacak
Fırtına öncesi
Yüzünü sımsıkı kapatan fakir ve yalnız çocuk
Masalsız, sıkılgan ve sokulgan
Makedonca bir isim vermeli sana: Nicola.
Anlamını bilmediğin şeyi
Olmayana armağan etmek tehlikesi
Ben her gün gelirim sana, Nicola
Balkonunda oturur, bira içerim, Choncko
Ötede
Büyük adamlar teleskoplarla toprağı seyrederler
Büyük kadınlar uyuyorlardır
Büyük kadınlar büyük adamlar yüzünden yaralı
Büyük adamlar yüzünden derbeder
Bir çakı, bıçağını içinde sır gibi tutar
Masaya bırakıp da çıkıp gittiğim
Çakı resminin gerçeği
Nicola olsa ne çıkar
iskender olsa ne çıkar
Nasılsa, az ötede,
şarkıların gömüldüğü güzel bir mezarlık var.
1868-1878 yılları arasında ispanyol egemenliğine karşı yürütülen, küba'da sömürgeciliğe karşı oluşan ilk ciddi direniş hareketidir.
Bu dönemde temsil haklarından yoksun bulunan, ağır vergiler altında ezilen kübalılar, latin amerika'nın geneline hakim olan bağımsızlık havasının da etkisiyle, zengin bir toprak sahibi olan Carlos Manuel de Céspedes del Castillo önderliğinde doğu eyaletlerinde bir araya geldiler ve önderleri tarafından kaleme alınan bağımsızlık bildirgesi "el grito de jara" (jara çığlığı) çerçevesinde direnişe geçtiler.sağlam temellerden ve özellikle de dış destekten yoksun olan ayaklanma, uzun sürmesine karşın, 1876 yılında ayaklanmaya karşı ispanya'dan yollanan general arsenio martinez campos'un adaya gelişi sonrasında iyice zayıfladı. ayaklananlar 1878 yılında zanjon sözleşmesinin imzalanmasıyla ateşkesi kabul ettiler, kazanımları ise bazı siyasal yeniliklerin yapılacağına dair verilen sözlerden ve bir genel af çıkarmasından ibaretti.Adanın siyasal gidişatı üzerinde etkili olan af niteliğindeki düzenlemelerin ilki budur.
das versprechen(yemin) isimli polisiye romanının son derece kötü bir çevirisi vardır.orjinalindeki tadın yarısı kadar tad alınmamıştır.pek de bulunmuyor artık zaten.meraklısına orjinalini okuması tavsiye edilir.
çok güzel bir başlangıca sahip küçük iskender kitabı.
"yoktu kağıt alacak yoktu param yoktu
avcuma yazdım koyu koyu satırları
yoktu param yoktu tek bir zarf alacak
sıktım sıktım yumruğumu
kestim kestim koparttım bileğimden elimi
sana öyle içinde yolluyorum bu veda mektubunu!"